02 Şubat 2022

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret davaları: Hak aramak mı, baskıyı kurumsallaştırmak mı?

160 bin davanın 5'te biri yani 35.5 bini davaya dönüşmüş

İfade Özgürlüğü Derneğinden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Gazeteci Sedef Kabaş'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiası ile gözaltına alındığı 10 gün önce (22 Ocak) iki farklı grafik yayımladı. Grafikler hayli ilginç, çünkü inanılmaz sayılar içeriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat kendisi ya da kendini şikayetleri ile son 6 yılda 160 bin kişiye soruşturma açılmış ve bu soruşturmaların 35 bini davaya dönmüş[1].

Biliyorsunuz, ABD'de zaman zaman bazı büyük davaları haberlerde okur ya da filmlerini izleriz. Orada insanların çok uzayan davalarda yaptıkları bir ikaz, bu davaların devlete yarattığı maliyetler konusunda olur. Mesela O. J. Simspson davasının vergi ödeyenlere 1 ayda 800 bin dolara ve toplamda 4,99 milyon dolara mâl olduğu kaydediliyor [2] ki bu rakamın içinde avukatlara ödenen para ya da sonunda alınacak tazminat vs. yok. Sadece sanığı getirip götüren araç ve kolluk gücü masrafları, hakim, savcı, juri üyelerine ve hapisane giderlerini kapsıyor.

Düşünün ki, 160 bin soruşturma ve arkasından gelen 35 bin dava bu ülkeye ve vergi ödeyen insanlara acaba kaça ve ne kadar zamana mâl oldu? Acaba çok önemli diğer davalardan, bu davalar yüzünden gecikenler oldu mu?

Bir notumuz da şu: Burada analizini yaptığımız davalar sadece ceza davaları. Ayrıca hukuk davalarını (mesela Kemal Kılıçdaroğlu ya da başkalarına tazminat için açılan davalar) burada yer veremiyoruz. Çünkü bunlara dair istatistikler yok.

Bu yazıda sadece TCK 299'u inceledik. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 299 sayılı maddesi olan Cumhurbaşkanına Hakaret ise şu şekilde:

Yani TCK 299'u ihlal ederseniz, hapise girersiniz.

160 bin davanın 5'te biri yani 35.5 bini davaya dönüşmüş

Şimdi Yaman hocanın verdiği sayılara ve grafiklere yakından bakalım:


Bu grafikte gördüğümüz şu: Sadece TCK 299 çerçevesinde 2014-2020 arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret iddiası ile açılan soruşturma sayısı 160.169 ve bunlardan 35 bin 507'i için dava açılmış. Dikkat ederseniz, en çok şikayet yapılan seneler 38.2 bin ile 2016 ve 36 bin ile 2019 olmuş. En çok dava açılan yıl ise 11.4 bin ile 2019 olmuş. Bu yıllara da yakından bakmak lazım.

160 bin soruşturmadan sadece yüzde 19,5'unun yani her 5 soruşturmadan 1'inin davaya dönüştüğü anlaşılıyor. Şimdi bu 35.5 binin detaylarına bakalım:

 

Yine Prof. Dr. Yaman Akdeniz'in verdiği sonuçlara göre, 2014-2020 arasında açılan 35.507 davadan 12.881'i mahkûmiyet ile, 11.913'ü hükmün ileriye bırakılması (HAGB) ve 3.625'i hapis cezası ile sonuçlanmış. Açılan davaların 6'da biri yani 5.660'ü beraat ile sonuçlanmış.

Baştaki 160 bin soruşturma üzerinden bakarsak, günümüzün hukuk sisteminin durumunu da göz önüne alsak bile, 30 soruşturmadan sadece 1 tanesi 299 kapsamında değerlendirilmiş. Başka deyişle hapis cezasına dönüşmüş. Bunun anlamı, geri kalanlar için başka bir neden bulunmuş ve dolayısıyla 299 için yapılan şikayetlerle açılan soruşturmaların 155 bini 299 kapsamında görülmemiş.

Açılan davalara bakıldığında ise -içinde bulunduğumuz koşullarda bile- açılan her 5 davadan 1 tanesi beraat olmuş. Hapis cezası ile sonuçlanan ise sadece yüzde 10 olmuş. Geri kalanlar ise dediğimiz gibi 299 kapsamında değil gözüküyor.

Buna bakarak, merak ediyorum hukuk gereğinden fazla meşgul edilmiş diyebilir miyiz?

