10 Ocak 2025

Sisli Vadi dosyasında “yüz kızartan” vahim iddialar

Yaşa Ailesi'nin iddiasına göre; Kırklareli’nde müteahhitlik yapan bir iş insanı, dönemin valisi Osman Bilgin’e ticari faaliyetlerini yürütebilmek amacıyla rüşvet vermek zorunda kaldı

Kırklareli’nin İğneada beldesinde yaşanan sel felaketi sırasında Sisli Vadi adlı tesiste konaklayanlardan altısının ölümü ile ilgili dava geçen kasımda sonuçlandı.

Yargılama sürecinde yeni göreve gelen savcının “olası kastla ölüme sebebiyet vermekten” ceza istemesine karşın yargılamayı yapan mahkeme, hazırlık soruşturmasında görev alan savcının hazırladığı iddianamedeki “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına sebep olma” suçundan ceza verdi ve sanıklar düşük cezalar aldı.

Dava sonunda tesisin sahibi Bülent Bayrak 11 yıl 3 ay, tesis sorumluları Cenan Aydın ile Büşra Gökgöz de 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırıldı.

Faciada yaşamlarını yitirenlerin aileleri, kararı istinafa taşıdı.

Ancak süreç bununla sınırlı değil.

Kaçak işletildiği ortaya çıkan tesiste kızı ve damadını yitiren Yaşa ailesi, yargılamayı çok yakından takip etti. Facianın kamu görevlilerini ilgilendiren idari boyutunun dışında özellikle adli soruşturmanın hazırlık aşamasında yaşanan “tuhaflıklar”, aileler tarafından Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) taşındı.

Sel baskınında iki çocuklarını kaybeden Yaşa Ailesi, Ocak 2024’te dosyanın hazırlık soruşturmasını yürüten Savcı Muzaffer Lekesiz ile dönemin Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Hazım Arslancı hakkında HSK’ya suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunun konusu, genel anlamda savcılığın dosyaya karşı gösterdiği duyarsızlıktı. Zaten bu duyarsızlığın gerekçesi geçen mayısta anlaşıldı.

Zira; facianın yaşandığı tesisin sahibi Bülent Bayrak ile Kırklareli Adliyesi yönetiminin “dostluğu” vardı.

Hatta Mayıs 2022’de aralarında Başsavcı Hazım Arslancı, Savcı Muzaffer Lekesiz, sonradan Sisli Vadi davasını yürüten Adalet Komisyonu Başkanı ve Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Gedik ile mahkeme heyetinin üyesi ve aynı zamanda Savcı Lekesiz’in eşi Merve Lekesiz’in yer aldığı kalabalık adliye yönetiminin kaçak işletilen Sisli Vadi’de “Yaza Merhaba” pikniği yaptığı ortaya çıktı.

Büyüteç’te bu konuyu geçen mayısta duyurdum.

Bu arada Başsavcı Arslancı, HSK’nın yaz atamaları çerçevesinde görevden alındı. Yargıtay’a tenzil-i rütbe ile düz savcı yapıldı. Soruşturma Savcısı Lekesiz de Van’ın Erciş ilçesine gönderildi.

Yaşa Ailesi’nin geçen yıl ocaktaki başvurusuna HSK yönetimi, yılın son günlerinde yanıt verdi. 

HSK’nın neredeyse bir yıl boyunca değerlendirdiği şikâyet dilekçesine gelen yanıtta; Savcı Muzaffer Lekesiz ile Başsavcı Arslancı hakkındaki şikâyetin HSK’nın Birinci Dairesi’nce “işleme konulmadığı” bildirildi.

Yaşa Ailesi, kendilerine ulaşan yanıt sonrasında yasal haklarını kullanarak yine HSK nezdinde geçen hafta itiraz etti.

Dilekçedeki şantaj iddiaları

Bu itiraz dilekçesinde çarpıcı iddialar yer alıyor.

Yaşa Ailesi, itiraz dilekçesinde ismi geçen yargı mensuplarından birinin, kentte yaşayan K.G.K. adındaki kadınla evlilik dışı ilişkisinin olduğu iddiasını gündeme getirdi.

Hatta, yargı mensubunun söz konusu kadınla zaman zaman Sisli Vadi’ye geldiği ifade edildi. K.G.K.’ya 2023’ün bahar aylarında Edirne’de özel bir klinikte gebelik sonlandırma işlemi yapıldığı bilgisine de dilekçede yer verildi. Bu bilginin, aynı dönemde tüm Kırklareli Adliyesi’nde bilindiğini savunan Yaşa Ailesi, kaçak tesisin sahibi Bülent Bayrak’ın, facia ile ilgili adli soruşturma sırasında tesisteki konaklama esnasında çekilen görüntülerle şantaj yaptığı iddiasını gündeme getirdi.

