19 Ocak 2025

Cerrahi ortadan kalkar mı?

Benim görüşüm robotlar kontrolü ele geçirmeden önce tedavi amaçlı cerrahi müdahalelerin birçoğunun ortadan kalkacağı yönünde. Ama maalesef savaşlar, kazalar olmaya devam edeceğinden cerrahi bütünüyle yok olmaz

Günümüzün tartışma konularından biri de yapay zekânın ve bununla birlikte robotların hekimlerin yerini alıp almayacağı. Elbette bu tartışmayı futbol ve siyaset konularından kendini uzaklaştırmayı başaranlar yapabiliyor.

Ben bir cerrah olarak bu konuya bakarken şöyle bir soru aklıma takıldı: “Önce robotlar mı cerrahların yerini alacak, yoksa buna daha sıra gelmeden ameliyat kavramı mı ortadan kalkacak?”

Daha önceki yazılarımdan birine şöyle başlamışım: “Cerrahlar bir gün dinazorlar gibi dünya üzerinden kaybolup yok olurlar mı? Neden olmasın? Üstelik de böyle bir şey olursa hastaların çoğunluğu kendini daha mutlu ve emniyette hissedecektir. Öyle ya, hiç kimse ameliyat olmaya koşa koşa gitmiyor.

Cerrahi işlemler hastalar için korku nedenidir elbette. Her cerrahi işlem ölüm dahil birçok komplikasyona açık olmasının yanında ağrılar ve acılar ile özdeşleşmiştir. Cerrahi işlemin başarılı olup olmayacağı endişesi de cabası.”

Zamanında etkili ilaçlar yokken verem bile cerrahi yoldan tedavi edilmeye çalışılırmış. 1970’li yıllarda en çok yapılan ameliyatlar mide ülseri için yapılanlardı. Etkili ilaçların ortaya çıkması ile artık bu işlemler tarihe karıştı.

Kanserin birçok türü halen cerrahi olarak tedavi ediliyor ama bunun böyle devam etmeyeceğine güvenim tam. Hasta olan bir organı kesip çıkarmak en iyi tedavi yöntemi olmamalı.

Öte yandan kanser için yapılan ameliyatlar da gittikçe küçülüyor. En güzel örnek meme kanseri cerrahisi: Elli yıl önce kanser tanısı konduğunda tüm meme, koltuk altı lenf bezleri ve göğüs ön duvar kasları cerrahi olarak alınırken, ilerleyen yıllarda önce göğüs ön duvar kasları kendini kurtardı. Daha sonra ise memenin tamamen alınmayıp sadece kanserli dokunun normal sınırlarla çıkartılmasına geçildi. Şimdilerde ise koltuk altı lenf bezlerinin alınıp alınmaması tartışılıyor.

Ameliyatlar sadece kanser için yapılmıyor elbette. Günümüzün cerrahi çılgınlıklarından birisi de obesite ameliyatları.

İlk yılllarda en büyük eleştiri obesitenin hastadan kaynaklanan psikolojik bir sorun olduğu inancıydı. Öyle ya, cerrahlar psikolojik bir hastalığı cerrahi yoldan tedavi etmeye çalışmaktaydı ve anlamsız görünüyordu. Günümüzde ise obesite metabolik bir hastalık olarak değerlendiriliyor.

Ne olursa olsun cerrahlar, şimdilik, psikolojik/metabolik bir hastalığı cerrahi olarak tedavi etmeye çalışıyorlar. Bu durumu yıllar önce yapılan ülser ameliyatlarına çok benzetiyorum. Ayrıca toplumun yüzde 30’undan fazlasını etkileyen bir sorunun herkesi ameliyat ederek çözülemeyeceği de açık. Problemin aşılmasını sağlayacak uygun bir ilaç tedavisi ile çözülebilmesi için çalışmalar son hızda devam ediyor. Obesite için yapılan ameliyatların sonunun gelmesi çok uzak görünmüyor.  

