Gündem

İstanbul'a inen Suudi uçakları, konsolosluktan ayrılan camları filmli araçlar; kayıp Suudi gazeteci nerede?

Türkiye, Suudi Arabistan'ın izni olmaksızın konsolosluk binasına girebilir mi?

09 Ekim 2018 02:39

T24 Haber Merkezi
Derleme: Kaan Kurtuluş

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kayboluşu gizemini koruyor. Suudi gazetecinin İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'na girip bir daha çıkmamasının üzerinden bir hafta geçti fakat Kaşıkçı’nın başına ne geldiğiyle ilgili hâlâ somut bir kanıt yok.

Türk yetkililerin artık öldüğüne inandığı gazeteci için medyada da yavaş yavaş ne tür eylemler yapılabileceği konuşulmaya başlandı.

TIKLAYIN - 'Kayıp' gazeteci gerilimi sürüyor; Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri nasıl etkilenecek?

'Konsolosluktan camları filmi 6 araç ayrıldı'

İlk olarak cumartesi günü Anadolu Ajansı'na konuşan emniyet kaynaklarının dillendirdiği, Kaşıkçı'nın 'kaybolduğu' saatlerde İstanbul'a inen Suudi uçaklarına dair detaylar da pazartesi günü aydınlanmaya başladı. DHA'nın haberine göre, Türkiye’ye geliş nedeni ile ilgili ortada birçok iddia bulunan 15 kişilik heyet, İstanbul’a Kaşıkçı’nın ortadan kaybolduğu gün ‘’HZ-SK1’’ VE ‘’HZ-SK2’’ kodlu iki uçakla geldi. Uçaklar, İstanbul Atatürk Havalimanı’na birer saat arayla indi. ‘HZ-SK1’ İstanbul’da sadece bir saat kalırken, ‘HZ-SK2’ havalimanından salı akşam saatlerinde ayrıldı.

Sözcü gazetesinde yer alan ve Habip Atam ile Seda Önceler, imzalı haberde de bu bilgiye yer verilirken; aynı zamanda emniyet güçlerinin yaptıkları incelemelerde Kaşıkçı’nın kaybolduğu gün konsolosluktan camları filmli 6 aracın peş peşe ayrıldığının ve bu araçların ikisinin konsolosun evine gittiğinin tespit ettiği kaydedildi. 

TIKLAYIN - 4 soruda Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı vakası: Ankara olayı nasıl araştırıyor?

Soruşturmayla Asayiş Emniyet Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün yanı sıra MİT de ilgileniyor. Sözcü gazetesinin haberinde, Kaşıkçı’nın deniz yoluyla yurt dışına kaçırılmış olabileceği iddiasına da yer verildi.

Prof. Şen: Türkiye, binaya sadece yangın veya deprem gibi durumlarda izinsiz girebilir

Türkiye, pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı'na bir kez daha çağırdığı Suudi Arabistan'ın Türkiye Büyükelçisi'nden konsoloslukta arama yapmak için isterken; Habertürk’ten Barış Kaygusuz ise konuyla ilgili olarak ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ile konuştu. Türkiye’nin konsolosluk binasına sadece yangın veya deprem gibi durumlarda izinsiz girebileceğini belirten Şen’e göre, Türkiye izin verilmesi durumunda kriminal bir inceleme yapacak ve Kaşıkçı’ya dair bir iz var mı araştıracak.

TIKLAYIN - Türkiye, kayıp gazeteci için Suudi Arabistan'dan arama izni talep etti

Suudi Arabistan’ın izin isteğini reddetmesi durumunda Türkiye’nin elçiliğin girişine barikat kurabileceğini, giriş çıkışları durdurabileceğini ve gerekli görülürse gözaltı yapabileceğini belirten Şen, bu durumda bir misilleme yapılabileceği ve Riyad ile Ankara arasında halihazırda çok da düşük olmayan gerilimin iyice artabileceği, hatta ilişkilerin kopma noktasına gelebileceği yorumunda bulundu. 

Konsolosluklar ile büyükelçilikler arasındaki diplomatik statü farkına da dikkat çeken Şen, olası bir suçlama halinde hukuki sürecin Türk yargısı tarafından yürütüleceğini belirtti.

"Viyana Sözleşmesi'nin ihlalidir"

Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasıyla ilgili konuşan eski Musul Başkonsolosu ve CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ise Viyana sözleşmesini hatırlatarak ‘’Türkiye’nin böyle bir konuya muhattap olması bile ciddi manada sorgulanmalı. Suudi Arabistan’ın bu konuda yeterince açıklama yaptığını duymuyoruz. Yetkililerimizin bu konuyu araştırıp kamuoyuyla paylaşmaları ve buna ilişkin adım atmaları lazım. Eğer doğruysa bu, Viyana Sözleşmesi'nin ihlalidir ve bunu ihlal edenler, Türkiye’de barınamaz. Türkiye 3. dünya ülkesi değildir, kimse böyle bir muamele gösteremez" yorumunda bulundu.

Konuya dair Türkiye cephesinden yapılan resmi açıklamalarda Kaşıkçı'nın akıbetine dair kanıt sunularak herhangi bir beyanatta bulunulmasa da; AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay pazartesi günü Yeni Şafak'ta yayımlanan yazısında "Kaşıkçı’nın kaçırılmasına veya (halen bir iyimserliği korumaya çalışıyorsak da) vahşi bir biçimde öldürülmesine mani olamadık" ifadelerini kullandı. Aktay, "Kaşıkçı’nın başına gelmiş görünen şeylerin sadece şahsına yönelik bir eylem olmadığını aynı zamanda Türkiye’ye yönelik de bir operasyon olduğunu söylemiştik" yorumuna da yazısında yer verdi. 

TIKLAYIN - AKP'li Aktay: Kaşıkçı'nın vahşi bir şekilde öldürülmesine mani olamadık!

Kaşıkçı'nın 'başına bir şey gelmesi halinde' nişanlısı Hatice Cengiz'i ulaşması için yönlendirdiği iki kişiden biri olan Aktay'ın, sözlerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da pazartesi akşamı Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yaptığı açıklamada, “Yazılı ve görsel medyada konuyla ilgili farklı haberler çıkıyor bunlar ister istemez bizi düşündüren konular. Bir an önce neticeyi almak zorundayız. Başkonsolosluk yetkilileri ‘buradan çıktı’ demekle kendini kurtaramaz. Eğer çıktıysa bunu ispat etmelisin" ifadelerini kullanması, Türkiye'nin konuya dair konumu hakkında önemli ipuçları verdi. 

TIKLAYIN - Erdoğan: Suudi konsolosluk yetkilileri, "Kaşıkçı buradan çıktı" demekle kurtaramazlar

Washington Post ve New York Times da konuyla ilgili haberlerinde Kaşıkçı’nın öldürülmüş olması durumunda Türk- Suudi diplomatik ilişkilerinin iyice gerileyebileceğini belirtmişti. Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin tohumları, Orta Doğu'da çıkan Körfez krizinde Türkiye’nin Riyad karşısında Doha'nın yanında yer almasıyla zedelenmişti.

İlgili Haberler