Gündem

Adaların atları

Faytonlar kalktı, atlar ölüyor… Biz hayvansever miyiz fayton düşmanı mıyız?

15 Şubat 2020 21:33

Deniz Türkali*

Kalabalık bir okul hayal edin. Köhne bir okul. Sizin çocuğunuzun da içinde bulunduğu bir okul…
 
Çocuk Sevenler  Derneği çocukların çok zor şartlarda okudukları gerekçesiyle  okul binasının kapatılmasını talep ediyorlar. Okulda ölümcül bir salgın hastalık başlıyor. Ve karantinaya alınıyor. Ancak hastalıklı ve  sağlıklılar ayrılmadan bir arada tutuluyor. Sizin çocuğunuz da onların arasında...
 
Hasta olduğu söylenenler çare olmadığından daha fazla acı çekmemeleri için uyutulmaya götürülürken hastalıklı sanılan bir çocuk aradan kaçıyor ve sağlıklı olduğu ortaya çıkıyor.
 
Bu arada diğer sağlıklı çocukların anneleriyle birlikte onları kurtarmak için çareler arıyorsunuz. Lakin gittiğiniz her kapı yüzünüze kapanıyor bu arada her gün yeni ölüm haberleri geliyor. Sıra sizin çocuğunuza yaklaşıyor.
 
Köhne okul kapatılmaya karar veriliyor. Aynı anda Çocuk Sevenler Derneği ortadan kayboluyor. Okul kapatılınca konu da kapanmış oluyor onlar için.
 
Faytonlar kalktı, atlar ölüyor… Biz Hayvansever miyiz Fayton düşmanı mıyız?
 
Büyükada’da 2019 başında 130 Faytoncu koşulların düzeltilmesi için yetkili merciye dilekçe veriyor. Herhangi bir sonuç alınamıyor. Bilâhare ilkbaharda sadece Büyükada’da 10’dan fazla atta ruam hastalığı tesbit ediliyor. At sahiplerinden biri hastalığın bulaşmaması için uyutulmasını talep ediyor. Bu da yapılmıyor. Ve hasta at sağlıklı atların yanında bırakılıyor.
 
Faytoncular ve atların durumları ne olacak? Verilen bilgilerin gerçekliği kuşkulu, verilen bilgilerin garantisi yok, güvenilirliği yok, kaldı ki olumlu bir yanı da yok… Faytoncular ne ailelerini ne atlarını doğru dürüst besleyebiliyorlar. Atları da onların çocukları gibi.
 
28 Ağustos 2019’da Adalar Ulaşım Çalıştayı yapılıyor. Bu çalıştayda alınan kararla denetimlerin sıklaştırılması ve veteriner hizmetinin iyileştirilmesinin gerekliliği tesbitinde bulunuluyor.
 
Fakat bugün, 2020 Şubat ayında hâlâ at veterineri mevcut değil. Hâlâ “padok alanı” mevcut değil…
 
Faytonların kalkmasını atları düşündüğü için at sevgisinden talep edenler ne öneriyor şimdi atları yaşatmak için? İnsan türü yüzyıllardır evcilleştirdiği bu canlıların hangi özgürlüğünden söz ediyor? Hayatlarının sonuna kadar “sevgiyle” ahırlarında bakılmış olan atların aç kalma, hasta olma, ölüme terk edilme  özgürlüğü olsa gerek.
 
Güney Afrika’da dünyadaki en yırtıcı hayvanların bulunduğu Akvaryum’un son bölümünde kocaman bir ayna var; aynanın altında “En Tehlikeli Tür” yazmakta…
 
P24Blog editörünün notu: Adalardaki atların ölüme terkedilmesine karşı çıkan bir grup aktivistin, süren zulüme karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni gereğini yapmaya davet eden bildirisini, Deniz Türkali’nin izniyle yazısının sonuna ekliyoruz:

Hak İhlalleri ve Kamuoyuna Sesleniş

Adalarda atlar, at sahipleri, faytoncular, inanılmaz bir vurdum duymazlık ve zulümle karşı karşıyalar. 20 Aralık’tan beri, karantina adı altında, hasta ya da sağlıklı demeden bir arada ahırlarda hapis tutulan, yeterince hareket etme imkânları sağlanmayan atlar ölüyorlar. 
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ahırların etrafında hayvanların dolaşımlarını sağlayacak birer padok alanı çevirmeyi dahi örgütlemiyor.  Faytonlarına el konulan, hayvanları çalışamayan arabacı esnafının tüm gelirlerine böylece el konulmuş vaziyette. 
 
Çevre kurulunun 1 no’lu kararı bir karantina kararı değil, bir mesleğin yasaklanmasına atların tutsak edilmesine ve nihai olarak en temel hakların ihlal edilmesine dair bir karardır. Hayvanlara yeterli ve uygun yem İBB tarafından sağlanacak denildi, bu yapılmıyor. Gönderilen saman hayvanların yiyeceği evsafta değil, hatta küflü gelebiliyor, buğday, arpa, kepek, ezme gibi besinleri arabacılar ceplerinden alıyorlar, zira yetmiyor.
 
Atlarını satmak istemeyen çok sayıda at sahibi var, üç kuşaktır bu işi yapıyoruz, nasıl ayrılırız diyorlar; dahası atların satıldıktan sonra nereye nasıl gidecekleri konusunda hiçbir bilgi ya da güvence verilmiyor. Ve bir elle tutulmaz kültür varlığı, sit alanı olan Adalar’da, geri getirilemez biçimde yok ediliyor.
 
Birçok Adalı geçen haftadan beri hem tek taraflı ve tepeden inme yapılan tasarruflar hakkında suç duyurusunda bulundu, hem de İBB’ye karşı yürütmeyi durdurma kararı alınması için İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne başvuruyorlar. Zira İBB, bu tasarruflarla ilgili yetkiye sahip olmadığı gibi, faytonları yasaklama kararı, hayvanların yaşam hakkı başta olmak üzere hayvan haklarını ihlal eden, hayvanların ve onlarla birlikte yaşamak isteyen insanların aleyhinde sonuçlara yol açmıştır.
 
Ayrıca Adalar’da yaşayanları ulaşım hakkından mahrum etmiştir. Alınmış olunan kararlar kamu yararına değildirler.
 
Adalarda Atlarla Yaşam Hakkı Savunucuları


*Bu yazı, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ten yayımlanmıştır.