31 Mart 2013

Kitap pazarlamasında Yeni Medya kullanımı...

Geçen hafta bir Bilgi Eğitim programında (1) yaptığım konuşmanın notlarını paylaşayım

Geçen hafta bir Bilgi Eğitim programında (1) yaptığım konuşmanın notlarını paylaşayım.

Bu sefer konu ekitap (2) değildi, geleneksel kitap formatının yeni medya üzerinden pazarlanmasıydı.

Burada öncelikle İnternet’in şu anki halinin Web 2.0 ve sonrası olduğunu, yani Kolektif Akılın en somut göstergelerinin yaşandığı bir dönem olduğunun altını çizmeliyiz (3).  Burada hem birey hem grupsal üretim aynı anda oluyor. Haliyle yeni medya araçlarından faydalanmaya çalışırken iki tarafı da aynı anda düşünmek gerekiyor. Okumak gibi gayet bireysel bir eylemde bile... Yani hem yazar hem yayınevi tarafından hem de okuyucuların gözünden düşünülmelidir pazarlama süreci.

İkinci olarak yeni medya ile ilgili 3 prensip pazarlamanın özünde olmalı: Yakınsama (convergence), Transmedya ve Oyunsallaştırma (gamification)

Şimdi “convergence” zamanı. Herhangi bir medya üretimini yakınsamalı bir bağlamda düşünmek gerekir ki kitap da bundan bağımsız değildir. Yeni medya düzeni birçok medya aracının birbiriyle ilişkili varolduğu bir düzendir. Bu bağlamda bir kitap da kendisini çevreleyen ve etkileşim içinde medyaların bir parçası olarak düşünülmelidir. Bu düzenek içinde birçok yazara ve yayıncıya ters gelecek olsa da Transmedya (4)’nın sunduğu olanakları düşünmek gerekir. Son olarak başka alanlarda görülen “oyunsallaştırma”yı kitap sektöründe de düşünmenin faydalı olacağına inanıyorum. Geleneksel kitap okurunun daha sadık ve oyunsallaştırma araçlarına ihtiyacı olmadığı düşünülebilir ama yeni modellerle hem varolan okurun etkileşimi artırılabilir hem de şimdiye kadar düzenli okur düzeyine gelmemiş özellikle genç dijital yerlilerin entegrasyonu sağlanabilir.

Yukarı söylediklerimden yola çıkarak geçtiğimiz günlerde Amazon.com tarafından satın alınan GoodReads.com a bakalım. Kitapla okur arasındaki birebir ilişkinin sosyalleştiği bir platform Goodreads. Bu niş sosyal ağda bizzat kitap paylaşımı yapılmıyor. Okuduğunuz kitapları duyuruyorsunuz, kitaplarla ilgili tartışmalar yapıyorsunuz, sizden önce aynı kitabı okumuş olan arkadaşlarınızın yorumlarına ya da oylamalarına bakıyorsunuz, okuduklarınıza göre belirlenmiş kitap tavsiyelerinizi görüyorsunuz, okuduğunuz kitapları istediğiniz kategorilerde sınıflandırıyorsunuz. Satın alındıktan sonra kitap tavsiyeleri yine böyle güzel olacak mı bilmiyorum ama sınıfladığınız kategorilere göre size tavsiye edilen kitaplar Amazon’unkinden daha iyi çalışıyordu. Bir yılda kaç kitap okuyacağınızı ilan ederek bir tür oyun başlatıyorsunuz, bir kitabın kaçıncı sayfasında olduğunuzu belirterek de. Bu arada yazarların özel sayfası oluyor. Oradan kendi kitaplarıyla ilgili duyurular yapabiliyor ve etkinlikler organize edebiliyor, kitaplarıyla ilgili gelişmeleri takip edebiliyorlar. Giderek büyüyen bu platformda olmak gerektiğine -hem yazarlar hem de okurlar için- inanıyorum

 

Bir süreç başlatmak...

 

Bir kitabın yayınlanması bir kamusal tartışma sürecini başlatmalıdır. Kitabı okumanın kendisi bireysel bir eylem olsa da yorumlanması, gündemde kalması belli bir toplumsallık içinde olabilir. Bunun için de yeni medya araçları kullanılabilir.

Yetkin blogger’ların bu noktada önemli bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Evet, özellikle entelektüel alanda yetkin blogger sayısı çok olmayabilir ama yine de katkıları önemli olacaktır. Ayrıca böyle bir süreç başladığında daha çok kullanıcının da bloglama faaliyetine katılabileceği düşünülebilir. Seminer sırasında blogger’larla nasıl ilişki kurulabileceği de tartışıldı. Bence yayınevinin yapısına göre farklı tavırlar geliştirilebilir. Kitap hediye etmekten yalnızca haberdar etmeye kadar uzanabilecek bir çeşitlilik olabilir. Burada önemli olan blogger’ların bir şekilde sürece katkıda bulunması...