Diğer cumhurbaşkanlarına açılan davalar ve beraatler

Duruma bir de diğer cumhurbaşkanlarına açılan davalar ve beraat sayıları açısından bakalım. Yaman Akdeniz'in verdiği rakamlara göre şöyle:

 

Bu duruma yukarıdaki grafik ile diğer Cumhurbaşkanları açısından bakalım:

  • Süleyman Demirelin açtığı davaların 94 tanesi beraat, 58 tanesi mahkûmiyet
  • Ahmet Necdet Sezer'in açtığı davaların 40 tanesi mahkûmiyet, 27 tanesi beraat
  • Abdullah Gül'ün açtığı davaların 235 tanesi mahkûmiyet, 173 tanesi beraat
  • R.Tayyip Erdoğan'ın açtığı davaların 12.881 tanesi mahkûmiyet, 5.660 tanesi beraat.

Bu tabloya bakınca, şunu merak ediyoruz: Tayyip Erdoğan konusunda bu kadar çok hakaret şikayeti, soruşturması, davası olmasının nedeni nedir? Neden bu kadar olay var? Tarihte insanlar bunu sizce nasıl yorumlayacaklar?

Yabancılara açılan davalar

Bu arada yukarıdaki rakamlar genellikle Türk vatandaşlarına yönelik. Ama yabancılar için açılmış hakaret davaları da var. Mesela 2006 yılında İngiliz sanatçı Michael Dickinson'un Türk mahkemesinde yargılanması, sonrası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açtığı davayı kazandı. 2 Şubat 2021'de AİHM, Türk yargısının Dickinson davasında ifade özgürlüğü ile özel yaşama saygı arasında "uygun ve uyumlu bir ölçüm yapamadığı" sonucuna vardı [3].

Bir de herkesin hatırladığı Almanya olayından bahsedelim. Mart 2016'da Komedyen Jan Böhmermann hakkında da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik söylediği hicivli bir şiir nedeniyle Almanya'da dava açılmıştı. Sanat özgürlüğünün korunması ile Erdoğan'ın kişilik hakları arasındaki dengeyi tartan Alman mahkemesi, Böhmermann'ın bazı yerlerinde "şüphesiz küfürlü ve karalayıcı" sözlerle haddini aştığına karar verirken, Böhmermann'ın şiirinin "şüphesiz" bir hiciv ve sanat eseri olduğunu da not etti ve Erdoğan'ın önde gelen siyasi konumu nedeniyle güçlü eleştirilere dayanmaya hazır olması gerektiğini de sözlerine ekledi[4]. Bu karar Almanya'da büyük tartışmalara neden oldu. Merkel'in mülteci sorunu nedeniyle taviz verdiği iddiaları sonrasında, dava ile ilgili maddenin (103.paragraf) kaldırılmasına karar verildi ve sonra da ekim 2016'da dava düştü[5].

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bazı kararlarından örnekler

TCK 299 kapsamındaki davaların bazıları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşındı. Bunlardan da birkaç karar örneği verelim:

4 Eylül 2020'de, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, başbakan olduğu dönemde hakaret iddiasıyla açılan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar uzanan davadan, 9 yıl süren hukuk mücadelesinden sonra beraat etti. Avukatı Fikret İlkiz'in AİHM kararı sonrası yaptığı yeniden yargılama başvurusunun ardından, mahkeme, Ataç'ın "hakaret" suçundan beraatine karar verdi. Benzer bir davada, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in de AİHM kararı doğrultusunda beraatine hükmedildi [6].

Diğer bir olayda, Ömür Çağdaş Ersoy 2012'de ODTÜ öğrencisiyken polisin öğrencileri gözaltına aldığı bir protestonun ardından yaptığı bir konuşma nedeniyle aldığı cezaya ilişkin olarak AİHM siyasetçilere yönelik eleştirilerde sınırın, sıradan bireylere kıyasla daha yüksek olduğunu, siyasetçilerin eleştirilere karşı daha hoşgörülü davranması gerektiğini hatırlattı. Mahkeme Ersoy'un ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirtti Türkiye'yi 2 bin Euro manevi tazminat ve 2 bin Euro mahkeme ücreti ödemeye mahkûm etti [7].

Zaten 2015'de AİHM'in Türk Yargıcı Işıl Karakaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla açılan 236 soruşturmadan 8'inde mahkûmiyet kararı verildiğini anımsatıp, kararların mahkeme içtihatlarına aykırı olduğu uyarısı yaptı ve İspanya'nın Krala hakaret' yönünde verdiği kararla AİHM'de mahkûm olduğunu anımsattı[8].

2017'deki bir olayda ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Vedat Şorli'ye Facebook'tan paylaştığı bir fotoğraf ve bir karikatür nedeniyle 2017'de Cumhurbaşkanına hakaretten (TCK 299) 11 ay 20 gün hapis cezası verilmesi kararını ‘ifade özgürlüğü ihlali' saydı. Mahkemenin kararı emsal niteliği taşıyor. Mahkeme, Türkiye'yi Şorli'ye 7 bin 500 Euro tazminat ödemeye mahkûm etti[9][10].

