13 Nisan 2018 06:03
ABD Başkanı Donald Trump’ın, ülkesinin diğer kurumlarının haberi olmaksızın Suriye’deki ABD askerlerini geri çekeceğini açıklamasının üzerinden birkaç gün geçmeden, Suriye’nin Doğu Guta bölgesindeki Duma kasabasında kimyasal saldırı gerçekleştirildiği iddiası dünyanın dört bir yanındaki gazetenin manşetinde yer aldı.
Suriye’nin başkenti Şam’ın doğusunda yer alan Duma’da, cumartesi günü gün batımından sonra gerçekleştiği iddia edilen saldırıyla ilgili olarak sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar ve videolar, yıllardır çatışmaların yaşandığı ve binlerce sivilin hayatını kaybettiği bölgedeki savaşın kirli yönünü gözler önüne seriyordu. Çeşitli kaynaklar tarafından saldırıda yaklaşık onlarca kişinin hayatını kaybettiği duyurulurken; son raporlarda bölgede 500’ten fazla kişinin ‘göz yanması, solunum problemi, ağızdan ve burundan beyaz köpük gelmesi’ gibi kimyasal saldırı sonucuyla uyum gösteren şikayetleri olduğu kaydedildi.
Kimyasal saldırı iddiaları, Suriye’de hükümet ve müttefikleri ile yapılan anlaşmalar sonrasında silahlı muhaliflerin geri çekildiği, militanların elindeki son bölge olan Doğu Guta'ya yönelik son Suriye ordusu operasyonları öncesinde geldi. Perşembe sabaha karşı yapılan açıklamalarda da Suriye ordusunun Doğu Guta’da tamamen kontrolü sağladığı duyuruldu. Suriye ordusunun Doğu Guta'yı Ceyşul İslam’ın (İslam Ordusu) elinden aldığını açıklayan Rusya Savunma Bakanlığı'nın Suriye'deki Ateşkesi İzleme Merkezi’nin yöneticisi Tümgeneral Yuriy Yevtuşenko gazetecilere yaptığı açıklamada "Suriye Arap Cumhuriyeti tarihinde bir dönüm noktası yaşandı. Duma'daki binaya asılan resmi Suriye bayrağı bu yerleşimde ve dolayısıyla Doğu Guta'nın tamamında kontrolün yeniden sağlandığını gösteriyor" dedi.
Kimyasal saldırı iddiası, Suriye konusundaki cepheler tarafından birbirinin zıddı açıklamalarla ele alındı. Suriye yönetimi ve Rusya ile İran iddiaları yalanlarken; başta ABD, Fransa ve Birleşik Krallık olmak üzere ‘Batı cephesi’ ise mevcut gündemi olası bir 'askeri müdahale’ için gerekçe olarak kabul etti. En sert çıkışlar Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May ve ABD Başkanı Donald Trump’tan gelirken; İtalya ve Almanya ise ‘askeri müdahale’ ihtimali karşısında kısmen çekingen davranan odaklar oldu. Suriye konusunda ‘müdahil’ ülkelerden gelen son açıklamalar şöyle:
Olası bir askeri müdahalenin ‘sadece bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırmaya yarayacağı’ uyarısında bulunan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ‘kimyasal saldırı’ iddialarının Suriye’nin zafer kazandığı dönemlerin hemen ardından gelmesine vurgu yaptı. "Suriye ordusunun radikal teröre karşı savaş meydanında sağladığı her zafere karşı eşzamanlı olarak, Batılı bir kısım devletler, Suriye'ye karşı tırmandırmalarda bulunarak olayların akışını değiştirmeye çalışıyor” diyen Esad, ‘yalan dolana dayalı tehditlerin’ Doğu Guta ve çevresinin radikal terörden kurtarılması sonrasında yaşandığını ifade etti.
