Başbakan Davutoğlu, 17-18 Mart tarihlerinde düzenlenecek Türkiye-AB Zirvesi öncesi buluştuğu AB Konseyi Başkanı Tusk ile ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Davutoğlu, “Biz hiçbir zaman para pazarlığı yapmadık” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Brüksel Zirvesi'nde bizim ilettiğimiz bir teklif oldu. Bu teklifi bir kez daha hem Türk kamuoyuna hem Avrupa kamuoyuna hem insanlığa iletmek istiyorum. Bu teklifin esası insani boyutudur. Daha fazla insanın hayatını Ege Denizi'nde kaybetmemesi ve mümkün olduğu kadar illegal geçişlerin azaltılabilmesi ve mümkünse tümüyle ortadan kaldırılabilmesi için Türkiye üzerine düşen ahlaki sorumluluk çerçevesinde bir teklifte bulundu" dedi.
Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile baş başa görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Tusk'u ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Tusk'un Ankara'ya gelme arzusunu belirtirken, teröre karşı dayanışma vurgusunuAnkara'dan yapmak istediğini söylediğini aktaran Davutoğlu, teröre karşı dayanışma ve taziyeleri dolayısıyla Tusk'a teşekkür etti.
Davutoğlu, terör bütün insanlık için en büyük tehdit olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
Ortak kıtamız Avrupa için de bölge halkları için de terör bir insanlık suçu olmanın da ötesinde doğrudan varoluşsal bir sorun haline gelmiş bulunuyor. Ankara'da son 5 ayda gerçekleşen bu saldırılar, aslında terörün hiçbir şekilde ırk, etnisite, sosyal köken, siyasi görüş ayrımı yapmaksızın bütün insanları hedef aldığını ortaya koydu. İstanbul'da Alman misafirlerimiz terörün hedefiydiler. Ankara'da da pazar günü akşam yolda evine gitmekte olan, onun için otobüs bekleyen her kesimden, muhtemelen her siyasi görüşten, Türkiye'nin her köşesinden vatandaşlarımız alçakça katledildi. Terörün saldırısı doğrudan insanlığa ve insanlığı temsil ettiği bütün değerlerdir. Türkiye veAvrupa Birliği ortak bir tavrı benimsemiştir, benimsemektedir."
Tusk'un teröre karşı vurgusunu takdir ettiğinin belirten Davutoğlu, araların da AlmanyaBaşbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Yunanistan BaşbakanıAleksis Çipras'ın da bulunduğu birçok liderin kendisini arayarak ve mesaj göndererek taziyelerini ilettiğini anımsattı.
Avrupa kıtasını teröre karşı korumak konusunda birlikte hareket etme zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, bunun insanlığın büyük bir sınavı olduğuna da işaret etti.
Ziyaretin diğer amacının 18 Mart'ta gerçekleşecek Avrupa Birliği Zirvesi ve Türkiye-Avrupa Birliği görüşmeleri öncesi istişarelerde bulunmak olduğunu aktaran Davutoğlu,Türkiye ve Avrupa Birliğinin yetkililerinin 29 Kasım'dan bu yana birçok zirvede bir araya geldiğine işaret etti.
Bunun sadece mülteciler ve illegal göç sorununa cevap arayışından kaynaklanmadığını vurgulayan Davutoğlu, mülteciler sorununun aslında Türkiye ve Avrupa Birliğini nasıl bir ortak kader paylaştığını bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Bu ortak kader sergilenirken, sorunları ve çözüm yollarını birlikte şekillendirmek ve sorunlara cevap bulmanın temel ilke olduğunun altını çizen Davutoğlu, görüşmelerde hem insani bir konu olan mülteciler sorununa cevap bulmaya çalıştıklarını hem deTürkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin taşıdığı stratejik öneme atıfla ilişkileri yeni bir ivmeyle geleceğe taşımak istediklerini kaydetti.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Brüksel Zirvesi'nde bizim ilettiğimiz bir teklif oldu. Bu teklifi bir kez daha hem Türk kamuoyuna hem Avrupa kamuoyuna hem insanlığa iletmek istiyorum. Bu teklifin esası insani boyutudur. Daha fazla insanın hayatını Ege Denizi'nde kaybetmemesi ve mümkün olduğu kadar illegal geçişlerin azaltılabilmesi ve mümkünse tümüyle ortadan kaldırılabilmesi için Türkiye üzerine düşen ahlaki sorumluluk çerçevesinde bir teklifte bulundu. Bu teklifin hedefi, Türkiye'den giden illegal göçleri engellemek ve mümkün olduğu kadar Türkiye'nin bir transit ülke olarak kullanılmasını ortadan kaldırmaktı. Bildiğiniz gibi geçen hafta yoğun iki gün müzakerelerde bulunduk, ortak pozisyon geliştirmeye çalıştık, bu pozisyonda insani duyarlılığımızı esastır. İkinci hedefimizTürkiye Avrupa Birliği ilişkilerini derinleştirmektir. Üçüncüyse de bu soruları çözmeye çalışırken sorumluluğu ve külfeti paylaşmak."
