Politika

Özgür Özel'den "Öcalan'a umut hakkı" çıkışı: Bir kişinin geleceği için memleketin umutlarını tüketenlere karşıyız

"Demokrasiye, kardeşliğe ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmaya ihtiyacımız var"

29 Ekim 2024 12:41

T24 Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bir kişi için bir anayasa değişikliği hesap edenlere karşı ya da bir kişinin geleceği için, sözde bir kişinin umut hakkı için bu memleketin umutlarını tüketenlere karşı bizim hep birlikte milletin sesini yükseltmeye, büyük bir cesaret göstermeye, demokrasiye, kardeşliğe ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmaya ihtiyacımız var" dedi. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ankara'da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla 1. TBMM Binası önünden Anıtkabir'e yürüyüş düzenledi. CHP lideri Özgür Özel, yürüyüş öncesi yaptığı konuşmada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili yaptığı "umut hakkı" çağrısına göndermede bulunarak, "Bir kişi için bir anayasa değişikliği hesap edenlere karşı ya da bir kişinin geleceği için, sözde bir kişinin umut hakkı için bu memleketin umutlarını tüketenlere karşı bizim hep birlikte milletin sesini yükseltmeye, büyük bir cesaret göstermeye, demokrasiye, kardeşliğe ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmaya ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı. 

ff

CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve tüm CHP’li ilçe belediye başkanları, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, parti örgütü ve vatandaşlar yürüyüşe katıldı.

Özel, alana gelişinde önce Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni ziyaret etti. Özel’e genel başkan yardımcıları eşlik etti. Genel kurul salonu ve ilk Türk bayrağının önünde fotoğraf çektiren Özel, müzeyi gezen yurttaşların bayramını kutladı.

Özel, otobüsün üstüne çıktığında vatandaşlar gökyüzüne Türk bayraklı balonlar bıraktı. Program saygı duruşu ve İstiklal marşı ile başladı.

Yürüyüş öncesinde, yurttaşlar Birinci Meclis önünde toplandı. CHP Lideri Özel, burada otobüs üstünden vatandaşlara hitap etti. Özel’in konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

“Bugün tarihi bir kavşaktayız. Bu ülkeyi kuran ve kurtaranlar, 23 Nisan 1920’de bu binanın içinde kararı verenler ve Kurtuluş Savaşı’nı yönetenler kimseden korkmadılar. Ne dünyanın en güçlü o dönemin devletlerinden, ordularından, işgal kuvvetlerinden ne onların içerdeki işbirlikçilerinden ne de korkarak ‘Milli Mücadele’ye gerek yok, Cumhuriyet’in ilanınından önce birilerine danışalım, mandayı, himayeyi savunalım’ diyen korkaklara inat bu binadakiler Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları korkmadılar. Bu memleketi onlar kurtarıp Cumhuriyet’i onlar kurdular. Şimdi bu tarihi kavşakta yepyeni bir kavşaktayız.

"Gençler, umutlarını diri tutmak isteseler de mutlu değiller"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkeye çağdaşlaşmayı, gelişmiş ülkeleri yakalayıp geçmeyi, bilimi, irfanı, teknolojiyi, elbette aydınlanmayı başlatmış, örgütlemiş ve miras bırakmışken üzülerek ifade etmem gerekir ki bugün maalesef, başta kadınlar, koruyamadığımız kadınlar, haklarını koruyamadığımız, en önemli hakları olan yaşam haklarını koruyamadığımız kadınlar, Cumhuriyet’in emanet edildikleri, öyle ya bu Cumhuriyet kuruldu, birilerine emanet edildi. Askerdi. Askerlere, Genelkurmay Başkanlarına emanet edebilirdi. Öyle yapmadı. Siyasetçiydi, CHP’yi kurmuştu. Genel Başkanlarına emanet edebilirdi, yapmadı. Devletin kurucusuydu, kendinden sonraki Cumhurbaşkanlarına emanet edebilirdi, yapmadı. Cumhuriyeti ne orduya, ne partiye, ne siyasete, kurduğu Cumhuriyet’i gençlere, siz gençlere emanet etti. Bu yüzden Cumhuriyet Bayramı’nda Türkiye’deki her dört gençten üçünün son yerel seçimlere kadar umudunu kaybedip yurt dışına gitmek istediğini anketler yazıyordu. Hepimiz biliyoruz. 31 Mart’ın yarattığı umutla durdular. Bir seçim daha beklemeye karar verdiler. Bu ülke, gençlerin umutlarını kırmaya, onları üzmeye, özgürlüklerini, geleceklerini ellerinden almaya, liyakatsizliğe, kendisine sadakat etmeyen kimseye yaşam hakkı tanımayan bir yönetim yüzünden umutlarını diri tutmak isteseler de mutlu değiller.

