Politika

"İşten çıktıktan sonra 'Geçmiş olsun' denilen tek yerdir maden"

Boğaziçi Üniversitesi mensuplarının oluşturduğu Boğaziçi Soma Dayanışması "Soma'yı Hatırlamak: Hakikat, Adalet, Mücadele" sempozyumu düzenliyor

24 Ekim 2014 23:31

Boğaziçi Soma Dayanışması 24-25 Ekim 2014 tarihlerinde "Soma'yı Hatırlamak: Hakikat, Adalet, Mücadele" sempozyumu düzenliyor. Boğaziçi Üniversitesi çalışanları, öğrencileri ve öğretim üyelerinin içinde yer aldığı Boğaziçi Soma Dayanışması 13 Mayıs 2014'te Soma'daki 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın hemen ardından oluştu.

Sempozyumun açılış konuşmasının yapan Boğaziçi Soma Dayanışması üyesi Zeynel Gül, "Boğaziçi Soma Dayanışması olarak en başından beri bu alandaki her türlü çalışmanın bilgi üretip, adalet, hafıza ve hakikat mücadelesine katkı sunmasının ötesine geçerek, olası seçenekler üzerine kafa yorması gerektiği inancındayız" dedi. 

 

"Soma'da iş cinayeti doğal afet havasını aldı"

 

Sempozyumda Ekonomi bölümünden Prof. Dr. Fikret Adaman ve Atatürk Enstitüsünden Prof. Dr. Ayşe Buğra "Türkiye'de Birikim Rejimi ve Sosyal Politikalar" çerçevesinde konuşma yaptılar. Konuşmasında Türkiye'deki sendikalaşma durumunun kötüleşmesine dikkat çeken Ayşe Buğra, "OECD verilerine göre Türkiye'de sendikalaşma oranı 1986 yılından beri giderek düşüyor. İşverenlerin 'Beğenmiyorsan çalışma, kapının önünde çalışacak çok insan var' söylemi sendikalaşmayı azaltıyor. Soma'daki sendika yaşanan sorunları engellemek için neden bu kadar çaresizdi bunun üzerine düşünülmesi gerekir" dedi. 

Prof. Dr. Ayşe Buğra, 2012 yılının SGK verilerine göre sektörlere iş kazaları ve ölüm sayısı açısından bakıldığında yalnızca madenciliğin değil imalat ve inşaat sektörlerinin de çok önde olduğunu söyledi. Verilerde meslek hastalıkları yaşayan işçi sayısına bakıldığında ise madenciliğin tüm sektörler arasında en yüksek orana sahip olduğunu belirtti. 

Soma'da yaşanan olayın sosyal yardım çerçevesinden de değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Buğra, "Türkiye'de yardımseverlik eğilimi çok güçlü ve siyasetçiler de bu eğilimden faydalanmak için sırtlarını çok fazla yaslıyorlar. Bu yardımseverlik eğilimi olayın sorumlularını sorumluluk almaya davet etmeyi, yaşanabilecek olayları önlemeyi, hesap sormayı ve buna benzer politikalar uygulamayı engelliyor. Soma'da yaşanan faciadan sonra yardım furyasıyla birlikte olay doğal afet havasını aldı. Zaten politikacılar da bunu yapmıştı. Artık hak temelli bir sosyal yardım üzerine düşünülmesi gerekiyor" dedi.

 

'Yeraltının filmi farklıdır'

 

Boğaziçi Soma Dayanışması üyesi Fethiye Erbil "Soma İş Cinayeti Gözlem ve Aktarım" ön raporunu sundu. Erbil sunduğu raporda Soma'da yaşayanların kaza öncesi, kaza esnası ve kaza sonrası hikayelerini anlattıklarını söyledi. Facia öncesinde Soma halkının ilçeye maden ocakları kurulmadan önce tarım ve hayvancılıkla ilgilendiğini ancak sistemin tarım işçilerini madene mecbur bıraktığını söyleyen Erbil bu durumu faciada eşini kaybeden bir kadının "Yani adamlar diyor ki; çalışmayacak mısın, çalışma! Var zaten bir sürü iş arayan. E o n'apsın zeytine mi gitsin? Yok ki zeytin! Tütüne mi gitsin? Yok ki tütün. Nereye gidecek bu insanlar? Mecbur yerin altına giriyorlar. Mecbur ölümüne gidiyorlar. Her gün ölümüne gidiyorlar" sözleri ile açıkladı.

Sunumda madendeki patlamadan sonra en çok tartışılan konulardan biri olan iş güvenliği eğitimini anlatırken Fethiye Erbil bir madencinin "3 gün falan Celal Bayar Üniversitesi'nde teorik ders gösteriyorlar. Pratik hiçbir şey yok. Yeraltının filmi farklıdır" sözlerine yer verdi. Yeraltındaki işçilerin psikolojisine değinen Erbil bir madencinin "İşten yer üstüne çıktıktan sonra 'Geçmiş olsun' denilen tek yerdir maden. Kime geçmiş olsun denilir? Hastaya. Her gün, bugün de sağsalim çıktık diyorsun" dediğini söyledi.

Sunumun ardından Boğaziçi Üniversitesi Folklör Kulübü'nün müzisyenleri sahne aldı ve  Soma faciasında hayatını kaybeden 301 işçi için hazırladıkları klipteki Cem Karaca şarkısını seslendirdiler. Sempozyum "Emeğin Esnekleşmesi: Taşeronlaşma ve Sendikal Mücadele" ve "Tarımda Serbestleşme ve Çiftçilerin Yoksullaştırılması" başlıklı oturumlarla devam etti. Sempozyum yarın Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Toplantı Salonunda devam edecek. 

Sempozyum programı:

 

İlgili Haberler