"Allah'ım, sana şükürler olsun, şu günü de gösterdin ya bana!"
Bu sözler, 1900'lerin başında Ankara'da temellerini attığı Koç grubu Türkiye'nin en büyük sanayi ve ticaret grubu hâline gelen Vehbi Koç'un eşi Sadberk Hanım'a ait. Tarih, 12 Ekim 1973. Yer, 17 gün sonra, Cumhuriyet'in 50. kuruluş yıldönümünde açılışı yapılacak Boğaziçi Köprüsü'nün üzeri. 1971'de kanser teşhisi konan Sadberk Hanım, eşi Vehbi Koç'un koluna girerek yürüdüğü Boğaziçi Köprüsü'nden İstanbul'u seyrederken şükrediyor.
Sadberk Hanım, Boğaziçi Köprüsü'nü gezdikten 41 gün sonra, 23 Kasım 1973'te, 67 yaşındayken hayatını kaybetti. Kişisel koleksiyonundaki tarihsel kıyafet, gümüş ve porselenlerden oluşan parçalar, Sarıyer Büyükdere'deki Azaryan Yalısı'nda, 14 Ekim 1980'de "Türkiye'nin ilk özel müzesi" olarak açılan Sadberk Hanım Müzesi'nde bir araya getirildi, 35 yıldır sergileniyor.
Teyze çocukları olan Aktarzadelerin kızı Sadberk ile Koçzadelerin oğlu Vehbi, 1926 yılında evlendiler.
Sağlık; kalp krizi geçiren Mustafa Koç'u 55 yaşında kaybeden Koç ailesinin gündeminde, zaman zaman karşılaşılan ciddi hastalıklar vesilesiyle de daima önemli oldu. Mustafa Koç'un büyük dedesi, Rahmi Koç'un dedesi, Vehbi Koç'un babası Hacı Mustafa Efendi, 1928 sonbaharında bir cuma akşamı evinde otururken aniden fenalaştı. Peş peşe gelen iki sarsıntının ardından olduğu yerde yığılıp kaldı. Bütün aile Ankara Ulucanlar’daki Koçzadelerin evindeydi ve kısa bir süre önce bütün işlerini oğlu Vehbi'ye devreden Hacı Mustafa Efendi, son nefesini vermişti. Henüz 54 yaşındaydı ve 55 yaşında hayatını kaybeden torunu Rahmi'nin büyük oğlu Mustafa Koç gibi, ölüm kalp kriziyle gelmişti.
Sadberk Hanım'ın babası, Vehbi Koç'un kayınpederi Sadullah Efendi de, 45 yaşında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.
Devlet ve dönemin tek partisi CHP geleneğine bağlı olan Koç ailesinin büyüğü Mustafa Efendi "hacı"ydı. Koç ailesi, kendi dünyalarında inançlarına bağlı bir hayat sürdürüyordu. Koç Vakfı Yayınları arasında yayımlanan fotoğraflarda, Sadberk Hanım'a, eşi Vehbi Koç'a semaverden çay servisi yaparken çarşafıyla tanık oluyoruz. O fotoğraflardan birinde, Mustafa Koç'un annesi Çiğdem Meserretçioğlu (Simavi) ile babası Rahmi Koç'u, 7 Ocak 1960'ta yapılan resmi nikâhtan önce, Şişli'deki Çankaya Apartmanı'nda imam nikâhı ile evlenirken görüyoruz.
Sadberk Hanım da, eşine yazdığı son mektubunda (19 Eylül 1973) "Bak Vehbiciğim" der, "Benim için 1 milyon liralık cami veya çeşme veya bir hayır yap..."
Suna Kıraç da, Rıdvan Akar'ın derlediği ve "Suna'nın Gözleri" adıyla belgesel olarak da çektiği "Ömrümden Uzun İdeallerim Var" adlı kitapta, babası Vehbi Koç'un vasiyeti hakkında bilgi verirken camilerde yoksullara gizlice yapılan yardımlardan söz eder.
Vehbi Koç'un üç kızı, bir oğlu olur; Semahat (Arsel), Rahmi, Sevgi (Gönül) ve Suna (Kıraç).
Vehbi Koç'un üç kızının da çocuğu olmaz. Bir dönem holdingde babasına vekâlet eden Suna Kıraç, İpek Kıraç'ı evlat edinme hikâyesini aynı kitapta anlatır:
“Evliliğimizin 15 yılında çocuğumuz olmadı. Garip bir durumdu. Doktorlara gittik, çare aradık. Her ikimizde de bir kusur bulunamadı. Oysa İnan'la mutluluğumuzu taçlandıracak bir evladımız olsun istiyorduk. Sonunda benim çalışma hayatımın çok stresli olmasından dolayı çocuğumuzun olmadığı teşhisi kondu. Teşhis bu sorunu ne kadar izah ediyordu bilmiyorum ama yaşama tarzım dikkate alındığında hak vermemek elde değildi. Günde hiç abartısız 18 saat çalışıyor, işten başka bir şey düşünmüyordum. Oysa arkadaşlarım çoluk çocuğa karışmışlardı. (…) Bir sabah yataktan kalktım, 'ben kararlıyım' dedim. Artık çocuğum olsun istiyordum. İnan, bu kararıma coşkuyla katıldı. Çocuğumuzun ismini o koydu. 'Kızımızın adı İpek olsun' dedi...”
