Kendini yaz zanneden sonbaharın kollarında keşfettiğim Karadağ, onu gören pek çok kişi gibi beni de "sonsuz tatil" fikrinin gerçekten mümkün olabileceğine inandırdı. İtiraf etmeliyim, ilk günleri her ayrıntısına hayranlıkla bakarak geçirdim. Neyse ki son gün gerçek hayatın işaret fişeği olan o şiddetli yağmur Karadağ’ın gri yüzünün iç sıkan halini gösterdi. Bu grilik, gezerken yazdığım hikayelere okurunun kafasını karıştıracak kadar romantizm ve melankoli yüklememe bile neden oldu. Hakikat ve kurgu arasındaki o kısa mesafenin uzun ve vazgeçilebilir olduğunu anlamak için güneşin açmasını bekledim.
Karadağ’da yaşamak ne çok kolay ne de çok zor. Para kazanmak ve iş kurmak, her yerde olduğu gibi burada da emek ve sabır gerektiriyor. Eğer gözlem yeteneğiniz ve yatırım yapacak birikiminiz mevcutsa hayat kurmanız kolay. Durum bu kadar net ama yine de ayrıntılara bakmakta fayda var.
Artılar ve eksiler
Karadağ’ın en belirgin artılarından biri, yaşam maliyetinin Türkiye’ye ve birçok Avrupa ülkesine göre daha düşük olması. Barınma, ulaşım ve gıda harcamalarının uygunluğu limitli bütçelerle yaşamak isteyenler için bir avantaj. Aylık 450 euro asgari ücretin olduğu ülkede, günlük ortalama 10 euro ile mütevazı biçimde idare edebilirsiniz. Konforlu yaşamın maliyeti burada da yüksek.
Ülkenin sakinliği, nüfusun azlığı, doğal güzellikleri ve elbette huzur oranının yüksek olması diğer artıları. AB, birliğe almaya hazırlandığı ülkenin yaşam koşullarının her açıdan yükseltilmesi için çeşitli yatırımlar yapıyor.
Toplu ulaşım zor
Bir arabanız varsa burada ulaşım çok kolay ve keyif verici. Aracı olmayanlar için ulaşım çok zor. Toplu taşıma sistemi maalesef yaygın değil. Az sayıda otobüs seferi mevcut ve otobüsler ilan edilen saatlerde kalkmıyor. Ancak Karadağ halkı işin kolayını bulmuş. Herkes duraklara geç geliyor böylece fazla beklemek zorunda kalınmıyor. Bu durum zaman zaman şehirlerarası otobüs seferleri için de geçerli. Trafik ise yaz aylarında azap verici uzun kuyruklara neden olabiliyor. Günü planlarken trafikte kaybedeceğiniz saatleri hesaba katmakta fayda var.
Taksi hizmeti ise uygun fiyatlı olduğu için rahatlıkla kullanabiliyor. Taksiciler kibar ve yolu uzatmak gibi alışkanlıkları yok. En azından biz hiç Türk taksiciye denk gelmedik.
Doğa doya doya
Doğaya karşı özel ilginiz olmasa bile, her gelenin mutlaka çarpıldığı coğrafya sonsuz keşif seçenekleri ile hayatı çevrelemiş durumda. Avrupa’nın en büyük ve derin kanyonu olan Tara Nehri Kanyonu’nda rafting yapabilir, Biogradska Gora’nın mistik ormanlarında kamp kurabilir ya da Adriyatik’in berrak sularında yüzebilirsiniz. Doğada vakit geçirmek için vaktiniz ya da gönlünüz yoksa şehir merkezinde herhangi bir yerde kara dağlar deniz manzarası eşliğinde kahvenize eşlik edebilir.
Şehirler şehirler
Podgorica, ülkenin başkenti ve en büyük şehri olarak özellikle iş ve günlük yaşamın merkezi. Ancak buradaki yaşamın, İstanbul’un çılgın temposu ile kıyaslanmayacağını bilmekte fayda var. Başkent, sofistike kültürel etkinlikler konusunda sınırlı olsa da doğaseverler için heyecan verici bir avantaja sahip. Şehir hem Skadar Gölü'ne hem de Lovćen Ulusal Parkı'na kısa bir mesafede.
Tivat şehri
Karadağ’ın en güzel şehirlerinden olan Budva, Türkiye'den gidenlerin yaşamak için ilk tercihi. Burası bir yanda eski taş sokakları ve Akdeniz ruhunu yansıtan yapıları ile dikkat çekerken, özellikle yaz aylarında hareketli gece hayatıyla öne çıkıyor. Budva’nın barları ve plaj kulüpleri, sabahlara kadar süren yüksek sesli eğlenceleriyle ünlü.
