ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde görev yapan gökbilimciler, dünya dışı yaşamın nerede olabileceğiyle ilgili yeni bir çalışma paylaştı. Çalışmada yaşamın, ötegezegenlerin aydınlanma çemberi adıyla bilinen bölgelerinde var olma ihtimali olduğu keşfedildi.
Independent Türkçe'nin haberine göre, The Astrophysical Journal adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırmada yaşamın, ötegezegenlerin aydınlanma çemberi adıyla bilinen bölgelerinde var olma potansiyeli ortaya kondu. Araştırmacılar, insanların Dünya haricinde yaşayabileceği başka bir gezegen daha bulmak için yıllardır çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda şimdiye kadar Güneş Sistemi dışında 5 bin 312 gezegen bulundu.
İklim modelleme yazılımından yararlanıldı
Kaliforniya Üniversitesi Irvine kampüsünden uzmanlar, bu çizginin bulunduğu bölgenin yaşanabilir olup olmadığını belirlemek için iklim modelleme yazılımından yararlandı. Yaşanabilir gezegenler konusunda şimdiye kadar yapılan araştırmalarda genellikle sularla kaplı yerlere odaklanılsa da jeofizikçi Ana Lobo'nun başını çektiği araştırma ekibi aydınlanma çizgisinin bulunduğu gezegenleri inceledi.
Sera etkisi meydana getirmesine yol açabilir
Bulgular daha fazla suyun, gelgit kilitlenmesi olan gezegenlerde dünya dışı yaşam ihtimalini düşürdüğünü gösterdi. Zira sıcaklık, bir gezegenin gündüz tarafındaki suları buharlaştırabilir. Bu durum, gezegenin etrafının buharla dolup taşarak sera etkisi meydana getirmesine yol açabilir.
Ancak ötegezegende daha fazla toprak olması halinde aydınlanma çemberinin daha yaşanabilir bir hale geldiği belirlendi. Uzmanlar, gece tarafı sebebiyle meydana gelen buzun, sıcaklıkla eriyerek aydınlanma çemberini daha yaşanabilir bir bölge haline getirebileceğini belirtti.
"Bu yeni ve egzotik yaşanabilirlik durumu artık sadece bilim kurgu konusu değil"
"Sıvı su için uygun sıcaklığa sahip bir gezegen gerekiyor" diyen jeofizikçi Lobo, aydınlanma çemberine sahip ötegezegenlerin bu potansiyele sahip olduğunu savundu.
Araştırma ekibinde yer alan fizikçi Aomawa Shields ise baş araştırmacı Lobo'yu kast ederek şu ifadeleri kullandı:
"Ana, gezegende çok fazla kara bulunuyorsa ‘aydınlanma yaşanabilirliği' dediğimiz senaryonun çok daha kolay bir şekilde var olabileceğini gösterdi. Ekibimizin ortaya çıkardığı bu yeni ve egzotik yaşanabilirlik durumu artık sadece bilim kurgu konusu değil."