Savaş istemediklerini ancak hazır olduklarını söyleyen Esad’ın danışmanı Buseyna Şaban da, "Savaşın kuralları Şam'ın lehinde değişti. Bugün, önceye kıyasla daha iyi formdayız. Şu anda yaşananlar psikolojik savaş. Batı, bu yolla başarısızlığının ardından güç gösterisi yapmak istiyor” açıklamasında bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye rejimine yönelik askeri operasyon senaryolarını ele almak üzere Savunma Bakanı James Mattis dâhil üst düzey güvenlik danışmanlarını Beyaz Saray'daki Kabine Odası'nda topladı. Ancak Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada Trump'ın danışmanları ile yaptığı toplantıdan karar çıkmadığı açıklandı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklama, "Suriye konusunda nihai bir karara varılamadı. Trump, istihbarat bilgilerini değerlendirip müttefik ülkeler ile görüşmeye devam ediyor. Trump, Fransa, İngiltere liderleri ile telefonda görüşecek" dendi.
Kimyasal saldırı iddialarının ardından Rusya’yı ‘füze saldırısıyla’ tehdit eden Trump ise toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, “Duruma çok ciddi ve yakından bakacağız. Neler olacağını göreceğiz arkadaşlar. Dünyanın bizi böyle bir duruma sokması çok kötü” ifadelerini kullandı. Daha önce "Rusya Suriye'ye atılacak her tür füzeyi vuracağını söylüyor. Hazır ol Rusya. Çünkü füzeler gelecek" açıklamasında bulunan Trump, "Rusya ile ilişkilerimiz Soğuk Savaş da dahil en kötü dönemini yaşıyor. Bunun için bir sebep yok. Rusya ekonomisine yardım etmemize ihtiyaç duyuyor, ki bunu yapmak çok kolay olur ve tüm ulusların birlikte çalışmasına ihtiyacımız var. Silah yarışını durduralım mı?" paylaşımında bulunmuştu.
Doğu Guta bölgesinde kimyasal saldırı gerçekleştirildiği iddialarının ardından, dört gün önce Suriye konusundaki kararını "24 ila 48 saat içinde" vereceğini duyuran ABD Başkanı Trump, perşembe günü Washington saatiyle saatiyle 03.00 sıralarında Twitter'dan yaptığı paylaşımda ise "Suriye’ye saldırının ne zaman gerçekleşeceğini hiçbir zaman söylemedim. Çok yakında olabilir ama hiç yakın da olmayabilir. Her halükarda, benim yönetimim altında ABD, bölgede IŞİD’den kurtulmak konusunda çok iyi bir iş yaptı. ‘Teşekkürler Amerika’mız nerede?" demişti.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Ulusal Güvenlik Toplantısı öncesindeki ABD Kongresi'nde yaptığı açıklamada, Suriye’de bir kimyasal saldırı gerçekleştiğine inandığını belirtirken şu anda ellerinde somut bir kanıt bulunmadığını söyledi ve ABD’nin kanıt toplamak için sahaya görevliler göndermek istediğini ekledi.
MSNBC’ye konuşan ‘isimlerini vermek istemeyen’ ABD’li yetkililer ise sivillere yapılan kan ve idrar testlerinde kimyasal silah bulgusuna ulaşıldığını iddia etti.
Saldırı iddialarının ardından, Suriye yönetimiyle birlikte Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) uzmanlarına olay yerine gelerek incelemelerde bulunma çağrısı yapan Rusya’dan gelen son açıklamada, BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya Birleşmiş Milletler üyesi olan Suriye’ye yönelik ‘güç kullanma tehditleri’nin BM Tüzüğü’ne aykırı olduğunu vurguladı ve ABD ile müttefiklerine eyleme geçmeme çağrısında bulundu.