Kamusal tartışmanın önemli bir noktası Twitter etiket kampanyaları olabilir. Burada da maksat RT yapana kitap hediye etmenin ötesinde tabi ki. Twitter sınırları içinde belli bir kamusal tartışma meydana gelebilir.

Her yayınevinin kendi web sitesi ve bir Facebook sayfası olacağını varsayıyoruz. Ama yayınevinin ya da yayınlanacak kitabın içeriğine ya da gündeme geliş biçimine göre kitaba özel Facebook sayfası ya da websitesi de yapılabilir. Bazı kitaplar yarattıkları tartışmayla bir tür transmedya eyleminin başlangıcı olabilir, web üzerinden içeriğin gelişmesiyle yeni bir boyut kazanabilirler.

Kullanılabilecek daha birçok çevrimiçi araç arasında önemsediğim 2 yeri daha listeyerek yazımı bitireyim. “Google Scholar” yalnızca akademik arama yaptırmıyor, sayfanın yukarısında görülebileceği üzere yazar için profil açma olanağı da veriyor. Yazarla kitap ve makalelerine ne kadar atıfta bulunulduğunu bu sayede görebiliyorlar. Türkçe kaynakların belirtilmesi biraz daha sorunlu ama bunun da aşılabileceğine inanıyorum.  Pinterest kullanımı Türkiye’deki kullanıcılar arasında biraz inişe geçmiş gibi gözükse de yayınevleri kitaplarının görsel pazarlaması için burayı kullanabilir. Yalnızca kitap kapakları değil, başka tür kitaptan alıntı yapılmış görselleştirmelerin de işe yarayabileceğine, hatta viralleşme durumunda yeni tartışmalar yaratacağına inanıyorum.

 

*****

 

Ekitap panelinden notlar

 

* Kütüphane haftası bağlamında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde gerçekleşen Ekitap paneline (5) dinleyeci olarak katılmıştım, birkaç Twitter notum:

* Türkçe elektronik kitap veri tabanı 1 Nisan'dan itibaren evrensel standartlarda yayında olacakmış http://www.hiperkitap.com/  #ekitap

* Vildan Orancı: Ekitap mekan derdini çözüyor, kullanım kolaylığı- özellikle akademik alanda. Erişim için kütüphaneye gelmeye gerek kalmıyor.

* Son 2 konuşmacı şu anda bahsettiğimiz ekitabın bir geçiş dönemi ürünü olduğu, gelişiminin sürdüğünü vurguladı...

* Bilgi Kütüphanesi: “bize sipariş edilen yabancı dil kitapların yüzde 26'sını ekitap olarak almışız

* Birçok hoca ekitabıı istemeyip, basılısını istiyor. bir de bütçe olayı ortaya çıkıyor...

* Kütüphaneci İsmet Mazlumoğlu DRM yüzünden kütüphanelerin nasıl çaresiz kaldığını anlatıyor

* Amazon gibi yerler kişiye satış üzerinden sistemi geliştirmiş. Kütüphaneciler napacağını pek kestiremiyor

* Öyle geliyor ki dijitalleşmede -iş modeli oluşturmada- kitap sektörü müzik, sinema sektörlerinin de gerisinde.

 

1- http://www.bilgi-egitim.com/tr/programlar/86/yaynclkta-pazarlama-ve-sats/

2- http://t24.com.tr/yazi/e-kitap-uzerine-birkac-not/4905

3- Bir Yeni Medya perspektifi için: http://t24.com.tr/yazi/yeni-medyayi-anlamada-dort-mesele/4808

4- Transmedya ile ilgili ipuçları verebilecek bir yazıyı daha önce yayınlamıştım: http://t24.com.tr/yazi/transmedyayi-egitime-uyarlama-denemesi/6404

5- http://erkansaka.net/archives/20686

 

Yazarın Diğer Yazıları

Twitter'dan yeni strateji: Yakın zamanda ofis açılmaz

Özellikle de @fuatavni hesabının “buzlanma”sından sonra Twitter’ın sansür uygulamaya başladığı sıkça vurgulanmaya başlandı

Twitter'in Ankara toplantısının iç yüzü

Twitter kullanıcı bilgisi vermemek için mücadele ediyor. Bu Türkiye’ye özgü değil. Twitter’ın itibarının bir kısmı bu politikasından kaynaklanıyor zaten.

Transmedya'yı eğitime uyarlama denemesi

Transmedya kavramını ilk olarak Henry Jenkins\'in artık başucu kitabı olmak üzere olan \'Convergence Culture\' kitabında farkettim