Karaciğerin kist hidatiği halen cerrahi olarak tedavi edilmeye çalışılıyor. Oysaki dünya üzerinde cerrahi olarak tedavi edilen başka bir paraziter hastalık yok. Hastalığa neden olan parazit de biliniyor ama etkili bir ilaç geliştirme girişimi yok. Bu daha çok üçüncü dünya ülkelerinin bir sorunu ve belli ki yeni geliştirilecek ilaç para kazandırmayacak.

 

Genelde olaya tam tersinden bakmak gerekir: Hastalıkların nedeni bilinse cerrahi dışı tedavi yöntemleri artacaktır. Kanserin nedeni tam olarak ortaya konulabilirse cerrahi işlemlere gerek kalmadan tedavi edilebilir. Bu genetik onarımlarla mı olur yoksa ilaç tedavileri mi ortaya çıkar bunu zamanla göreceğiz.

Baştaki soruya geri dönersek benim görüşüm robotlar kontrolü ele geçirmeden önce tedavi amaçlı cerrahi müdahalelerin birçoğunun ortadan kalkacağı yönünde. Ama maalesef savaşlar, kazalar olmaya devam edeceğinden cerrahi bütünüyle yok olmaz.

Kaybolmayacağını düşündüğüm bir diğer alan ise kozmetik cerrahi. Kadınlar uzak ara öndeler ama insanlar sonsuza kadar güzelleşmek uğruna cerrahlara başvuracak gibi gözüküyor. İlerleyen yıllarda bu ameliyatları robotlar mı yapar yoksa insanlar mı sorusunun cevabı ise henüz bilinmiyor.

A. Özdemir Aktan kimdir?

A. Özdemir Aktan, Ankara'da doğdu. İlkokulu Rize'de bitirdikten sonra ortaokulu Talas Amerikan Kolejinde, liseyi ise Tarsus Amerikan Kolejinde bitirdi.

1971 yılında girdiği Hacettepe Tıp Fakültesini 1977 yılında bitirdi ve aynı yıl Hacettepe Tıp Fakültesi Genel Cerrahi asistanı oldu.

!982 yılında genel cerrahi uzmanı olduktan sonra askerlik ve zorunlu hizmet sonrası 1986 yılında Gazi Üniversitesinde yardımcı doçent olarak akademik kariyerine başladı. 1988'de Marmara Üniversitesine geçtikten sonra aynı yıl doçent ve 1994 yılında da profesör oldu.

Marmara Üniversitesinde 27 yıl görev yaptıktan sonra 2015 yılında KHK ile üniversiteden uzaklaştırıldı.

İstanbul Tabip Odasında değişik görevlerden sonra 2006-2010 yılları arasında İTO başkanı, 2010-2012 yılları arasında TTB Merkez Konseyi ikinci başkanlığı ve 2012-2014 yıllarında ise TTB Merkez Konseyi başkanlığı yaptı. İTO anılarını "Savaş Köprüleri Vurur" ve TTB anılarını "Hekimler Suç İşliyor" isimli kitaplarda yayımladı.

Halen hekimlik mesleğine ve TTB aktivistliğine devam ediyor.

Evli ve iki çocuk babası.

Yazarın Diğer Yazıları

“Elektronik” de olsa nikotin nikotindir

Türkiye’de elektronik sigaranın ithali ve satışı yasak ama gelin görün ki neredeyse her sigara içenin bir de elektronik sigarası var. İnternet üzerinden satışlar tüm hızı ile devam ediyor

Sağlık taramaları ne zaman başlamalı?

Tarama testlerine saygı gösterip gerekenleri yerine getirmeliyiz. Tarama testleri toplumda sık görülen hastalıklar için yapılır: Meme, kalın bağırsak, prostat ve rahim ağzı kanserleri basit yöntemlerle saptanıyor ve erken yakalandığında da tedavi edilebiliyor

Sorumsuz hasta sorunu

Sigarayı bırakarak, cerrahi öncesi daha hareketli olarak ve en önemlisi kilo vererek cerrahlara yardımcı olsalar fena mı olur? Cerrahi sonrası iyi bir sonuç hastalar kadar cerrahları da mutlu eder

"
"