Tüzük dışılık tespiti Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova tarafından da dile getirildi. "Washington'dan militarist açıklamalar gelmeye devam ediyor. Suçlamalar sadece Şam yönetimine değil, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimini koruduğu ve doğal olarak sorumluluğu paylaştığı savunulan Rusya'ya da yöneltiliyor” diyen Zaharova, uluslararası toplumun tüm sorumluluk sahibi üyelerini bu tür suçlamaların, tehditlerin ve eylemlerin olası sonuçları üzerinde ciddi biçimde düşünmeye davet ettikleri söyledi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov Rusya ile ABD arasındaki çatışmayı önleme hattının aktif durumda olduğunu ve taraflar tarafından kullanıldığını belirtirken; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de ''Dünyadaki durum endişe verici, sağduyunun galip gelmesini umuyoruz'' mesajını verdi.
Suriye konusunda Rusya ve İran liderleriyle Ankara’daki zirvede bir araya gelen Türkiye'den yapılan son açıklamada ise Duma’daki saldırının Şam yönetimi tarafından gerçekleştirildiğine dair ‘kuvvetli şüpheler’ bulunduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunduğu kimyasal silah tasarısının Rusya tarafından veto edilmesini ‘kaçırılmış çok önemli bir fırsat’ olarak nitelendiren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Eğer ABD Suriye’ye saldırırsa Türkiye, NATO üyesi olarak bu saldırıyı destekleyecek mi?” sorusuna “Bir kriz yaşanıyor. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bakalım gelişmeler neyi gösterecek. Biz de süreci yakından izlemeye devam ediyoruz” yanıtını verdi. Aksoy, basın toplantısında gazetecilerin, ABD’nin olası Suriye saldırısında İncirlik üssünü kullanmayı talep etmesi durumunda Türkiye’nin tutumunun ne olacağına ilişkin ısrarlı sorularını ise ‘spekülatif' olarak nitelendirerek açık bir yanıt vermedi.
TIKLAYIN - Dışişleri, "Türkiye, Suriye'ye saldırıyı destekleyecek mi" sorusunu yanıtladı: Bakalım...
ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı görüşmelerin ardından, Suriye’de yaşanan krizde ‘arabuluculuk’ rolünü üstlendiği yorumları yapılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise perşembe günü bir açılış törenindeki konuşmasında, "Suriye'deki gelişmeler tüm dünya çapında bir güvenlik krizine yol açmıştır. Suriye'deki rejim bizim gözümüzde zaten kapkara bir sicile sahiptir. Suriye'nin bilek güreşi sahasına çevrilmesinden rahatsızız. Dün akşam Trump'la görüştük, bugün Putin'le görüşeceğim. Birlikte kimyasal katliamı nasıl durdururuz bunu konuşacağım. Kimsenin Akdeniz ve Suriye topraklarını yakmaya hakkı yok” ifadelerini kullandı.
Perşembe akşamı Suriye konusunda 2 saatlik bir toplantı gerçekleştiren Başbakan Theresa May liderliğindeki Birleşik Krallık kabinesi, ‘kimyasal saldırıya’ yönelik tepki konusunda ABD ve Fransa’yla koordineli davranılacağı açıklamasında bulundu.
TIKLAYIN - Trump ve May, Suriye'ye yönelik 'ortak tavırda' anlaştı
Açıklamada, “Kabine, Esad rejiminin kimyasal silah kullanımı konusunda kaydı bulunduğu ve cumartesi günkü saldırıdan büyük ihtimalle rejimin sorumlu olduğunu kabul etti. Kabine, kimyasal silah kullanımının karşılıksız kalmaması gerektiği konusunda birleşti ve insani krizler ile kimyasal silahların gelecekte Esad rejimi tarafından olası kullanımları konusunda karara vardı” dendi.
TIKLAYIN - İngiltere'de kabineden Başbakan May'e destek
Suriye'ye olası saldırıya ABD ve İngiltere ile birlikte katılması beklenen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığına dair ellerinde kanıt bulunduğunu iddia etti. TF1 kanalına konuşan Macron, ''Geçen hafta kimyasal silahların, en azından klorinin kullanıldığı ve bunun Beşar Esad rejimi tarafından kullanıldığına dair kanıtımız var’’ dedi ve ABD Başkanı Trump’la her gün görüşme halinde olduğunu aktararak, ''Kendi tercih ettiğimiz zamanda, en yararlı ve en etkili olacağına hükmettiğimizde, karşılık vermekle ilgili kararlarımızı alacağız'’ diye ekledi.
