T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'ta devam eden Pençe operasyonuna ilişkin, "Çok yakında kilidi kapatıyoruz. Irak ve Suriye hattında ülkemize tehdit oluşturacak hiçbir yapıya müsaade etmemekte kararlıyız" dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüyle ilgili de mesaj veren Erdoğan, "Gardımızı indirmeden, asla rehavete katılmadan, örgütün tuzaklarına düşmeden inşallah FETÖ'ye karşı mücadelemizi titizlikle sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. İsrail'in, Gazze'de soykırım yaptığını söyleyen Erdoğan, "Ateşkes için İsrail hükümeti üzerinde daha fazla baskı kurulması gerektiğini NATO zirvesinde muhataplarımıza çok net biçimde ifade ettik" şeklinde konuştu.
Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Yerleşkesi'nde Kurmay Subay Mezuniyet Töreni'nde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Her zaman daha yenisini, daha iyisini, daha mükemmelini hedefleyeceğiz"
"Yolumuz da yönümüz de ileriye dönüktür. Dünya değişirken, Türkiye değişirken, askeri eğitim sistemimizin aynı kalması, hele hele geriye gitmesi asla tahayyül edilemez. Eğitimden silah ve teçhizata, vatan savunmasına dair hiçbir alanda geriye gidişe Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz. Her zaman daha yenisini, daha iyisini, daha mükemmelini hedefleyeceğiz.
"Bölgemizin bir müddet daha savaşın yükünü çekmeye devam edeceği anlaşılıyor"
Coğrafi bakımdan stratejik avantajlar sunduğu kadar tehdit ve tehlikeleri de beraberinde getiren bir konumda yer alıyoruz. İnsanlığın gündemini meşgul eden hemen her kriz, ülkemizin çevresinde yaşanıyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, 2,5 yılını geride bırakmak üzere. Bir tarafın diğerine tam üstünlük sağlayamadığı çatışmalar, zaman zaman tırmanarak ve ciddi can kayıplarına ve yıkımlara yol açarak devam ediyor. Yakın gelecekte, üzülerek ifade etmek isterim ki, savaşı sona erdirmeye dönük güçlü bir irade de görünmüyor. Bölgemizin bir müddet daha savaşın yükünü çekmeye devam edeceği anlaşılıyor. Türkiye olarak, savaş tüccarları dışında kimseye faydası olmayan ve iki komşumuza zarar veren bu kan deryasını durdurmak için elimizden geleni yapıyoruz, yapmayı da sürdüreceğiz.
"NATO'daki muhataplarımızdan İsrail'e baskı yapmalarını istedik"
Gazze'deki katliamı anlatmakta artık kelimeler dahi yetersiz kalıyor. 16 bini çocuk, 40 bine yakın masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin masum insan yaralandı. İsrail'in doğrudan sivil yerleşim yerlerini hedef aldığı saldırılar sebebiyle, Gazze'nin neredeyse dörtte üçü enkaza dönüştü. Hiçbir kural ve kırmızı çizgi dikkate alınmadı. Şunu bir defa açıkça söylemek lazım; 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananlar savaş değildir. Devletin güvenliğini sağlama mücadelesi değildir. Meşru müdafaa hiç değildir. Gazze'de şahit olduğumuz, düpedüz soykırımdır. Bu utanç lekesi, ne masumların kanlarını dökenlerin, ne de 9 aydır cinnet halini tribünden seyredenlerin alınlarından asla temizlenmeyecektir. İsrail, güvenliğini daha çok toprak işgal etmekte aradıkça, Türkiye dahil, bölgemizdeki hiçbir ülke kendini yüzde yüz güvende hissedemez. Zulme tepkimizi en sert şekilde gösterirken, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışa giden yolun açılması için yoğun çaba harcıyoruz. Arzumuz, kısa sürede ateşkes ilan edilerek, Gazze halkının bir nebze de olsa rahat nefes almasıdır. Bunun için İsrail hükümeti üzerinde daha fazla baskı kurulması gerektiğini NATO zirvesinde muhataplarımıza çok net biçimde ifade ettik.
