1. Gelin İstanbul ve Marmara bölgesini kapsayan Marmara-İstanbul Deprem Konseyini kuralım. Bütüncül ele almazsak çözümü oluşturamayız. Yıllardır yaptığım çağrıyı bir kez daha yapıyorum. Bakanlıklar, valilik, İBB, ilçe belediyesi, ilgili sektörler bir oluşum planlayalım. Ortak akılla hepimize bir yol haritası hazırlasınlar.
2. Bu hareket planına uygun olarak, bütçemizi revize etmeliyiz. Ne kadar artırabiliyorsak, deprem için bütçelerimizi ayırmalıyız. Sadece İBB için bahsetmiyorum, merkezi idareyi, hükümeti, bütün bakanlıkları büyük bir seferberliğe davet ediyorum.
Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimize afete müdahalenin etkin olmasını sağlayacağımız işlerimiz var. Birçok çalışmayı finansal kabiliyeti artırarak yönetebiliriz.
"İstanbul İmar Yönetmeliği'nin revizyon çalışmasını Meclis'e sunacağız"
3. Birçok alanda, mevzuat çalışması öneriyoruz. Özellikle 1,5 yıldır İstanbul imar yönetmeliğinin yenilenmesi için yoğun çaba içindeyiz. Belirli büyüklükteki parsellerde deprem konteynerleri konulması, çıkmaların sınırlandırılması, deprem izolatör sistemlerinin yapılarda kullanılmasının teşviki, dönüşüm amaçlı çatıların bağımsız bölüm olarak iskanı, açık alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi hususlar, İstanbul'u afetlere hazırlama konusunda önemli rol oynayacaktır. İstanbul imar yönetmeliğinin revizyon çalışmasını Meclis'e sunacağız. İskan yapı kullanım izni verildikten sonra belli periyodlarla da denetlenmesi için bunun hayata geçmesi zaruridir. Ruhsatlı, iskanlı bir binaya müdahale edilmişse bu bir suçtur ve buna meydan vermemek zorundayız. Güçlendirme çalışmalarına da bu ay itibarıyla güçlü şekilde başlayacağız.
"Deprem sonrası 110 binden fazla başvuru geldi"
4. İstanbul güçleniyor noktası kuruyoruz. Güçlendirme ve yerinde yenileme kabiliyetini artırarak hızlı bir şekilde harekete geçmezsek, bu işin altından kalkamayız. Bu ülkede 24 yıldır deprem, kentsel dönüşüm konuşuluyor. Böyle devam ederse bir yüz yıl daha lazım bize. Bu yönetmelik, kısmi ve kapsamlı güçlendirmeyi de içine alacak. Mart ortasından itibaren başvuru almaya başlayacağız.
5. Kahramanmaraş depremi sonrası bize 110 binden fazla başvuru geldi. Hızlı tarama konusunu yaygınlaştırmak için ilgili paydaşlarla ilerleyeceğiz, daha da yaygınlaşması için merkezi idare tarafından güçlü bir mevzuat çalışması yapılmasını öneriyoruz. Ruhsatsız, iskansız binalar konusunda bir arada çalışmalıyız.
6. Bütüncül konut politikaları yaklaşımı dahilinde mart ayında kendi mülkiyetimizde bulunan, proje ve ruhsatlandırma süreci bitmiş alanlarda ilk etapta 5 bin birimlik sosyal kiralık konut ve ödenebilir sosyal konut yapımının temelini hızlıca atacağız. Orta vadede 10 bin konutun daha inşa sürecini paylaşacağız. İstanbul'da konut politikası ile kapsamlı bir çalışmamız olduğunu, kiralık konutlar, boş konut envanteri üzerinden yeni yaklaşımları da detayları ile beraber genişletmeyi düşünüyoruz.
7. Toplanma ve geçici barınma alanlarında; su deposu, foseptik çukuru, güneş paneli, alet ve gereç dolabı, çöp toplama alanı, çadır yerleşim alanı gibi tüm detayları güçlü şekilde planlıyoruz.
"Partisi purtisi yok bu işin"
8. Altyapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlanması için merkezi yönetim desteğine ve finansal desteğe ihtiyacımız var. Amasız, fakatsız, partisi purtisi yok bu işin. Bunu ısrarla talep ediyoruz. Elektrikle ilgili, iletişimle ilgili problemler var. İletişimin kesilmemesi, elektrik sorunu yaşanmaması için kamu binalarında, gemilerle mobil baz istasyonlarının kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin bulunması, projelerimizin en ön saflarındadır. Çok kısa zamanda hayata geçireceğiz.
"Fiberoptik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz"
9. Erken uyarı konusunda, 50 km uzunluğunda fiberoptik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hat üzerinde 5 bin sensör ve geliştirilecek yapay zeka sayesinde depreme yönelik hazırlığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çıkaracağız.
