21 Şubat 2025

Medea’nın oğulları başrollerde

Dor Productions ve Hira Tekindor, bambaşka bir Medea yorumunu sahneye koymuş. Bu, iki kadın yazarın, Kate Mulvany ve Anne-Louise Sarks’ın uyarlaması, tamamen iki çocuğun ölümlerinden önceki son saatlerine odaklanan, başrole o çocukları oturtan bir Medea

Fotoğraflar: Banu Kaplancalı

İki kardeşe ait olduğu belli bir çocuk odası… Uzay temalı nevresim, kapı arkasına monte basket potası, süper kahraman oyuncakları gibi detaylardan kardeşlerin iki erkek çocuk olduğunu anlıyoruz. Sonra, bir anda gözlerimiz zemine kayıyor ve çocukların yerde yattığını görüyoruz. Yalnız bir tuhaflık var, sanki ölü gibiler…      

Euripides’in yazdığı, ilk kez milattan önce 431 yılında Dionysos Festivali kapsamında sahnelenen ve en hızlı klasikleşen oyun olarak tarihe adını yazdırması gereken “Medea” trajik bir efsaneyi konu edinir. Kolhis diyarından yetenekli bir büyücü olan Medea Iason’a tutkuyla bağlanır ve onun imkânsız zorlukları aşmasında yanında ve yardımcıdır. İki oğulları olur. Birlikte Kolhis’ten kaçarlar ancak mutluluk kısa sürer. Iason politik çıkarları uğruna ailesini terk ederek Kral Kreon’un kızı ile evlenmeye karar verir. Euripides’in trajedisi burada başlar. İntikam planı yapan Medea büyük bir öfkeyle önce prensesi ve kralı, sonra da Iason’u mümkün olan en derin şekilde yaralamak adına iki oğullarını öldürür.

Medea binlerce yıldır sahneleniyor, işlediği konunun gücü, yani çocuklarını öldüren anne gibi aşırı tabu bir meseleyi işlemesi ve çok çeşitli yorumlara kapı açması sebebiyle o kadar farklı şekillerde uyarlandı ve sahnelendi ki… Korkunç cadı Medea, kadınların vatandaş bile olmadığı, vahşi ötekiler olarak görüldüğü ve sahneye çıkamadığı bir dönemde yazılmış kadın düşmanı bir metin olarak feminist Medea, deli ve kaçık Medea, çekirdek ailenin yalanlığını gösteren Medea, yaralı bir kadın olarak yaptığını anlayabileceğimiz, empati kurabileceğimiz Medea, patriarkanın kurbanı Medea… Fakat neredeyse her versiyonda oyunun trajedisinin nesnesi olan diğer iki karakter, yani çocuklar görmezden gelinir. Oyunun sonunda hiç konuşmadan ölümlerine giderler. Birer dilsiz kukla gibidirler, kimliksiz ve neredeyse önemsiz…

Dor Productions ve Hira Tekindor, bambaşka bir Medea yorumunu sahneye koymuş. Bu, iki kadın yazarın, Kate Mulvany ve Anne-Louise Sarks’ın uyarlaması, tamamen iki çocuğun ölümlerinden önceki son saatlerine odaklanan, başrole o çocukları oturtan bir Medea. Oyunun tamamı çocuk odasında, günümüzde geçiyor ve seyirci anne-babaları ayrılma aşamasındayken o çocukların yaşadıkları travmayla birlikte aralarındaki ağabey-kardeş ilişkisine, oyunlarına, hayallerine, sevinçleri, korkuları ve üzüntülerine tanık oluyor; kısaca Medea’nın oğullarının birer küçük insan olarak portrelerini sunuyor oyun bize. Öncelikle, metin hem yaklaşımı açısından, hem de bir tiyatro metni olarak dilinin şairaneliğiyle muhteşem… 2012’de ilk kez sahnelenmiş ve yazarlardan Kate Mulvany oyunun 11 ve 12 yaşında iki çocukla yapılan bir atölye çalışmasının ardından yazıldığını ve o çocukların metne çok şey kattıklarını söylüyor. Türkçe çevirisi de çok doğal ve iyi. Çeviri kokan tek bir cümle yok. (Çeviren: Hira Tekindor)

