21 Haziran 2018 21:16
T24 Haber Merkezi
Türkiye’nin cumhurbaşkanını ve yeni milletvekillerini belirleyeceği 24 Haziran seçimlerinden 10 gün önce, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde seçim çalışmalarını sürdüren AKP İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekiler ile esnaf arasında yaşanan kavgada 4 kişi hayatını kaybetti. Başlatılan soruşturma kapsamında aralarında HDP yöneticilerinin bulunduğu 19 kişi gözaltına alınırken; tutuklanan tek isim çatışmada yaralanan Fadıl Şenyaşar oldu.
Anadolu Ajansı ile Doğan Haber Ajansı gibi kaynakların da yönlendirmesiyle iktidara yakın haber kaynakları, yaşananları “AKP’lilere saldırı” şeklinde servis etti. Kavgada, hayatını kaybeden tek AKP’li, bir kez daha Meclis’e girmek için yarışan milletvekili Yıldız’ın kardeşi Mehmet Yıldız’dı. Kavganın diğer tarafında yer alan ailenin 3 ferdi, Esved, Celal ve Adil Şenyaşar’ın adları ise ilk önce ağızlara bile alınmadı, sonrasında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleri tarafından ‘PKK’lı’ ilan edildiler.
Olayın duyulmasının hemen ardından çatışmaların başlangıcı ve seyrine ilişkin, hem medyada hem sosyal medya platformlarında birbiriyle çelişen iddia ve söylentiler dile getirilirken; hem görgü tanıklarının anlatımlarına hem de ön otopsi raporuna göre, Şenyaşar ailesinden 2 kişinin hayatını hastanede öldürüldüğü ortaya çıktı.
Anne Emine Şenyaşar, yaşananlarla ilgili olarak şunları anlattı:
"Olay esnasında evdeydim. Haber alır almaz dükkana koştum. Daha olay yerine varmadan kadınlar ‘gitme, çocuklarını öldürdüler. Seni de öldürürler’ dediler. Gitmeme izin vermediler. Dönerken yolda eşimi gördüm. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Bana ‘ne oldu dedi’, ben de söyledim. Sonra birlikte dükkana doğru gittik, polis izin vermedi. Sonra ambulans geldi. dükkandan birini çıkarıp, ambulansa bindirip götürdüler. Sonra biri geldi pikabıyla bizi hastaneye götürdü.
Eşimle birlikte hastaneye girer girmez AKP’li vekil Yıldız’ın yakınları bize saldırdı. Hastanenin içine girer girmez 20 erkek etrafını sardı. Serum şişesinin asıldığı demirlerle kafasına vuruyorlardı. Kanlar içinde kaldı. Ellerinden almaya çalıştım; sağa gittim, sola gittim, boş. Hiçbir şey yapamadım, alamadım. Polis oradan uzaklaştı. Hastanenin dışına gitti. Sadece bir polis orada bekliyordu. Ben gittim o polisin yakasına yapıştım, ona ‘siz nasıl bir hükümetsiniz, öldürdüler, adamı öldürdüler, gel kurtar’ dedim, yerinden kıpırdamadı. Yerinden sarstım, ‘nasıl bir devletsiniz, öldürdüler’ dedim. Polis ne yerinden kıpırdadı, ne de konuştu. Linç ettiler, sonra da kafasına kurşun sıktılar. Kafasına kurşun sıkanı görsem tanırım."
Yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, "Yaralılar hastaneye getiriliyor ve orada linç ediliyor" derken; eski HDP Diyarbakır Milletvekili, bu seçimlerde Saadet Partisi'nden aday olan Altan Tan da yaşananlarla ilgili şunları söyledi:
"Suruç’ta, Urfa’da yaşayan herkes orada neler olduğunu biliyor. Bir dükkana gidiyorlar, tartışma yaşanıyor, bir kişiyi vuruyorlar. Onlar da milletvekilinin abisini vuruyor. Ondan sonra da hastaneye gidip, iki kişiyi de hastanede infaz ediyorlar. Hadisenin aslı bu. Hastanede infaz dünyanın neresinde görülmüş? Ama 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' misali, bugün tamamen farklı bir şey söylüyorlar."