Karadağ'ın eski başkenti Cetinje
Ülkenin incisi olarak gösterilen Kotor ise UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa'nın çetin bir kuşatmaya rağmen alamadığı kalesi, özenle korunmuş dar sokakları, tarihi kiliseleri ile Orta Çağ’ın enerjisini hala canlı tutuyor. Körfez şeridinde yürürken ormanın suya düşen yansıması sizi iflah olmaz bir romantiğe dönüştürebilecek güçte.
Kotor Eski Şehir'de bir sokak
Bu güzel şehirlerde ev almayı düşünenler ısıtma sisteminin olmadığını ve coğrafi koşullar yüzünden kış mevsiminde yüksek nemin hakim olduğunu göz önüne almalı.
Neler yapılabilir?
İş kurmayı düşünüyorsanız herkesin mustarip olduğu hizmet sektöründeki eksikliklerden faydalanabilirsiniz. Yerliler, özellikle tamir, temizlik ve bakım hizmetleri alanında ciddi açıklar olduğunu belirtiyor. Bu durum, Karadağ’a taşınmayı düşünenler için zorluk olarak algılansa da girişimciler için müthiş fırsatlar sunabilir. Ancak başarıya ulaşıp ulaşamayacağınızın bir garantisi yok. Büyük beklentiler ile gelip iflas, boşanma ve eldeki son kurşunu tüketme gibi dramalarla dolu hikayeler dilden dile dolaşıyor. Bu yüzden yatırım yapmadan önce ülkede bir süre yaşamak herkes tarafından salık veriliyor. İşini uzaktan yapabilen dijital göçmenlerin burada rahat bir yaşam kurmaları ise daha kolay.
Eksiler
Karadağ’ın kendine has zorlukları var. Kültürel benzerliklere rağmen adaptasyon sürecinde dil ve bürokrasi engelleri yaşamanız mümkün. İngilizce bilen genç nüfus bulunsa da günlük hayatta resmi dil olan Sırpça’ya hakim olmazsanız işler pek de istediğiniz gibi gitmeyebilir.
Yine dijital hizmetlerin yokluğu prosedürleri manuel olarak yürütmenizi veya bir temsilci aracılığıyla yapmanızı zorunlu kılıyor. Eğer hayatınızı yavaşlatmak ve her şeyi oluruna bırakmak isterseniz bu özellikler biçilmiş kaftan. Hızdan vazgeçmem derseniz iki kere düşünmenizde fayda var.
Sağlık hizmetleri farklı
Her şeyin doğal bir sakinlikle ilerlediği ülkede, sağlık sisteminin yapısı da buna ayak uyduruyor. Sistem farklı aşamalardan oluşuyor. Sorununuz olduğunda ilk olarak Türkiye’deki Aile Hekimliği uygulamasının benzeri, semtlerde bulunan merkezlere başvuruyorsunuz. Gerekli görülmesi durumunda kamu hastanelerine sevk ediliyorsunuz. Özel hastaneler de parası olanlar için bir seçenek. Kamu sağlık sisteminden yararlanmanız için oturum izni, sigorta primi ödemesi şartı aranıyor. Bazı sağlık merkezlerinde doktorlar, belirli günlerde çalışıyor. Bu nedenle, sağlık sorunları olanlar tedavilerini Türkiye’de yaptırmayı tercih ediyor.
Alışveriş tutkunları mutsuz olabilir
Para harcamayı sevmeyenler için güzel haber alıveriş seçenekleri kısıtlı. İstanbul gibi metropollerden gidip yerleşenlerin sıkıntılarından birisi de bu. Az sayıda mağaza var. Aradığınız şeyi bulmanız için çaba sarf etmeniz lazım. İnsanlar genelde alışveriş için başkent Podgoritsa’ya gidiyor. İnternetten alışveriş yapmak da bir seçenek ama aldığınız ürünlerin geç teslim edildiği bilgisini de unutmamanız gerekiyor.
