Uzun süredir ciddi bir sorunun nasıl çözülebileceğini düşünüyordum: Metroda, metrobüste, velhasıl tüm toplu taşıma araçlarında gebe hem de karınları nerdeyse burunlarına varmış kadınların ayakta kaldıklarını, kendilerine yer vermesi gereken bazı genç yaştakilerin uyuma ya da görmemezlikten gelme numarası yaptıklarını görüyor, kadın-doğum uzmanı olduğumdan bebek bekleyenlerin ayakta uzun süre kalmalarının tıbbi sakıncalarını da bildiğimden çare arıyordum.
Bir ara gebelere yer verirsem belki benden daha genç kimseler bu davranışımdan esinlenir, onlar da aynı şeyi yapmaya başlarlar diye düşündüm. Karnı oldukça büyümüş kimselerin hamileliklerinin teşhisi kolay oluyordu ama üç aydan az gebeliklerde - özellikle palto giyilen mevsimlerde - teşhiste zorlanıyordum.
Bir defasında bu konuda tereddüt edip yanımda oturan bir kadına” Yer vermek istiyorum ama şu hanımın hamile olup olmadığına emin değilim, Ne dersiniz ?” diye sordum. “Bence bal gibi gebe !” dedi. İçime de öyle olduğu doğmuştu, kalktım yerimi verdim:
-Buyrun oturun.
-Sen benden yaşlısın… Yerini niye veriyorsun ?
-Affedersiniz hamile değil misiniz?
“Babandır hamile!” demez mi ? Bir istasyon sonra inmeseydim sıkıntımın ne boyutta katmerleneceğini düşünemiyorum.
Doğum uzmanlığı konusunda bunca sene çalışıp gebelik teşhisinde zorlanmanın sıkıntısı David Foster Wallace ‘ın “Brief interviews with Hideous Men ( Abacus 1999) başlıklı yapıtını okuduğumda hafifledi. Wallace, kitabında ilginç bilgiler aktarmış: “Tavukların ticari değerleri, horozlarınkinden çok daha fazla olduğundan, tavuk çiftliklerinde horoz olacak civcivleri büyütmek için gereken masraftan kaçınabilmek amacıyla yeni yumurtadan çıkmış civcivlerin cinsiyetini belirlemek hayati önem taşır. Oysa civcivin cinsiyetini saptamak çok güçtür: Civcivlerin üreme organları değişken olup erkeği dişiden ayırmayı öğrenmek için bir ustanın yanında uzun süre çalışmak gerekir.”
Konunun profesyonel eksperleri cinsiyeti belirlemek için iki yöntem uyguluyorlarmış: Hayvanı baş aşağı çevirip kloakasını (döl yolunun ve barsak kanalının açıldığı delik) incelemek veya kanat tüylerine bakmak. İkinci yöntem daha basitmiş ama yalnız belirli sayıda tavuk ırkında işe yaradığından civcivin kıçını inceleme yöntemi ön almış.Konunun eksperleri bu yaratıkların kıçlarında bulunan belli belirsiz küçük bir şişliği arar, bulduklarında civcivin erkek olduğunu anlarmış.
Japonya kökenli Amerikalılar, tavukların cinsiyetini belirleme becerileriyle ünlenmişler.
Bunu nasıl yapıyorlar? Dünyanın en iyi civciv cinsi eksperleri bile bunu nasıl yaptıklarını tam anlamıyla açıklayamıyorlar. Richard Horsey, The art of Chicken Sexing (Tavuk cinsiyeti belirleme sanatı) adlı makalesinde*, bir tavuk cinsiyeti belirleme uzmanından şu sözleri aktarmış: “Bilinçli olarak farkında olmasanız bile, bazı kararlarınızda sezgi devreye girer. Bunu meslektaşlarımdan biri bana şöyle ifade etmiştir: “Orada hiçbir şey yoktu ama ben onun horoz olduğunu biliyordum.”
En başarılı civciv cinsiyeti belirleme eksperleri, ellerine alıp inceleyebildikleri yaratıkları bile güç değerlendirebiliyorsalar, kadın doğumcunun kalın palto giymiş hamileyi teşhiste zorlanması mazur görülebilir diye düşündüm. Ancak civciv cinsiyeti eksperi gibi işi, sezgi, içime doğma yöntemleri ile çözümlemenin ne gibi sıkıntılara yol açtığını da öğrenmiş bulunuyorum.
İngiltere’de gebe kadınların yakalarında gebe kadın silüeti resimli bir rozet taşındıklarında kendilerine yer verildiğini öğrendiğimde ve bunun Türkiye’de de uygulanmasının yararlı olacağını, benim gibileri yersiz sıkıntılardan koruyabileceğini düşünüp bayağı rahat ettim.