"Kuzey Irak'ta çok yakında kilidi kapatıyoruz"
Vatandaşlarımızın ve vatanımızın güvenliğini de elbette göz ardı etmiyoruz. Biz 40 yıldır bölücü teröre karşı çetin mücadeleler yürütmüş ve bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Kutsal vatan topraklarının tek karışına dahi el uzatılamayacağını bugüne kadar defalarca gösterdik. Binlerce evladımızı şehit verdik. Ancak şehit kanlarıyla bize vatan kılınmış bu ülkeyi alçaklara bırakmadık. Terörle mücadelede çok önemli başarılara imza attık. Hudutlarımız içinde bölücü örgüt artık eylem yapamaz hale geldi. Irak ve Suriye'de ise örgüt iyice kapana sıkışmış durumda. Kuzey Irak'taki Pençe harekat bölgesinde çok yakında kilidi kapatıyoruz. Irak ve Suriye hattında ülkemize tehdit oluşturacak hiçbir yapıya müsaade etmemekte kararlıyız. Sadece ele geçirilen silahların türüne ve çeşidine bakmak bile, Türkiye'nin nasıl çok uluslu ve çok ortaklı bir terör konsorsiyumuyla mücadele ettiğini gösteriyor. Silahının namlusu Türkiye'ye dönük teröristler sınırlarımızın ötesinde var oldukça, biz burada huzurlu olamayız. Şayet ekonomide, dış politikada, demokraside, hak ve özgürlüklerde ilan ettiğimiz hedefleri gerçekleştirmek istiyorsak, terör bataklığını mutlaka kurutmak zorundayız. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, başımıza musallat edilen terör belasının son bulduğu bir ideali sembolize etmektedir. Son 22 yılda altyapısını kurduğumuz bu ideali, sizlerin de mücadelesiyle adım adım hayata geçireceğiz.
"Vandallar ve sokak çeteleri üzerinden verilmek istenen mesajlar bellidir"
Bu konuda kararlıyız, azimliyiz. Önümüze konulan engellerin de bilincindeyiz. Geçen hafta bazı illerimizle eş zamanlı olarak Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen provokasyonları bundan bağımsız görmüyoruz. Vandallar ve sokak çeteleri üzerinden verilmek istenen mesajlar bellidir. Birileri Türkiye'yi farklı isimler verdikleri teröristlerle yan yana yaşamaya alıştırmaya çalışmaktadır. Biz buna alışmadık, alışmayacağız. Daha öncekiler gibi bu sinsi planı da yırtıp atacağız. Sabırlı, vicdanlı ve basiretli bir şekilde bu süreci yöneteceğiz. Böl, parçala, yönet planlarıyla yıllarca coğrafyamızın iliğini sömürenlerin aynı senaryoları tekrar sahnelenmesine izin vermeyeceğiz.
"FETÖ'nün 40 yıldır sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık"
Pazartesi günü 15 Temmuz hain darbe girişiminin 8. yıldönümü. Kapkara başlayan o gecenin sabahına ülke olarak destan yazmış, demokrasisini kurtarmış bir şekilde uyandık. Canları pahasına karanlık geceyi aydınlık bir sabaha çeviren kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Bir daha ülkemizi benzer ihanet teşebbüsleriyle karşı karşıya bırakmamak için 15 Temmuz sonrasında çok kritik adımlar attık. Başta güvenlik birimlerimiz olmak üzere, FETÖ'nün 40 yıldır sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık.
15 Temmuz'da TSK'da görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. Kurmay subaylarda durum çok daha vahimdi. Çünkü örgütün 80'li yıllardan itibaren özellikle hedefe koyduğu ve zamanla çöreklendiği yerlerin en başında Harp Akademileri geliyordu. Bin 886 kurmay subayın bin 524'ü, yani yüzde 81'i FETÖ'den ihraç edildi. Mesela Deniz Harp Akademisi'nin 1. ve 2. sınıflarda eğitim gören kursiyerinin tamamının ilişiği kesildi. Benzer kararları diğer kademeler ve birimlerde de aldık. Ayrıca daha yapısal değişikliğe gittiğimiz alanlar oldu. Silahlı Kuvvetler için yeni bir eğitim modeli oluşturduk. Eğitim tabana yayıldı. Subaylarımızın önemli bir kısmının kademeli olarak bu eğitimi alması temin edildi. Böylece 2018 yılından bugüne Harp Enstitüleri'nde 655 misafir subay ile 3 bin 123 TSK mensubu subay, kurmaylık eğitimi aldı. Tüm subayların yaklaşık yüzde 11'ine tekabül eden bu oran, kısa sürede kat edilen mesafenin gelecek adına ümit vaat ettiğini gösteriyor.
"FETÖ'ye karşı mücadelemizi titizlikle sürdüreceğiz"
Gardımızı indirmeden, asla rehavete katılmadan, örgütün tuzaklarına düşmeden inşallah FETÖ'ye karşı mücadelemizi titizlikle sürdüreceğiz. FETÖ'nün geçmişte istismar ettiği sahnelerin tekrar yaşanmaması için de azami hassasiyet gösteriyoruz. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz kahraman ordumuzu, kimsenin vesayetçi heveslerine alet etmesine izin vermeyiz. Hukuk ve demokrasi içinde, milletin değerlerine ve milli iradeye saygılı bir çizgide ülkemize ve milletimize hizmet etmek hepimizin şiarıdır.
Türkiye'nin bahtının da yolunun da açık olduğunu görüyoruz. Yeter ki, biz demokrasiden ödün vermeyelim, milletin çizdiği yoldan sapmayalım, birlik ve beraberliğimize sıkı sıkı sahip çıkalım."