Çevre

Sapanca Gölü'nün sonu mu geldi?

Sapanca Gölü'nde azot ve fosfat gibi elementlerin aşırı düzeye ulaştığı ve bununda canlı yaşamını tehlikeye soktuğu bildiriliyor

22 Şubat 2014 12:40

Sabanca Gölü’nde suların aşırı çekilmesi ve gölü besleyen akarsulardaki azot, fosfor gibi besleyeci elementlerin aşırı artması nedeniyle göldeki oksijen miktarının azaldığı ve müdahale edilmezse Sapanca Gölü’nde canlı yaşamının tükeneceği belirtiliyor.

Serkan Ocak’ın Radikal’de yer alan haberine göre, İzmit ve Sakarya bölgesinin en önemli su kaynağı Sapanca Gölü’nde kuraklığın etkisini tespit amacıyla, dün Serdivan mevkiinde bir dalış organizasyonu yapıldı.

Dünya Serbet Dalış Şampiyonu Şahika Ercümen’in katıldığı dalışta sualtı görüntüleme uzmanı Tahsin Ceylan’ın fotoğraflarını Kocaeli Üniversitesi’nden doğa bilimcisi Prof. Dr. Alaeddin Bolat değerlendirdi. Dalışa Değirmendere Sualtı Topluluğu Spor Kulübü Derneği (DESSAT) destek verdi.

Prof. Bolat, incelediği fotoğraflara göre gölde kuraklığın en tehlikeli etkilerinden ötrofikasyonun başladığını açıkladı: “Sucul ortamın azot, fosfor gibi besleyeci elementler tarafından aşırı yüklenmesidir. Sapanca Gölü akarsularla besleniyor. Besleyici elementler de geliyor. Bu, canlılar için çok önemli. Ancak aşırı olduğunda bitkilerin büyümesini destekliyor. Aşırı olduğunda kirliliğe yol açıyor. Sudaki oksijen tükeniyor. Oksijen tükenince de canlı yaşamı tehlikeye giriyor.” Prof. Bolat, bu durumu bir çay bardağına 20 küp şeker atmaya benzetiyor.

 

‘Bu seferki çok fena’

 

Bolat, Sapanca’da bu durumun zaman zaman olduğunu ancak hiç bu noktaya gelmediğini vurguladı.

Bolat’a göre Sapanca’nın asıl sorunu ‘’yönetim’’; “Sapanca’dan 27 su firması akarsulardan su alıyor. Sanayi de buradan su kullanıyor. Kocaeli ve Sakarya belediyeleri kullanıyor. Ayrıca kaçak kullanım da olma ihtimali var. Bunları bilemiyoruz. Yönetim planı yok. Belki de vardır ancak varsa bile uyulmadığı ortada. Su tesislerinin belli miktarda çekmesi gerekiyor. Denetleyen yok. Bu şekilde devam ederse tatlı su kaynağı acı su kaynağına dönüşür. Her türlü kirlilik, tuzluluk olur. İçme suyu olarak kullanılması zorlaşır. Arıtma maliyetleri artıyor. Nihayetinde de su kıtlığı başlar...”

Doğma büyüme Sapanca Kırkpınarlı olan Mahmut Pir, gölün bugüne kadar hiç bu kadar çekildiğini görmemiş: “Tüplü, tüpsüz gölde sürekli dalıyorum. Bazı yerlerde 30-50 metre su çekildi. Kırkpınar’da 10 derece eğim bulunan noktalarda ise yaklaşık 70 metre su çekildi. Eskiden de buna benzer durumlar olurdu. Ancak yağmur mevsimiyle göl dolardı. Şimdi dolmuyor. Suyun altında canlılık tamamen bitmedi. Ancak bu mevsim balıkların üreme mevsimi. Balıklar kıyılara gelir ağaç köklerinde çoğalırdı. Şimdi ağaç köklerinde su yok. Suyun altını bitkiler kapladı. Sualtında bitkiler çok fazlalaştı. Bu seferki çok fena.”

Konuya dikkat çekmek için dalışa katılan Dünya Şampiyonu Şahika Ercümen ise suyun kendi hayatında çok önemli olduğunu belirterek “Benim için su her şey demek. Hayatımızdaki en önemli element. Suyun hızla yok olduğunu görmek beni çok üzüyor. Artık farkında olma aşamasını çoktan geçmiş olmamız gerekiyor. Gelecekte susuz kalmamak için bir an önce harekete geçmeliyiz” dedi.

İlgili Haberler