''Cumhuriyet’in temel felsefesi, terk edilmiş durumda''

Bu ülkede refah, demokrasi, eşitlik yok. Cumhuriyet’in temel felsefesi; herkese eşit, ayrımsız ve zengin bir ülke yaratma felsefesi maalesef terk edilmiş durumda. Bu yüzden Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının sadece savaş cephelerinde değil sivil olarak da sosyal, ekonomik, bireysel hakların garantisini temin eden bir sistemin inşaası için yürüttükleri mücadele, bugün ülkeyi yönetenler tarafından yarım bırakılmıştır. Demokrasiye, adalete, birlik ve beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkmak, bugün ülkeyi yönetenlerin ya da duvarlardan, binalardan ibaret devletin değil. Bugün bu görev, milletindir, hepimizindir, hepinizindir.

''Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaya ihtiyacımız var''

Terör örgütleri ya da mafya liderleri eliyle bir yandan korkuyu örgütleyenler. Bu ülkeyi korkutarak, sindirerek bu ülkeye istikamet vermeye çalışanlar var. Onların karşısında dimdik ayakta durmak ve Cumhuriyetimizi hedeflerinden geriye götürenlere, adaleti ve demokrasiyi şahsi çıkarlarına göre kısıtlayanlara, emeklileri, çiftçileri, esnafları savunmak için bir kişi için bir anayasa değişikliği hesap edenlere karşı ya da bir kişinin geleceği, bir kişinin umut hakkı için bu memleketin umutlarını tüketenlere karşı bizim hep birlikte milletin sesini yükseltmeye ve büyük bir cesaret göstermeye, demokrasiye, kardeşliğe, Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaya ihtiyacımız var.

''Bizde gizli kapılar ardında mutabakat yok''

Kendi hedefleri için milleti sefalete, güvensizliğe sürüklemek isteyenlerin yaptıklarını hep beraber görüyoruz. Kimse unutmasın ki kardeşliğimizin, bir arada yaşama irademizin, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünün bir teminatı varsa o da Atatürk’ün eseri CHP’dir. Hiç kimse bu meydanı hafife almasın. Biz bu ülkeyi, bu meydandakilerin dedeleriyle, nineleriyle, Türk’üyle, Kürd’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle mezhebine bakmadan, ayırmadan hep birlikte kurduk. Bu ülkeyi onlar hep birlikte kurtarmışlardı. Birileri ülkenin birliğine, beraberliğine değil de siyasi çıkar hesaplarına göre birtakım adımlar atmaya başlıyor. CHP olarak, bu hesaplara karşı bu ülkedeki 86 milyonun müşterek menfaatlerini korumak zorundayız. Kararlılık, cesaret bizde var. Hazırlıklı olmaksa bizde var. Ama bizde millete veremeyeceğimiz hesap, birilerine verilmiş sözler, gizli kapılar ardında mutabakat yok. Aksine açıklık, şeffaflık, kararlılık var.

Bugün, Cumhuriyet’i hep beraber yüceltmeye, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine el koymanın kararlılığıyla yürüyüşe geçmeye geldik. Eğer, 22 yıldır yönetildiği gibi kişisel hesaplar ve çıkarlarlar birileri bir şey yapacak, o adımlar anayasaya uzanacaksa biz orada yokuz. Ama biz buradayız. Yürüyüşümüz, Atatürk’ün ülkedeki kimseyi ayırmayan, 28 Ekim günü ‘Yarın Cumhuriyet’i ilan ediyoruz’ diyen anlayış bu meydanının anlayışıdır. Biz bölünmeye, kavgaya, çatışmaya karşıyız. Ancak biz şehit analarının, şehit babalarının, şehitlerin emaneti evlatlarının, gazilerimizin gözünün içine bakılmayacak onların rızası olmayacak hiçbir şeyin tarafında değiliz. Kutuplaşma, kimseye yaramaz. Yoksullara, memurlara, esnafa hiç yaramaz. Biz Türkiye’de kavgayı yoksullar, gençler, emekliler, emekçiler, çiftçiler adına vermeye varız. Kısır kavga ve çekişmelerin tarafı değiliz.

