13 Aralık 2010

Petrokimya da 'güç' Körfez ülkelerine kayıyor

Körfez ülkelerinde petrokimya yatırımları giderek artıyor. Yapılan planlamalara göre

Körfez ülkelerinde petrokimya yatırımları giderek artıyor. Yapılan planlamalara göre  önümüzdeki beş yıl içinde küresel petrokimya ve kimyasal toplam üretiminin beşte biri Körfez'de gerçekleşecek. Bu oldukça yüksek bir rakam. 
Altı devletten oluşan Körfez ülkelerinde toplam 41 milyon kişi yaşamakta. Nüfusun az olmasına rağmen bu bölge dünya petrol rezervlerinin yüzde 37.2’sini doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 23’ünü elinde tutmakta. Bölgeden dünya piyasalarına her gün 10 milyon varil ham petrol ihraç edilmekte. Bu oldukça yüksek bir rakam.  Petrolün varil fiyatının 87 dolar olduğu düşünüldüğünde bölge ülkelerinin sadece petrol satışından günde 870 milyon dolarlık kazanç elde ediyor olmalı. 
Buna doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatı da dâhil edildiğinde günlük kazancın 1 milyar doların üzerine çıktığı tahmin edilmekte. 
Dikkatinizi çekeyim tekrar; petrol, doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgazdan  ‘’günlük’’ 1 milyar dolar, yani senede 365 milyarlık dolar  gelir elde ediyor Körfez ülkeleri.
İlginçtir; bölge ülkelerinin kaderi 11 Eylül 2001 günü New York’ta bulunan Dünya Ticaret Merkezi’ne düzenlenen terör saldırılarıyla değişti. Bu olay dünya siyaseti kadar ekonomisinde de büyük değişimlere yol açtı. Saldırıların ardından Amerikan yönetiminin başlattığı ‘terörle mücadele operasyonları’ petrol fiyatları üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Buna Doğu Asya ülkelerinin artan enerji talebi de eklenince fiyatlar hızla tırmandı, 2002 başında 24 dolar seviyesinde olan ham petrolün varil fiyatı ABD’nin Irak’ı işgaliyle adeta uçuşa geçti. 2003 sonunda 30 doları geçen fiyatlar 2008 yılında ise 147 dolarlık tarihi seviyelerini gördü.

Terörün körfez kasasına katkısı

Fiyatlarda yaşanan bu dramatik artış petrol ve doğalgaz zengini Körfez ülkelerinin kasalarına fazladan milyarlarca doların akmasını sağlamış oldu. OPEC tarafından yayımlanan yıllık istatistik bültenine göre Körfez Bölgesindeki dört ülke (Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar) ham petrol ihracından 2005–2009 yılları arasında 1,7 trilyon dolar gelir elde etmiş. Bu ülkelere OPEC üyesi olmayan Umman ve Bahreyn de dâhil edildiğinde son beş yılda bölgede 1.9 trilyon dolarlık bir likiditenin oluştuğu ortaya çıkmakta.  
Körfez ülkelerinin ham petrol ihracatından elde ettiği gelir (Milyar USD)

ÜLKE

2005

2006

2007

2008

2009

Kuveyt

42.4

53.1

59.0

82.6

46.5

Katar

17.5

23.3

29.1

38.9

26.8

S. Arabistan

161.8

190.4

205.4

280.9

157.4

Bae

55.0

70.1

73.8

102.0

58.6

Kaynak: OPEC Annual Statistical Bulletin 2009, Viyana, s.17
Peki bunca geliri nasıl değerlendiriyor bu ülkeler?
Önemli bir büyüklüğü, Ulusal Varlık Fonları’nda (Sovereign Wealth Funds-SWF) değerlendirilmekte. 
SWF’ler yüksek döviz rezervine sahip ülkelerin altın, döviz ve SDR gibi klasik yatırım araçlarının dışında tahvil, bono, hisse senedi ve gayrimenkul gibi nispeten riskli alanlara yatırım yapma amacıyla oluşturdukları fonlar.
SWF’lerin 1.4 trilyon dolarlık bölümü; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Umman ve Bahreyn’den müteşekkil Körfez ülkeleri tarafından yönetilmekte. 
Petrol fiyatlarındaki artışla ortaya çıkan likidite bolluğu, varlıklarını SWF çatısı altında değerlendirmeyen Katar ve Bahreyn’i de ulusal varlık fonu kurmaya teşvik etmiş. Katarlılar 2005’te Katar Yatırım Otoritesini (Qatar Invest ment Authority) hayata geçirirken, Bahreynliler hemen ertesi yıl Mumtalakat Holding Şirketini  (Mumtalakat Holding Company) kurarak fon dünyasına ilk adımını atmış. Ulusal varlık fonlarını daha önce kuran BAE, Suudi Arabistan ve Umman ise yeni fonlar oluşturma yoluna gitmiş.  2000 yılında sadece 5 fona ev sahipliği yapan Körfez bölgesi; aradan geçen sekiz yılda fon sayısını 14’e, 900 milyar dolar olan varlıklarını da yüzde yüzlük artışla 1,7 trilyon dolara çıkarmayı başarmış. 


Körfez ülkeleri petrokimya endüstrisine yatırım yapıyor

Körfez ülkeleri; petrol, doğal gaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz elde ettiği gelirleri sadece Ulusal Varlık Fonlarında değerlendirmiyor. Bu ülkelerin endüstri yatırımları da giderek artmakta. Bunarın başında ise petrokimya endüstrisi geliyor.
Geçen yıl yüzde 8'lik büyüme kaydeden ve Körfez'in ikinci büyük ihraç kalemi olarak görülen petrokimya endüstrisinin değeri yıllık 50 milyar doları aşmış durumda. Bu rakam  Körfez ülkelerinin, küresel piyasanın yüzde 11'ini elinde tuttuğu anlamına geliyor.
Körfez ülkeleri petrokimya endüstrisine 50 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Buna göre, 2015 yılına kadar 105.7 milyon tonluk kapasitenin yüzde 46 artırılarak 154.3 milyon tona çıkartılması planlamış. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) petrokimya üretimini 3.4 milyon tondan 7.8 milyon tona yükselteceğini, petrol üretimini ise gelecek 5 yılda ikiye katlamayı hedeflediği anlaşılıyor. En büyük genişleme Suudi Arabistan’ın,  ülkedeki kapasitenin 53,2 milyon tondan 70 milyona çıkartacağı.
Hedeflenen  bu büyüklük, petrokimya sektöründe körfez bölgesinin gücünü iyice arttıracağı gibi, yaratılan katma değer ile gelirleri de önemli oranda yükseltecektir mutlaka.
Ayrıca, hedeflenen yatırımların tamamlanması ile şu an küresel piyasanın yüzde 11'ini elinde bulunduran  körfez ülkelerinin  bundan sonra % 20’yi kontrol edeceği anlaşılıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Altın fiyatları baskı altında

Almanya ve Fransa’nın 2 trilyon Euro’luk fonda anlaştıkları haberi küresel...

Altında güçlü bir hareket beklenmiyor

Küresel piyasalar büyüme endişeleri, Avrupa borç krizi ve Yunanistan

Altında 1500 dolar eşiği kritik

Bu ayın başlarında 1,920.30 $/ons ile rekor seviyeleri gören altın bu...

"
"