AKP'nin Şanlıurfa milletvekili aday adayı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu'na atfedilerek sosyal medyada dolaşıma sokulan yazıda ise şu ifadeler yer aldı:
"AK Parti milletvekili adayı olaydan 3 gün önce 1 TL'lik eşyaların satıldığı ucuzcu bir dükkanı ziyaret ediyor. Dükkan sahibi Adam eski bir HDP 'li olduğunu ve siyaset defterini kapattığını tövbe ettiğini söylüyor. Bize daha gelmeyin diyor. Olay günü milletvekiliyle yaklaşık 50 kişilik grubuyla gelince tartışma çıkıyor ve Yıldız 'ın meşhur tefeci abisi adama küfür ediyor. Adam da içerde kadınlar olduğunu ve gitmelerini söylüyor. Bu esnada tartışma silahlı saldırıya dönüşüyor ve Yıldız'ın kardeşleri ateş ediyor adam ve oğlu yaralanıyor. Bunu gören dükkan sahibi adamın yeğeni pompalıyla gelip Yıldız'ın tefeci abisini vuruyor. Yıldız'ın adamları yaralı adam ve oğlunu hastanede oksijen tüpünü kafasına vurarak öldürüyor. Hastane kameralarını bozan ve polis dahil herkesi dışarı çıkaran Yıldız'ın adamları iki oğul ve babayı suriyedeki olaylar gibi bir vahşi bir şekilde infaz ediyor. 3'ü de oruçlu olan ve gariban bir aile olan dükkan sahibinin eşinin ağıtları bana bunu yazdırdı.
1. Adamlar asla PKK'lı değildir.
2. Olay sonradan görme tefecilikleriyle bilinen Yıldız'ın hakaretleriyle başlamıştır.
3. Devlet görevini yapmamıştır.
4. Cumhurbaşkanına yanlış bilgi verilmiştir
5. Bu olay tam bir Roboski kumpas olayıdır.
6. Pilotlar hatalı atış yapınca sıçtık derler.
7. Tefeci zalimlerin pisliğini temizlemek AK Partiye yakışmaz ve mutlaka suçlular cezalandırılmalılar
8. Olay seçimden önce aydınlatılmalı ve kamuoyuna paylaşılmalıdır.
9. Bu olay Şanlıurfa da ciddi infiale ve oy kaybına yol açacaktır.
Bir zulmu ancak duyurabiliyorum."
Daha sonra Demokrathaber'e konuşan Şeyhanlıoğlu, sosyal medyada dolaşıma giren söz konusu yazının kendisine ait olmadığını söyledi; "Suruç olayıyla ilgili sosyal medyada paylaşılan ve adım kullanılan yazı bana ait değildir. Kamuoyuna duyurulur" dedi.
"Milletvekilinin yakınları hastaneyi basmış, yaralı kardeşi ve babayı öldürmüş"
İsmini vermeyen bir görgü tanığı ise yaşananlarla ilgili olarak BBC Türkçe'ye şunları anlattı:
"Suruç'ta 'Bir Milyoncular Caddesi' olarak bilinen caddede, 20 yıldır esnaflık yapıyor, Celal Şenyaşar ve kardeşleri. Büyük bir mağaza bu ve adı İstanbul Ucuzluk Pazarı. Esnaf olarak da tanışırız. Babaları Esvet Şenyaşar eski DBP yöneticisiydi ama çocukların seçimlerde HDP'ye oy verme dışında partiyle herhangi bir bağları yoktu.
"Dört kardeşin en küçüğü öğretmen. O da, yaz tatili diye dükkanda. Dükkanıma gitmek için çarşıya girdiğimde, büyük bir kalabalık gördüm. Kendi dükkanıma varmadan, silah sesleri geldi. Milletvekilinin koruması da olan kardeşi Mehmet'in, Celal ağabeyi vurduğunu gördüm. Sonra Celal ağabey yere yığıldı.
"İlk anda esnaf silah sıkmadı, milletvekilinin yanındakiler silah çekince, esnaf da dükkandaki bıçaklarla kendilerini savunmaya çalıştı. Ama sonra esnafın elinde de pompalı gördüm.
"Polis dükkana girmemize izin vermedi. Bizi uzaklaştırınca silah sesleri daha da arttı. Büyük bir çatışma oldu. Celal ağabeyi yerdeyken gördüm. Diğer üç kardeşi de yaralıydı ama durumları çok ağır görünmüyordu. Diğer kardeşin hastaneye gittikten sonra öldüğünü duyduk.
"Milletvekilinin yakınları hastaneyi basmış, yaralı kardeşi öldürmüş, baba Esved de hastaneye gitmiş onu da öldürmüşler"
Otopsi raporları ne diyor?
