Fotoğraf: AA
06 Aralık 2024 17:45
Halep’ten sonra Hama’dan çekilen Suriye ordu güçleri, başkent Şam’a açılan stratejik önemdeki Humus kentinden de çekilmeye hazırlanıyor. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) destekli silahlı gruplar, kenti kuşatma altına alıyor. Silahlı güçlerin Humus kent merkezine girmek için hazırlık yaptığı belirtiliyor. Ülkenin güneyinde bulunan Deraa, Süveyde ve Kuneytra kentlerinde de HTŞ bağlantılı silahlı gruplar, ordu güçlerine karşı saldırıya geçti. Bölgede birçok noktada çatışmalar sürerken ordu güçleri Irak’tan Ürdün’e uzanan sınır hattında yer alan Deyrizor bölgesinden de çekilmeye başladı. Bölgedeki askeri havaalanı, ordu güçleri ve İranlı milis güçlerin çekilmesi sonrası PYD/DSG güçleri tarafından kontrol altına alındı. Suriye ordusu, kent merkezini de PYD’ye teslim etti.
Uluslararası güçlerin Suriye’de siyasi görüşmelere geçilmesi yönündeki çağrıları sürerken, HTŞ bağlantılı silahlı güçler, Suriye ordusuna karşı iki gün içinde birçok cephede önemli ilerlemeler kaydetti.
Humus’un yanı sıra Dera bölgesinde de ordu güçlerine karşı kapsamlı saldırılar başladı. Dera’nın tamamen kontrol altına alınması sonrası Humus’a yönelen, BM’nin terör örgütleri listesindeki HTŞ ve bağlı gruplar, önemli noktalarda bulunan Telbise ve Rastan şehirlerinin kontrolünü ele geçirerek Humus kentine yaklaştı. Kuzey Humus kırsalının tamamına yakını HTŞ’nin denetime geçerken silahlı gruplar, şehri kuşatmaya çalışıyor. Silahlı grupların kent merkezine çok yakın mesafeye konuşlandığı ve merkeze girmek için hazırlık yaptıkları bildirildi. Bölgede ele geçirilen belde ve kasabalarda HTŞ grupları, sevinç gösterileri ile karşılanıyor.
Humus’un ileri ve geri hatlarındaki bazı grupların ise Şam’a doğru hareket etmesi sonrası Suriye ordusu, başkentin girişine büyük tahkimatlar yapmaya başladı. Birçok bölgedeki ağır silahları Şam’a taşıyan Suriye ordusunun, kentin çevresine güçlü savunma hattı kurmaya çalıştığı belirtildi.
Suriye rejimine muhalif gruplardan oluşan ve HTŞ ile bağlantılı olduğu bildirilen silahlı isyancı gruplar tarafından “Güney Operasyon Odası” adı, güney kesimden Suriye ordusuna karşı yeni bir cephe açıldı. Silahlı gruplar Dera, Süveyde ve Kuneytra vilayetlerinde birçok bölgeden saldırıya geçti.
Dera'da yerel silahlı güçler, Semlin ve Al-Tira kontrol noktaları ile Al-Ghariya Al-Sharqiya kontrol noktası da dahil olmak üzere Şam yönetimine ait askeri kontrol noktalarının birçoğunu ele geçirdi. Saldırıların artması üzerine Suriye ordu güçleri, Al-Musayfra ile Umm Walad arasındaki Hava Kuvvetleri İstihbarat Kontrol Boktası mevzilerinden çekildi. Suriye-Ürdün sınır kapısının da saldırılar kapsamında silahlı grupların kontrolüne geçtiği ifade edilirken sayıları binlerle ifade edilen silahlı kişiler şehir merkezine doğru ilerliyor.
Dera kırsalında da ordu güçlerine birçok cepheden saldırıya geçildiğine yönelik haberler alınırken birçok kasaba ve beldede kontrol, silahlı güçlere geçti. Dera’daki ordu güçlerine bağlı 52’nci Tugay ise kuşatma altına alındı. Kent merkezindeki yerel gruplar, kentin girişindeki Rey Kontrol Noktası Bilimsel Araştırmalar Merkezi ve üniversite bölgelerinin büyük bölümünü kontrol altına aldı. Dera, bundan 13 yıl önce Suriye iç savaşının başladığı kent olarak biliniyor.
