24 Haziran seçimlerinin ardından CHP’de başlayan ‘olağanüstü kurultay’ tartışmalarında, genel başkan adayları arasında ismi geçen eski Trabzon Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyesi Haluk Pekşen, partide dikkate alınması gerekenin ‘bireysel başarı’ değil, kadro yenilenmesi olduğunu söyledi.
Olağanüstü kurultay fikrine sıcak baktığını ifade eden Pekşen ancak Muharrem İnce ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki ‘restleşmede’ iki tarafa da mesafeli durduğunu kaydeden Pekşen, “Bireysel başarı yok. Slogan atarken çok iyi söylüyoruz ama uygulamaya gelince öyle yapmıyoruz. ‘Kurtuluş yok tek başına’ diyoruz ondan sonra kurtarıcı arıyoruz” dedi.
TIKLAYIN - CHP'li Pekşen "Genel başkanlığa aday" iddiasını yalanladı: Onur duydum, ancak...
"Hayal kırıklığını kendimiz üretiyoruz"
Aydınlık gazetesinin bugünkü (5 Temmuz) haberinde genel başkan adayı olduğunu iddia ettiği Pekşen, T24’e yaptığı açıklamada adının adaylar arasında geçmesinden onur duyduğunu ancak böyle bir girişimde kesinlikle bulunmadığını söylemişti. Daha sonrasında Ankara’daki ofisinde 24 Haziran sonrasında CHP’de yaşanan gerilimi ve kamplaşmayı T24’e değerlendiren Pekşen, şunları söyledi:
"Benim bugüne kadarki temel çizgim, siyasetin bir kadro işi olduğudur. Siyaseti bir kadro üzerinden yapmak gerekiyor. Sorunları çözme üzerine kurgulamak gerekiyor. Biz Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunları, durumu doğru analiz edersek ve bu sorunları çözebilecek bir programla örtüştürebilirsek o zaman yüzde 50 artı 1 oy oranına ulaşabiliriz veya yerel seçimlerde bir başarı hikayesi bekleyebiliriz. Bunu yapmadığımız sürece önümüze gelen sonuçların hiçbirisinden hayal kırıklığı beklemeye hakkımız yok. Hayal kırıklığı beklemeyelim. Hayal kırıklığını kendimiz üretiyoruz. Kadro, program, doğru söylem ve doğru teşhis. Doktora gidiyorsunuz hastalığınızı doğru teşhis etmesini bekliyorsunuz, doğru teşhis etmeyen bir doktorla yürüyemezsiniz. Günlük, üç günlük, üç aylık ben ne olacağım, ben nereye gideceğim gibi endişelerle hareket etmez siyasetçi.
"Bireysel bir pozisyon alma üzerine siyaset yapmayı ilke olarak bugüne kadar hiç düşünmedim, bundan sonra da düşünmüyorum. Temel çıkış noktası neredeyiz, hangi hedefe gideceğiz, bu hedefe ne söyleyerek gidebiliriz, kimlerle gidebiliriz, ne zaman gidebiliriz olmalı. Bu soruların cevabını biliyorsak doğru bir şey yapıyoruz bilmiyorsak aynı hataları tekrar eder gideriz.
“Olağanüstü kurultay olmalı”
-(Olağanüstü kurultay gündemi hakkında ne düşünüyorsunuz?) Bence de olmalı, olağanüstü kurultay önemli. Ama iki günlük bir kurultayın CHP’de hiçbir sorunu çözmediğini daha önce gördük. Eğer biz 10 günlük, içerisinde birçok konunun tartışıldığı planlı bir kurultay yapmayı başarabilirsek, ilk üç gün tüzük, sonraki üç gün program, sonraki üç gün de kadroyu müzakere edip seçim yaparsak, bugüne kadar yanlış yaptıklarımızdan dönmüş ve doğru bir yolda çok önemli bir adım atmış oluruz. 9 Eylül bunun için bir tarih olabilir.
“Tüzükten blok liste düzenlemesini söküp atmalı”
-Önce tüzük değişikliği yapmak gerekiyor. Bu partideki tüzükte yer almış blok listeyi söküp atmak gerekiyor. Bu partinin siyasi yapısına konmuş en büyük dinamittir blok liste. Sonrasında 21. yüzyılda çiftçi, öğretmen, işçi, sanayici, bürokrat, yargıcı, meslek kuruluşlarının beklentilerini iyi analiz edip ona beklentilerle uyarlı çağdaş bir çözüm üretip, hangi kadrolarla uygulayacağmıza karar verirsek başarı kaçınılmaz olur. Onun dışında şöyle yaparsam böyle olur, ben bunlarla meşgul değilim.
"Biz demeyi başardığımız anda iktidar için çok ciddi bir adım atmış oluruz"
-Bireysel olarak mümkün değil bu işler. Bireysel başarı yok. Slogan atarken çok iyi söylüyoruz ama uygulamaya gelince öyle yapmıyoruz. ‘Kurtuluş yok tek başına’ diyoruz ondan sonra kurtarıcı arıyoruz. Kurtuluş yoksa tek başına biz diyeceksiniz. Biz nasıl olacak ona bakmak lazım. Biz demeyi başardığımız anda iktidar için çok ciddi bir adım atmış oluruz. Bunu yapamadığımız sürece bireysel siyasi bir kariyer planlamasıyla başarı bekliyorsak ben oradan başarı beklemiyorum açıkçası ben orada değilim.
“Biz ‘birilerici’ değiliz; olmayız, olmayacağım da”
-(Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve İnce’ye aynı mesafede mi duruyorsunuz?) Ben ilkelerle hareket ediyorum, kimliklerle, kişilerle değil. Hayatımı, meslek hayatımı da böyle yaşadım. Her zaman belli bir ilkeyle davranmayı prensip edindim. İlkelerle konuşmayı, projeyle konuşmayı, doğru bir program konuşmayı severim. O nedenle kişisel olarak asla bir değerlendirme yapmam. O iyi bu kötü ondan yanayım buna karşıyım öyle bir şeyim olmadı. Hiç kimseden yana değilim hiç kimseye karşı değilim. Cumhuriyet Halk particiyim, Atatürkçüyüm. Biz ‘birilerici’ değiliz. Olmayız olmayacağım da, Cumhuriyet Halk Partici olmaya da devam edeceğim.