Otopsi raporlarına göre ise Celal Şenyaşar’ın vücuduna 6 adet farklı çaplarda ateşli silah mermi çekirdeği isabet ettiği tespit edilirken; atışların bitişik mesafeden yapıldığı kaydedildi. Adil Şenyaşar'ın otopsisine geçen ekiplerin harici muayenesinde, vücudun 14 bölgeden kesici, delici alet ve sert cisimlerle darp edildiği belirlendi. 14 bölgenin büyük bir kısmında ciddi yaralar olduğunu belirleyen ekipler, raporda Şenyaşar'ın aşırı darba maruz kaldığını belirtti. Aynı zamanda, Şenyaşar'ın vücuduna 17 tane farklı çaplarda silah mermisinin isabet ettiği kaydedildi.
Çocuklarının yaralandığını duyması üzerine gittiği Suruç Devlet Hastanesi'nde AKP’li milletvekili yakınlarının saldırısına maruz kalan baba Şenyaşar’ın vücudunun 7 hayati bölgesinden kesici aletlerle büyük çapta yaralar oluştuğu ve bunun yanı sıra vücutta 23 noktada öldürücü nitelikte olmayan yaranın olduğu tespit edildi. Esvet Şenyaşar'ın ölüm sebebi şöyle açıklandı:
"Genel beden travmasına bağlı oluşan ekstermite, sternum, sol parietooksipitalde dış tabula, kot kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama ve pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatindeyiz."
"Çatışma sonrasında Suruç Devlet Hastanesi'nin içerisinde de saldırıların devam ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız" açıklamasında bulunan Türk Tabipler Birliği (TTB) de ölümlerden ikisinin hastanede gerçekleştiği bilgisini paylaşarak, 'bunun hastanede ciddi bir güvenlik açığı olduğunu ortaya koyduğunu' belirtmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananların ardından yaptığı ilk açıklamada "Milletvekilimizin ve aynı zamanda adayımızın abisi PKK’lılar tarafından öldürüldü. Ne bölgedeki kardeşlerimiz ne partimiz mensuplarını PKK şiddetine terk etmeyeceğiz” derken; daha sonrasında ise üslubunu değiştirdi. Erdoğan, 20 Haziran'da Şanlıurfa'da yaptığı konuşmada ise bu kez kavgada hayatı kaydenlerin tümünü başsağlığı dileyerek "Hadise güvenlik güçlerimiz ve savcılığımız tarafından soruşturuluyor. Her şey ortaya çıkartılacak ve suçlular adalet önünde hesap verecektir" ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun olayların ‘güvenlik güçlerinin Kandil ve Sincar'a girmesinin hazmedilememesi’ nedeniyle gerçekleştiğini savundu. Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ ise kendisinden çok daha emindi: “PKK terör örgütünün maşası olduğu çok net. Bu saldırıyı gerçekleştirenler, buna katılanlar, bunun hesabını mutlaka vereceklerdir.”
Olayın görüntülerini izlediğini savunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, yaşananların ‘müsebbibi’ konusunda net konuştu. AKP’li Yıldız’ın ağabeyini ‘şehit’ olarak nitelendiren Soylu, "Açık söylüyorum; Şanlıurfa Suruç'taki olayın sebebi ve müsebbibi Muharrem İnce'dir” ifadesini kullandı. Başbakan Binali Yıldırım da "faillerin veya zanlıların PKK sempatizanı olduğu yönünde polisin kayıtları, tespitleri" olduğunu söyledi.
Muhalefetten yapılan açıklamalarda ise olayın kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiğine dikkat çekilerek, itidal çağrısı yapıldı. Suruç'ta yaşanan olayların ardından inceleme yapmak için ilçeye gitmek isteyen Diyarbakır Barosu, İHD ve diğer sivil toplum kurumlarının şehre girişlerine ise 'can güvenliği' gerekçesiyle izin verilmedi.
HDP kışkırtma uyarısında bulunurken, eş başkanlardan Pervin Buldan olayı kınayarak, "Provokasyonlarla halkın ayaklandırılmaya çalışıldığını görüyoruz" dedi. Bir diğer Eş Genel Başkan Sezai Temelli ise “Cumhurbaşkanı çok iyi biliyor ki bu seçim hesabı ile işlenmiş cinayet” diye konuştu.
© Tüm hakları saklıdır.