23 Mayıs 2024 12:48
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20’si tutuklu 61 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına devam ediliyor. Duruşmada tahliyesini talep eden tutuklu sanık eski AKP Ankara İl Yöneticisi Barış Kurt, ''Benim ruhsatlı silahımı emniyet ruhsatsız diye savcılığa yazı gönderiyor. Savcılık da bana soruyor ceza vermek için'' iddiasında bulundu.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20'si tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşması Sincan Cezaevi’nde devam etti.
Duruşmada sanıkların ve avukatların tahliyelerine ilişkin talepleri alındı. Tahliyesini ve beraatini isteyen tutuklu sanık eski AKP Ankara İl Yöneticisi Barış Kurt, HTS inceleme tutanağına, BTK’dan gelen verilerin haritalara yanlış yerlere yerleştirildiği ve düzmece bir dosya nedeniyle tutuklandığını savundu. Barış Kurt aynı zamanda ''Benim ruhsatlı silahımı emniyet ruhsatsız diye savcılığa yazı gönderiyor. Savcılık da bana soruyor ceza vermek için'' iddiasında bulundu. Kurt, şöyle devam etti:
''Bir aydır gece gündüz düşünüyorum. HTS kayıtlarına bakma ihtimaliniz oldu mu? Erkan Doğan isimli kişi birçok suçtan sabıkası olan kişi. Ben mühendis adamım, onunla yarışamam. Ayrıca ben bir sürü suça karışmış birini neden makam şoförü diye yanıma gezdireyim? Benim bugün burada anlatacaklarım sadece Erkan Doğan’a karşılık değil. Bu davadaki ifadeler organize şube müdürleri tarafından yazılmıştır. Yargı yanıltılmıştır. Ben buna dair suç duyurusunda da bulundum. Benim sabıkam yok. HTS inceleme tutanağına, BTK’dan gelen veriler haritalara yanlış yerlere yerleştirilerek tutuklandık. Erkan Doğan’a şiddet uygulandığı söylenen Akman Plaza’da Ayhan Bora Kaplan, Muhammed Kaplan ve Adnan Kaplan’ın hiçbir zaman aynı anda orada olmadığı da HTS kayıtlarından belli. Nitelikli yağmadan ben tutuklandım. İddianamede Erkan Doğan’a ait olan ve yağmalanan cep telefon ile baz verdiği söylenen telefon başka. Buna bile dikkat edilmemiş. Ben bundan tutukluyum böyle bir şey olabilir mi?
Birilerin koltuk ve para sevdası yüzünden oldu bunlar. Ben eğer ilk gün emniyette dedikleri ifadeleri verseydim başıma bir şey gelmeyecekti. Yüzüme bile bakmıyorsunuz neyim ben terörist miyim? Ben ne yaptım da cezaevindeyim? Erkan Doğan’ın sürekli değiştirdiği ifadeler eniyle yapıyorum. Ben hiçbir şey yapmadım, hiç kimseyi dövdürmedi. Ben Ayhan Bora’yı tanırım arkadaşımdır. Erkan Doğan ile geçmişten zaten yıllar öncesinden tanırım ama onu yanımda çalıştırmadım. Benim hayatım kararıyor. Lütfen bakın şu HTS kayıtlarına. Adaletinize güveniyorum demek istiyorum. 2003’te geldim ben Ankara’ya. 20 yıllık emeğim gitti, uluslararası yayınlarım var. Bazılarının koltuk bu Erkan Doğan’ın da para sevdasına yapıldı bunlar. Benim aracımda yakalanan ruhsatlı silahımı ruhsatsız dediler polisler yırtıp attılar. Savcıya ‘neden bakmadınız koduna’ diye sordum. Benim ruhsatlı silahımı emniyet ruhsatsız diye savcılığa yazı gönderiyor. Savcılık da bana soruyor ceza vermek için. Bu hale mi geldi devlet? Ben tahliyemi, beraatimi istiyorum.''
Tutuklu sanık Kanber Keskin, ''Ben örgüt kurmadım, yöneticisi de değilim. Ben herhangi bir suça da karışmadım. Baskı ve tehdit ile Ayhan Bora Kaplan aleyhinde ifade vermedik diye burada müebbet hapis ile yargılanıyoruz. Ben herhangi bir suça karışmadım. Tahliyemi talep ediyorum, beraatimi istiyorum. Önce Allah’ın adaletine sonra da sizin adaletinize güveniyorum'' diye konuştu.
