İnsan Hakları Derneği'nin Küçükarmutlu'daki polis operasyonunda vurularak ağır yaralanan Dilek Doğan'ı vurduğu iddia edilen polisin, Doğan’ın annesine dönerek “Bak kızını oğlun vurdu” dediği öne sürüldü.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu, Sarıyer Küçükarmutlu Mahallesi’nde evinde vurulan Dilek Doğan için hazırladıkları raporu açıklamak için bir araya geldi. “Yargısız İnfazlara Son” başlığıyla açıklamada bulunan komisyon adına konuşan Leyla Kaya, daha önce Dilek Doğan hakkında herhangi bir soruşturma olmamasına rağmen 18 Ekim’de Doğan’ın vurulduğu tarihten sonra, operasyonun hemen ardından bir dava açıldığını öğrendiklerini söyledi.
Kaya, Dilek Doğan’ın uyandırılmasının düşünüldüğünü ancak kanama olması tehlikesiyle halen uyutulduğunu ifade etti. Kaya, ‘Sıradan bir operasyonmuş gibi başlayan süreçte, çok yakın mesafeden vurularak ağır yaralanması, bize 90’lardaki ev infazlarını hatırlatıyor’ dedi.
Daha sonra konuşan Seza Mis Horuz, Dilek Doğan’ın yaralanmasına dair hazırladıkları raporu okudu. Raporda Dilek Doğan’ın abileri Mehmet ve Emrah Doğan’la yapılan görüşmeler yer aldı. Horuz, Mehmet Doğan’ın eve gelen polislerin 15-20 kişi olduklarını, evde kimlerin olduğunu sorduktan sonra arama yapacaklarını söyleyerek içeri girip canlı bomba ihbarı olduğunu, bu yüzden de kimliklerini istediklerini anlattı. Doğan’ın kimliklerin hâlâ iade edilmediğini ve Dilek Doğan’a üst üste iki kez “Sen kimsin?” diye soru sorduğunu ve ardından içeri girildiğini kaydetti. Horuz, özel tim ve arama timinin olduğunu aktaran Doğan’ın özel tim amiri sandıkları 50 yaş civarında, kilolu 1.80 boylarındaki şahsın “Biz işimizi sizden mi öğreneceğiz” diyerek çok sert bir tepki verdiğini ve elindeki silahı ateşlediğini, Dilek Doğan’ın da bu sesle yere yığıldığını anlattığını ve silahı ateşleyen kişinin Doğan’ın annesine dönerek “Bak kızını oğlun vurdu” dediğini aktardı.
Raporda İstanbul Emniyet Müdürlüğünün açıklamasını hatırlatan Mehmet Doğan’ın sadece Dilek Doğan’ın vurulmuş olmasına dair şüpheler içeren ifadelere de yer verildi: “Tamamen silahlı bir güç önünde, bir kişinin, bir silahı ele geçirme gibi akıl dışı bir davranışta bulunması ve girişimde bulunanın değil de, sadece Dilek Doğan’ın vurulmuş olması akıl ve mantıkla izah edilebilecek bir ifade olmadığı açıktır.”