50 bin kişi
Resmi rakamlara göre ülkede, Podgoritsa’daki Türkiye Büyükelçiliği'ne kayıtlı 3 bin 275 Türkiye vatandaşı yaşıyor. Kayıtlı olmayan nüfus ile toplam 50 bin Türkiye vatandaşının olduğu tahmin ediliyor. Giriş çıkış yapan Türkiye pasaportuna sahip kişi sayısı ise yılda bir milyon. Faaliyet gösteren 11 bin Türk şirketi var. Bu şirketlerin 3 bin 500’ü aktif olarak iş yapıyor. Ayrıca, çok sayıda Türkiye vatandaşının Karadağ’da ev sahibi olduğu bilinse de net sayı hakkında bir veri yok. İki ülke arasındaki olan ticaret hacmi ise yıllık 200 milyar dolarlık ithalat ve ihracattan oluşuyor.
TİKA’dan milyon euroluk hibeler
Türkiye, Karadağ’a yıllardır özel önem veriyor ve farklı alanlarda destek sunuyor. Türkiye’nin ülke ile olan ilişkisi son yıllarda Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) aracılığı ile sağlanıyor. TİKA, 2007’den bu yana Karadağ’da 500’den fazla proje için 25 milyon euro hibe etti. Projeler arasında sera kurulumu, tarımsal destek, okul yapımı, toplantı salonlarının düzenlenmesine gibi farklı işler var. TİKA bu çabasını “Türkiye'nin uluslararası kalkınma iş birliği faaliyetleri çerçevesinde, ülkelerin ekonomik, sosyal ve insani kalkınma süreçlerini destekleyecek, ortak tarihi ve kültürel mirasımızı geleceğe taşıyacak sürdürülebilir proje ve faaliyetler gerçekleştirmek” cümleleri ile açıklıyor.
Tahmin edeceğiniz gibi Karadağ’ın Türkiye’ye bu anlamda herhangi bir yatırımı ya da desteği yok.
Türkiye, eğitim alanında da Karadağ’da çalışmalar yapıyor. 1997 yılından bu yana, 420 Karadağlı öğrenci Türkiye’den burs alarak lisans ve yüksek lisans eğitimlerini Türkiye'de tamamladı. Bu bursların temel amacı, Türkçe bilen ve Türkiye ile yakın ilişkiler kurabilecek yeni nesillerin yetişmesini sağlamak. Budva’da gezerken karşılaştığım, Ankara’da üniversite okumuş çok iyi Türkçe konuşan Karadağlı esnaf, akıcı Türkçesini hem aldığı eğitime hem izlediği Türk dizelerine borçlu olduğunu gururla söyledi.
Mafyanın da gözdesi
İki ülke arasındaki ilişki sadece hibelerden ibaret değil. Karadağ, adalet sistemin yetersizliği ile adı çeşitli suç davalarına karışmış isimlerin de gözünden kaçmıyor. Son yıllarda başta Sedat Peker, Faruk Fatih Özer, İlker Baş, Volkan Reçber gibi isimler ziyaretleri ya da vatandaşlıkları ile gündeme gelmişti. İade anlaşmasının olmaması, hakkında arama kararı çıkanların soluğu aldığı ilk adreslerden birisi haline getirmeye yetiyor.
Dünya çapında suç örgütlerinin de gözde yeri olan Karadağ, özellikle uyuşturucu ve seks ticareti konusunda mimli. Bu durum AB’nin gündeminde. AB, mafya karşıtı yasaların çıkması için Karadağ yönetimine baskı yapıyor.
Sürekli uçabilirsiniz
Gelelim iki ülke arasındaki ulaşım olanaklarına. Nisan ayında Karadağ yönetimi, ucuz uçuş gerçekleştirerek Air Montenegro’ya zarar ettirdiği gerekçesi ile Pegasus’un Tivat uçuşlarını iptal etmişti. Yapılan görüşmeler sonucu bu seferler, sayısı azaltılarak tekrar hayata geçirildi. Pegasus ve Air Montenegro farklı şehirlerden karşılıklı uçuşlar ile yolcu taşımaya devam ediyor. Türk Hava Yolları (THY) ise İstanbul ile Podgoritsa arasında haftada 16 sefer düzenliyor. Bunun yanı sıra, THY’nin iki ülke arasında farklı şehirlerden yaklaşık 50 uçuşu daha mevcut.
Yakında ülkenin her köşesinde bir dönerci ile karşılaşmanız an meselesi! Bu küçük ve büyüleyici ülke, her ne kadar huzur dolu ve yatırım açısından cazip görünse de hayatın hep tatil modunda geçmeyeceğini akılda tutmakta fayda var.
Karadağ’a yerleşmek için valizinizi hazırlarken hayal gücünüzle birlikte hiç tükenmeyecek yaşam enerjinizi de yanınıza alın! Ve size vaatlerde bulunan insanlar ile mesafenizi iyi ayarlamayı unutmayın!