Bir işi, bir keşfi, bir ilacı, bir hastalık tarifini ilk kimin veya kimlerin yapmış olduğu önemlidir. Bu nedenle de ismi anılan kişi gururlanmakta haklıdır. Tüm dünyada Behçet hastalığı olarak bilinen hastalığı Dr. Hulusi Behçet’in tariflemiş olması kendisi kadar bizleri de gururlandırır.
Bu isimlendirme her zaman genel kabul görmez. Demir eksikliği anemisi ve yemek borusunda bir ağ oluşumuna bağlı yutma güçlüğü ile kendini gösteren hastalık Plummer-Vinson sendromu olarak bilinir. Hastalığın İngiltere’deki adı ise Paterson-Kelly sendromudur. Anlaşılacağı üzere Plummer ve Vinson Amerikalı, Paterson ve Kelly ise İngiliz. Hastalığı ilk yayınlayanlar İngiliz doktorlar olmasına rağmen hastalık dünyada yaygın olarak Amerikalı doktorlar Plummer ve Vinson’un adı ile anılıyor.
Bunda Amerikanın tıp dünyasındaki hegemonyasının elbette büyük önemi var. Bir anlamda kültür ve algı emperyalizmi diyebiliriz.
Benzer bir durum tarihte ilk hekimin kim olduğu tartışması için de geçerlidir. Tarihin ilk tıp doktoru olarak Hipokrat bilinir. MÖ 460 yılı civarında Kos’ta doğan Hipokrat aynı zamanda ilk tıp fakültesini kuran kişi olarak da bilinir. Hipokrat hekimliğinin yanısıra bir bilim insanı ve filozoftu da.
Bu konuda hakkı yenen kişi Hipokrat’tan neredeyse 2 bin yıl önce Antik Mısır’da yaşamış olan İmhotep’tir. İmhotep “barış içinde gelen” anlamındaymış. Eski Mısır tıbbının merkezinde yer alan İmhotep’e, Mısır halkı tarafından "iyileştirmenin mucidi" olarak kabul edildiği için ölümünden sonra yarı tanrı olarak tapınılmış ve 2000 yıl sonra da iyileşme ve tıp tanrısı olarak konumlandırılmış.

Leonardo da Vinci gibi çok farklı disiplinlere hakim, çok yönlü bir dahi olan Mısırlı birçok icatla bilinir. İmhotep, eski Mısır başkenti Memphis yakınlarındaki Saqqara'da bulunan ünlü Djoser Basamaklı Piramidi'nin tasarımı ve inşası ile de tanınır. Bu yapı, Mısır'ın ilk piramididir ve mimari tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Başrahip olan Imhotep'in zamanında ülkenin başhekimi olarak görev yaptığına da inanılıyor. Basamaklı Piramit'in kurucusu ve bir doktor olarak, bu büyük projede yer alan binlerce işçinin tıbbi bakımını da üstlenmek zorunda kaldığı anlaşılıyor.
Mısır tıbbının kurucusu olan İmhotep çeşitli yaralanmaların özellikleri ve tedavisinin ayrıntılı kaydını içeren klinik kayıtlardan oluşan Edwin Smith Papirüsü'nün yazarı olarak da kabul edilir.

İmhotep'in mezarı hala bulunamamış ama hastalarını tedavi ederken kullandığı oda bulunabilmiştir ve modern tıbbı kullandığı kanıtına bu yolla varılmıştır. İmhotep’in tanrılaştırılmış bir ölümlü olması da onu ayrıca özel kılar.
O dönemlerden söz ederken karşımıza bir de Merit-Ptah (Ptah’ın sevgilisi) çıkıyor. MÖ 2700'lü yıllarda yaşamış olan Merit-Ptah da dünyada bilinen ilk kadın hekim olarak kayıtlara geçmiş. Merit-Ptah'ın mezarı Sakkara'daki nekropoliste bulunmuş. Başrahip olan oğlu tarafından yaptırılan mezarın duvarında “başhekim” olduğu yazılmış ve resmi işlenmiş.
Durum böyleyken Mısır’ı önce Büyük İskender ziyaret etmiş ve daha sonra da Romalıların hükümdarlığı uzun yıllar sürünce Mısır İmparatorluğunun sonu gelmiş.
Mısır İmparatorluğunun sona ermesi ile birlikte “iyileştirme ve tıp tanrısı” İmhotep’in tahtı bir anda hepimizin bildiği ve kabul ettiği Yunan tıp tanrısı Asklepios’a geçivermiş.
Aynen şimdi Amerikan hegemonyasının varlığı gibi uzun süre devam eden Roma ve Yunan hakimiyeti ile İmhotep tarihin derinliklerinde kalıvermiş.
“Tarihi hep kazananlar yazar” diye yaygın bir inanış vardır ve doğrudur. Görünen o ki kazananlar kendi kültürlerini yaymakta da başarılılar.
Tüm dünyada kabul görmüş olan Yunan mitolojisini küçümsemek veya değiştirmek gibi bir çabam yok elbette ama tıp dünyasının İmhotep’i zaman zaman hatırlayıp, saygılarını sunması iyi olur.
A. Özdemir Aktan kimdir?
A. Özdemir Aktan, Ankara'da doğdu. İlkokulu Rize'de bitirdikten sonra ortaokulu Talas Amerikan Kolejinde, liseyi ise Tarsus Amerikan Kolejinde bitirdi.
1971 yılında girdiği Hacettepe Tıp Fakültesini 1977 yılında bitirdi ve aynı yıl Hacettepe Tıp Fakültesi Genel Cerrahi asistanı oldu.
!982 yılında genel cerrahi uzmanı olduktan sonra askerlik ve zorunlu hizmet sonrası 1986 yılında Gazi Üniversitesinde yardımcı doçent olarak akademik kariyerine başladı. 1988'de Marmara Üniversitesine geçtikten sonra aynı yıl doçent ve 1994 yılında da profesör oldu.
Marmara Üniversitesinde 27 yıl görev yaptıktan sonra 2015 yılında KHK ile üniversiteden uzaklaştırıldı.
İstanbul Tabip Odasında değişik görevlerden sonra 2006-2010 yılları arasında İTO başkanı, 2010-2012 yılları arasında TTB Merkez Konseyi ikinci başkanlığı ve 2012-2014 yıllarında ise TTB Merkez Konseyi başkanlığı yaptı. İTO anılarını "Savaş Köprüleri Vurur" ve TTB anılarını "Hekimler Suç İşliyor" isimli kitaplarda yayımladı.
Halen hekimlik mesleğine ve TTB aktivistliğine devam ediyor.
Evli ve iki çocuk babası.
|