17 Aralık 2013 günü yapılan operasyonla bir anda ülkenin bir numaralı gündemi haline gelen yolsuzluk soruşturmasının en çok dikkat çeken detaylarından biri, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a, İranlı işadamı Reza Zarrab tarafından "rüşvet olarak” verildiği öne sürülen saat oldu. 700 bin lira değerindeki saat polis ve savcılık fezlekelerinde, TBMM soru önergelerinde ve son olarak da Meclis Araştırma Komisyonu’nda geçti.
Soruşturma dosyasına göre saat, 25 Eylül 2013’te, yani operasyondan yaklaşık 3 ay önce Zafer Çağlayan’a teslim edilmişti. 22 Eylül 2013’te Çağlayan’ın özel kalemlerinden Onur Kaya ve Rıza Sarraf arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmişti ve bu görüşmede Onur Kaya Zarrab’a, Bakan Çağlayan’ın Cenevre’den getirilecek saatin eline ulaşmaması sebebi ile rahatsız olduğunu hatırlatıyordu.
Yolsuzluk soruşturmasını simgeleyen objelerden birine dönüşen bu saat sonra pek çok açıdan tartışıldı ve çelişkili ifade ve yorumların konusu oldu.
Radikal’den Hakkı Özdal saatle ilgili derlediği başlıca gelişmeler tarih sırasına göre şöyle:
13 Mart 2014: Saat aldığımı söyleyen namerttir, edepsizdir, ahlaksızdır
O dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın, 30 Mart yerel seçimleri için Mersin’de yapacağı mitingde kürsüye çıkan Zafer Çağlayan, hakkındaki yolsuzluk iddialarını reddederek “Eğer bir saat hediye almışsam ve saat aldığımı, saat verildiğini kim söylüyorsa namerttir, edepsizdir, ahlaksızdır” dedi.
5 Mayıs 2014: Ben o saati gazetede görüp beğendim, Sarraf da oradaydı
17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında adı geçen ve TBMM Genel Kurulu’nda haklarında verilen soruşturma önergesi görüşülen 4 eski bakan, 5 Mayıs sabahı AKP genel merkezinde yapılan kahvaltılı toplantıyla ‘ilk savunmalarını’ AK Partili milletvekillerine karşı yaptılar. Bu toplantıda ‘saat’ ile ilgili soruların ardından söz alan Zafer Çağlayan, şunları söyledi:
“Ben saati bir gazetenin ilanında gördüm, çok beğendim, ilgili firmayla temasa geçtim, ‘kişiye özel üretiyoruz’ dediler. Daha sonra firma yetkilisi beni aradı ve ‘satın alacak mısınız?’ dedi. Bu konuşma yapılırken Rıza Sarraf o ortamda bulunuyordu. ‘Bizim orada ofisimiz var, alır size gönderirler’ dedi. Sonra bir araçla saati bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim ve mal beyanımda da gösterdim.”
Çağlayan, aynı gün, yolsuzluk fezlekesine karşı kendisini savunurken Meclis kürsüsünden bir fatura sallayarak saatin parasını kendisinin ödediğini söyledi.
7 Mayıs 2014: Saat firmasından Çağlayan'a yalanlama
Çağlayan'ın kahvaltılı toplantıda AKP’lilere ardından TBMM'de yaptığı savunmasında dile getirdiği iddialar üzerine, söz konusu saatin üreticisi Patek Philippe firması da Türk gazetecilerin konuya ilişkilerin sorularını yanıtladı. "Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor" diyen Çağlayan'ın açıklamalarını yalanlayan firma yetkilileri, "Garanti belgesi, kişiye özel değil saate özeldir. Garanti belgesinde sadece saatte kaç taş var, kaç karatlık altın, seri numarası, üretim tarihi ve garanti süresi yazılır" dedi.
Firma, saati gazete ilanından görüp beğendiğini söyleyen Çağlayan'ın bu iddiasına da bir açıklama getirdi:
“Gazete ilanı vermiyoruz. Özel bir saat ürettiğimiz zaman bunu müşterilerimize elektronik postayla bildiririz.”