''Çok yakında Cumhuriyet kutlamaları milletin evinde Çankaya Köşkü’nde yapılacak''

Biz bu bayramda, bu toplum bölünmesin istedik. Erdoğan’a çağrıda bulundum. ‘Atatürk Orman Çiftliği’ne bütün itirazlara rağmen yapılmış, Atatürk’ün vasiyetine aykırı olan sarayda bir Cumhuriyet Bayramı kutlaması yerine, Atatürk’ün evinde Çankaya Köşkü’nde, hiçbir partiyi ayırmadan Cumhuriyet’i olması gerektiği yerde kutlayalım’ dedim. Bu çağrıma olumlu bir yanıt gelmedi. Onun için Erdoğan orada, biz buradayız. Saray orada, Çankaya Köşkü burada. Çok yakında Cumhuriyet kutlamaları milletin evinde Çankaya Köşkü’nde yapılacak. Emin olun, o gün orada sizin seçtiğiniz bir Cumhurbaşkanı oturacak. Bu tarihi kavşakta birileri kişisel hesaplara sürüklenebilir. Biz sürüklenmeyeceğiz. Bu tarihi kavşakta birileri, iktidarını sürdürmenin hesabında olabilir. Hiç o taraflara bakmayacağız.

''Aynı bugün olduğu gibi hep birlikte bir kez daha Cumhuriyet'i kuracağız''

Aynı bugün olduğu gibi hep birlikte çalışarak bir kez daha Cumhuriyet’i kuracağız. Ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtaracağız. Bütün milletimize sesleniyorum. Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Cumhuriyet, korkanların, sinenlerin, evde oturanların değil kendisine sahip çıkanların rejimidir. Biz bugün 1. Meclis’ten Anıtkabir’e coşkuyla Cumhuriyet’imiz için yürüyüşe geçiyoruz. Hepiniz evlerinize bayraklarınızı asınız. Ellerinize şanlı bayrağımızı alınız. Sokaklara, meydanlara çıkınız. Coşkuyla Cumhuriyet’imizi kutlayınız. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin emanet edildiği gençlere yürekten inanıyoruz.''

Ne olmuştu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım" diyerek, PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrı yaptı ve "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız" ifadelerini kullandı. Bahçeli'nin sözleri siyaset kulislerini hareketlendirirken, 1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Parti'lilerle tokalaşmanın ardından gündeme gelen "yeni bir çözüm süreci mi başlıyor" sorusu daha güçlü şekilde tartışılmaya başladı. 


GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI 

Öcalan'ın tahliyesi için tek maddelik değişiklik yeterli: Bahçeli'nin sürpriz skandalıyla gündeme gelen “umut hakkı” nedir?

Bahçeli'nin Öcalan'ı TBMM'ye çağırması hangi sonuçları doğurabilir, 'Çözüm Süreci'nden fark ne, kulislerde neler konuşuluyor, neler olabilir?


MURAT SABUNCU'NUN YAZI DİZİSİ

Diyarbakır’da Bahçeli konuşurken açılan televizyonlar ve altı çizilen yorum: ‘Devlet’ Öcalan ile belli bir noktaya ulaşmasaydı hareket etmezdi

Teröre rağmen barışın peşini bırakmama mesajı veren üç farklı isim: Bahçeli, Demirtaş, Özel…


CANDAN YILDIZ YAZDI

Bahçeli'nin Öcalan'a TBMM davetine DEM'den ilk değerlendirme Sırrı Sakık'tan geldi: Hiç şaşırmadım, daha önemli gelişmeler olabilme ihtimali yüksek


TIKLAYIN - Bahçeli'den Öcalan çağrısı: TBMM'de konuşulun, terörün bittiğini, burada lağvedildiğini haykırın!