Nisan 2021'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire, partisinin meclis grup toplantılarında yaptığı konuşmalarda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle tazminata mahkum edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı başvuru sonunda verilen "hak ihlali" kararını yerinde buldu. Büyük Daire, hükümetin, bu karara yaptığı itirazı reddetti. Böylece, Kılıçdaroğlu'nun "ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine" yönelik AİHM kararı kesinleşmiş oldu. Buna göre, Kılıçdaroğlu'na, 11 bin 385 euro maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkûm etti [11].

Buraya koyduğumuz dışında da AİHM'de başka davalar var. Özetle Erdoğan'a hakaret davaları sadece Türkiye'yi değil, Avrupa'yı da meşgul ediyor. Öyle ki 19 ekim 2021'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) açıkladığı bir karar ile Türkiye'ye Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 299. maddesini değiştirme tavsiyesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı olan kişilere diğer tüm kişilerden daha fazla koruma sağlayan bu yasa maddesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ruhuna aykırı olduğunu belirten AİHM, devlet başkanlarının saygınlığını koruma amacının, bu kişilere özel koruma yasaları çıkarmayı meşru kılmayacağını belirtti[12].

Amerikan başkanları hakarete karşı ne yaptılar?

Duruma bir de başka ülkede başkanlar için neler yapılıyor diye baktık. Malum Donald Trump da bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a benzer bir yaklaşım içindeydi. Time dergisinin nisan 2020'deki sayısında, "Dangerous Crooked Scoundrels : Insulting the President, from Washington to Trump" kitabından alınma bir makaleden aldığımız 3 paragraf şöyle diyor[13].

Bu kadar davanın nedeni nedir?

Çocukken, kardeşimle yaptığım kavga sonrasında, annem-babam, "Sen ablasın, affedici olmalısın, yol gösterici olmalısın" derlerdi. Ben Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ya da önce gelen ve sonra gelecek olan cumhurbaşkanları konusunda da böyle düşünüyorum. Onlar da bu ulusun başındaki insan olduklarını hatırlamak zorundadırlar. 

Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da, kendi döneminde bu kadar çok sorun çıkmasının nedenlerini anlamaya çalışması, sorun neyse çözmesi ve vatandaşlara karşı kucaklayıcı olmayı düşünmesini isterdim. Gerçi o bunu yapmasa da, ileride yurtiçinde ve dışında bu kadar soruşturma ve davanın nedenlerini araştıracak tezler olacağını sanıyorum.

"Burada hata nerede?" ya da "nasıl olmalı?" şeklinde danıştığım bir hukukçu şu sözleri söyledi:

"Siyasetin doğrudan içinde olan birisi için, kişiye özel bir suç olmamalı. 299 kaldırılmalı ve hakaret genel olarak ceza hukuku kapsamı dışına çıkartılmalı. Böylece hukuk da, kolluk güçleri de rahatlatılabilir."



[1] ADALET İSTATİSTİKLERİ Judicial Statistics2020

[2] Climbing Costs : THE O.J. SIMPSON MURDER TRIAL

[3] AİHM'den Erdoğan'a hakaret kararı

[4] German court justifies injunction on Böhmermann's satirical Erdogan poem

[5] Böhmermann olayı

[6] Tepebaşı Belediye Başkanı Ataç, AİHM kararı sonrası "Erdoğan'a hakaret" suçundan beraat etti

[7] AİHM, Erdoğan'a başbakanlığı döneminde "kudurmuş köpek gibi" diyen öğrenci ve Facebook beğenileri nedeniyle kovulan memuru haklı buldu

[8] AİHM Yargıcı Karakaş: Cumhurbaşkanı'na hakaret cezaları içtihata aykırı, İspanya benzer karardan AİHM'de mahkûm oldu

[9] AİHM'den emsal karar: Cumhurbaşkanı'na hakaret'ten hapis cezası verilmesi ifade özgürlüğünün ihlali

[10] Başvuru Numarası: 42048/19 - Vedat Şorli/TÜRKİYE - Üçüncü Taraf Görüşü - İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DERNEĞİ (İFÖD) Tarafından Sunulmuştur

[11] AİHM Büyük Daire, hükûmetin itirazını reddetti: Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan'ın açtığı davalar nedeniyle "ifade özgürlüğü hakkının" ihlal edildiği kararı kesinleşti

[12] AİHM'den Türkiye'ye tavsiye: Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen yasa değişsin

[13] How U.S. Presidents Have Tried to Use Legal Action to Stop People From Insulting Them

 

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur