Gündem

Bir haftalık enkaz ve hafıza raporu: Yıllarca dinlenmeyen uyarılar, yerle bir olan şehirler, afallayan AFAD, depremzede feryadından kaçan ekranlar, engellenen sosyal medya, OHAL ve ‘deftere yazılan’ öfke…

6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin üzerinden bir hafta geçti. Bir haftada yaşanan, ancak çok uzun süre hafızalardan silinmeyecek gelişmeler, skandallar, tartışmalar…

12 Şubat 2023 23:12

Türkiye bir deprem ülkesi… En yaşlısından en gencine hemen her kuşağın hafızasında, tanık olduğu bir büyük deprem ve sonrasında yaşananlar var.

Görüntüler içinde en keskinleri, 5 Şubat’a kadar, 27 Aralık 1939 Büyük Erzincan Depremi ve 19 Ağustos 1999 Marmara Depremi’ydi. Gölcük merkezli 1999 depreminden sonra devletin ve dönemin iktidarının içine düştüğü çaresizlik, o dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Bülent Ecevit tarafından bu durumun açıkça ifade edilmesi, verilen ağır kayıplar, hafızalardan silinmeyen görüntüler bütün Türkiye için büyük bir travma oluşturdu.

Ancak 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli, 10 ili ağır biçimde etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, Marmara Depremi’nin söylendiği gibi bir ‘milat’ olmadığını gösterdi. 6 Şubat’ta, sabaha karşı saat 04.17’de meydana gelen Kahramanmaraş Pazarcık merkezli ilk deprem ve yaklaşık dokuz saat sonra Kahramanmaraş Elbistan merkezli ikinci depremden itibaren geçen bir haftada yaşananlar şimdiden tarihe geçti. 

Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Türkiye, 2023’e hafızasından silemeyeceği olaylar, skandallar, tartışmalarla başladı. Çifte depremin ilk haftasında hafızalardan silinmeyecek bazı yaşananlar özetle şöyle:

6 Şubat, birinci gün: İletişim kısıtlı, yol yok, yardım yok

• Türkiye, yeni haftaya büyük bir afet haberiyle uyandı. 6 Şubat Pazartesi günü sabaha karşı saat  04.17’de meydana gelen depremle ilgili olarak gelen ilk bilgiler felaketin büyüklüğünü de gösteriyordu. 10 farklı kentten binaların çöktüğü, bazı il ve ilçe merkezlerinin neredeyse yok olduğu haberi geliyordu.

• İlk tartışmalar depremin büyüklüğü konusunda yaşandı. AFAD, depremin büyüklüğünü önce 7,3 olarak açıklarken, yabancı kaynaklardan 7,8 bilgisi geldi. Saatlerce depremin büyüklüğü belirlenemedi. AFAD, 12.55’te depremin büyüklüğünü 7,7 olarak revize etti. Pazarcık merkezli ilk depremden yaklaşık dokuz saat sonra, 13.22’de Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki ikinci deprem yaşandı. 

• Depremin ilk saatlerinde korku ve endişe hakimdi. Ancak ilerleyen saatlerde bütün Türkiye’den tepkiler yükselmeye başladı. Hatay ve Kahramanmaraş’ta iletişim önemli ölçüde çöktü. Depremin ilk saatlerinde enkaz altından telefonlarıyla yardım isteyenlerin, Twitter’dan destek çağrısı yapanların büyük bir bölümüne bir daha ulaşılamadı. Yakınları bu kentlerde olanlar, saatlerce haber alamayınca yola çıktı.

İletişim sorunu sonraki günlerde de devam etti. GSM operatörleri, günlerce açıklama yapmadı. Depremin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen bölgedeki iletişim sorunları sürüyor. Turkcell CEO’su Murat Erkan, gazeteci Cüneyt Özdemir’e, “Bölgede deprem öncesine kadar 3 bin 400 adet iletişim istasyonu vardı. İlk depremin olduğu saat 04.17’de bunlardan 1600’ünü kaybettik. 260’ı yıkılarak bir daha kullanılamayacak hâle geldi. Bu istasyonlarından 1200’e yakını ise geri getirildi. Fakat istasyonlar, bölgede elektrik olmaması nedeniyle aktifleştirilemedi. Ayrıca o bölgede operasyon yapan Turkcell çalışanları da depremden etkilendi, enkaz altında kalanlar, yakınlarına koşanlar oldu. Bunun üzerine bölgeye ciddi bir insan kaynağı göndermeye başladık. 1300 civarı jeneratörü bölgeye konuşlandırdık” dedi. İletişim Başkanlığı, erken saatlerde tüm GSM operatörlerinin kapasite arttırdığını açıkladı ancak bölgeyle temas kurulamadı. 