Tutuklu sanık Sercan Keleş, “Bizi buraya cinayet zanlısı olarak getirdiler. Semih bizim kardeşimiz. Bizim burada dahlimiz varsa zaten ortaya çıkacaktır. Bizim kendimize güvenimiz tamdır. Bizim annelerimizin ahı bu zulme ortak olanların yakasını bırakmayacak. Sizin adaletinize güveniyorum. Tahliyemi talep ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Barış Kurt’un avukatlarından Nazmi Kobal, “Erkan Doğan gibi 8-9 tutarsız ifade veren, pek çok suç kaydı olan bir isim neden bu dosyaya dahil ediliyor? Müvekkilim bir odaya alınıp polislerce ‘Senin söyleyeceklerin burada oturan sanıkların söyleyeceklerinden daha gerçekçi ve daha bağlayıcı olacağı için şu şu isimleri dahil etmeni talep ediyoruz.’ deniyor. Bu da kendisinin eski bir yönetici olduğu için isteniyor. Ama müvekkilim bunu kabul etmiyor. Geç kalınmış adalet adalet değildir. Ben müvekkilimin en ağır adli kontrol şartlar da olsa uygulanarak tahliyesini talep ediyorum.
Barış Kurt’un avukatlarından Muhammed Hardalaç ise devam eden yargılamanın dosyada yaşanan gelişmeler nedeniyle adil olmayacağını ileri sürerek, şunları söyledi:
''Organize Şube’nin bütün bilgisayarlarına şu an el konulmuş durumda. Şu aşamaya kadar kaç kolluk kuvveti hakkında soruşturma başlatılacağı bile belli olmazken devam eden yargılama adil olmayacaktır. Çünkü kimse bu durumda kolluk kuvvetleri soruşturmayı etkilemedi diyemez. Gizli tanık aşikar oldu ‘zorla ifade verdim’ diyor. Biz ise bunları duymamış gibi yargılamaya devam edemeyiz. Şu an gözaltına alınanlar arasında Organize Şube Müdürü yok bir altı var. Çünkü burada klik bir yapı var. Gizli tanık Serdar Sertçelik beyanları ile tanzim edilmiş bir dava dosyasında, bu tanığın zorla ifade verdiği ortadayken Sertçelik’in ilk ifadesi ile hüküm kurulması bağımsız adaletin tecelli etmesini mümkün kılacak mıdır? Bizim beraate ilişkin bir kaygımız yok. Gerekirse istinafa, AİHM’e başvururuz. Bizim tutukluluğa itirazımız var. Gizli tanık beyanları delil olarak kullanılamaz. Baz raporuna ilişkin veriler hukuka aykırılıklar içermektedir. Tahliyesini talep ediyoruz. Tahliye olmazsa da adli kontrol şartların uygulanmasını istiyoruz.''
Mahkeme başkanı, duruşmaya dün tahliye talebinde bulunmayan tutuklu sanıklar ve avukatlarının beyanlarıyla devam edileceğini bildirdi.
Sanık ve avukat beyanlarına geçilmeden önce Bora Kaplan mahkeme başkanından söz isteyerek, 16 Nisan'da görülen duruşmada mahkeme başkanı'na yönelik, "Efendim bir tanem" sözleri nedeniyle heyetten ve mahkeme başkanından özür diledi.
Kaplan, ilk beyan verdiği esnada kendini anlatmaya çalışırken kelimenin yanlışlıkla ağzından çıktığını belirterek, "O an da hararetle size 'Efendim bir tanem.' diye hitap etmiştim. Sonrasında özür de diledim. Herkesin önünde sizden ve makamınızdan tekrar özür diliyorum. Ben devletin hiçbir memuruna saygısızlık yapmadım, yapmam da. Basında yer alan haberlerin birçoğu asılsızdır. Gazetecileri de vicdana davet ediyorum" diye konuştu.
Mahkeme başkanı da Bora Kaplan'ın özrünü kabul ederek, "İlk celsede söylemişsin ve defaatle özür dilemişsin zaten. Kimin neyi, ne niyetle söylediğini biliriz, kötü niyet hissedersek gereğini yaparız." dedi.
Duruşmanın devamında, tahliye talebinde bulunması için tutuklu sanıklara söz verildi.
Sanık Barış Kurt, bilirkişinin hazırladığı HTS raporunun gerçekleri yansıtmadığını, aldıkları bir başka raporla müşteki Erkan Doğan'ın beyanlarının doğru olmadığını ispatladığını savundu. Kurt, dosya içerisindeki inceleme tutanaklarının iddianamenin temelini oluşturduğuna değinerek, kayıtlardaki verilerin haritalarda yanlış yerleştirildiğini ve tekrar incelenmesi gerektiğini öne sürdü.
Gözaltına alındığı sırada polislerin, kendi arabasından alınan silahın ruhsatını yırttıklarını da savunan Barış Kurt, şöyle konuştu:
"Emniyette baskı altında söylenilenleri kabul etmediğim için şu an buradayım. Bora Kaplan benim arkadaşımdır. Ben eğer ilk gün Bora Kaplan'ı satsaydım, emniyette bana söylenenleri söyleseydim bu işler benim başıma gelmeyecekti. Ben Murat Çelik'i falan tanımam. Erkan Doğan para için, bazı insanlar da koltuk için, benim hayatımı bitirdiler. Adaletinize güveniyorum. Tahliyemi talep ediyorum."
