10 Aralık 2024 13:04
Güncelleme: 10 Aralık 2024 13:13
Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinin ardından 21 yıldır bulunduğu Şam'daki Adra Cezaevi'nden çıkan 53 yaşındaki Mehmet Ertürk, Kilis'teki ailesiyle kavuştu.
Suriye'nin başkenti Şam'da 2003 yılında kaçakçılık yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Adra Cezaevi'ne konulan Ertürk, 32 yaşında girdiği cezaevinde 21 yıl kaldı.
Suriye'deki 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından rejim muhaliflerinin salıverdiği Ertürk, Cerablus'a getirildi.
Ertürk, Gaziantep'teki Karkamış Sınır Kapısı ve İlçe Jandarma Komutanlığında yapılan işlemlerin ardından burada bekleyen ailesiyle buluştu.
Kilis'te yaşayan ailesiyle hasret gideren Ertürk, burada gazetecilere, arkadaşlarının iftirasıyla cezaevine girdiğini, cezasının 9 yıl önce bittiğini ancak serbest bırakılmadığını belirtti.
Bulunduğu cezaevinde işkence gördüğünü dile getiren Ertürk, şunları kaydetti:
"O cezaevine girenlerin yüzde 99'u ölür. Cezaevinde af çıkarıldı, tüm yabancıları bıraktılar ancak Türkleri bırakmadılar. Cezam bitmesine rağmen beni ve diğer Türkleri bırakmadılar. Çok işkence gördüm, düşmanım dahi öyle işkence görmesin. Yemekler çok kötüydü. Bir gün pirinç, bir gün bulgur pilavı veriyorlardı. Bize 'yiyin eşekler' diye hitap ederlerdi."
Kurtulacağını hiç düşünmediğini belirten Ertürk, "Cezaevinde öleceğimi düşünüyordum. Ben asla Türkiye'nin yüzünü göremem, Türk toprağına yetişemem diyordum." dedi.
Muhaliflerin cezaevindeki mahkumları çıkardıklarını ifade eden Ertürk, şöyle devam etti:
"Önce kadınları çıkardılar, daha sonra çekiçle gelip kapıları kırarak bizleri çıkardılar. Ben bu sırada bizi öldürmeye geldiklerini düşündüm ancak 'serbestsiniz çıkın' dendi. Ben uçakların cezaevini bombalayacağını düşündüm. Askere sordum o da 'Esed düştü, çıkın dedi' çıktık ve her yerde Esed'in yıkılışını kutlayan, havaya ateş eden insanlar gördük."
Ailesine kavuştuğu için mutlu olduğunu dile getiren Ertürk, "Ölsem de pişman değilim, niye çünkü Türk topraklarına yetiştim, akrabalarımı gördüm. Benim tek isteğim ölürsem cenazemin Türkiye'ye getirilmesiydi. En azından ailem gelip mezarımın başında dua okusun istiyordum çünkü o cezaevinden sağ çıkacağımı hiç düşünmüyordum." ifadelerini kullandı.
Mustafa Ertürk'ün eşi Hatice Ertürk, yıllar sonra eşine kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Ertürk'ün oğlu Mustafa Ertürk, babasına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu, duygularının tarif edemediğini belirtti. Babası cezaevine girdiği zaman 6 aylık olan Meryem Ertürk de farklı duygular yaşadığını söyledi. Babasını cezaevinden çıkaranlara teşekkür eden Aynur Ertürk ise "Allah bize bu mutluluğu yaşattı, tüm Müslüman alemine de yaşatsın." dedi. (AA)
Suriye'de savaş alevlendi; HTŞ liderliğindeki gruplar ilerliyorSuriye'nin Hatay sınırındaki İdlib kentini kontrol eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ‘terör organizasyonları’ listesinde bulunan cihatçı örgüt Heyet Tahrir Şam (HTŞ) önderliğindeki silahlı gruplar, 27 Kasım'da Şam yönetimi kontrolündeki Halep'e geniş bir harekât başlattıklarını duyurdu. İdlib ile Halep birbirine sınır iki kent. Suriye'nin ikinci büyük kenti olması yanı sıra iç savaş öncesinde ülke ekonomisinin kalbi olarak bilinen Halep'te 2016'dan bu yana ilk kez kendisine muhalif silahlı gruplarla Şam yönetimi arasında çatışma yaşandı. Çatışmalar sonunda HTŞ liderliğindeki gruplar Halep'te kontrolü sağladı. Mart 2020'de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes ilan etmiş; iki ülke ordularının bölgede ortak devriyeler gerçekleştireceği açıklanmıştı. Şu anda bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait çok sayıda gözlem noktası bulunuyor. Son olarak Hama'da da HTŞ liderliğindeki gruplar tarafından kontrol sağlandı ve gruplar Humus'a doğru yöneldi. 6 Aralık günü, 2011 yılında yönetime karşı ayaklanmanın başladığı yer olması nedeniyle “sembol kent” olarak bilinen Suriye’nin güneybatısındaki Ürdün sınırında bulunan Dera, HTŞ ve yerel isyancı grupların kontrolüne geçti. AA'nın haritası, T24'ün yayın diline uygun hale getirilmiştirTürkiye ve Rusya'dan ilk açıklamalarKremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova'nın, silahlı grupların saldırısını "Suriye'nin egemenliğinin ihlali" olarak gördüğünü açıkladı. Peskov, "Biz Suriyeli yetkililerin bölgeye bir an önce düzen getirmesinden ve anayasal düzeni yeniden tesis etmesinden yanayız” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Halep'te yaşanan çatışmalarla ilgili açıklamasında "İdlib'e yönelik son dönemdeki saldırıların" altını çizdi ve "son günlerde yaşanan çatışmaların bölgedeki gerginliği istenmeyen şekilde artırdığına" dikkat