• Bölgeye ulaşan gazeteciler ve sivil kurtarma ekipleri, gönüllüler, tablonun vahametini aktarmaya başladı. Sahada AFAD ekiplerinin görülmemesi, kurtarma ekiplerinin, iş makinelerinin gelmemesi gün boyu büyük tepkiye yol açtı. Saatler ilerliyor ancak beklendiği biçimde organize ekipler ve yardımlar bölgeye gelmiyordu. Tepki giderek büyüdü. AFAD Başkanı Yunus Sezer ise 18.45 sıralarında, “Ulaşılamayan bir bölgemiz yok ama sürekli arama kurtarma birlikleri ile takviyelerimiz devam ediyor” açıklaması yaptı. Buna karşılık, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman başta olmak üzere hemen tüm afet bölgesinden AFAD’ın sahada olmadığı, ekiplerin gelmediği açıklamaları yapılıyordu. 

• AFAD gibi asker de sahada yoktu. Hemen her büyük felakette hızla sahaya çıktığı bilinen askere afet bölgesi ve sosyal medyadan yapılan çağrılara rağmen geç saatlere kadar sahaya çıkma talimatı verilmediği öne sürüldü. Buna karşılık Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TSK’nın sahada olduğunu, uçakların da aralıksız sorti yaptığını ifade etti. Ancak yine Hatay ve Kahramanmaraş başta olmak üzere birçok kentten “Asker neden yok?” tepkisi yükseldi. İlk etapta 3 bin 500 askerin görevlendirildiği ve intikal etmelerinin zaman aldığı açıklamaları yapıldı.

TIKLAYIN | Uzmanlar anlatıyor; deprem bölgelerinde TSK neden beklendiği ölçüde sahada değil, askerin görünmesi istenmiyor mu, neler yapılabilir?

• Depremin vurduğu kentlere ulaşabilmek herkes için büyük sorun oluşturdu. Zira ilk depremde pistinde yarıklar oluşan Hatay Havalimanı kullanılamaz hâle geldi, bölgeye giden otobanlar çöktü ya da ortadan yarıldı. Alternatif yolların kullanılması, yardımın bölgeye saatler sonra ulaşmasına yol açtı.

• Sadece yollar değil kamu binalarının yıkılması da bölgeyi felç etti. Hatay’da hastane binası, Adıyaman’da belediye binası çöktü. Diğer kentlerde de polisevi, yurtlar, okulların yıkıldığı haberleri geldi.

• Cumhurbaşkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklama, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ilk adımda afet bölgesindeki belediyelerden sadece AKP’li olanları aradığını ortaya koydu. Bu durum da büyük tepki çekti. Erdoğan, ilerleyen saatlerde Adana, Hatay gibi CHP’li belediyelerin başkanlarını da aradı.

• Erdoğan, ilk açıklamasını Twitter üzerinden yaptı. Erdoğan bu açıklamasında, felaketi en kısa sürede en az hasarla atlatmaya çalıştıklarını söyledi.

• Hükümetten “Siyasetin zamanı değil” açıklamaları gelmesine karşılık, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in deprem bölgesinde, “AKP’li ve MHP’li vekillerin, Cumhur İttifakı’nın sahada olduğunu” söylemesi "afet bölgesinde siyasi propaganda” eleştirilerine neden oldu.

• Türkiye, depremin ilk gününde dördüncü seviye afet alarmı verdi. Onlarca ülke yardım hazırlığına başladı. Buna karşılık Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin yardım teklifinin reddedildiği öne sürüldü.

• İlk gün yardımlar akşam geç saatlere kadar ulaşmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise 6 Şubat gününün son saatlerinde İBB ekiplerinin Hatay’a ulaştığını ve 8 kişiyi enkazdan kurtardığını duyurdu. Aynı saatlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri de bölgeye ulaştı. Yüzlerce gönüllünün de deprem bölgesine ulaşmasına karşılık AFAD ekiplerinin sayısının çok az olması, iş makineleri ve kurtarma ekipmanı isteyenlerin bunları bulamaması, tepkileri çığ gibi büyüttü. Değil ekipman, kurtarma çalışmalarının akşam ve gece de de sürdürülmesini sağlayacak aydınlatma bile yoktu. 

• Deprem bölgesinde, özellikle Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da kentlere elektrik -verilemedi. Kurtarma çalışmalarını kendileri yürüten depremzedelerin önlerini bile göremez hale geldikleri aktarıldı. Jeneratör yardımı da gelmedi.

• Elektriğin olmadığı bölgede ilk gün büyük bir akaryakıt sıkıntısı da yaşandı. Bölgeye ulaşabilenler, farklı noktalara gidebilmek için bozuk yollardan yakın kentlere giderek yakıt alıp dönmek zorunda kaldı. Hatay ve Kahramanmaraş’ta yaşam adeta bütünüyle durdu. Buna karşılık, bölgeyle saatlerce etkili iletişim kurulamadı. Ertesi gün bölgeye giden Polonya ekibinin Starlink anteni de getirmesi dikkati çekti.

• Hükümet adına ilk açıklamayı yapan isimlerden biri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay oldu. Oktay, “Hatay Havalimanı’nda bir sorun var, uçuşa kapalı durumda; Maraş ve Antep’i sivil uçuşlara kapatmış durumdayız. Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş illeri ile Pazarcık, İslahiye, Reyhanlı ve Hassa ilçelerine doğalgaz akışı durduruldu” dedi.

