Gündem

'Paris suikastı davasında gizlilik kararı kamu vicdanını yaralıyor'

Paris suikastı davasında müşteki avukatlar, gizlilik kararı ile dosyayı incelemelerinin önüne geçildiğini söyledi

17 Ocak 2014 15:42

Paris suikastında hayatını kaybeden Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ın ailelerinin avukatları ile BDP  Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu avukatları suikastla ilgili soruşturma yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe ile başvurarak, soruşturmanın gizliliğinin kaldırılmasını istediler.

Avukatlar, gizlilik kararının getirdiği kısıtlamalardan suçtan zarar gören tarafın dezavantajlı duruma düşmemesi gerektiğini hatırlattı. Avukatlar, "dosyasının “kısıtlama” kararı verilerek gizli yürütülmesi nedeni ile şikâyetçilerin ve biz vekillerinin soruşturma işlemlerinin yerinde olup olmadığı, zamanında yapılıp yapılmadığının denetimini, dolaysıyla soruşturma katılma, delilerimizi ve görüşlerimizi dosyaya sunma hakkından mahrum bırakılmaktayız" ifadesini kullandılar.

Avukatlar ayrıca, Başsavcılık'tan MİT’e yazı yazarak zanlı Ömer Güney'in MİT bünyesinde çalışıp çalışmadığını sormasını istedi. Ömer Güney ile MİT mensupları arasında geçtiği iddia edilen ses kaydıyla ilgili yorumları "iftira" olarak değerlendiren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın görüşlerine de başvurulmasını talep eden avukatlar, Bozdağ'ın hangi bilgilere dayanarak konuştuğunun sorulmasını istedi.

 

'Dosyayı incelememiz engelleniyor'

 

Avukatların Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdikleri dilekçede şöyle denildi:

"Dosya konusu olay toplumda bir infiale yol açmasına rağmen içeriği ile ilgili kamuoyu bilgisizliğe mahkum edilmiş, bu durum da bir yılı aşkın süredir soruşturmanın gizliliği ileri sürülerek devam ettirilmiştir.

Mağdur ailelerinin adalet arayışı, söz konusu kararla her geçen gün kaygılarla birlikte artmakta, dosyanın sürüncemede bırakılarak cezasızlık pratiği ile sonuçlanması kaygısında olan kamu vicdanı da yara almaya devam etmektedir.

Süregiden kısıtlama kararı adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturmakla gerek kısıtlama kararının kaldırılması ve gerekse de CMK 153/3 uyarınca birtakım belgelerin tarafımıza verilmesi gerekmektedir.  Gizlilik kararına gerekçe olarak savcılıkça ileri sürülen CMK 153. Maddesindeki kısıtlama müşteki taraf olarak belgelere ulaşmamızı ve dosyayı incelememizi engellenmektedir.

...

Keza soruşturma dosyasının “kısıtlama” kararı verilerek gizli yürütülmesi nedeni ile şikâyetçilerin ve biz vekillerinin soruşturma işlemlerinin yerinde olup olmadığı, zamanında yapılıp yapılmadığının denetimini, dolaysıyla soruşturma katılma, delilerimizi ve görüşlerimizi dosyaya sunma hakkından mahrum bırakılmaktayız.  Hukuka aykırı olan ve ayrımcılık kaygılarımızı artıran bu duruma son verilmesini talep ediyoruz.”

 

Talepler


Dilekçede, şu talepler yer aldı:


"1- Soruşturma dosyasında daha önce sunmuş olduğumuz vekaletler ve beyanlar kapsamında suçtan zarar görenler vekili olarak  şikayetçi sıfatıyla soruşturma dosyasının bir örneğinin tarafımıza verilmesini müteahhit defalar yenilemiş isek de bu aşamada soruşturmanın salahiyeti ve delillerin tarafımızca tartışılabilmesi için soruşturma kapsamındaki gizliliğin kaldırılarak soruşturma dosyasının bir örneğinin tarafımıza verilmesine,

2- 12.01.2014 tarihinde basında yer alan ve dilekçemiz ekinde de yer alan ses kaydının hangi IP adresi üzerinden basına servis edildiğinin araştırılması ile tespit edilecek kişi ya da kaynakların bilgilerinin alınmasına,

3- Basına yansıdığı şekliyle Ömer Güney ile görüşme yaptığı anlaşılan ve istihbarat yetkilisi olduğu düşünülen kişilerin tespiti ile bu kişilerin ifadelerinin alınmasına,

4- 14.01.2014 tarihinde basında yer alan ve dilekçemiz ekinde de belirttiğimiz 18.11.2012 tarihli “arz notu” başlıklı 18.11.2012 tarihli belgenin hangi IP adresi üzerinden basına servis edildiğinin araştırılması ile tespit edilecek kişi ya da kaynaklarının bilgilerinin alınmasına karar verilmesini,

5- “Arz Notu” başlıklı belgede adı geçen tutanak tanzimcilerinin kimliklerinin ve görevlerinin tespiti ile belgede bulunan ıslak imza ve el yazılarının kriminal incelemesinin yapılabilmesi için MİT’e emsal el yazısı ve imza örneklerinin celbi için yazı yazılmasına, belgede isimleri geçen kişilerin bilgilerinin alınmasına,

6- MİT’e yazı yazılarak Ömer Güney isimli kişinin MİT bünyesinde çalışıp çalışmadığının sorulmasına,

7- Basına yansıyan ses kayıtları ve belgelerin ardından iddiaların MİT’e yönelik iftira olarak nitelendiren Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’ın hangi bilgi ve belgelere dayanarak ses kaydını iftira olarak değerlendirdiğinin sorularak, kendisinde veya bakanlığında bulunan kayıt ve belgeler ile ilgili bilgisinin alınmasına,

8- MİT Müsteşarlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu’nun  Basına yansıyan kayıtlar ve belgelere dair yapmış olduğu yalanlama açıklaması kapsamında MİT Müsteşarlığı yetkililerinin de hangi gerekçelerle basına sızan bilgi ve belgelerin yalanlandığı konusunda soruşturma dosyası kapsamında bilgilerinin alınmasına,

karar verilmesi vekaleten saygılarımızla arz ve talep olunur."
 

İlgili Haberler