İslamcı gazete Vahdet, Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme görüşmelerine ilişkin, “İkinci baskın” başlığıyla verdiği haberde “10 şehidiyle İsrail’in cezalandırılmasını bekleyen Mavi Marmara kalbinden vuruldu” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanlığı’nın, “Türkiye-İsrail görüşmelerinde mutabakat metnin nihai haline çok yaklaştıklarını” açıklamasının ardından İsrail askerinin Mavi Marmara’ya yaptığı operasyonu ‘birinci baskın’ olarak niteleyerek “Türkiye ile İsrail arasında yapılan görüşmeler Mavi Marmara mağdurlarına ikinci baskını yaşattı. İlerleme sağlanan anlaşma hayata geçtiğinde katil İsrail, hiçbir şekilde yargılanamayacak” dendi. Gazete manşete Mavi Marmara’da öldürülen insanların fotoğrafıyla çıktı.
Ne olmuştu?
2010’da İsrail’in Gazze ablukasını kırmak üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisini durdurmak üzere düzenlediği operasyonda dokuz Türkiye vatandaşının hayatını kaybetmesiyle Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına gelmişti. Diplomatik ilişkiler ikinci katiplik seviyesine indirilirken, Türkiye ilişkilerin normalleşmesi için üç şart öne sürmüştü: Özür dilenmesi, hayatını kaybedenler için tazminat ödenmesi ve Gazze’deki ablukanın kaldırılması.
Mart 2013’te ABD Başkanı Barack Obama’nın aracılığında Başbakan Binyamin Netanyahu dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan telefonda özür dilemişti. Geriye kalan diğer iki şartın yerine getirilebilmesi için başlayan temaslar 2014 yazındaki Gazze Savaşıyla sekteye uğradığı belirtilse de; İran’ın ABD ile anlaşmaya varması ve ambargonun kaldırılması ve Suriye İç Savaşı birtakım gelişmelerin iki ülkeyi ilişkileri düzeltme yoluna ittiğine dair değerlendirilmeler yapıldı.
Vahdet gazetesinde yer alan haber şöyle:
Türkiye ile İsrail arasında önceki gün Londra’da gerçekleştirilen “normalleşme” görüşmesinden büyük oranda uzlaşı çıktı. Taraflar arasındaki değerlendirmelerde, Gazze ablukasının önce Türk gemileri için kaldırılması konusunda prensipte anlaşmaya varıldı. İki ülke arasındaki normalleşme anlaşmasının, pürüzlerin giderilmesinin ardından bu ay içinde tekrar bir araya gelinerek imzalanması bekleniyor.
Rezaletten başka bir şey değil
Vahdet’e konuşan İHH Ankara Yönetim Kurulu üyesi Hanefi Sinan, “Bu anlaşma rezalettir. Devlet olarak kabul etmeyip terörist olarak kabul ettiğimiz bir yapı ile yapılan anlaşmanın önünü arkasını nasıl değerlendireceğiz?” dedi.
Rezaletten başka bir cümle kurmaya gerek olmadığını ifade eden Sinan, “Dünyada terörün merkezi olan, dünyadaki terörün finansmanlığını üstlenen bir yapıdan bahsediyoruz. Kendisi de terör devleti olarak bölgedeki Müslümanların katliamına halen daha devam ediyor. Böyle bir ortamda yapılan anlaşmanın önünü arkasını değerlendiremeyiz. Rezaletten başka bir şey söyleme şansımız yok” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin lehine olmayacak
Mavi Marmara’da İsrail askerleri tarafından şehit edilen İbrahim Bilgen’in oğlu İsmail Bilgen, “Gazze ile ilgili yapılacak en ufak bir hata, en başta bu hatayı yapanları vuracaktır. Burada çok ince eleyip sık dokumak gerekmektedir. İsrail zaten diplomasi konusunda uzman bir ülke. Bu şekilde bir barış anlaşmasına girilirse bu kesinlikle Türkiye’nin ve Gazze’nin lehine olmayacaktır. Çünkü İsrail bunu yarın öbür gün tek taraflı olarak bozabilir. İsrail daha önce yaptığı hiçbir anlaşmaya uymadı. Buna da uymayacaktır” dedi.
Alınan karar hukuka aykırı
Devam eden bir hukuk sürecinin olduğunu anımsatan Bilgen, şöyle devam etti: “Bu şekilde bir anlaşma yapıldıktan sonra hele ki davalar söz konusu edilirse buradan hiçbir şekilde geri dönüş olmaz. Suç işlenmiş, dava açılmış fakat yapılan bir anlaşma ile bu davaların düşürülmesi konuşuluyor. Bu tamamen yapılacak ayrı bir yanlıştır. Bu şekilde düşünülünce İsrail ile bir anlaşmanın zaten Türkiye’ye bir fayda vermeyeceği açıktır. Biz kendi haklarımızdan feragat ederek anlaşacaksak niye anlaşıyoruz?”
