İsveç PEN, 2016 yılı Tucholsky Ödülü’nü tutuklu yazar Aslı Erdoğan’a vermek için başkent Stockholm’da bir tören düzenledi. Ödülü Bakırköy Cezaevi'nde tutuklu bulunan Erdoğan yerine annesi Mine Aydoslu aldı.
Kendi ülkesinde ya da sürgünde, ağır koşullarda barış ve basın-yayın alanında özgürlük mücadelesi veren yazarlara verilen ödülü, Mine Aydoslu İsveç Demokrasi ve Kültür Bakanı Alice Bah Kuhnke’den aldı.
Çok sayıda İsveçli yazar ve gazetecinin katıldığı Stockholm’deki Kültür Evi’nde düzenlenen törene İsveç Demokrasi ve Kültür Bakanı Alice Bah Kuhnke, PEN Başkanı Ola Larsmo ve yazar Eugene Schoulgin de katıldı.
Ödül töreninde Türkiye’deki son gelişmelere dair PEN Başkanı Larsmo ile yazar Schoulgin arasında gerçekleştrilen söyleşide, Larsmo "Erdoğan, tüm muhaliflerini tasfiye etmeye çalışıyor” ifadelerini kullanırken Schoulgin “Erdoğan’ı korkutan Aslı’nın edebi eserleri değil gazeteciliğidir" dedi.
"Erdoğan'ın basına saldırıları Avrupa'yı tehdit ediyor"
Bianet'in ANF’den aktardığı habere göre, ödül töreninde PEN Başkanı Ola Larsmo ile yazar Eugene Schoulgin ile Türkiye’deki son gelişmelere ilişkin bir söyleşi gerçekleştirdi.
Larsmo, Aslı Erdoğan'a bu yılki Tucholsky Ödülü'nü vermekten gurur duyduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bugün Türkiye’de kaç kişi cezaevlerinde bulunuyor? Bunu tam olarak bilemiyoruz. Bu rakam günden güne değişiyor. Ama Uluslararası PEN’in hazırladığı listeye göre 137 yazar ve gazeteci Türkiye cezaevlerinde tutuluyor. 22’nci sırada da Aslı Erdoğan’ın ismi yer alıyor. Biz bugün Aslı Erdoğan’dan söz ederken aynı zamanda cezaevindeki 136 kişiyi de hatırlatıyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade özgürlüğüne yönelik saldırıları tüm Avrupa ve sivil topluma yönelik bir tehdit oluşturuyor.
"Erdoğan, tüm muhaliflerini tasfiye etmeye çalışıyor” diyen Larsmo, "Başka ülkelerde gerçekleştirilen ihlallere karşı sessiz kalmak sonunda bizlere zarar verecektir. Türkiye'de demokrasinin ortadan kaldırılması diğer Avrupa Birliği içinde ve dışında bazı yöneticilere ilham verecektir."
"Aslı her zaman gerçekleri aradı ve anlattı"
Schoulgin ise Erdoğan’ın kendisini eleştiren herkesi 'terörist' olmakla suçladığını savunarak şöyle devam etti:
“Erdoğan’ı korkutan Aslı’nın edebi eserleri değil gazeteciliği. Aslı’yı 16 yıldan beri tanıyorum. Fiziki olarak güçsüz, sağlık sorunları olan ama aynı zamanda mental olarak çok güçlü bir kişi. O her zaman zayıfların yanında yer aldı. Yaşamını riske atarak Kürdistan’a gitti ve orada Türk devletinin gerçekleştirdiği insanlık suçlarına tanıklık etti. Aslı her zaman gerçekleri aradı ve halka anlattı."
Demokrasi ve Kültür Bakanı Alice Bah Kuhnke ise "Aslı Erdoğan cezaevinde yalnız ama daha kötüsü, dışarıda olanların haklarını kullandıkları için tehdit ve cezaevine atılma riskiyle karşı karşıya kalmalarıdır" diye konuştu.
Erdoğan adına ödülü alan yazarın annesi Mine Aydoslu ise “Aslı ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl hapis cezasına çarptırılmak isteniyor. Bu kıymetli ödülü onun adına aldığım için gururlu ve mutluyum. Edebiyat eninde sonunda zalimleri yenecektir” dedi.
Ödül hakkında
Tucholsky ödülü, 1984'den beri İsveç PEN tarafından Naziler döneminde ülkesinden kaçarak İsveç'e sığınan ve sığınma sürecinde oturma izni beklerken, intihar eden Almanyalı yazar Kurt Tucholsky anısına veriliyor.
Ödül, kendi ülkesinde ya da sürgünde, ağır koşullarda barış ve basın-yayın alanında özgürlük mücadelesi veren yazarlara veriliyor.
Bugüne kadar Tucholsky Ödülü’nü kazananlar arasında Salman Rüştü, Teslime Nesrin, Samir El Yusuf, Yvonne Vera, Faraj Sarkoohi, Türkiye´den Asiye Guzel yer alıyor.
Kadınların Aslı Erdoğan özgür kalıncaya kadar, çoğalarak ses verecekleri Aslı Erdoğan Okuyorum kampanyası youtube’de devam ediyor.
Aslı Erdoğan kimdir?
Öykücü, romancı, fizik mühendisi. Özgür Gündem Yayın Danışma Kurulu Üyesi, Radikal'de başladığı köşe yazarlığına Özgür Gündem'de devam ediyor. Amerikan Robert Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Mühendisiliği'ni bitirdi. Yüksek lisansını CERN'de (Conseeil Europeen pour la Recherche Nucleaire) yaptı. Rio de Janeiro'da başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak yazmayı seçti.1994'te ilk kitabı yayımlandı.
Tahta Kuşlar adlı eseriyleDeutsche Welle Öykü Ödülünü (1997) aldı, kitap dokuz dile çevrildi. Kırmızı Pelerinli Kent romanı Gyldendal Yayınları'nın (Norveç) Marg –omirilik— serisine seçildi. Dünya Yayınları "Hayatın Sessizliğinde"yi yılın kitabı seçti (2005). Serra Yılmaz kitaptan bir bölümü Piccola Tiyatrosu'nda seslendirdi, kitap dans tiyatrosu ve baleye uyarlandı. Mahpus adlı öyküsü Fransa'da filme çekildi.
"Mucizevi Mandarin" ile Yunus Nadi Öykü Ödülü'nde üçüncülüğe, "Taş Bina" ile 2010 Sait Faik Hikaye Armağanı'na layık görüldü. 2011'de Lillehammer Festivali'nin ana konuşmasını yaptı. Zürih Şehir Yazarı seçildi (2012). Son olarak 'Ord i Grenseland Prisen—Sınırda Sözcükler Ödülü' ödülünü kazandı.