10. İstanbul'un her mahallesinde etkili arama-kurtarma ekiplerini oluşturmak üzere yoğun projeyi harekete geçiriyoruz. Eğitimleri hızlandıracağız, gerekli ekipman sağlayacağız. Meslek örgütleri ile yapacağımız protokol ile o grup üzerinden 5 bin kişiyi yetiştirip tüm mahallelerde hazır edeceğiz.
İstanbul'un depreme hazırlığı noktasında geriye bu aşamayı daha da bırakmamız adına, çürük binalar üreten bu düzeni değiştirmek zorundayız. TBMM'nin, merkezi idarenin, hükümetin atması gereken adımlar var.
Yoğun bir şekilde son dönemde bedelli askerlik hakkının açıklandığı ortamda, bir aylık askerlik yapan insanlara sadece afet gönüllüsü eğitimi verilse bile önemli bir adımdır. Sürekli askerlik görevini yapan Mehmetçiklerimiz değil, bir aylık dönemde de afet eğitimi alan yüz binlerce insanın yüzde 30'unu bile bu sürece katabilsek ne büyük kazanım...
11. İstanbul'a özel bir kanun çıkarılması zorunluluktur. Tüm ülke için de imar aflarını geri dönmemek üzere hayatımızdan çıkarmalıyız. Net olarak yapmak zorundayız. Partiler üstü bir durumdur bu. Her imar affı teklifini geleceğe ihanet olarak görmeliyiz. Anayasal düzenleme yapmalıyız. Yapı denetimi ve müteahhitlik sisteminin yenilenmesi şarttır. Denetim işi, pazarlık meselesi olmaktan çıkarılmalıdır. Yapı üzerinde ve dijital ortamda açık veri olarak toplumun her ferdinin görebilmesine izin verebilecek bir düzenleme yapmalıyız.
Ruhsatsız binalardan başlayarak, bunların 6 ay içinde güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için ruhsat alması zorunlu olmalıdır. 1 yıl içinde de güçlendirme ya da yeniden yapılmasına yönelik inşaatı mutlaka başlamalıdır, takip edilmelidir.
İmar planlarında; toplanma ve kent içi park alanı, eğitim, sağlık, itfaiye alanı olarak belirtilmesine rağmen üzerinde bina olan yerler için acil kamulaştırma planı hayata geçirilmelidir.
Kıyıları, kalan yerleri lüks konuta boğmak değil, İstanbul'un deprem sorununu çözecek bir imar yapılanması üzerinden harekete geçilmelidir.
İmar düzenlemeleriyle ilgili cari 25 yasa yürürlükte. Bu uygulamada 19 farklı kurum yetkili. Bu karışıklığı önlemek bile süreci hızlandırabilir, suistimalleri ortadan kaldırır.
"Birbirimize hava atarak bu sorunu çözemeyiz"
Yaşadığımız afet, devlet yönetimi ve siyasetin esaslı bir değişimden geçmesi gerektiğini hepimize gösterdi. Oturmak, düşünmek, taşınmak, hesap vermek zorundadır. Birbirimize bağırarak, hava atarak bu sorunu çözemeyiz. Önemli bir dönemin başlangıcındayız.
Toplum, afetle birlikte sorunlarını bir tarafa bırakarak güçlü dayanışma ortaya koyarken; iktidarı ve muhalefeti ile tüm siyaset, zor zamanda kenetlenme görüntüsü verememiştir, bunu düşünmeliyiz. Ne acıdır ki siyasetin, toplumun çok gerisine düştüğüne şahit olduk.
"İstanbul depremi, milletimize, devletimize diz çöktürebilir"
Türkiye siyasetinin gerçek manası ile çoğulcu olmasını sağlamak için elimizden geleni birlikte yapmalıyız. Yaklaşmakta olan Marmara depremi sadece İstanbul'u, Marmara'yı değil, Türkiye'yi, geleceği, ekonomisini, dünyadaki yerini tehdit ediyor. Yaklaşan tehlike, milli güvenliğimizi tehdit etmektedir. İstanbul depremi, milletimize, devletimize diz çöktürebilir. Bir düşman arıyorsak, meydan okuyacağımız düşmanın deprem olduğunu unutmadan yola çıkmalıyız. İstanbul depreminden yıkılmadan, yenilmeden çıkmak için yeni ve güçlü bir merkezi hükümet, yerel yönetim, sivil toplum iş birliği inşa etmek zorundayız. Siyaseti dinç ve taze hale getirmeli, herkesin fikrini söyleyebildiği, yetkisini özgürce kullanabildiği atmosferi harekete geçirmek zorunluluktur.
"Kahramanmaraş depremi bir milat olmalı"
Bu bir seferberlik, iş birliği çağrısıdır. Tüm bakanlıklarımıza çağrıdır. Marmara'daki tüm yerel yönetimlere, ilçe belediyelerimize, tüm kurumlara, sektörlere çağrıdır. Depreme hazırlık ve İstanbul'un deprem dirençli şehir olması yolunda defalarca seferberlik çaresi yaptık. Buna icap etmeyenleri de tekrar davet ediyoruz, birlikte konuşalım. Kahramanmaraş depremi bir milat olmalıdır."