TARİH
13 Nisan 2025
"Çocuğunuza bugün “iki dil öğren” diyorsunuz. Ama sizin babanıza bunu kimse söylemedi. O teksir kağıdından not ezberleyip mezun oldu; tek bir işte çalışıp ev aldı, arsa aldı, birikim yaptı. Ama kendini geliştirmek için paralanan genç neslin bir evi olmayacak. Öğrendikleri dillerle, çift anadallarıyla, gittikleri kurslarla, müzmin kiracılar olarak yaşamlarına devam edecekler"
Devamını OkuTARİH
06 Nisan 2025
"Bağımlı kişi, içinde bulunduğu hayatla bağ kuramıyor. Hayatı onun için tahammül edilemez hale gelmiş. Biz bağımlı insanları cezalandırarak, onları dışlayarak, daha fazla acı çektirerek iyileşmelerini bekliyoruz. Ama eğer bağımlılığın kökeni zaten acıysa, biz o acıyı büyüttüğümüzde ne elde etmiş oluyoruz? Tam tersine, bu insanlara yeniden bağ kurabilecekleri bir zemin sunmamız gerekiyor"
Devamını OkuTARİH
05 Nisan 2025
"Devlet destek vermiyordu. Hatta destek vermek bir yana, bir ara vergileri bile yükseltmişler! 1968’de Kent Oyuncuları kendi tiyatro binalarını yaptırdığında tamamen kredi çekerek ve borçlanarak bu adımı attılar. Ama müthiş bir azimle çalışıyorlardı. Hafta yedi günse, onlar sekiz gün oynuyorlardı!"
Devamını OkuTARİH
16 Mart 2025
"Müzeyyen’in devamı olmaz, olamaz. O hikâye kendi içinde tamamlandı. Bazen bir karakteri yaşatmaya devam etmek, onun büyüsünü bozar. Müzeyyen, yerinde kalmalı"
Devamını OkuTARİH
09 Mart 2025
"Hakikat yolculuğu, önce insanın kendisiyle başlar. Kahramanın toplumsal bir cinayeti çözmeye çalışırken kendi içindeki cinayetle yüzleşmesi bu yüzden önemli. İnsan kendinden rahatsız olmadan, geçmişiyle hesaplaşmadan aydınlık bir zemine çıkamaz. Romandaki yolculuk da tam olarak bunun üzerine kurulu"
Devamını OkuTARİH
08 Mart 2025
"Karakterimiz güncelde bir ayrılık yaşıyor ama bu sadece bir ilişki meselesi değil; geçmişin izlerini de taşıyor. Hikâyenin ilerleyişinde, aile travmaları ve kayıplarıyla yüzleştikçe karakterin de kendi hayatındaki düğümleri çözdüğünü görüyoruz. Yüzleşme geldikçe, özgürleşme de geliyor"
Devamını OkuTARİH
02 Mart 2025
"Böyle güzel yalan söylemeyi annemden öğrendim!" Seray Şahiner'le son kitabı ‘Vatan Millet Samatya’yı ve kadınlar için güvenli olmayan dünyayı konuştuk...
Devamını OkuTARİH
23 Şubat 2025
"Vampir korkusu bir Hristiyan topluluğuna aitse, Müslümanların müdahil olmaması gerektiği söyleniyor. Ancak eğer vakalar tekrarlanırsa, mezarın açılması öneriliyor. Cesedin fiziksel belirtileri kontrol ediliyor: Kanlı, kırmızı bir ten mi var? Saçları, tırnakları uzamış mı? Dişleri belirgin mi? Eğer bu belirtiler görülüyorsa, klasik vampir yok etme yöntemleri uygulanıyor: Kafasını kesme, kazık çakma ya da bedeni yakma..."
Devamını OkuTARİH
16 Şubat 2025
"Rönesans ve sonrasında, kadın ressamların akademik eğitim alması, anatomi çalışması ve kamusal alanda sanat üretmesi pek çok engelle karşılaştı. Örneğin, Angelika Kauffman ve Rosa Bonheur, yalnızca çıplak model kullanabilmek için değil, açık havada resim yapabilmek için bile erkek kıyafetleri giymek zorunda kaldılar, kimliklerini gizlemek, erkek kılığına girmek zorunda kaldı. Bu inanılmaz bir hikâye, çünkü mesele yalnızca model kullanmak değil, sanatın yapıldığı mekânlara erişebilmek, sokağa çıkabilmek ve sanat üretiminde erkeklerle eşit haklara sahip olabilmekti"
Devamını OkuTARİH
09 Şubat 2025
"Çocukken yalancı bir özgürlük içindeyiz. Mihrap da öyle. Mesela o zaman mahalledeki meyhaneye girip çıkabilen aynı zamanda tuhafiyede karnı şişene kadar yemek yiyebilen tek kişi Mihrap. Ne kadınlar erkeklerin alanına geçebiliyor ne de erkekler kadınların alanına. Bir gün büyüyüp de özgür bir kadın olursa, çocukluğunda sahip olduğunu sandığı o özgürlük anlamını kaybediyor"
Devamını OkuTARİH
02 Şubat 2025
"Hem bireysel hem de devlet düzeyinde, üzeri örtülen her şeyin altında kalma tehlikesi var. Devletler, tarih boyunca kendi hatalarını gizleme eğiliminde olmuşlardır. Örneğin, güçlü devletler, kendi suçlarını örtbas ederken bu gücü bir koz olarak kullanabilirler. İsrail ve Amerika örneğinde olduğu gibi, güçlü bir devlet kendi politikalarını uygularken eleştirileri bastırabiliyor"
Devamını OkuTARİH
01 Şubat 2025
"Gerçeklikle yüzleşmek de onu taşımak da kolay değil, kalbe ağırlık yapar. Bireysel sorumluluğumuzu almadan özgür olmamız mümkün mü? Sorumluluktan bahsediyorsak kendimize ve dünyaya karşı bir dizi ödevimiz de var demektir. Evet yük, ama taşımaya değer bir yük özgürlük"
Devamını OkuDaha Fazla