• Sosyal medyada seferberlik başladı. Bölgeden bilgi aktarmaya çalışan gönüllülerin mesajları doğrultusunda bütün Türkiye’de yardımlar organize edilmeye çalışıldı. Ancak ilk akşam depremin vurduğu kentlerde değil yemek, su bile bulmanın olanaksız olduğu haberleri geldi. 

• TİP Hatay Milletvekili Barış Atay’ın Hatay’da yaptığı “Hiç elektrik yok. Sıfır. AFAD yok. AFAD hiç gelmemiş buraya. Yan yana beş altı apartmanın yıkıntısını vatandaşlar bir hafriyat gibi kazıyorlar. İnsanlar bir umut yakınlarına ulaştıklarına düşünüyorlar, henüz canlı çıkartma umudu olacak enkazlara iş makineleriyle girmiş durumdalar. Burada ‘Bunu yapmayın’ diyecek bir kişi bile yok. Hatay’ın bütün ilçeleri resmen terk edilmiş durumda. 15 dakikada gördüğüm manzara bu. Burada hiç kimse yok” açıklaması tablonun özeti gibiydi.

İZLEYİN | Hatay'da tablo ağır | Barış Atay: İnsanlar enkaz altında, yardım yok, çaresizlik var!

• İlk gün sabahın ilk ışıklarına kadar çabalar sürdü ancak organizasyonun sağlanamadığı gözlendi. Çok sayıda kişinin bu nedenle enkazda can verdiği konuşuldu.

• Depremin ilk günü geç saatlerde Hatay’a ulaşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, belediyelerin ve gönüllü yardım ekiplerinin engellendiğini belirterek, bölgedeki gerçeklerin söylenenden çok farklı olduğunu vurguladı.

• Deprem uzmanı Prof. Naci Görür, yıllarıdır yaptıkları ancak dikkate alınmayan Kahramanmaraş merkezli depremin “göz göre göre geldiğini” açıkladı. Görür, “Sabah telefonum çaldı, deprem olduğu söylenince ben televizyonu açtım ve istem dışı ağlamaya başladım. Bu deprem o kadar göz göre göre geldi ki, bunu sadece ben değil aklı başında jeofizikçiler depremin geldiğini söyledik. Defalarca söylememize rağmen o bölgedeki yöneticilerden bir tepki almadık. Ne yapabiliriz diye kimse sormadı. Benim özellikle istisna öngörüm diye söylemiyorum. Bütün yerbilimciler depremin geleceğini söylüyordu. Ben defalarca söyledim, dilimde tüy bitti” sözleriyle isyan etti.

TIKLAYIN |Prof. Naci Görür: Bu deprem, göz göre göre geldi; defalarca uyardık, bir kişi de "ne diyorsunuz" diye tepki bile vermedi

7 Şubat, ikinci gün: Erdoğan’dan ‘Defterleri açacağız’ açıklaması

• Türkiye, depremden sonraki ikinci güne de benzer görüntülerle başladı. Yardım ekipleri seyrek de olsa bölgeye ulaşmaya başladı ancak imkânsızlıklar nedeniyle sağlıklı çalışma yürütülemedi. Günün ilk ışıklarıyla çaresizlik büyüdü. Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’a 48 saat süreyle araç girişi durduruldu. Sadece yardıma gelenlerin geçişine izin verileceği söylendi. Bazı yollar hâlâ kullanılamaz hâldeydi. Bu nedenle bazı noktalarda trafik kilitlendi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bütün ekipler sahada, sahada olmayan ekip yok. Yola çıkıp sadece Antep ve Maraş arasında hava koşulları münasebetiyle bazen 16 saatlik beklemeler söz konusu olmuştur. Bunlar bize mevsimin sunduğu olumsuz şartlardır. Onarıcı bir dile ihtiyaç var” açıklaması yaptı.

• Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremle ilgili olarak ilk kapsamlı açıklamasını, Deprem Koordinasyon Merkezi’nden yaptı. Erdoğan, tartışma yaratan “Günü geldiğinde defterleri açacağız” sözlerini de içeren konuşmasında, özetle şunları söyledi:

Sadece Cumhuriyet tarihimizin değil, coğrafyamızın ve dünyanın en büyük felaketlerinden biriyle karşı karşıyayız. Devletimiz, tüm kurumları, kuruluşları, personeli, aracı, gereci, imkânlarıyla depremin ilk anından itibaren seferberlik ruhuyla felaket bölgelerinde çalışmaya başlamıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz kara unsurlarındaki binlerce personelinin yanı sıra Deniz Kuvvetlerimizin 10 gemisi, Hava Kuvvetlerimizin 54 yüksek kapasiteli kargo uçağı dahil tüm imkânlarıyla arama-kurtarma, tahliye ve yardım malzemelerinin nakli çalışmalarında yer almaktadır. Emniyet teşkilatımız tüm unsurlarıyla zaten sahadadır. Jandarmamız binlerce uzman personelinin yanı sıra 26 kargo uçağıyla, Sahil Güvenlik Komutanlığımız gemi ve botlarıyla afet bölgesinin her yerinde görev başındadır. Güvenlik korucularımız da bu çalışmalara aktif olarak katılmaktadır.

