3) Bu toprakların kadim dillerinden biri olan Kürtçe üzerindeki baskıların hala devam ediyor oluşu, belediyelerimizin çok dilli faaliyetlerinin engellendiği, gazetecilerin görüşlerinden ötürü gözaltına alındığı, katledildiği ve cezaevine atıldığı bir süreçte ironik değil mi?
4) Yollara yazılan Peşî Peya (Önce Yaya) yazısını silip başında nöbet tutan zihniyet Kürtçe’nin tehdit olmadığını, çok dilliliğin bir zenginlik olduğunu eğer idrak etmişse hayırlı bir gelişme. Bu yüzyılda halen bunları tartışıyor olmamız bile maalesef çok acı bir durum.
5) Tuncer Bakırhan’ın eleştirilerine hak vermekle birlikte Dem Parti’nin İletişim Başkanlığının uzattığı eli tutması gerektiğimi düşünüyorum… Bence daha yapıcı bir yaklaşım bu kritik süreçte tünelin ucundaki ışığı yakınlaştırabilir.