Bu gelişmeler üzerine, Ürdün ve Lübnan, Suriye’ye bağlanan tüm geçiş noktalarını kapatmaya başladı. Bu kapsamda Rusya Büyükelçiliği’nin de Şam’daki vatandaşlarına ülkeyi terk etme çağrısı yaptığı, Tartus bölgesinde bulunan savaş gemilerinin de bölgeden ayrılıp Kıbrıs üzerinden Rusya’ya hareket ettiği iddia edildi.
Suriye ordusu, Suriye’nin doğusunda bulunan Deyrizor’dan da çekildi. Irak’tan Ürdün’e uzanan sınır hattında yer alan kentin bir bölümü PYD/DSG kontrolündeydi. Saldırılar Şam’a yönelince Suriye ordusu, bu bölgeyi de dünden itibaren boşaltmaya başladı. Çekilmenin ardından Deyrizor Askeri Havalimanı’nın da PYD/DSG kontrolüne geçtiği öğrenildi.
Suriye ordusu, kent merkezinin kontrolünü de PYD’ye bıraktı. PYD, kentte büyük bir askeri yığınak yapmaya başladı.
PYD/DSG güçleri, Deyrizor’dan sonra Rakka’nın Güneydoğusundaki Maadan ve el-Rasafa kasabalarının kontrolünü Suriye ordusunun bölgeden çekilmesiyle ele geçirdi.
Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) de Şam yönetiminin Deyrizor’dan güçlerini çektiğini aktardı.
SOHR Başkanı Rami Abdulrahman, “Rejim güçleri ve İran’a bağlı grupların liderleri aniden Deyrezor ve kırsalından çekildi” ifadelerini kullandı.
Abdulrahman, Suriye güçlerinin ayrıca El-Bukamal, El Meyadin ve El Quriya kentlerinden de çekildikleri bilgisini paylaştı. HTŞ’nin de Humus kırsalından Palmira’ya doğru harekete geçtiği ve ordu güçlerine karşı bir saldırı hazırlığında olduğunu bildirdi.
Deyrizor bölgesinin Ürdün sınırı kesiminde bulunan bölgede ABD’nin denetiminde SMO bağlantılı silahlı grupların da hareketlendiği ve Suriye ordusunun çekildiği bazı noktalarda kontrolü ele geçirdiği iddia edildi.
Suriye'de savaş alevlendi; HTŞ liderliğindeki gruplar ilerliyorSuriye'nin Hatay sınırındaki İdlib kentini kontrol eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ‘terör organizasyonları’ listesinde bulunan cihatçı örgüt Heyet Tahrir Şam (HTŞ) önderliğindeki silahlı gruplar, 27 Kasım'da Şam yönetimi kontrolündeki Halep'e geniş bir harekât başlattıklarını duyurdu. İdlib ile Halep birbirine sınır iki kent. Suriye'nin ikinci büyük kenti olması yanı sıra iç savaş öncesinde ülke ekonomisinin kalbi olarak bilinen Halep'te 2016'dan bu yana ilk kez kendisine muhalif silahlı gruplarla Şam yönetimi arasında çatışma yaşandı. Çatışmalar sonunda HTŞ liderliğindeki gruplar Halep'te kontrolü sağladı. Son olarak Hama'da da HTŞ liderliğindeki gruplar tarafından kontrol sağlandı ve gruplar Humus'a doğru yöneldi. Mart 2020'de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes ilan etmiş; iki ülke ordularının bölgede ortak devriyeler gerçekleştireceği açıklanmıştı. Şu anda bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait çok sayıda gözlem noktası bulunuyor. Türkiye ve Rusya'dan ilk açıklamalarKremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova'nın, silahlı grupların saldırısını "Suriye'nin egemenliğinin ihlali" olarak gördüğünü açıkladı. Peskov, "Biz Suriyeli yetkililerin bölgeye bir an önce düzen getirmesinden ve anayasal düzeni yeniden tesis etmesinden yanayız” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Halep'te yaşanan çatışmalarla ilgili açıklamasında "İdlib'e yönelik son dönemdeki saldırıların" altını çizdi ve "son günlerde yaşanan çatışmaların bölgedeki gerginliği istenmeyen şekilde artırdığına" dikkat çekti. "Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir" diyen Keçeli, "Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Halep'in ardından Hama'ya girildi; gözler Humus'taSuriye'de Kaide kolu Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile diğer cihatçı örgütler, 27 Kasım'da başlattıkları taarruzda 30 Kasım'da Halep'i almalarının ardından kapılarına dayandıkları Hama'ya da girdi. Bölgedeki kaynaklara göre, HTŞ grupları, Humus kent merkezine 10 kilometre kadar yaklaştı. Suriye ordusunun direniş göstermemesi halinde HTŞ güçlerinin kent merkezine