Erdoğan, sert bir yüz ifadesiyle yaptığı açıklamada, eleştiriler için, "Devlet ve millet el ele vermiş, bu tarihi felaketin üstesinden gelmeye çalışırken yalan haberler ve çarpıtmalarla insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenleri yakından takip ediyoruz. Gün onlarla tartışma günü değildir. Günü geldiğinde şu anda tuttuğumuz defteri de açacağız. Savcılarımız bu tür insanlık dışı yöntemlerle sosyal kaos çıkarmaya tevessül edenleri belirleyip, gereken işlemleri süratle yapıyor” dedi.

Erdoğan, aynı açıklamada, üç ay süreyle 10 ilde OHAL ilan edilmesine karar verildiğini de bildirdi.

• Tepkiler sürerken savcılıklar da harekete geçmeye başladı ve hedef öncelikle gazeteciler oldu. Yaşananları sert dille eleştiren gazeteciler Enver Aysever ve Merdan Yanardağ hakkında soruşturma başlatıldı. Akademisyen Özgün Emre Koç akşam saatlerinde evinden gözaltına alındı. Savcılık, Koç’un geceyi emniyette geçirmesi talimatı verdi. Ertesi gün savcılığa çıkartılan Koç’un sosyal medya mesajları nedeniyle gözaltına alındığı ortaya çıktı. Soruşturma haberleri sonraki saatlerde de devam etti. Çok sayıda sosyal medya kullanıcısı için soruşturma açıldı, gözaltı talimatları verildi. 

• Can kaybı hızla artarken AFAD başta olmak üzere kurtarma ekiplerinin sayısının yetersizliği tepkileri büyüttü. Gazetecilerin ve gönüllülerin ulaştığı bölgeye ekip gelmemesi büyük tepkiye yol açtı. Birçok kişi, ekip gelmediği için enkazdaki yakınlarını kaybettiklerini aktardı. Çağrılarına yanıt alamadıkları için göz göre göre yakınlarının ölüme terk edildiğini söyleyenlerin sesi sadece bazı haber mecraları ve sosyal medyadan duyulabildi. 

• Bu duruma karşılık Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “AFAD koordinasyonu dışında herhangi bir koordinasyona müsaade etmeyeceğiz ve bu noktada AFAD koordinasyonu ile hareket edersek daha hızlı yardımlarımızı ulaştırabiliriz” açıklamasını yaptı.

• Bölgeye ulaşan bazı yabancı kurtarma ekiplerinin enkaz alanına götürülmeyerek havaalanlarında saatlerce bekletildiği ortaya çıktı. Zonguldak’tan gelecek madenci ekibine ise otobüsle gelmelerinin söylendiği anlaşıldı. Tepkilerin ardından saatler sonra madencilerin bölgeye gidişi sağlandı.

• Depremzedeler tepkilerini bölgedeki muhabirler aracılığıyla duyurmaya çalıştı. Show TV ekibi, enkazdan çıkan, ailesinin enkazda olduğunu söylemeye çalışan depremzede konuşurken mikrofonu önünden çekip uzaklaştı. Tepkilerin odağındaki muhabir Tuğba Södekoğlu, sosyal medyadan, linç edildiğini, yayın boyunca bölgedeki eksikleri dile getirdiğini paylaştı ancak bu mesajı da büyük tepki aldı. Bazı gazetecilerin de kurumları tarafından, yakınan  depremzedeleri ekrana çıkartmaları nedeniyle uyarıldıkları iddia edildi. 

• Habertürk yayınında, gazeteci Mehmet Akif Ersoy, kurtarma çalışmaları sürerken, televizyon ekibinden ışıkları kapatmasını istedi. Kameraların ışıkları kapandığında Hatay’daki çalışmaların zifiri karanlıkta sürdürüldüğü anlaşıldı. 

• İskenderun Limanı’nda yangın çıktı. Yangın saatlerce söndürülemedi. Söndürüldüğü açıklandıktan bir süre sonra yangının yeniden çıktığı belirtildi. İBB ekiplerinin yangına müdahale ettiği açıklandı. 

• Adana’da, hasar oluşan bazı binaların dış zeminindeki çatlakların sıvayla kapatılmak istendiği görüntülendi.

• Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, kentsel dönüşüm ve deprem planları konusunda hükümete onlarca yazı gönderdiklerini ancak hiç yanıt alamadıklarını söyledi.

• Tuborg ve EFES yazılı polar ve montların, alkol reklamı olacağı gerekçesiyle yardım olarak kabul edilmediği iddia edildi. Bazı kurum çalışanları bu bilgileri paylaştı ancak bu bilgilerin doğru olmadığı da öne sürüldü.

• AKP’li Nurettin Canikli’nin, Gaziantep’te, feryat edip yardım isteyerek yanına yaklaşan babanın yüzüne bakmayarak telefonuyla ilgilendiğini gösteren görüntüler hızla yayıldı. Canikli’nin tavrı büyük tepki topladı.  

8 Şubat, üçüncü gün: Twitter’a engelleme ve OHAL ilanı

• Yunan devlet televizyonu ERT, sabah yayınını deprem görüntüleri ve “Ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim” türküsü eşliğinde açtı.

• Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin üçüncü gününde ilk kez deprem bölgesini ziyaret etti. Farklı kentlerde açıklamalar yapan Erdoğan, Hatay’da, bölgede asker bulunmadığı iddialarını yalanlayarak, “Bu dönem birlik, beraberlik, dayanışma dönemidir. Böyle bir dönemde basit siyasi çıkar uğruna çirkefçe olumsuz kampanyalar yürütülmesini hazmedemiyorum. Bazı namussuz kişiler kampanya yaparak, Hatay’da asker, jandarma, polis göremedik gibi yalan yanlış iftiralar atıyorlar” dedi. 

• Erdoğan, depremzedeleri ziyareti sırasında, bir depremzedeye, “Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” dedi.  

• Muğla Valiliği’nin Bodrum Belediyesi ve TMMOB’a ait yardım tırlarını durdurarak, bu kurumların flamalarını çıkarttığı, yerine valilik flamasını astığı anlaşıldı. 

• Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Hatay Havalimanı’nın açılması için ekiplerinin çalışmaya başladıklarını duyurdu.

• Depremzedelerin en büyük umudu sosyal medya ve özellikle Twitter’dan yapılan paylaşımlar oldu. Gönüllülerin ilettiği bilgiler, sosyal medyadan kurtarma ekiplerine, yardıma gidenlere ulaştırıldı. Gönüllü ağlar oluşturuldu. Kamu kurumları bu yolla bilgilendirildi. Buna karşılık, akşam saatlerinde Twitter ağırlaştı ve iletişim durma noktasına geldi. Bir süre sonra uzmanlar, Türkiye’nin bant daralttığını, Twitter’in engellendiğini duyurdu. 

CHP milletvekilleri Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu BTK’ya giderek Twitter’ın neden engellendiğini öğrenmeye çalıştı, ancak muhatap bulamadı. Geç saatlere kadar Twitter’a sadece VPN’le, az sayıda kullanıcı girebildi. Yardım organizasyonlarının da isyanına neden olan durumla konusunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bütün muhalefet partileri, gazeteciler, STK’lar sert açıklamalar yaptı. Tepkilerin ve sosyal medya platformunun sahibi Elon Musk’ın “Türk hükümetinin, kısa süre içinde erişimin yeniden etkinleştirileceğini Twitter’a bildirdiğini” duyurmasının ardından gece geç saatlerde Twitter’la ilgili bant daraltma kaldırıldı. 

Hükümetin “dezenformasyon” gerekçesiyle Twitter’ı uyardığı, bant daraltmasının daha sonra yapıldığı anlaşıldı. Twitter yöneticilerinin verdiği garantiler sonrasında engelin kaldırıldığı iddia edildi. Twitter’a erişimin, Erdoğan’ın afet bölgesine yaptığı ziyaret sırasındaki olası tepkilere karşı engellendiği iddiası da yaygın olarak kamuoyu gündemine geldi.  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya yasağının Erdoğan’ın deprem bölgesine yaptığı gezi nedeniyle konulduğunu iddia etti ve “Özgüven sahibi yöneticilere ihtiyacımız var” dedi. Sosyal medya engeli nedeniyle çok sayıda depremzedenin enkaz altında yardım alamadığı da vurgulandı.

• Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin havalimanını onarmaya başladığı açıklamalarına karşılık, “Devletin yapamayacağını belediye mi yapacak, siz kimsiniz?” dedi. Oktay, Twitter engeli konusundaki soruları yanıtsız bıraktı. 

• CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yayımladığı video kaydında, “Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur” dedi. CHP lideri yardımlarda bürokratik engelleri tanımayacaklarını belirterek, CHP örgütüne “Gerekirse tutuklanın” diye seslendi. Kılıçdaroğlu, gün içerisindeki açıklamalarında da “Gelsinler tutuklasınlar” ifadesini kullandı. CHP lideri, Twitter yasağı için de “Yazıklar olsun size” dedi. 

• Eski futbolcu Gökhan Zan, Hatay’da onlarca vinç ve iş makinesinin AFAD talimatı olmadığı için kullanılmadan bekletildiğini görüntüledi.

• Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, kendisine tepki gösteren ve “Adıyaman sahipsiz” diyen yurttaşlara, gülümseyerek yanıt verdi. Aynı gün Çuhadar’a büyük tepki gösterildi ve gittiği sırada makam aracı tekmelendi.

• Habertürk programcısı ve yazarı Fatih Altaylı, depremzedeler için bir program yapacaklarını ancak RTÜK’ün izin vermediğini duyurdu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Altaylı’nın manipülasyon peşinde koştuğunu, ortak yayın yapılacağı için kurumu uyardıklarını söyledi.

• Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy’un, AHBAP girişimiyle ciddi miktarda bağış toplayan ve bölgeye de giden müzisyen Haluk Levent’i ziyaret etmesi, “Bakanlar, Haluk Levent’ten bilgi alıyor” yorumlarına yol açtı. 