Hira Tekindor’un rejisinde, benim izlediğim kasttaki iki çocuk oyuncu, Tarık Sarıyar ve Ayaz Çoban da, oyunculuklarının gücüyle bu oyuna çok şey katıyor. Bir saatlik, gayet yetişkin diliyle yazılmış kompleks bir metnin iki çocuk tarafından, yetişkin profesyonel oyunculara dudak uçuklatacak kadar iyi kotarılmış olmasından bahsediyorum. Çocuk olmalarının verdiği doğallık ve sahicilik yanında yetenekleri ve ezberde asla teklememek, her bir aksiyonu, mimiği, duyguyu ve mizanseni anlamlı kılmak gibi teknikle ilgili ayrıntılar ve aralarındaki ilişkinin sağlamlığına dair inandırıcılıkları dahil uzun zamandır izlediğim en iyi oyunculuklardı… Tabii iki çocuğun bu oyunu bu kadar başarıyla kotarmalarının altında yönetmen Hira Tekindor’un emeği, yeteneği ve sabrı yatıyor. Çünkü bir yönetmende olması gereken en önemli şeylerden ikincisi, vizyondan sonra, oyuncuları doğru oynatabilme yeteneğidir. Çocukların çalışmasında koç ve psikolog yardımı da var elbette ama yönetmenin sabrı, yeteneği ve doğru yaklaşımı olmasaydı böyle doğal ve güçlü bir iş çıkamazdı. Medea’yı canlandıran Defne Kayalar’ın oyun çocukların üzerine olduğu için çok az sahnesi var ama o da sahnelerinin hakkını çok iyi bir şekilde veriyor. 

Tekindor sahne tasarımını da kendi yapmış. Çocuk odası yataklardaki ve duvarlardaki çıkartmalara kadar son derece naif, doğru ve başarılı. Yakup Çartık’ın ışık tasarımı incelikli ve bir çocuk rüyası gibi keyifli.

Hira Tekindor’un çevirisinden sahne tasarımına ve rejisine samimiyetle çok sahiplendiği belli olan Medea’sı çok zor bir işi başarıyor, iki çocuğun başrolünde olduğu bir oyunu seyirciye çocukları çocuk diye değil oyuncu olarak beğendiriyor ve bunu son derece naif, alçakgönüllü, sahici bir biçimde yapıyor. Son derece derli toplu, sade ve çocuk enerjisine rağmen sakin bir reji… Özenle hazırlanmış, önemli makaleler, fotoğraflar ve röportajlarla dolu kitapçığına kadar her detayıyla uzun zamandır izlediğim en başarılı oyunlardan biri…

Medea 12 Mart’ta Zorlu PSM’de.   

Zeynep Aksoy kimdir?

Zeynep Aksoy İstanbul’da doğdu. Sankt Georg Avusturya Lisesi’nden sonra ABD’de University of Rochester ve Eastman School of Music’te müzik ana dal, sahne sanatları ve sanat tarihi yan dallarında lisans eğitimini tamamladı.

ABD’nin en prestijli üniversitelerinden Brown University’de tiyatro çalışmaları alanında yüksek lisans yaptı. Bir süre New York’ta çeşitli tiyatro ve film şirketlerinde çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönüp Radikal İki ve Milliyet Sanat’ta sahne sanatları eleştirileri yazmaya başladı.

20 yıla yakın eleştirmenlik kariyerinde basılı neredeyse her medyada yazıları yayımlandı. “Denizkızı” adlı romanı 2003’te yayınlandı.

T24’teki Haftalık yazıları dışında Milliyet Sanat’ta opera bale yazıları, #tarih dergisinde sinema ve dizi yazıları yayınlanıyor.

Bu aralar bir oyun, bir film ve bir dizi senaryosu üzerine çalışıyor. Boş zamanlarında geziyor, çiziyor ve müzikle uğraşıyor. İki köpek üç kedi annesi…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Don Giovanni: Toksik narsizmin müziğin büyüsüyle lezizleşme hali

Giovanni sevgililerinin kaydını tutar; uşağı Leporello’nun “katolog” aryasına göre soylu, köylü, güzel, çirkin, şişman, zayıf, yani kısaca etek giyen her tür kadından oluşan 2065 kadının ülkelere göre dağılımı bile vardır: İtalya’dan 640, Fransa’dan 100, İspanya’dan 1003, Türkiye’den 91 kadın gibi…

Eğlenceli ve hiperaktif bir Çehov uyarlaması

Martı, çoğu Çehov oyunu gibi bir iç aksiyon oyunudur. BeReZe titiz bir dramaturjik çalışmayla bunu bir dış aksiyona dönüştürmeyi, Martı gibi bir oyundan bir fiziksel tiyatro örneği çıkarmayı başarmış. Renkli, hareketli, pırıltılı, eğlenceli, aynı zamanda kafası karışık ve hiperaktif de...

Karanlıkta romantik bir umut ışığı: “Kış Yolculuğu”

Sevgi, terk edilmişlik, aşk acısı, yalnızlık, yollara vurmak, hüzün ve ölüm… Bir yaylı dörtlü, yumuşacık bir bariton sesi ve bu temaları Schubert’in zihninin içine girip çıkmış gibi ustaca yorumlayan koreograflarla dansçıların sahnedeki birlikteliği lirik, sakin ve derin...

"
"