Aile, dilekçede şu görüşe yer verdi:

“(…) Dolayısıyla evlatlarımızı kaybettiğimiz bu elim olay neticesinde Bülent Bayrak, yakalandığında üzerinde birden fazla telefon hattı ve bilgisayarı da vardı. Bülent Bayrak’ın telefonlarına ve bu dijital materyallere el konulması üzerine Bülent Bayrak tarafından kişiler gelerek yargı mensubuna tesisteki özel görüntülerden bahsederek şantaj yapmıştı.

Dijital materyallerdeki özel görüntülerin silinmesine karşılık içerisinde olay anına ilişkin ve tesisteki özel ilişkilere ait görüntüler olan bu dijital materyaller Bülent Bayrak’a geri teslim edilmiştir.

Ve bu şantaj neticesinde Bülent Bayrak için tahliye sözleri verilmiştir. Ancak bizim yoğun çabamız ve Sisli Vadi davasının basına yansıması, kamuoyuna mal olması neticesinde bu söz yerine getirilememiştir. Ancak dava süresi boyunca Bülent Bayrak’ın tahliyesi ve en az ceza ile bu olaydan kurtulabilmesi için ellerinden geleni yapmışlardır. (…)”

Yaşa Ailesi, “elbette şantaja uğrayan sadece bu isim değildi. Sisli Vadi Bungalov Tesisi, Kırklareli genelinde üst düzey yetkililerin ve iş adamlarının bu tarz gayrı meşru ilişkilerine imkan ve hizmet sağlamasıyla da meşhurdu. Bülent Bayrak’ın selden önceki dokunulmazlığının sebebi buydu. Bülent Bayrak, Hazım Arslancı, Muzaffer Lekesiz ve Hüseyin Gedik ile çok yakındı, HTS ve PTS kayıtlarına, telefon baz sistemlerine bakıldığında iddialarımızın doğruluğu ispatlanacaktır.”

İş insanına şantaj iddiası

Yaşa Ailesi’nin dilekçesindeki iddialar bununla sınırlı değil. Aile, İçişleri Bakanlığı’nca hakkında soruşturma izni verilen dönemin Kırklareli valisi Osman Bilgin’in de adının karıştığı bir olayı HSK’ya aktardı.

İddiaya göre; Kırklareli’nde müteahhitlik yapan bir iş insanı, dönemin valisi Osman Bilgin’e ticari faaliyetlerini yürütebilmek amacıyla rüşvet vermek zorunda kaldı.

Söz konusu iş insanı, Sisli Vadi’de yasa dışı biçimde gizli görüntü kaydına alındı. Bu kayıtlar karşılığında ise iş insanından para alındı.

Yaşa Ailesi’nin dilekçesinde iddianın ayrıntıları şöyle aktarıldı:

“(…) İş insanı, bu olayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görevden ayrılmasından kısa bir süre sonra Mülkiye Teftiş Kurulu Başkan Yardımcıları’ndan birine gidip yaşadıklarını anlattı. Ancak, kendisine doğrudan şantaj yapan kişinin Bülent Bayrak olması sebebiyle, konunun adliyeyi ilgilendirdiği ve adliyeye başvurması halinde Osman Bilgin hakkında da işlem yapabileceklerini söyledi.

Bu iş adamı bunun üzerine araya birini koyarak Başsavcı Hazım Arslancı ile görüştü. Ancak Arslancı, kendisini tersleyip, boyundan büyük işlere kalkışmamasını söyledi. Hazım Arslancı ile görüştükten sonra Bülent Bayrak tarafından tehdit alması üzerine Hazım Arslancı’nın Bülent Bayrak ile hareket ettiklerini anladı. Bundan kısa bir süre sonra sel felaketi meydana geldi. Bu kişi de gerçek adaletli HSK müfettişleri geldiğinde olayı anlatacak. (…)”

“Başsavcı, HSK’ca korunuyor” iddiası

Yaşa Ailesi, dilekçede görevden alınan Arslancı’nın, halen HSK Birinci Dairesi Başkanı Halil Koç tarafından korunduğunu öne sürdü.