9 Mayıs 2014: O fatura: Das ist komisch
Aydınlık gazetesi, Çağlayan'ın, saatle ilgili “Parasını ben ödedim" diyerek Meclis kürsüsünden salladığı faturayı da Patek Philippe firmasının bir yetkilisine sordu. Bernard Ruf adlı firma yetkilisi, Çağlayan’ın kanıt olarak gösterdiği ve üzerinde saat firmasının isminin de geçtiği belgenin kendilerine ait olmadığını söylüyordu. Dahası, Çağlayan’ın elindeki belgeyi e-posta yoluyla gören Ruf, “garip, komik” anlamına gelen “das ist komisch” yorumunu yapmıştı. Ruf, Çağlayan’ın gösterdiği belgedeki fatura numaralandırma sisteminin şirketlerinde kesinlikle kullanılmadığını söyledi.
10 Mayıs 2014: Faturadaki isim Sarraf’ın kaptanı
Zafer Çağlayan TBMM kürsüsünden “Saati Sarraf aldı ama parasını ben ödedim” diyerek gösterdiği ve firmam yetkililerince teyit edilmeyen faturanın adres kısmında, alıcı olarak Murat Yılmaz ismi ve Bodrum’da bir adresin olduğu ortaya çıktı. Bu adresi araştıran Doğan Haber Ajansı muhabirleri Umurca Mahallesi’ndeki söz konusu adreste üç yıldır 38 yaşındaki Murat Yılmaz’ın oturduğunu belirledi. Murat Yılmaz’ın, Reza Sarraf’ın kaptanı olduğu ve yardımcısı Ejder isimli kişi ile 17 Aralık operasyonundan 3 gün sonra, sivil polis ekiplerince İstanbul’a götürüldüğü, üç gün süren sorgulamanın ardından serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
2 Haziran 2014: Vergisinin de ödenmediği ortaya çıkıyor
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Çağlayan’ın saatine ilişkin vergi tartışmasını Meclis gündemine taşımıştı. Özgündüz’ün soru önergesini yanıtlayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 700 bin liralık saatin gümrüklere beyan edilmediğini belirterek, “Vergi uygulamasına esas teşkil edecek bir eylem henüz saptanmamıştır. Yeni durum itibariyle konu incelemededir” dedi.
15 Kasım 2014: Saati alıp ağabeye vereceğiz
Zafer Çağlayan’a İsviçre’den getirilen değerli saate aracılık yaptığı iddia edilen Yusuf Tutuş, Meclis Komisyonu ifadesinde, Reza Sarraf’ın yılda 1 milyon Euro’yu aşkın saat aldığını söyledi. Tutuş “İsviçre’den alınmasını söylediği Patek Philippe, dünyanın en değerli saat markasıdır, beyaz altından imal edilmiştir, saatin fiyatı sonradan öğrendiğim kadarıyla 300 bin Frank civarındaymış. Bu bahse konu saati de ‘Alıp ağabeye vereceğiz’ diye söylemişti” dedi.
24 Kasım 2014: Gümrük Bakanlığı’ndan saate ceza
Çağlayan’ın 700 bin liralık Patek Philippe 5101G marka saat için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın da ceza kestiği ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Çağlayan, saatin Türkiye ’ye getirilmesi sürecinde yasalara aykırı durumlar nedeniyle kesilen cezayı ödemişti.
4 Aralık 2014: Benim zamanım yok, saati Sarraf aldı
Zafer Çağlayan son olarak dün, yolsuzluk iddialarını araştırmak amacıyla kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’na ifade verdi. Çağlayan, Zarrab’ın hediye ettiği piyano ve 700 bin liralık saatle ilgili olarak ise “Piyanoyu Zarrab hediye etti, ama parasını ödedim, hatta eşimin parasıyla ödedim. Saat takmayı severim, alırım. Benim işim çok, yoğun çalışıyordum. İşadamından rica ettim, yurtdışından getirtti. Ama parasını kendim elden ödedim” dedi.