"Yüzünü bile görmek istemiyorum
Yoluma çıkmasan iyi edersin
Sözlerim sana ağır mı geldi?
Kalbini mi kırdım? Afedersin 

Hayırdır ne oldu pişman mısın?
Bir gece ansızın kapımdasın
Gerçekler acıdır anlaman lazım
Benim için artık sen bir yabancısın" 

Bu sözler, Demet Akalın'ın 2006 yılında çıkan 'Kusursuz 19' isimli albümündeki 'Afedersin' şarkısına ait. Sevgilisinden ayrılmış ve bir barda aniden bu şarkıya yakalanmış -o zamanlar bu şarkı hit olmuştu ve sahiden seviliyordu- 30 yaş üstü kardeşlerim, abilerim, ablalarım birbirimizi kandırmayalım; şarkının özellikle bu kısmındaki sözleri karşındaki dans partnerini umursamıyormuş gibi yapmak suretiyle ve MTV kliplerindeki dans hareketleriyle bağıra çağıra söylememiş olamayız?

İngilizce'de 'guilty pleasure' denilen bir olay var. Türkçe meali aşağı yukarı; bir filmi, televizyon programını ya da bir şarkıyı insanların büyük çoğunluğunun beğenmediğini bilmenize rağmen gizlice içten içe zevk aldığınız şeydir; 'suçlu zevk'tir. Benim için Demet Akalın'ın şarkıları değil ama kendisinin hissettirdiği -şimdi buradan geçmişe dönüp bakınca- guilty pleasure'dan çok sadece 'guilty' duygusu…

Dün magazin dünyasının en çok konuşulan olaylarından biri Demet Akalın oldu. Akalın, sahne aldığı yerde şampanyayı beğenmeyince, garsonun başından aşağı döktü. Yaptığı, sahne şovuna dahil olan bir olay da olabilir, bilemiyorum.

"10 senedir dökülüyor şampanyalar bu şekilde, şimdi mi battı birilerine?"

Daha sonra da Şimdi Duyduk'a konuyla ilgili açıklama yapan Demet Akalın, içki dökme olayı için "Ben şampanya paralarını diğer solistler gibi cebe değil, çalışanlara bırakıyorum. O gecede personel şefinin kendisi 'dök, dök' diye ısrar ediyor. Gelen gurbetçi müşteriler de şampanyaları zaten, garsonların kafasından dökülmesi için gönderiyor" dedi.

İçki dökme olayının yıllardır yapıldığına dikkat çeken Akalın, sözlerini şöyle tamamlamış:

"10 senedir dökülüyor şampanyalar bu şekilde, şimdi mi battı birilerine? 

Alkollü içecekler konusunda hassas olduğunu bildiğimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın iftar programlarını pek kaçırmayan Demet Akalın'ın bu sözleri, Cumhurbaşkanı'na dokunmadıysa kime, neden dokunsun?

TIKLAYIN| Demet Akalın: Keşke herkes Reis'le 5 dakika geçirebilse

Şampanyayı icat eden rahip: Dom Perignon

Demet Akalın'ın "10 senedir dökülüyor bu içki" dediği şampanyanın icadı bizi 300 yıldan fazla önceye götürüyor. 1683 yılında Fransız rahip Dom Perignon'un Champagne'da imal ettiği şarap yanlış mayalanarak köpüklendi ve ortaya "şampanya" çıktı. İcat edilen şampanya eğlence hayatını renklendirmiş, bira gibi, şarap gibi yüzyıllardır bilinen alkollü içkilere de yeni eklemelerin yapılabileceğini göstermiş.

Ülkemizde bir süredir malum sebeplerle gazoza tahvil edilen Formula yarışlarının da sembol içkisi olan şampanya, "uğur" niyetine kızaklarından ilk kez suya indirilen gemilerin burnunda patlatılıyor.

Amerika Birleşik Devletleri eski First Lady'si Jacqueline Kennedy bir şişe şampanyayı patlatırken

Marie Antoinette ve Kate Moss'un memeleri

Bütün bu şampanya meselesi bana Yeme -İçme Uzmanı Levon Bağış'ın 2014'te Agos gazetesi için kaleme aldığı bir yazıyı hatırlattı: 

"… Londra Mayfair'deki '34 Restaurant' 40. yılını, süper model Kate Moss ise moda dünyasındaki 25. yılını, beraber bir projeyle kutluyorlar. Bu yıldönümü kutlaması için İngiliz sanatçı Jane McAdam Freud yeni bir şampanya kadehi tasarlamış.

Bu kadeh, günümüzde kullandığımız flüt kadehlere değil, eskinin kup şampanya kadehlerine benziyor. Ama kadehi esas ilginç kılan, Kate Moss'un sol göğsünün kalıbı alınarak, bu kalıptan yapılmış olması. Kate Moss'un hayata geçirdiği bu proje, çok eskilere dayanan bir hikâyeden ilham alıyor.

Şampanya servisinde kullanılan, kâseye benzer, yayvan şampanya kadehleri, daha sonra Kral XVI. Louis'nin karısı ve Fransa kraliçesi olacak olan Marie-Antoinette'in göğüslerinin (1755-1793) Sevres seramik fabrikasında alınan alçı modelleri kullanılarak yapılmıştır. Üstelik, Marie-Antoinette ölçüsünün alınmasına izin verdiğinde sıradan biri değil, Kutsal Roma İmparatoru I. Francis ile Avusturya-Macaristan Kraliçesi Maria Theresa'nın en küçük kızları olarak bir prensestir. Heidsieck bu kadehler şerefine Marie-Antoinette adında bir şampanya üretir ve kraliçeye sunar. Kaderin cilvesi olsa gerek, XVI. Louis ve Marie-Antoinette'in giyotine götürülmeden önceki son arzuları, başbaşa bir şişe Heidsieck içmektir. Kate Moss, bu hikâyeye duyduğu saygı ile şöyle diyor: Bu projenin bir parçası olmak çok heyecan vericiydi. Adımın Marie-Antoinette gibi ilginç ve yaramaz bir kadınla beraber anılması benim için bir onur…"

Demet Akalın, memelerini şampanya kadehlerine bağışlayan bu 'yaramaz' kadınlar ve şampanyayı icat eden bir rahiple anılmaktan iftihar eder mi bilmiyorum ama garsonların başından aşağıya şampanya dökmenin -bir şovun parçası olsun ya da olmasın- iftihar edilecek bir görüntü yaratmadığını biliyorum. Hanımefendi, "şampanya paralarını", kafalarına geçirmeden "çalışanlara bırakmak" konusunda ne düşünür acaba? Hadi bakalım Demet Akalın!