TARİH
19 Kasım 2023
İnsanın psişik yapısının "Gerçek" ile simgesel düzeyleri arasındaki gerilimden, daha esnek bir ifadeyle, kültüre direnen yanı ile kültürel yanı arasındaki gerilimden doğan boşlukla karşılaşsaydık, filmin, insanın karanlık tarafını sorun edindiğinden söz edebilirdik. Gördüğümüz şey, varoluş sancısından, kendini gerçekleştirme mücadelesinin yoğunluğundan, amaç eksikliğinin yarattığı nihilist tutumdan çok ortamın bayağılığına yenik düşmüş kişiliklerin sinik halleridir. Belirsizlik derinlik demek değildir
Devamını OkuTARİH
16 Mayıs 2021
Sevenin, kalbinin bir köşesinde başkasına da küçük bir yer ayırması, sevilene kendi yerinin işgali olarak görünür. Bundandır ki, bütün toplumsal ahlaklar bol kepçe servis ettikleri sevginin kefaretini ötekine nefretle ödetirler. Her ahlak şu ya da bu şekilde sevgi buyurur, fakat hepsi de onay verdikleri insan tipine benzemeyi şart koşar
Devamını OkuTARİH
02 Mayıs 2021
Bu yolculuk insanda derin bir etki bırakıyorsa, neden, gitmek zorunda olmanın ağırlığıdır. Dünyanın egemen politikasının güzergahını çizdiği yol, hâkim ideolojinin başlattığı yolculuk koca gezegende bir yer bulamayanların gitmek zorunda kalışıdır
Devamını OkuTARİH
25 Nisan 2021
Özgürlük arayışına çıkan kişinin gözünün arkada kalışına Muharremlik denir. Horace Walpole'un dediği gibi "bu dünya düşünenler için komedi, hissedenler için trajedi" ise, dünyayı anlayacak kadar düşünen, fakat ona ayak uyduramayacak kadar hisseden kişinin durumu trajikomik değil, vahimdir
Devamını OkuTARİH
04 Nisan 2021
Filmin kendisinin bir çerçeve gibi iş görmesi ile film içinde çerçeveler kurmak güçlü bir bilişsel edim başlatır. İmgenin gücü katlandıkça katlanır
Devamını OkuTARİH
20 Aralık 2020
Yasasında boşluk olmayan yegâne güç doğadır. Doğa ertelemez, askıya almaz, uyarmaz; doğa tehdit etmez, cezalandırmaz, intikam almaz. Tek gayesi, varlığını sürdürmektir
Devamını OkuTARİH
29 Kasım 2020
Simgesel/toplumsal kodlar yerli yerinde dururken, kişinin bilincinin yürüyeceği yollara el değmezken, doğru olanı sezmek mümkündür, ama doğruyu yaşamak mümkün değildir
Devamını OkuTARİH
15 Kasım 2020
Alain Badiou sinema ile Platon’un mağara alegorisi arasında bir paralellik kurar. Mağaranın karanlığı, görme gücünü zedeleyince, göz gölgeyi gerçek ilan eder. Öyleyse dışarı çıkmak gerekir, mağaranın dışına… Evet, ama mesele tam da bu değil midir? Zaten mağaranın baş köşesinde bağdaş kurup oturan kişiyi dışarı çıkaracak güç nedir acaba? Platon’dan bu yana yapılan hazırlık meyvesini vermişe benzer. Sinema salonuna girmek, dünya denilen mağaradan çıkmaktır
Devamını OkuTARİH
01 Kasım 2020
Genç adamın silahından çıkan ses, aşkın imkânsız olduğunu kanıtlar. Başar bir taraf değil, aşkın imkansızlığını görünür hale getiren bir araçtır
Devamını OkuTARİH
18 Ekim 2020
Gidişat "dijital uygulamalar olmazsa olmaz, ama dijital uygulamalarla da olmaz" ikilemine tutulmaktan ziyade, "dijital uygulamalar olmazsa hiçbir şey olmaz" gibi felaket bir tavra evirilmektedir
Devamını OkuTARİH
04 Ekim 2020
Düşüncenin kendi kendine sorduğu o olası tek soruyu soralım: Ben neyim; prestijli kıyafetler içinde kurtlanmış bir domuz mu, görünmezliğe terk edilmiş düşünce mi?
Devamını OkuTARİH
20 Eylül 2020
Aşk tam da sevene yazık olmasıdır. Kültürel dünyanın beklentilerinin sınırları içine çekilip güvenlikli hale getirilen şey aşk değil, ilişkidir
Devamını OkuDaha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.