İkiz evlatlık arzu eden Suna Kıraç, daha sonra nasıl anne olduğunu da paylaşır:
"Bir pazartesi günüydü. İnan heyecanla eve geldi. 'İkiz bulamamışlar ama tam bize göre olduğu söylenen bir kız varmış, gidip görmemizi istiyorlar' dedi. Hiç düşünmeden 'Hadi gidip görelim' dedim. Açıkçası heyecanlanmıştım.
Hastaneye gittiğimizde kızım, yavrum oradaydı. İpek henüz dört aylıktı. Kucağımdaydı. Sıcaklığı ve ilk bakışmamız olağanüstüydü. Ağladım. İş dünyasının bize kazandırdığı o tedbirlilikle İnan, 'Bize bir gün izin verin, muayene ettirelim' dedi. O gün doktor bize bugün bile hiç unutamadığım çok özlü bir şey söyledi. 'Suna Hanım ağlayarak çıktıktan sonra, diyelim ki bu çocuk muayene sırasında sakat çıktı, artık onu bırakamazsınız, o artık sizindir. Hiçbir şey için vazgeçemezsiniz' dedi.
Eve döndüğümüzde karmaşık duygular içindeydik. Altüst olmuştuk. İpek'i orada bir başına bırakmıştık ama yüreğimiz, aklımız her şeyimiz İpek'te kalmıştı. Doktorun söylediklerini o gece daha iyi anladık. İpek'ten vazgeçemezdik, o bizimdi. Kızımızdı. Gittik ve yavrumuzu bağrımıza bastık.
(...)
Türkiye'de ilk defa böylesine varlıklı bir ailenin üyesi evlat edinmeye karar verecekti..."
Babasını 54 yaşında, kayınpederini de 45 yaşında kalp krizinden kaybeden Vehbi Koç, Koç Vakfı tarafından yayımlanan "Sadberk Hanım" adlı kitaptaki ifadesiyle "her hastalıktan kendisinde emareler arıyor, bazen günde beş kez doktora görünüyordu."
95 yıl yaşayan Vehbi Koç'un, sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle holdingdeki yöneticilerini de her gün öğlen uykusuna yönlendirdiği biliniyor.
Sağlık sorunları Koç ailesinin gündeminden hiç düşmedi. 1996 yılında, 55 yaşındayken, sesinde kısılmalar hisseden Suna Kıraç, ertesi yıl kimi hareketleri yaparken zorlandığını hisseder. 1998 yılında Houston Methodist Hastanesi’nin Nöroloji Bölümü Başkanı Prof. Harati teşhisi koyar:
“Ne yazık ki hastalığınız ALS!.."
Tam adı Amyotrophic Lateral Sclerosis olan ALS’nin “kötü bir hastalık” olduğunu anlatır Prof. Harrati. Merkezi sinir sisteminde “motor nöronların” kaybıyla ortaya çıkan, nedeni bilinmeyen, tedavisi bulunmayan, ilacı olmayan bir hastalık. Motor nöron kaybı ellerde, bacaklarda, ağız-yutak bölgesinde başlayan ve sürekli ilerleyen bir kas erimesine neden olmaktadır. İlerleyen evrede göğüs kaslarını da erittiği için hastanın solunum cihazına bağlanmasını gerektiren ALS konusunda aldıkları tek “iyi” haber hastanın zihinsel fonksiyonları ve belleğinin hiç bozulmaması olur.
Harrati 1998’de 57 yaşında olan Suna Kıraç’a üç ila beş yıl içinde solunum cihazına bağlanacağını, yedi yıl içinde de hayatını kaybedeceğini söyler! Bu bilgilerin ardından Suna ve İnan Kıraç birbirlerine sarılarak ağlamaya başlar.
Suna Kıraç bir süre sonra artık konuşamayacak, ardından bacaklarını ve ellerini kullanamayacaktır. 14 Şubat 2000'de hastaneye kaldırılan Suna Kıraç makineye bağlanır.
Hastalığın ardından yıllarca Koç Holding Başkan Vekilliği görevini yürüten Suna Kıraç, kendisine gösterilen harfleri seçerek kendisini ifade etmesini sağlayan gözleriyle konuşuyor.
Koç ailesi, en renkli üyelerinden Sevgi Koç'u (Gönül), 65 yaşındayken 12 Eylül 2003'te kaybetti. Kanser tedavisi gören Sevgi Gönül, eşi Erdoğan Gönül'ü 16 Temmuz 2003'te kaybetmesinin üzerinden iki ay geçmeden hayata veda etmişti.
Mustafa V. Koç, 7 Ocak 1960'ta evlenen Rahmi Koç-Çiğdem Meserretçioğlu çiftinin ilk çocuğuydu. Mustafa Koç 1960, Ömer Mehmet Koç 1962, Ali Yıldırım Koç 1967 yılında doğdular. 1973 yılında üç oğlunun babası Rahmi Koç'tan ayrılan Çiğdem Meserretçioğlu, dönemin Günaydın gazetesinin sahibi ve Hürriyet'in patronu Erol Simavi'nin kardeşi Haldun Simavi ile evlendi.
55 yaşında hayatını kaybeden Mustafa Koç, Koç ailesinin üçüncü kuşaktaki ilk veliahdıydı...
______________________________________
T24’ün notu: Bu dosya, Koç Vakfı tarafından yayımlanan “Sadberk Hanım”, Suna-İnan Kıraç Vakfı tarafından yayımlanan “Ömrümden Uzun İdeallerim Var” adlı kitaplardan yararlanarak hazırlandı