Gündem

Erdoğan-Arınç gerilimi çatlak mı, danışıklı dövüş mü?

Erdoğan ve Arınç arasında yaşanan kırılma noktası çözüm süreci mi?

24 Mart 2015 10:11

"Çözüm süreci konusunda bugüne kadar atılan adımların bir noktası da izleme heyetinin oluşturulmasıdır. Hükümetimiz bunu uygun görmektedir. Kimin hangi görevleri yapacağı konusunda bir yol haritamız mevcuttur. Ülkeyi yöneten hükümettir, sorumluluk da hükümettedir."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın 21 Mart'ta yaptığı bu açıklama, PKK'nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın Nevruz kutlamalarında okunan mektubunu bile geride bırakarak gündemin en tepesine yerleşti.

Arınç dün de bu açıklamalarını güçlü bir şekilde teyit etti ve "Gazetelerin, basınımızın, 'bir ayrılık mı var, farklılık mı var?' diye sormasını garip karşılamam" dedi.

Kamuoyundaki açıklamalar silsilesini tetikleyen ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın izleme heyeti ile ilgili karar verildiğini söylemesinin ardından yaptığı açıklama idi. Erdoğan bu açıklamaya atfen "Ben açıkçası olumlu bulmuyorum" demişti.

Hükümete yakın değerlendirmeleriyle bilinen Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi de bugünkü yazısında, Arınç ve Erdoğan arasındaki izleme heyeti üzerinden yürüyen tartışmayı ele aldı ve "AK Parti'nin bir büyüsü vardı. Bu büyü bozuluyor" değerlendirmesini yaptı.

Son olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Arınç'ın "paralelci olduğunu" iddia etti ve istifa etmesi gerektiğini söyledi.

 

Zilan: İki başlılık var

 

Peki karşılıklı açıklamalar ne anlama geliyor? Kırılma noktası çözüm süreci üzerindeki anlaşmazlıklar mı? Yoksa seçime giderken bu açıklamaları açığa çıkaran başka dinamikler mi var?

Rengin Aslan'ın BBC Tükçe'de yayımlanan haberine göre,  Milat Gazetesi Ankara temsilcisi Bayram Zilan, AKP'de artık bir iki başlılık olduğunu düşünüyor. İzleme heyeti ile ilgili tartışmaya sadece bir yaklaşım farkı olduğunu söylüyor ve bunun üzerinden yapılan açıklamaları, "karşıtlık olarak değerlendirmemek gerekir" diyor.

Kendi ifadesiyle iki başlılığın arka planını ise şöyle açıklıyor:

"Erdoğan halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana aslında bir ortada iki başlılık var doğrusunu isterseniz. Bir hükümet var, o da seçimle iş başına gelmiş. Ama bir tarafta da Erdoğan var, o da seçimle iş başına gelmiş. Halktan meşruiyetini almış. Her ne kadar aynı tabandan beslense de bu iki başlılık yaratıyor."

 

Milletvekili aday listelerini kim hazırlayacak?

 

Peki bundan sonra ne olacak? Zilan, kamuoyu önünde açıklamalar yapılmasından kaçınılması gerektiğini düşünüyor ve ekliyor:

"[İki başlılık] sanki daha da fazlalaşacak gibi. Bu tablonun giderilmesi gerekiyor. AK Parti kırılma sürecine girer. Bunu tetikleyenler de var. Bu açıklamaların kamuoyu önünde olması, bu işi biraz daha tetikleyecek gibi. Bu durumu ben Abdülkadir Selvi gibi katı olmamakla birlikte bir kırılma olarak nitelendirebilirim."

Zilan, bu sürecin AKP açısından çözümünün ise başkanlık sistemine geçilmesiyle mümkün olabileceğini düşünüyor.

Hürriyet gazetesi köşe yazarlarından gazeteci Şükrü Küçükşahin ise "bunun bir çatlak olduğu, ama bu çatlağın bir pazarlık içerdiği'' görüşünde.

Küçükşahin, bu pazarlığın 7 Nisan'da aday listelerini kimin belirleyeceğine yönelik olduğunu söylüyor.

Küçükşahin, "Bu pazarlık da 7 Nisan'da milletvekilleri listelerinin kim tarafından hazırlanacağı tartışması. Çünkü sayın cumhurbaşkanının başkanlık amacının gerçekleşebilmesi için AK Parti grubunun kendi istediği doğrultuda şekillenmesi gerekir. Ben bu tartışmanın, ya da adını ne koyarsak koyalım, bu konudaki ağırlık merkezinin kim olacağı tartışması olduğunu düşünüyorum" diyor.

 

Kürkçü: Erdoğan askerle yakınlaşıyor

 

Tartışmaların arka planına ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra, bu açıklamaların çözüm süreci üzerinden yapıldığı da bir gerçek.

Bu konudaki yorumu ise HDP'li milletvekili Ertuğrul Kürkçü'ye soruyoruz.

Kürkçü, Erdoğan'ın Dolmabahçe'de hükümet yetkilileri ve HDP heyetinin 28 Şubat'taki ortak açıklamasını eleştirmesi üzerinden şunu söylüyor:

"Erdoğan daha önce karşı çıkmadığı şeye neden şimdi karşı çıkıyor? Ben git gide Erdoğan'ın askerlerle daha çok yakınlaştığını ve askerin görüşünü veri olarak aldığını düşünüyorum. 2013'te yakın gözükmek mutluluk vericiyken mesafenin şimdi açılması Erdoğan'ın pozisyonunu değiştirmesi, bilinen güvenlikçi görüşün yaklaşmış olmasıyla ilgili."

Kürkçü aynı zamanda Erdoğan'ın milliyetçi oylara talip olduğunu da belirtiyor:

"Bunun da siyasi bir açıklaması var. Benim anladığım kadarıyla iki kesimin, HDP'nin ve MHP'nin yükselişte olduğunu görüyor ve her ikisi de oy tabanında gedikler açtığı için, Kürtleri geri kazanamayacağını bildiğinden milliyetçileri geri kazanmak için manevra yapıyor."

Bu tartışmaların AKP içerisinde "danışıklı dövüş olduğu" yorumları da dile getiriliyor. Bu yorumları sorduğumuz Kürkçü, "Bu kadar önemli bir konuda, hükümeti azarlanacak çocuk durumuna düşürmesine hiçbir başbakan katlanamazdı. Bu danışıklı dövüş müdür, bence değildir" yorumunu yapıyor.

İlgili Haberler