22 Mayıs 2014

Soma nasıl TOBB’un kucağında kaldı?

Başbakan Erdoğan TOBB Genel Kurulu'nda pür dikkat kendisini dinleyen patronlara da Soma ayarı verdi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 70. Mali Genel Kurulu’ndayız. Geçen yıl seçimler nedeniyle siyasi liderlerin çağrılmadığı genel kurulun bu yıl ağır konukları vardı. Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu… MHP lideri Bahçeli davetli olduğu halde gelmedi, ama  yerine başkan yardımcısı Emin Haluk Ayhan’ı gönderdi. HDP ise zaten davetli bile değildi. Çünkü TOBB teamüllerine göre yüzde 7'nin altında oy alan siyasi partiler, Meclis’te temsil edilse dahi TOBB Genel Kurullarına davet edilmiyorlar. Seçim barajının işveren versiyonu yani. Komik.

 

Bu arada belirtelim, CHP liderinin haftalık programında TOBB Genel Kurulu’na katılmak yoktu. Üstelik içeriden aldığımız bilgilere göre, dün akşama kadar da bu konuda net bir karar verilmemişti. Ama Genel Kurul başlamadan bir iki dakika önce Kılıçdaroğlu kurmayları ile birlikte salona giriş yaptı.

 

Türkiye’nin dört bir yanından gelen işverenlerden oluşan TOBB Genel Kurulu’nun gündemine elbette Soma faciası darbe vurdu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, konuşmasına Soma’da yaşamını yitirenleri anarak ve geride kalanlara yardım sözü vererek başladı. Facianın işveren tarafına düşen sorumlululuğuna da  “Soma faciasından sorumlu olanlar kamu ve özel sektör hiç fark etmez, mutlaka bulunmalı ve şeffaf bir şekilde yargılanmalı” sözleri ile vurgu yaptı. Ancak uzun konuşması boyunca ABD’nin kaya gazı üretiminden bankaların haksız yere aldığı dosya masraflarına kadar pek çok konuya değinen TOBB Başkanı, ne Türkiye’deki iş güvenliği ne de ülke genelindeki çalışanların iş sağlığına ilişkin tek söz söyledi. Oysa uzun yıllardır işçi ölümleri ile inleyen, en son Soma’da yaşamını yitiren 301 işçi ile tekrar gündeme oturan işveren ihmali veya kamu denetimsizliği kaynaklı iş kazalarında, TOBB delegelerine düşen sorumluluğun altı daha fazla çizilmeliydi diye düşünüyorum.

 

Fakat Türkiye’deki en büyük işveren örgütünün başındaki Hisacıklıoğlu’nun Soma’yı ve altındaki yapısal sorunları birkaç cümleyle geçmesi, onu ve TOBB camiasını Başbakan Erdoğan’ın eleştirilerinden kurtaramadı. Başbakan Erdoğan, kürsüye çıkar çıkmaz “Kazayla ilgili adli ve idari soruşturmalar başladı. Soruşturmalar neticesinde hem kazanın sebebi tam olarak aydınlatılacak, hem de ihmali olanlar bunun hesabını verecekler. Bu facianın ardından hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” deyiverdi. Erdoğan başlatılan soruşturmalar neticesinde hem kazanın sebebinin tam olarak aydınlatılacağı hem de ihmali olanların hesap vereceği sözünü verdi.

 

Erdoğan hazır bulmuşken, karşısında pür dikkat kendisini dinleyen patronlara da Soma ayarı verdi. Başbakan, kendisinden önce konuşan ve iş güvenliği-sağlığı konusunda tek kelime etmeyen Hisarcıklıoğlu’na dönüp “TOBB Genel Kurulu’nda böyle elim bir kazanın ardından iş sağlığı ve güvenliği temenni ediyorum ki en önemli gündem maddesi olacaktır” dedi.

 

İşletmelerde iş güvenliği ve sağlığının işverene ek bir maliyet yüklediğini ve bu konuda ciddi ihmaller yaşandığını söyleyen Erdoğan, “Devletin ve hükümetin yapabilecekleri bellidir. Yasayı, mevzuatı çıkarır, denetimleri de yaparız. Yaptırımları uygularız. Bunun ötesi artık işverenin ve çalışanın sorumluluğu altındadır” deyip işin içinden çıkıverdi. Hem de “trafiğe çıkan aracın muayenesi yapılır ama trafikteki sorumluluk şofördedir” örneği vererek…

 

E yani…

 

“Soma’da biz denetimimizi yaptık, üretim şartlarına baktık bir şey göremedik. Ama patron ve işçi de biraz işini ciddiye alıp işletmesindeki eksiği kapatacak. Yoksa işte böyle olur” demeye getirdi Başbakan. Ve daha fazla destek isteyen işadamlarına “şımarmanın lüzumu yok” dercesine, “TOBB olarak bazı yetkiler istenirken herhalde bu konularda da sizin de üzerinde bazı sorumlulukların olduğunu bilmeniz gerekir” deyiverdi.

 

Ve ekledi:

 

“Hatta diyoruz ki bizim zorlamamıza gerek kalmadan, işveren sorumluluğunu yerine getirsin, bunun takipçisi olsun. Bu konuda Türkiye’nin en büyük çatı örgütü olan TOBB’dan bugüne kadar gösterdiği duyarlılığın daha fazlasını bekliyoruz.”

 

İllahi devletin denetim mi yapması lazım, ceza vermesi mi lazım canım…

 

Sanki 50 yıldır maden işçisini öldürmemiş Almanya’da şirketler kamu denetiminden, sendika kontrolünden çekindiği için değil, Allah rızası için yüksek güvenlik standartlarına harfiyen uyuyor…

 

İlginçtir, TOBB delegelerine ayar veren Erdoğan’ın kendisini coşkudan uzak ama dikkatli bir şekilde dinleyen  patronları en fazla coşturduğu an ise ne oldu dersiniz?

 

Söyleyeyim:

 

Patronlar Başbakan’ı en gür şekilde basını eleştirdiği, “hani basın özgürlüğü yoktu” dediği sözlerin ardından alkışladı. Sanırım buna Erdoğan’ın kendisi de şaşırmıştır.

 

Sonuç olarak...

 

Erdoğan, konuşması biter bitmez Kılıçdaroğlu’nu dinlemeye kalmadan çıkışa yöneldi ve kendisine eşlik eden partililer, koruma heyeti ve elbette ev sahibi Hisarcıklıoğlu ile birlikte bir hışımla Genel Kurul salonundan ayrıldı.

 

Geriye iş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili edilmiş yavan sözler ve o sözleri boş gözlerle alkışlayan yüzlerce patronun mahsun hali kaldı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir yaranın içinde olmak

"Biz adalet istedik, biz barış istedik, onlar bizi kurşunladılar..."

Dört Ayaklı Minare'yim ben, hiçbir şeyi unutmam, hiçbir şeyi...

Oğlum Tahir'in gül bedeni... Harcımdaki barışın namusu için düştü ayaklarımın dibine...

Ankara katliamı ve bir ‘toplum müsveddesi’ olarak Türkiye

“Ama abi, onlar da...” diye söze başlayan insanlık fakiri zihniyet son bulmadıkça, kimse bu ülkede bir ‘toplum’ olduğunu söylemesin!