Sanık Kanber Keskin de iddianamede örgüt yöneticilerinin arasında yer aldığını fakat tanıkların verdiği beyanlarda isminin geçmediğini, baskı ve tehdit altında Bora Kaplan'ın aleyhine ifade vermediği için yargılandığını iddia ederek, tahliyesini istedi.
Sanık Sercan Keleş de üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu sanıkların taleplerinin ardından sanık avukatlarının talepleri dinlendi.
Bora Kaplan'ın avukatlarından Umut Köroğlu, Kaplan'ın gözaltına alınması operasyonunun yasa dışı olduğunu öne sürdü. HTS kayıtlarıyla ilgili raporu hazırlayan bilirkişinin kısa süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığından (KOM) ayrılan bir polis olduğunu, bazları yalan yanlış tanzim ettiğini iddia ederek, bilirkişi hakkında evrakta sahtecilikten suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Duruşmaya yarın sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.
Ayhan Bora Kaplan duruşmasında yaşananlar20 Mayıs- TIKLAYIN | Ayhan Bora Kaplan: 'Bakanlarla, bürokratlarla ilgili ifade ver' dediler, vermedim; bu nasıl bir devlet? Ayhan Bora Kaplan tarafından işkenceye uğradığını iddia eden Erkan Doğan dinlendi. Erkan Doğan, "Kaplan’ı şikayet ettiği süreçte polise ve yargıya inancının kalmadığını'' ifade ederek, "Yeni emniyet kadrosuna yeni içişleri bakanı Ali Yerlikaya’ya güvendim ve o yüzden buradayım. Ayhan Bora Kaplan, siyasetçi olduğu için Barış Kurt’a yaranmak için bana bunları yaptı. Ben Ayhan Bora Kaplan’ı saldığı korku ve uyuşturucu ticareti nedeniyle bilirim. Hayatımı elimden alan bu kişilerden şikayetçiyim" dedi. 21 Mayıs- TIKLAYIN - Ayhan Bora Kaplan'dan soru yönelten mahkeme başkanına: Efendim bir tanem Ayhan Bora Kaplan, siyasetçi olduğu için Barış Kurt’a yaranmak için bana bunları yaptı. Ben Ayhan Bora Kaplan’ı saldığı korku ve uyuşturucu ticareti nedeniyle bilirim. Hayatımı elimden alan bu kişilerden şikayetçiyim" dedi. Doğan'ın beyanlarının ardından mahkeme başkanı ile soru yönelttiği Ayhan Bora Kaplan arasında da ilginç bir diyalog yaşandı. Diyalog tutanağa da geçti. 22 Mayıs- TIKLAYIN - Ayhan Bora Kaplan: FETÖ’cüler ülkeyi ele geçirseydi, ben bugün idam cezasıyla yargılanırdım Duruşmada sanıkların talepleri alınırken tahliyesini talep eden tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan, “Bu medya niye sürekli beni yazıyor. Çünkü 15 Temmuz’da lanetlendim ben. Ama bugün yine olsa yine çıkardım, cezaevinde olsam demir parmakları kırar çıkardım. 15 Temmuz’da FETÖ’cüler ülkeyi ele geçirseydi, ben bugün idam cezasıyla yargılanırdım.” diye konuştu. 22 Mayıs - TIKLAYIN - Ayhan Bora Kaplan davası | Mahfuz Tatar'ın kardeşinden Kaplan'a: Asıl uyuşturucu baronu seninle Süleyman Soylu! İlhan Tatar da dinlendi: "Asıl uyuşturucu baronu seninle Süleyman Soylu!"Cinayete kurban giden Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, bu duruşmada dinlendi ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ismini vererek tutanaklara geçirdi. İlhan Tatar, Ayhan Bora Kaplan’a ''Asıl uyuşturucu baronu sensin, seninle Süleyman Soylu'' dedi. Bunun üzerine Ayhan Bora Kaplan, İlhan Tatar’a ''Devlet büyüklerimiz hakkında doğru dürüst konuş'' diye karşılık verdi. Kaplan'ın talimatıyla öldürüldüğü öne sürülen Mahfuz Tatar cinayetine ilişkin müştekiler bu duruşmada dinlendi. Müştekilerden öldürülen Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar,' 'Bürokrasinin, hakimlerin ve savcıların olduğunu biliyoruz bu cinayette. Suç duyurularımız hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Biz bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Şikayetçiyim'' dedi. Müşteki Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, Ayhan Bora Kaplan’ın kendisine bu işten çekilmesi için adamları aracılığıyla para teklifinde bulunduğunu ileri sürdü. |
© Tüm hakları saklıdır.