çekti. "Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir" diyen Keçeli, "Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Halep'in ardından Hama'ya girildi; gözler Humus'taSuriye'de Kaide kolu Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile diğer cihatçı örgütler, 27 Kasım'da başlattıkları taarruzda 30 Kasım'da Halep'i almalarının ardından kapılarına dayandıkları Hama'ya da girdi. Bölgedeki kaynaklara göre, HTŞ gruplarının Humus kent merkezine girmesi an meselesi. Suriye ordusunun direniş göstermemesi halinde HTŞ güçlerinin kent merkezine ulaşabileceği belirtiliyor. HTŞ’nin Humus’a yaklaşması sonrası harekete geçen Suriye hükümetine muhalif yerel silahlı gruplar, ordu güçlerinin kontrol noktalarına saldırılar başlattı. "Astana'nın yarattığı sessizlik ortamı iyi kullanılamadı" vurgusuDışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, İranlı Bakan'ın Suriye'deki çatışmaların alevlenmesinden hemen sonra yaptığı Türkiye ziyareti sırasında gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında konuştu. İran Dışişleri Bakanı, "Biz inanıyoruz ki siyonist rejiminin bu gerilimin çıkması hususundaki rolünü göz ardı etmek büyük hata olur" derken Bakan Fidan da "Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır" ifadelerini kullandı. Fidan ayrıca bölgedeki gerilimin artmasında Astana sürecinin yarattığı sessizliğin doğru değerlendirilememesinin etkili olduğunu şu sözlerle aktardı: "Suriye'deki iç savaşın Astana süreciyle belli bir noktada durdurulması ve tarafların belli bir statüko içerisinde ateşkes halinde olması çok önemli bir başarıydı. Bu başarının hayata geçmesinde özellikle Türkiye, Rusya ve İran'ın çok büyük bir payı var. Diğer taraftan taraflar hem muhalefet hem rejim, bu üç ülkenin ortaya koyduğu çerçeveyi de büyük ölçüde takip ettiler. Fakat geçtiğimiz yıllar içerisinde biz bu sürecin, bu sessizlik sürecinin gerçekten büyük bir siyasi çözüme ulaşmada bir fırsat teşkil etmesini çok istedik" Fidan ayrıca, Türkiye'nin "rejim değişikliği gibi bir derdinin" olmadığını söyledi. ABD, Britanya, Fransa ve Almanya'dan ortak açıklamaABD, Britanya, Fransa ve Almanya; Suriye'deki çatışmalarla ilgili olarak yayımladıkları ortak deklarasyonda şu ifadeler kullanıldı: "Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyor; daha fazla yerinden edilmenin ve insani yardım erişiminin engellenmesinin önlenmesi için tüm taraflara gerilimi azaltma ve siviller ile altyapının korunması çağrısında bulunuyoruz. Mevcut tırmanış, çatışmaya BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye'nin öncülüğünde siyasi bir çözüm bulunmasına duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir" Bölgede hangi güçler bulunuyor?Suriye, Rusya ve İran; yeni saldırı dalgasının HTŞ destekli silahlı grupların Halep'in kontrolünü tamamen ele geçirmesine yol açabileceğinden endişe ediyor. İran Devrim Muhafızları'nın önemli komutanlarından Kioumar Pourashemi'nin Halep'teki çatışmaların ilk saatlerinde öldürüldüğü bildirilirken, Rus hava saldırıları özellikle Suriye ordusunun önemli bir akaryakıt üssünün bulunduğu Han Al-Asal'da yoğunlaştı. Şam yönetimi, Rusya tarafından eğitilen ve eskiden "Kaplan Kuvvetleri" olarak bilinen 25. Özel Kuvvetler Tümeni'ni bölgeye konuşlandırdı. Şam tarafından konuşlandırılan birlikler arasında Filistin Kudüs Tugayı ve Rus yapımı modern T-90 tankları ve T-72'nin geliştirilmiş versiyonlarıyla donanmış 4. Suriye Tümeni yer alıyor. Yıllardır İdlib'i kontrol eden ve eski adı El-Nusra Cephesi olan, kendilerini cihatçı olarak tanımlayan HTŞ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin "terör organizasyonları" listesinde bulunuyor. Türkiye de HTŞ'yi "terör örgütü" olarak kabul ediyor. Türkiye-Suriye normalleşme çabalarıSaldırılar, Türkiye ile Suriye arasında normalleşme çabalarının hızlandığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme isteğinin dile getirildiği bir dönemde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Suudi Arabistan ve Azerbaycan'a yaptığı ziyaretlerin ardından uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Hâlâ Esad ile görüşmeyi umuyorum. Çünkü Suriye ile Türkiye arasındaki terör yapılarını yok etmemiz gerekiyor. Suriye’de adil ve kalıcı bir barışın temeli var. Bunu sağlamak için atılacak adımlar net ve açıktır. Normalleşme için Suriye tarafına elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barış ve huzurun kapılarını açacağına inanıyoruz" demişti. |
Günün öne çıkan haberleri...TIKLAYIN - Emniyet’teki tayinlerin perde arkası: İstanbul’a yeni müdür atandı, Adıyaman’a müdür dayanmıyor! TIKLAYIN - Ekim ayında işsizlik arttı TIKLAYIN - Altın Küre adayları belli oldu: Emilia Perez 10 dalda aday TIKLAYIN - Rojin Kabaiş'in kesin ölüm nedeni belli oldu |
© Tüm hakları saklıdır.