11 Mart 2024

İhsan Eliaçık: Devlet bildiğimiz aynı devlet, sadece sopayı tutan el değişiyor

İhsan Eliaçık'ın sıkıyönetim zamanında tanıştığı mahkemelerdeki yargı süreci DGM'lerde de devam etti. Hakkındaki davaların halen sürdüğünü belirten Eliaçık, "Devlet hep bildiğimiz devlet, sadece sopayı tutan el değişiyor" diyor

- Bildiğimiz kadarıyla DGM'ler öncesinde de yargılandınız. Hangi davaydı?

Ben ilk olarak 12 Eylül 1980 ihtilal döneminde Ankara Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde yargılandım. Bir yıl tutuklu kaldım ve çıkarıldığım ilk mahkemede beraat ettim.

- Sonrasında hangi davalardan yargılandınız? 

Akıncılar ve Akıncı Gençler davasından yargılandım. Devletin anayasal düzenini ortadan kaldırarak İslami bir düzen kurma ve bunun için gençlik kampları kurma bu doğrultuda faaliyetler gösterme suçlaması. Akıncılar Derneği bünyesinde birtakım gençler olarak yargılandık. Sonra 28 Şubat'ta 30 ayrı davadan yargılandım başörtüsü, İmam Hatip Lisesi ve Kur'an kurslarının kapatılması yasaklanması ile ilgili eylemlerde. Sonra 2000 yılında 28 Şubat'ın devamı olarak operasyonlara uğradık toplu yargılanmalar oldu onların çoğundan da beraat ettim.

DGM'ler süreci sizce nasıldı?

Kayseri'de yaptığım bir miting konuşmasından dolayı Ankara DGM'de yargılandım. Davamız daha sonra Malatya'ya sevk edildi. Malatya'da yargılandım 3 yıl ceza aldım. Hükmün ertelenmesi uygulandı. Son 20 yıldır mevcut muhafazakâr iktidar döneminde de 15'e yakın davam var. Her birine çeşitli şekillerde gidip geliyorum. 

DGM'lerin kapatılması ile ilgili neler söylersiniz?

DGM'ler 2004'te kaldırıldığı için Ağır Ceza Mahkemeleri onun yerine bakıyor. Benim gördüğüm şey devletin temel davranışlarında, hükümetler değişse de bir değişiklik olmuyor. Devlet hep bildiğimiz aynı devlet, sadece sopayı tutan el değişiyor.

İhsan Eliaçık Gezi Parkı'nda

Yarın: Özcan Senver anlatıyor...

Dizinin diğer yazıları:

 

Yazarın Diğer Yazıları

Mevhibe Turay: Gırgır'ın satışında inanılmaz şeyler yaşandı, polislerle giriş-çıkış yasaklandı, hazırlanmış sayfalar basılsın diye camdan atıldı!

"O dönem üniversiteye giden arkadaşlarımız babalarının 4-5 katı maaş alıyorlardı. Oğuz Aral'a bu konuda hiç kimse haksızlık edemez. Sigortasızlık, Simavilerle ilgili artı bir de -daha yüksek bir para kazanabilme adına- tercihti. Hapishaneden karikatür gönderen arkadaşlara malzeme gönderirdik"

Kemal Gökhan Gürses: 12 yaşında çizmeye başladım, para ödemeleri heyecan vericiydi 

"Koşa koşa gidip kendime çizmeyi hep hayal ettiğim Schoeller marka kağıt ile iyi tarama ucu ve mürekkep aldım. Kalan parayla da yanlış hatırlamıyorsam bir kadife pantolon almıştım. Oğuz Abi bize her zaman iyi ödemeler yaptı..." 

Levent Cantek: 12 Eylül diktası yüzlerce insanı öldürdü, kaybetti, sürgün etti; Gırgır o rejimi gerçekten rahatsız etseydi yayımlanamazdı

"Gırgır'ın muhalifliği daha çok bulvar gazetelerini andırıyordu. Komik manşetleri olur o tür gazetelerin, içeride de vatandaşı kollayan ve hesap soran pahalılık haberleri. İşaret parmağını sallayan ve bağırarak 'yazan' köşe yazarları olur. Haldun Simavi gazeteleri nasılsa Gırgır da o kadar muhalif ve politikti"