• Borsa İstanbul, tepkilere rağmen kapatılmayarak işlemlerine devam edince CHP lideri, “Hesap soracağım” açıklaması yaptı. Borsa ciddi düşüşlerin ardından ncak çarşamba günü akşam kapatıldı ve beş gün kapalı kalacağı açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Erdoğan’a bilgi veremediği için borsanın geç kapandığı iddiası ortaya atıldı ancak bu iddia konusunda resmi açıklama yapılmadı.

• Hatay’da cezaevinde isyan çıktığı, jandarmanın silah kullandığı, üç mahkûmun yaşamını yitirdiği anlaşıldı.

• TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, Erdoğan’ın ziyareti nedeniyle yolların kilitlendiğini, yardımların gelemediğini belirterek, görüntüleri paylaştı.

• Bölgeye gelen bazı yardım paketlerinden abiye elbiseler, bikiniler, yıpranmış kıyafetler de çıkması tepkilere yol açtı. 

9 Şubat, dördüncü gün: Diyanet uzmanı Afetlere Müdahale Müdürü

• Eleştirilerin odağındaki AFAD’ın yönetim kadrosu tartışma konusu oldu. Orta öğrenimini imam-hatip lisesinde, yüksek öğrenimini ilahiyat fakültesinde alan Afetlere Müdahale Genel Müdürü İsmail Palakoğlu’nun bütün kariyerini Diyanet İşleri Başkanlığı’nda geçirdiği, afetlerle ilgili hiçbir uzmanlığının bulunmadığı anlaşıldı. AFAD’ın eski başkanı olan ve Tanzanya’ya büyükelçi olarak atanan Mehmet Güllüoğlu, Türkiye’ye çağrıldı ve Adana’da koordinasyonla ilgili çalışmaya başladı.

• Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın CNN Türk’teki ‘Tarafsız Bölge’ adlı programında kullandığı, “Her şey olumsuz değil aslında. Çok can sıkıcı olduğu için fazlaymış gibi geliyor bize. Olumlu taraflarımız daha fazla. Esas dayanışmayı büyütüyoruz. Diğerleri hava civa, çok aldırış etmeyin” sözleri tartışma yarattı. Hakan, sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti.

• Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, depremden zarar gören 10 ilde ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) yönetimini gerekçelendirirken, “Türkiye'de bu süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına karşı OHAL ile müdahale etme imkânını devlete vermiş olacaktır” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri, “OHAL ilan edilmeyince devlet yağmacılara müdahale edemiyor mu” eleştirilerine neden oldu.

• Depremin ilk günü “Susma zamanı” açıklaması tepki toplayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, deprem bölgesine gitti. Akşener, “Bugün buradayım. Şimdi de milletimizin sesini duyup yansıtma zamanı. Ben bunun tecrübesini yaşadığım için ilk üç gün bilerek gelmedim, çalışmalara engel olmayayım diye. Ama göreceksiniz, buradan hiç gitmeyeceğim” dedi. 

• YÖK, tüm yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ikinci bir duyuruya kadar ertelendiğini açıkladı.

• Depremin ilk günlerinde sessiz kalan bazı büyük markalar, tepkiler üzerine ardı ardına “yardım ve destek” açıklamaları yapmaya başladı.

• Dünya Bankası, depremlerin ardından Türkiye için 1 milyar 780 milyon dolarlık kaynak sağlanacağını duyurdu. Kaynağın belediye projelerine özel, şartlı olarak verileceği ifade edildi.

• Eski AKP Kahramanmaraş Milletvekili Nursel Kocabaş Reyhanlıoğlu, bölgeyi ziyaret eden İmamoğlu’na, “Ne geziyorsun Türkiye’yi, sen İstanbul’una bak. İngiliz uşağı. Defol” dedi. Hakeretamiz sözleri tepki toplayan Reyhanlıoğlu, “yakınlarının çıkartılmasını beklerken İmamoğlu’nu gördüğünü, şov yaptığı için öfkelendiğini” söyledi. Reyhanlıoğlu’nun ailesinin de inşaatçılık yaptığına yönelik haberler kamuoyu gündemine geldi.

• Depreme dayanıklı olduğu belirtilerek satılan, açılışı dev bir makasla yapılan ve depremde yıkılan Güçlübahçe City’nin müteahhidi Servet Altaş, "Burada atom bombaları etkisinde deprem oldu, her yer yıkıldı, benim binam mı mesele? Bana binayı soramazsınız" dedi.

• Depremin başından bu yana aralıksız yardım faaliyeti için çalışan müzisyen Haluk Levent’in kurucusu olduğu AHBAP örgütlenmesiyle yardım çalışmaları yapan programcı Oğuzhan Uğur’un şeffaf olmadıkları, bağışları nasıl harcadıklarının bilinmediği yönünde, iktidara yakın hesaplardan kampanya başlatıldı. Levent ve Uğur, harcamaları kalem kalem açıklayarak yanıt verdiler ve AFAD’la koordinasyon içinde olduklarını söylediler. Levent, bağımsız denetim kuruluşlarına AHBAP’ı denetleteceğini ve sonuçlarını kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi.

