15 Eylül 2011

İşsizlik oranındaki gerileme geçici

İşsizlik oranı Mayıs-Haziran-Temmuz döneminde % 9,2’ye gerilemiş durumda...


İşsizlik oranı Mayıs-Haziran-Temmuz döneminde % 9,2’ye gerilemiş durumda. 
Bu gerileme, hem önceki üç ayda kaydedilen % 9,4 hem de bir yıl önceki seviye olan % 10,5’e göre daha ılımlı bir rakam.
Peki bu görünüm devam eder mi?   
Ilımlı görünümün devam etmesi zor görünüyor.  
Çünkü işsizlik oranı önümüzdeki aylarda mevsimsel nedenlerden dolayı zaten yükselecek. Mevsimsel düzeltilmiş verilerde de, Nisan ve Mayıs verilerinde yükselişte; son açıklanan rakamlarda da % 10,3 seviyesinde. Daha önemlisi, ekonomik aktivitenin belirleyici sektörü olan sanayide, istihdamla ilgili son iki aydır zayıflama sinyalleri mevcut. Yıllık artış hızı da hızlı bir şekilde yavaşlıyor. 
Son istihdam verilerine en önemli katkıyı hizmetler sektörü yapmış görünüyor. Ancak, sanayideki yavaşlamanın devam etmesi halinde hizmetler sektörüne de yansıması kaçınılmaz. 
Ekonomik hareketlilikteki yavaşlamanın belirginleşmesiyle işsizlik oranındaki ılımlı tablonun da zayıflaması muhtemel. Bu da, para politikasındaki genişlemeci yöndeki eğilimi destekleyen bir gelişme olacak. 

Avrupa’da  borç krizi

Avrupa’da  borç krizinin bankalar krizine dönüşme endişesi karşısında, ortak tahvil  önerisi üzerindeki baskıların arttığını gözleniyor. Avrupa komisyonundan,  ortak tahvil uygulamasıyla ilgili olarak yakın bir zamanda seçenekler  sunulacağına dair açıklamalar da geldi zaten.
Ancak, bu seçeneklerin hemen ortak tahvil  ihracına imkan tanıyıp tanımayacağı konusunda hala ciddi belirsizlik var. Ortak maliye politikası yaklaşımı sağlanmadan ve buna yönelik gerekli düzenlemeler yapılmadan böyle bir kararın başarıya  ulaşması zor görünüyor. 
Ayrıca, sorunlu ülkelerin şimdiye kadar  açıkladıkları mali önlemleri uygulamaya geçirmede bile arzu edilen  inisiyatifi gösterememiş olmaları gelecek dönemle ilgili kararlarda daha  dikkatli olmayı gerektiriyor. 
Nitekim  komisyondan, ortak tahvile  yönelik düşünülen seçeneklerin bazılarının mevcut anlaşmaya dayanarak  uygulanabileceği, diğerlerinin ise anlaşmada değişiklik gerektireceği uyarısı  geldi. Ek olarak, bunun karşı karşıya bulunan sorunlara hemen çözüm  sunmayacağı vurgulandı. 
Almanya da bir taraftan ortak tahvil  önerisine karşı tutumunu sürdürürken, diğer taraftan komisyondan gelecek  teklifi incelemeye açık bir tavır da sergiliyor.
Kurtarma fonunun onaylanmasında yavaş  işleyen süreç var.
AB kurtarma fonuna ilişkin değişikliklerle ilgili yasal sürecin yavaş  ilerlemesi borç krizinde tansiyonu artıran unsurlardan biri. Avusturya meclis alt komitesinde fonun genişletilmesine yönelik düzenleme  reddedildi. Her ne kadar maliye bakanı Ekim’e kadar meclis onayının  sağlanacağı yönünde rahatlatmaya çalışsa da, yasal süreçte görülen engeller  borç krizinde kalıcı rahatlamanın kısa sürede oluşamayacağını gösteriyor. 
Avrupa’da  derinleşen borç krizine bir destek önerisi de BRICS (Brezilya, Rusya,  Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkelerinden geldi. Bu ülkelerin, Euro  bölgesi tahvil alımlarını artırması söz konusu. Ancak, özellikle Rusya, Çin ve  Güney Afrika’dan, bu alım desteğinin çok büyük boyutlarda olmaması  gerektiği yönünde görüşler geliyor. Gelecek Perşembe günü yapılacak IMF-Dünya  Bankası toplantılarında, uygulanacak stratejilerin belirlilik kazanması  gerekiyor. 

Fransız bankalarına beklenen not indirimi
Kredi  derecelendirme kuruluşu Moody's'in Fransız Societe Generale ve Credit  Agricole'ün kredi notlarını indirmesi, günlerdir konuşulduğundan piyasalarda  kalıcı bir olumsuzluğa neden olmadı. Kuruluşun kredi not düzeyinin zaten  diğer kuruluşlara göre daha yüksek olması ve bankaların olumsuz izlemede  kalmasına karşın bunun notta yeni bir indirimle sonuçlanmasının beklenmemesi  de rahatlatıcı oldu. Kredi kuruluşu, İngiltere bankaları için ani bir not  indirimi öngörmüyor.
Kredi kuruluşu  S&P, Alman bankalarının kar görünümlerinin halen negatif olduğunu, ancak  krizin genişlememesi halinde ciddi bir sorunun yaşanmasının beklenmediğini  belirti. Sorunlu ülkelerin borç kriziyle mücadele başarılı olmaları, bu ülkelerde pozisyonu olan “çekirdek Avrupa” ülkelerinin finansal sistemlerinin güçlü kalabilmesi için de oldukça kritik. 
Borç krizinin tırmanmasında, sorunlu ülkelerin üzerine düşenler konusunda gerekli  kararlılığı zamanında gösterememeleri de diğer bir neden. Dolayısıyla, İtalya’nın 54,2 milyar Euro’luk ikinci  tasarruf paketini onaylaması tansiyonu azaltıcı bir gelişme.

Yunanistan’ın temerrüde düşmesi  beklenmiyor

Bildiğiniz gibi, Almanya, Fransa ve Yunanistan  liderlerinin toplantısından, Yunanistan’ın Euro bölgesinin ayrılmaz bir  parçası olduğu mesajı çıktı. Zaten,  21 Temmuz’da alınan kararların  uygulanmasının her üç liderin de ortak niyeti olduğu biliniyor.
Yunanistan’ın temerrüde düşmesi  beklenmiyor. Ayrıca Euro bölgesinden çıkartılmasının faturasını çok ağır olacağının herkes farkında.  Bu duruma yunan halkının bıyık altından güldüğü kesin. Düşünsenize ülke batmış durumda, ama borç verenler ‘’batma şansınız yok’’ diye sürekli çözüm üretiyor sizin adınıza.
Avrupa’nın  krizin üstesinden gelebilecek kapasiteye sahip; ancak mali birlik ve  alınan kararları hayata geçirme konusunda daha hızlı davranması gerekiyor.  

 

Yazarın Diğer Yazıları

Altın fiyatları baskı altında

Almanya ve Fransa’nın 2 trilyon Euro’luk fonda anlaştıkları haberi küresel...

Altında güçlü bir hareket beklenmiyor

Küresel piyasalar büyüme endişeleri, Avrupa borç krizi ve Yunanistan

Altında 1500 dolar eşiği kritik

Bu ayın başlarında 1,920.30 $/ons ile rekor seviyeleri gören altın bu...