TIKLAYIN - MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, "Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır" diyerek "umut hakkını" anlattı

TIKLAYIN - DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: Tecrit kalksın, Sayın Öcalan konuşsun

TIKLAYIN - Bahçeli'nin Öcalan için "Meclis'te konuşması" gündeme bomba gibi düştü

TIKLAYIN - Özel, "el yükseltti": Ben de Kürtlere devlet teklifleri veriyorum; Türkiye'nin sahibi olmaya davet ediyorum

TIKLAYIN - Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası Erdoğan: Açtığımız tarihi fırsat penceresi, hırsa kurban edilmemeli

TIKLAYIN - Demirtaş: Diyalog arayışlarını kanla kesmeye çalışan anlayış bilmeli ki Öcalan bir inisiyatif alırsa tüm gücümüzle arkasında olacağız; barış sesinin bu defa bastırılmasına izin vermeyeceğiz!

TIKLAYIN - Abdullah Öcalan'dan Bahçeli'nin çağrısına ilk yanıt: Koşullar oluşursa teorik ve pratik güce sahibim


DEM Partililerle tokalaşma ve "yeni çözüm süreci" iddiası

İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'nin ardından Lübnan'a yönelik kara harekatına girişmesiyle başlayan operasyon, İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik ve bölgesel savaş söylemleri, siyaset kulislerini harekete geçirdi.

Erdoğan: İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim'de TBMM'nin yeni yasama sürecinde yaptığı konuşmada, İsrail - Hamas savaşı ve Lübnan'a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan'a uzandı. Dün. İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye'dir ve Lübnan topraklarına karadan girdiğini  duyurmuştur .

"İç cephe" vurgusu

Erdoğan, aynı konuşmasında "iç cephe" su yaparak, "Fitne girişimlerine karşı millet olarak, 85 milyon olarak 'iç cephemizi' sağlam çaba sarf ediyoruz. Bugün İsrail'in saldırganlığı karşılanıyor, içsel ve çatışmasız çatışma çözülmüyor, çözümün ortaya çıkması gerekiyor”  ifadeleri kullanıldı.

Bahçeli'den DEM Parti ile tokalaşma

Erdoğan'ın açıklamalarına paralel olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama paketinde sürpriz bir hamlede bulundu ve DEM Parti sıralarına giderek milletvekilleri ile selamlaştı.  Bahçeli  , DEM Parti'li vekillerin elini sıkmasıyla ilgili, " Yeni bir dönemde giriyoruz. Biz gelişi güzel keyfe keder, hayatta kalmaktan kaçışlarla dümenden el uzatmayız.Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizde yoğunlaşıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. değerlendirmeleridir"  açıklamasında bulundu.

DEM Parti'den açıklama

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli'nin tokalaşma jestini ve açıklamalarını, "Bu parçaların atılacak adımlarda biz de iz sürmeye hep beraber. Sorun zincirinin çözümüne yönelik sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor"  şeklinde değerlendirildi. 

TIKLAYIN - Devlet Bahçeli yeni yasama sürümünde DEM Partililerle tokalaştı

TIKLAYIN - Bahçeli'den, DEM Parti'yle tokalaşmasına ilişkin açıklama: Yeni bir döneme giriyoruz, günümüze barışı sağlamak lazım

TIKLAYIN -  Bahçeli'den DEM Parti'ye "Türkiye partisi olma" çağrısı: Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır

TIKLAYIN - Bahçeli'nin son çağının ardından DEM kulisleri: Şartlar olgunlaşırsa müzakereye hazırız

TIKLAYIN- Yeni "çözüm süreci" mi geliyor? | AKP'li isimlerden peş peşe açıklamaları

TIKLAYIN –  Murat Sabuncu'nun yazısı: 'Devlet desteğinde-bilgisinde' çözüm mü, Hakan Fidan yine devrede mi, hemen önemsizleştirilmeli mi?

TIKLAYIN -  Candan Yıldız'ın röportajı | DEM Partisi Milletvekili Sırrı Sakık: Bahçeli'nin 'Ülkemizde barışı sağlamak lazım' sözlerini önemsiyoruz, Bahçeli ile tokalaşmamızı eleştiren troller umurumuzda değil

TIKLAYIN - Bahçeli'nin DEM Parti'lilerle tokalaşmasında "Dolmabahçe mutabakatı" detayı

TIKLAYIN - Mehmet Y. Yılmaz yazdı: Kürt siyaseti aynı suda ikinci kez yıkanır mı?

TIKLAYIN - Yalçın Doğan yazdı: Bahçeli DEM'e çiçek attı ama...