• Show TV spikeri Dilara Gönder, canlı yayında depremin kader olmadığına yönelik isyankâr sözleriyle gündem oldu. Gönder, bir gün sonra kurumdan istifa ettiğini açıkladı.

10 Şubat, beşinci gün: Hırsızlık, nefret söylemi ve işkence

• Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ölü sayısının 17 bin 674’e yükseldiğini açıkladı.

• Halk TV muhabiri Ferit Demir, Malatya Battalgazi’deki arama kurtarma çalışmalarını takip ederken bir polis tarafından tekmelendi. Bölgedeki çok sayıda gazeteci taciz ve saldırılara uğradıklarını duyurdu.

• Bölgede depremle başlayan hijyen ve tuvalet ihtiyacı üst seviyeye çıktı. Kadınların tuvalet için yer yer kilometrelerce yürümek zorunda kaldıkları, ihtiyaçların çalılıklarda giderilmesi nedeniyle kötü kokular yükseldiği, çöp dağları oluştuğu bildirimleri gelmeye başladı.

• Erdoğan, çadırda kalmak istemeyenlere, ev sahipleri ve kiracılar için bir yıl 2-5 bin lira kira yardımı yapılacağını açıkladı. Erdoğan, daha önce de depremzedelere 10’ar bin lira ödeme yapılacağını duyurmuştu. Erdoğan, Malatya’da yaptığı açıklamada da “Bazı istismar şebekelerine sakın kulak vermeyin. Devletinize güvenin. Yalan yanlış haberlerle sizi galeyana getirmek isteyen provokatörlere prim vermeyin” dedi.

• Depremin vurduğu Kahramanmaraş’ta, yıkıntıların arasında sadece İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) binasının ayakta kaldığı görüntülendi. Görüntü, depreme uygun yapılan binaların en büyük felaketlerde bile ayakta kalabildiğinin kanıtı olarak gösterildi.

• Bölgeden hırsızlık ve yağmalama görüntüleri gelmeye başladı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “Hırsızlık ve yağma hadiseleri az da olsa görülmektedir. Cumhuriyet başsavcılıkları ve kolluk çalışmalarını artırdı. Sorumlularla ilgili her tür tedbir kararlarının -gözaltı, tutuklama, yurt dışına çıkış yasağı vs- alınması konusunda gerekenler yapılmaktadır” dedi.

• Hırsızlık ve yağmalama olaylarının bildirilmesinin ve sosyal medyada özellikle -başta Suriyeliler olmak üzere- kendileri de depremzede olan göçmenleri hedef alan ‘nefret söylemi’ tarzındaki paylaşımların ardından depremin vurduğu bölgelerde bazı insanlara “yağmacı” oldukları iddiasıyla işkence yapıldığına, dayak atıldığına yönelik görüntüler servis edilmeye başlandı.

TIKLAYIN | Afet bölgesinde büyüyen tehlike; 'yağmacı' oldukları iddia edilen insanları hedef alan linç, işkence ve cinayet görüntüleri yayılıyor!

• TRT’nin bölgedeki canlı yayınlarına AFAD ekibi gelmeden başlamaması depremzedelerin tepkisine yol açtı.

• AFAD ekiplerinin, gönüllülerin yürüttüğü çalışmaların son aşamalarına katılarak, kurtarma çalışmalarını yürütüyormuş görüntüsü verdiği iddiaları ortaya atıldı.

• Bölgeye giden ve kurtarma çalışmalarını izleyen bir grubun, enkazdan çıkartılan her kişi için ayrı ayrı tekbir getirmesi tepkilere yol açtı ve bu kişilerin kim olduğunun sosyal medyada sorgulanmasına neden oldu. 

• Depremin dördüncü gününden itibaren başlayan “mucize kurtuluşlar” ekranlara yansıdı. Farklı kurtarma ekipleri onlarca kişiyi enkazdan çıkarttı. Bu durum, “Erken müdahale ile yüzlerce, binlerce kişi kurtarılabilirdi” tartışması başlattı.

• İlahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu, Erdoğan’ın “kader planı” sözleri tartışılırken, ATV’de katıldığı programda, “Kader bu değil, kader akıllı düşünmektir, tedbir almaktır” dedi.

• Depremin simgelerinden biri haline gelen, Hatay’daki tek ‘rezidans’ tarzı bina olan Rönesans Rezidans'ın müteahhidi, yurt dışına çıkmaya çalışırken İstanbul Havalimanı'nda gözaltına alındı., Üzerinde yüklü miktarda parayla yakalanan müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun kaçmadığını, işleri için düzenli olarak gittiği ve önceden planladığı yolculukla Karadağ’a gitmek istediğini söyledi. Coşkun, tutuklandı.

• TRT Haber, muhabirin yayını sırasında konuşmak isteyen depremzede yaklaştığında sesi kısarak yayını sonlandırdı.

• Erdoğan’ın, deprem bölgesindeki bir başka konuşması sırasında kürsünün önüne çocukların dizilmesi tartışma yarattı.

11 Şubat, altıncı gün: Üniversitelerde eğitim yine uzaklaştı

• AFAD, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 20 bin 318 kişinin hayatını kaybettiğini, 80 bin 88 kişinin kurtarıldığını bildirdi.