Geçen hafta yapılan görüşmelerdeki işbirliği ve liderliği dolayısıyla Tusk'a teşekkür eden Davutoğlu, hep beraber bir çözüm bulmaya çalıştıklarının altını çizdi.
Bunun Türkiye'nin veya Avrupa Birliğinin meselesi olmadığına dikkati çeken Davutoğlu,Suriye krizinin kendilerinin çıkarmadığını, buradaki insani trajedinin engellemesi için büyük çabayı da Türkiye'nin gösterdiğini söyledi.
Davutoğlu, dün Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Kurulu Başkanı Riyad Hicab'ı ile bir araya geldiğini, Hicabi'nin bir kez daha Türkiye'ye olan saygılarını, teşekkürlerini ifade ettiğini, kendisinin de Suriye halkının yanında olduklarını ifade ettiğini belirterek, "Hangi şartta olursa olsun Suriye halkını yalnız bırakmayacağımız ifade ettim" diye konuştu.
Şimdi üzerinde çalıştıkları formülle, Türkiye'ye gelen her bir mülteci için yeni giden, yasadışı göçle gitmeye çalışan mültecilerden her birisi için Türkiye'den bir mültecininAvrupa'ya gitmesi ve böylece düzenli bir göçüşün önünün açılmasının sağlanacağını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"İşin temel felsefesi budur. Bunun için teknik birçok çalışmanın yürütülmesi lazım. Ekiplerimiz bu çalışmaları yürütüyor. Ayrıca Türkiye-AB ilişkilerinin derinleştirilmesi için özellikle vize muafiyetinin haziran ayına alınması için birlikte çalışma kararlılığı sergilemiştik. Çünkü Geri Kabul anlaşmasıyla birlikte vize muafiyetinin devreye girmesini istiyoruz. Bugün bu çerçevede ilgili bakan arkadaşlarla bir toplantı gerçekleştirdik ve Türkiye'de Meclis'te bu sürecin hızlanması için ilgili kanunların geçişi bağlamında derhal kanunları Meclise sevk edeceğiz. Ümit ederiz mayıs ayına kadar bunları tamamlarız. Burada muhalefete bir kez daha çağrıda bulunuyorum bu konuda bütün vatandaşların talepleri doğrultusunda hareket etmeleri yönünde. Daha sonra ABtabii gerekli adımları atacak."
-"Hiçbir zaman para pazarlığı yapmadık"
"Üç milyar avro olarak deklare edilen daha sonra üç yıl için 6 milyar avroya çıkartılması planlanan bu konuları da zirvede ele alınacak maddi külfet paylaşımı konusunda daTürkiye'nin pozisyonu açıktır. Biz, hiçbir zaman para pazarlığı yapmadık. Hiçbir şekilde bu meseleyi maddi bir mesele olarak görmedik. Bu mesele insani bir meseledir" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin yüklendiği bu ağır sorumluluğu paylaşma konusunda ahlaki sorumlulukların bütün ülkelerin üzerinde olduğunu söyledi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu da dile getirmek bizim en doğal tepkimiz, tavrımız ve hakkımızdır. Türkiye, hiç kimse hiçbir kuruş vermese dahi şimdiye kadar da bunu sormadık, bu mültecileri insani bir konu olarak değerlendiririz, her birisini tek tek insan, kardeşimiz olarak görüyoruz. Bu tutumumuzda bir değişiklik olmayacak.
Türkiye AB ilişkilerinin derinleştirilmesi, yine 29 Kasım Anlaşması çerçevesinde Gümrük Birliğinin yenilenmesi ve yeni fasılların açılması konusunda da güçlü bir irademiz var. Bu konuları Sayın Tusk, üye ülkelerle görüştükten sonra bazı kanaatlerini bize aktardı. Biz de bu kanaatlere cevaben kendi kanaatlerimizi paylaştık. Bu bir anlamda 18 Mart Cuma günü gerçekleştireceğimiz zirve öncesinde bir hazırlık toplantısı şeklinde geçmiş oldu. İnşallah önümüzdeki günlerde bu görüşmeler devam edecek. 18 Mart'ta Avrupa'da,Avrupa Birliği Zirvesi'nde mültecilerin insani sorunlarına cevap teşkil eden ve Türkiye-AB ilişkilerinin derinleşmesini sağlayan bir çözüm bulma noktasında birleşiriz. Bütün ümidimiz gayretimiz, temennimiz budur."