TIKLAYIN - Macron: Esad'ın kimyasal silah kullandığına dair kanıtımız var
Suriye’ye yönelik askeri operasyon konusunda en hevesli davranan ülkeler olan ABD, Fransa ve Birleşik Krallık’la yakın ekonomik ilişkiler içerisinde bulunan ve yakın zamanda yeni anlaşmalara imza atan; Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed bin Salman da, ‘ortaklarıyla kurduğu müttefikliğin gerektirmesi’ halinde ‘kimyasal saldırı’ya yanıt vermeye hazır olduklarını söyledi.
Suriye'ye yönelik olası bir hava saldırısına Almanya'nın kesinlikle katılmayacağını açıklayan Başbakan Angela Merkel, "Ancak kimyasal silah kullanılmasının kabul edilmeyeceğini göstermek için yapılması gerekenleri biliyor ve destekliyoruz” diye konuştu. Merkel, bu çerçevede Almanya'nın BM Güvenlik Konseyi'nin bütün faaliyetlerinin ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün çalışmalarını desteklediğini vurguladı.
TIKLAYIN - Merkel'den Suriye açıklaması: Almanya hiçbir hava saldırısına katılmayacak
Almanya’nın ardından Suriye’ye yönelik olası bir askeri operasyona müdahil olmayacağını açıklayan bir diğer ülke de İtalya oldu. Agenzia Nova haber ajansı, İtalya Başbakanı'nın ofisinden kaynaklara dayandırdığı haberinde, İtalya Başbakan Vekili Paolo Gentiloni'nin Suriye krizi konusunda müttefik liderlerle yaptığı telefon görüşmelerinde, herhangi bir saldırıya katılmayacaklarını söylediğini duyurdu. Habere göre bununla birlikte Gentiloni, İtalya'nın uluslararası ve ikili anlaşmalar uyarınca müttefiklere lojistik destek sağlamaya devam edeceğini garanti etti.
TIKLAYIN - Almanya'nın ardından İtalya da Suriye'de herhangi bir saldırıya katılmayacaklarını duyurdu
İran Dışişleri Bakanlığı 'kimyasal saldırı’ haberlerinin hemen ardından yaptığı açıklamada iddiaların olgulara dayanmadığını ve Batı tarafından Şam hükümetine karşı askeri tavır almanın bahanesi olarak kullanıldığını savunurken; Şam'ı ziyaret eden İran'nın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti de ABD'nin olası saldırısına karşı Suriye hükümetinin yanında olduklarını belirtti.
BM'ye bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Suriye'nin kimyasal silah saldırısı düzenlendiği iddia edilen Duma bölgesinde cumartesi incelemelere başlayacağını duyururken; Suriye yönetimi ise geç kalınması halinde Batı’nın sorumlu tutulacağı açıklamasında bulundu. Rusya ve Suriye, iddiaların ardından OPCW’ye bölgeye gelerek incelemelerde bulunma çağrısı yapmış ve güvenliğin sağlanacağını bildirmişti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise ‘kimyasal saldırı’ iddiası karşısında daimi üyeler ABD ve Rusya’nın tasarı savaşına sahne oldu. ABD'nin sunduğu, "Suriye'de kimyasal silah kullanımı soruşturması ve sorumluların belirlenmesi için Birleşmiş Milletler (BM) mekanizması kurulmasını" talep eden tasarıyı Rusya veto ederken; Moskova'nın kimyasal silah saldırı iddiasının soruşturulmasını talep ettiği tasarıysa, gerekli olan 9 ülkenin desteğini alamadığı için kabul edilmedi.
Rusya, BMGK'yı Suriye meselesini görüşmek üzere cuma günü için bir kez daha toplantıya çağırdı.
© Tüm hakları saklıdır.