• Tiyatrocu Orhan Aydın’ın günlerdir enkaz altında olan kızından kötü haber geldi. Eylem Şafak Aydın’ın hayatını kaybetmesinin, tüm çağrılara rağmen bölgeye iş makinelerinin zamanında yetişememesinden kaynaklandığı iddia edildi. 

• Anadolu Ajansı, deprem bölgelerine yardım eden kuruluşlarla ilgili olarak hazırladığı görselinde sadece iktidara yakın derneklere yer verdi.

• AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, depremin ilk günlerinde “Adıyaman’ın arkasında Adıyaman’a sevdalı reis var” tweeti nedeniyle eleştirilmiş, bu tweeti daha sonra silmişti. Metiner, Adıyaman’daki ihtiyaçları sıralayarak, “Yalvarırım” ifadesini kullanınca yine tepki aldı.

• Adalet Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası 10 ilde yıkılan binalarla ilgili olarak ‘deprem suçları soruşturma büroları’ kurulması için başsavcılıklara yazı gönderdi.

• Iğdır’da bulunan Ermenistan ile Türkiye arasındaki Alican Sınır Kapısı, 35 yıl sonra Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illere yardım ulaştırılması için açıldı. Ermenistan yardım ekibi ile AFAD birlikte enkazdaki yaralıları çıkarttı. 

• Diyarbakır’da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, can kaybının 21 bin 43’e yükseldiğini açıkladı. Yaralı sayısıysa 80 bin 97. Erdoğan ayrıca üniversitelerin yaza kadar uzaktan eğitim vereceğini, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarının depremzedelere açılacağını söyledi. Pandemi nedeniyle zaten yaklaşık iki yıl uzaktan eğitim veren üniversiteler için tekrar uzaktan eğitime geçme kararı “gereksiz ve yanlış olduğu” görüşüyle büyük tepki aldı.

TIKLAYIN | Bilim Akademisi: Ülkemizde tüm üniversitelerin uzaktan eğitime zorlanması tektipleştirici ve tepeden inme bir karardır

• Bölgedeki “yağma” görüntüleri ile “yağmacı” olduklarından şüphelenilen insanlara yönelik işkence görüntüleri büyük tepki çekti. Avusturya, güvenlik nedeniyle yardım çalışmalarını durdurdu. İsrail ve Meksika’dan gelen yardım ekipleri de ülkelerine döndü. 

• Adana’da yıkılan bazı binaları inşa eden firmanın sahibi Hasan Alpargün, KKTC’de gözaltına alındı.

• RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, medya kuruluşlarına ‘yakından takip edildiklerini’ bildirdi.

• HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da deprem bölgesinde birlikte açıklama yaptı.

• Hatay’da yıkılan binaların laboratuvar test sonuçlarının bulunduğu tek katlı binanın yıkılmak istendiğini açıklayan Avukat Bedia Büyükgebiz’in çabasıyla, yıkım durduruldu. Yetkililer, evrakın örneklerinin bilgisayarlarda kayıtlı olduğunu söyledi, ancak Büyükgebiz ve avukatlar, savcılıktan, buradaki klasörlere el koymasını talep etti.

• OHAL yargı kararnamesi yayımlandı. Cumhurbaşkanı imzalı kararnamede, hırsızlık ve yağma suçlarında gözaltı süresinin 7 güne kadar uzatılabileceği düzenlemesi yer aldı.

12 Şubat, yedinci gün: En büyük can kaybına doğru

• AFAD, ölü sayısının 29 bin 605 olduğunu açıkladı. Ölü sayısının, Türkiye tarihindeki en fazla kaybın verildiği, 27 Aralık 1939 tarihinde meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki Erzincan depremini geçeceği de anlaşıldı. Erzincan depreminde 32 bin 968 kişi yaşamını yitirmişti.

TIKLAYIN | TÜRKONFED raporu: İş dünyası 72 bin can kaybı, 84 milyar dolarlık hasar tahmini yapıyor!

• Bölgede özellikle seyyar tuvalet ihtiyacının olduğu ve soruna halen çare bulunamadığı açıklamaları yapıldı.

• ‘Mucize kurtuluş’ haberleri seyreldi, ancak az sayıda da olsa kurtarma çalışmalarının sürdüğü bildirildi.

• Birçok kentte enkaz kaldırma çalışmalarına başlandı.

• Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın günlerdir tartışılan açıklamaları, sığınmacıları hedef alan son linç ve dayak görüntüleri ile yeniden gündem oldu. Mültecilerin bölgede yağma ve hırsızlık suçları işlediklerini söyleyen, yurtlara sadece mültecilerin yerleştirildiğini öne süren Özdağ, Hataylı iki depremzedeyi de ‘Suriyeli’ olarak göstermiş ve hırsızlık yaptıklarını öne sürdüğü gençler, daha sonra polisten dayak yediklerini açıklamışlardı. Özdağ, buna karşılık özür dilemeyeceğini, bilgiyi bir gazeteden aldığını ve doğrusunu öğrenince sildiğini söylemişti.