ulaşabileceği belirtiliyor. HTŞ’nin Humus’a yaklaşması sonrası harekete geçen Suriye hükümetine muhalif yerel silahlı gruplar, ordu güçlerinin kontrol noktalarına saldırılar başlattı "Astana'nın yarattığı sessizlik ortamı iyi kullanılamadı" vurgusuDışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, İranlı Bakan'ın Suriye'deki çatışmaların alevlenmesinden hemen sonra yaptığı Türkiye ziyareti sırasında gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında konuştu. İran Dışişleri Bakanı, "Biz inanıyoruz ki siyonist rejiminin bu gerilimin çıkması hususundaki rolünü göz ardı etmek büyük hata olur" derken Bakan Fidan da "Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır" ifadelerini kullandı. Fidan ayrıca bölgedeki gerilimin artmasında Astana sürecinin yarattığı sessizliğin doğru değerlendirilememesinin etkili olduğunu şu sözlerle aktardı: "Suriye'deki iç savaşın Astana süreciyle belli bir noktada durdurulması ve tarafların belli bir statüko içerisinde ateşkes halinde olması çok önemli bir başarıydı. Bu başarının hayata geçmesinde özellikle Türkiye, Rusya ve İran'ın çok büyük bir payı var. Diğer taraftan taraflar hem muhalefet hem rejim, bu üç ülkenin ortaya koyduğu çerçeveyi de büyük ölçüde takip ettiler. Fakat geçtiğimiz yıllar içerisinde biz bu sürecin, bu sessizlik sürecinin gerçekten büyük bir siyasi çözüme ulaşmada bir fırsat teşkil etmesini çok istedik" Fidan ayrıca, Türkiye'nin "rejim değişikliği gibi bir derdinin" olmadığını söyledi. ABD, Britanya, Fransa ve Almanya'dan ortak açıklamaABD, Britanya, Fransa ve Almanya; Suriye'deki çatışmalarla ilgili olarak yayımladıkları ortak deklarasyonda şu ifadeler kullanıldı: "Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyor; daha fazla yerinden edilmenin ve insani yardım erişiminin engellenmesinin önlenmesi için tüm taraflara gerilimi azaltma ve siviller ile altyapının korunması çağrısında bulunuyoruz. Mevcut tırmanış, çatışmaya BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye'nin öncülüğünde siyasi bir çözüm bulunmasına duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir" Bölgede hangi güçler bulunuyor?Suriye, Rusya ve İran; yeni saldırı dalgasının HTŞ destekli silahlı grupların Halep'in kontrolünü tamamen ele geçirmesine yol açabileceğinden endişe ediyor. İran Devrim Muhafızları'nın önemli komutanlarından Kioumar Pourashemi'nin Halep'teki çatışmaların ilk saatlerinde öldürüldüğü bildirilirken, Rus hava saldırıları özellikle Suriye ordusunun önemli bir akaryakıt üssünün bulunduğu Han Al-Asal'da yoğunlaştı. Şam yönetimi, Rusya tarafından eğitilen ve eskiden "Kaplan Kuvvetleri" olarak bilinen 25. Özel Kuvvetler Tümeni'ni bölgeye konuşlandırdı. Şam tarafından konuşlandırılan birlikler arasında Filistin Kudüs Tugayı ve Rus yapımı modern T-90 tankları ve T-72'nin geliştirilmiş versiyonlarıyla donanmış 4. Suriye Tümeni yer alıyor. Yıllardır İdlib'i kontrol eden ve eski adı El-Nusra Cephesi olan, kendilerini cihatçı olarak tanımlayan HTŞ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin "terör organizasyonları" listesinde bulunuyor. Türkiye de HTŞ'yi "terör örgütü" olarak kabul ediyor. Türkiye-Suriye normalleşme çabalarıSaldırılar, Türkiye ile Suriye arasında normalleşme çabalarının hızlandığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme isteğinin dile getirildiği bir dönemde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Suudi Arabistan ve Azerbaycan'a yaptığı ziyaretlerin ardından uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Hâlâ Esad ile görüşmeyi umuyorum. Çünkü Suriye ile Türkiye arasındaki terör yapılarını yok etmemiz gerekiyor. Suriye’de adil ve kalıcı bir barışın temeli var. Bunu sağlamak için atılacak adımlar net ve açıktır. Normalleşme için Suriye tarafına elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barış ve huzurun kapılarını açacağına inanıyoruz" demişti. |
© Tüm hakları saklıdır.