Dilekçede, Koç ile Arslancı’nın hemşehri olduğuna dikkat çekilirken, “Hazım Arslancı’nın, evlatlarımızı kaybettiğimiz bu vahim olay olan Sisli Vadi dosyasındaki adalete karşı durarak yaptığı tüm pervasızlığının kaynağı, hemşehrisi olan ve ‘ağabeyim’ diye bahsetmekten zevk aldığı HSK Birinci Daire Başkanı Halil Koç’tan geldiği hususlarını da belirtmek isteriz. Bunu tüm adliye personeli bilmektedir. Bu sebepten dilekçemizin değerlendirilirken Halil Koç’un etkin olmadığı üst bir dairede incelenerek gerekli müfettişlerin atanarak soruşturma yapılmasını talep ederiz” görüşüne yer verildi.

HSK’ya bağlantılı olan süreçle ilgili acılı anne Safiye Yaşa ile görüştüm. Daha önceki görüşmelerimizde olduğu gibi, adalet yerini bulana kadar çalışacağını anlattı.

Yaşa, HSK’ya gönderilen dilekçede yer verdikleri gibi HSK’dan hakkaniyetli ve tarafsız müfettişler görevlendirilmesini beklediklerini ifade etti. Yaşa, “İddialarımız doğru. Piknik fotoğrafının ortaya çıkması bile gerçeklerin ortaya çıkmasını sağladı. Şikayetimizdeki diğer konuların müfettişler tarafından ortaya çıkarılmasını ve bu liyakatsiz adalet elçilerin ceza almaları için gerekenin yapılmasını istiyoruz. Devletten tek beklentimiz bu” dedi.

* * *

Dilekçede ismi geçen yargı mensubunun kim olduğunu bu aşamada açık biçimde yazmadım. Ancak dilekçede bu isimler ayrıntılı biçimde anlatılıyor.

Sisli Vadi dosyası kolay kapanacak bir dosya gibi görünmüyor. İşaretler bu yönde.

Adalet sisteminin son yıllardaki en önemli sınavlarından birisi olan bu dosyada adaletin tam anlamıyla sağlanması, yakınlarını kaybeden aileleri biraz olsun ferahlatacak.

Tolga Şardan yazdı:

Sisli Vadi felaketinin ardındaki “sisler"

Sisli Vadi'nin eski çalışanı anlatıyor: "İçi para dolu çanta, Vali'ye verildi"

Sisli Vadi'nin ortağı: "Bana telkin ettikleri gibi ifade verdim"

Sisli Vadi soruşturmasında gelişme: Vali'nin koruduğu AFAD Müdürü'ne yargılama kararı, kaçak tesiste adliye pikniği!

Başsavcı görevden alındı, Sisli Vadi’nin sisi kalkıyor!

Sisli Vadi dosyasında önemli gelişme: Tesis yöneticisinin ölümüyle ilgili cinayet soruşturması başlatıldı!

Savcı Sisli Vadi’de “olası kasıtla adam öldürme”den ceza isterken, mahkeme “bilinçli taksirle” suçu neden hafifletti!

İçişleri Bakanlığı, Sisli Vadi faciasında ikisi vali, 9 kamu görevlisi hakkında “soruşturma izni” verdi

 

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlananKomonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İçişleri Bakanı Yerlikaya, polis müdürleri Alp Arslan ve Oben Özay’ın ihraç kararını imzaladı

Önceki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın “yakın çalışma ekibindeki” yardımcıları Alp Arslan ve Oben Özay, Yerlikaya’nın onayı sonrasında Emniyet teşkilatındaki görevlerinden 2 Ocak 2025 tarihi itibarıyla ihraç edildi. Görev yaptıkları dönemde Ankara’yı kasıp kavuran söz konusu iki polis müdürüyle ilgili ihraç kararı geçen eylülde Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nda verildi

Türkiye’nin 2024 suç istatistikleri ve IŞİD operasyonları

İktidara yakın medyada gündeme gelen kabine değişikliği haberlerine bakılırsa İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya görevden alınacak. Hatta AKP cenahında Yerlikaya’ya yönelik “yapılan yoğun operasyonlarla ülke suç cenneti gibi görülüyor, bize sıkıntı oluyor” anlamına gelen eleştiriler de bir süredir seslendiriliyor

Eski Mersin Emniyet Müdürü’nün, kaçakçılık suçu sabit görülen kardeşine hapis cezası!

Mahkeme, eski Mersin Emniyet Müdürü Mehmet Aslan’ın kardeşi Nezih Aslan’a TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında yaptığı ceza indirimiyle birlikte 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 9 bin 375 gün adli para cezasına hükmetti; sanıkların etkin pişmanlık taleplerinin uygulanmasına gerek olmadığı kararını verdi

"
"