08 Mart 2011

Kış yürüyüşü tavsiyeleri

Bir çoğumuz doğa yürüyüşlerini karın olmadığı zamanlarda yaparız. Oysa karla kaplı yollarda...


Bir çoğumuz doğa yürüyüşlerini karın olmadığı zamanlarda yaparız. Oysa karla kaplı yollarda yürümenin keyfi bir başkadır. Diğer mevsimlerde yapılan yürüyüşlere oranla daha zor ve yorucudur karda yürüyüş yapmak. Karla kaplı beyaz bir okyanusta yelken açmak gibidir kış yürüyüşleri. Bu yıl çok fazla kar yağmadı. Hava durumu son bir haftanın kar yağışlı geçeceğini işaret ediyor. Bu son fırsatı kaçırmayıp T24 okurları için farklı bölgelerden 10 rota öneriyorum. 

Kış yürüyüşü tavsiyeleri  

• Kışın yapılan plan her zaman tutmayabilir. Çünkü koşulları diğer mevsimlerden çok farklıdır ve her an sürprizlere gebedir. Kış koşullarını  hesaplayarak plan yapın.
• Yürürken fazla giyinmeyin. Eğer tüm giysilerinizi yürürken giyerseniz çabuk tereler ve molalarda çok üşürsünüz. Çantanızda mutlaka molalarda giyeceğiniz bir anorak olmasına fayda var. Yürüyüşlerde hafif giyinin molalarda anorağınızı giyin
• Kış yürüyüşlerinde kimseyi  beklemesi için bir yerde bırakmayın. Ya da tek başına geri göndermeyin. Kışın dinlenmek için oturmak bile ciddi donma riskleri içerir. Yorgun birini tek başına geri gönderdiğinizde dinlenmek için oturabilir. Eğer ekipten bir kişinin durumu çok kötüyse hep birlikte geri dönün.
• Kışın yürürken kesinlikle soğuk su içmeyin. Sıcak sıvı en iyi çözümdür. Çantanızda bir termos matara bulundurun ve içi de sıcak su dolu olsun.Bu sıcak suyla  molalarda kahve de içebilirsiniz, çorba da.  Tavsiye ederim.
• Bol karda yarda yürürken ayağınızı sürümeyin. Eğer böyle yaparsanız çok kar sürekli bir engel yaratacak ve çabuk yorulacaksınız. Bu yüzden ayağınızı yukarıdan aşağıya indirerek karın engellemesini minimuma indirebilirsiniz.
• Karda yürürken an, hareketler yapmaktan kaçının. Karın altında bulunan buz tabakası,  kayarak düşmenize ve yaralanmanıza sebep olabilir.
• Rehbersiz kesinlikle gitmeyin. Yanınızda mutlaka yöreyi bilen biri olsun.
• Yürüyüş batonu kullanırsanız daha ez enerji kaybeder ve dengenizi kolay kolay kaybetmezsiniz.
• Mutlaka gözlük takın. Polarize bir gözlük daha iyi olur. Karda yürürken belli bir zaman sonra karın gözleriniz rahatsız ettiğini görürsünüz. Bu rahatsılzıkj ilerlerse kar körü bile olabilirsiniz. Bunu önlemek için gözlük şart.
• Su geçirmeyen bir ayakkabı yürüyüşünüzün konforunu artıracaktır. Ayrıca kentlerde kışın giydiğimiz botların bu tür yürüyüşlerde size sıkıntı yaratacağınız unutmayın.  Kış koşullarına uygun bir yürüyüş ayakkabınızın olması gerek.
• Yiyecekleriniz enerji veren türden olsun. Yanınıza fındık, incir, cevizli sucuk,  kayısı gibi kuru yemişler ve meyve alın. Bir küçük sandviç de yemek molası için yeter. Çok fazla yiyecek yük olacaktır ama çok az yiyecek de almamak gerekir Her zaman için gereksinimin biraz üzerinde yiyecek bulundurmanızda fayda var.
• İyi bir sırt çantası şart. Elde poşetle hem yazın hem de kışın yürünmez,
• Doğada her koşulda çantanın bir köşesinde bir eldiven olması gerekiyor
• Kış yürüyüşlerinde ayakkabınıza kar girmemesi için bir tozluk kullanmanız konforunuzu artıracaktır. Aksi takdirde sürekli olarak ayakkabınıza dolan karları çıkarmak için uğraşacaksınız. Ayrıca ayaklarınızın ıslanması da hiç de iyi olmaz.
• Her koşulda çantanızda olması gereken malzemelerde biri de fenerdir. Gündüz döneceğinizi hesaplasanız bile yanınızda bir fener bulundurun.
• Başınızı  ve kulaklarınızı bere takarak soğuktan koruyun. 

Hatcağız yaylası (Orta) : Bolu civarında yaşayanlar için ideal bir kış yürüyüş parkuru. Aladağ’ı indikten sonra Seben yönüne dönün. Seben yol ayrım  Yaklaşık 10 km sonra Seben Tebelasının yanındaki orman yolunun yanında durun. Yol Seben Yönünde solda kalır.  Orman yolu muhtemelen karla kaplıdır. Arabalarınızı burada  bırakarak ormanın içinde doğru giden yolda yürümeye başlayın. Bir saat sonra hatcağız yaylasına varacaksınız. Ormanın içindeki yaylayı fark edemeyebilirsiniz. Beton köprüyü görünce üzerinden geçin ve sola doğru yürümeye başlayın. Kısa bir süre sonra yaylaya varırsınız. Yaylada biraz dinlendikten sonra beton köprüye geri dönün ve ormanın içinde doğru giden yola sapın. En kötü ihtimalle 2 saat sonra birkaç eski ahşap evin bulunduğu yaylaya varacaksınız. Yayla,  ormandaki bir düzlükte karlar altında bir masal dünyasında çıkmış gibi. Yürürken bol miktarda geyik izi göreceksiniz. Eğer şansınız varsa kış aylarında su içmek için dere kenarlarına gelen geyikleri bile görebilirsiniz. 

Erciyes şeytan Boğazı Yürüyüşü  (Orta- zor): Kayseri’de yaşayanlar için çok keyifli bir rota. Yürüyüş 3000 metre civarında olacağı için de biraz yorucu olacak. Yüksek olmasına rağmen hiçbir riski olmayan güzel bir yürüyüş rotası. Hava durumunu iyice öğrenmeden burada bir yürüyüş programlamayın. Hava patladı mı rehber bile yolu bulmakta zorlanabilir. Genelde 2800 metre civarındaki üst istasyona telesiyejle çıkanlar burada biraz oyalandıktan sonra geri dönerler. Oysa bu noktadan sonra güzel bir havada keyifli bir kış yürüyüşü yapılabilir. Üst istasyondan sonra yönünüzü Erciyes’e doğru çevirin ve yürümeye başlayın. Yaklaşık 1 km sonra bir dere çıkacak karşınıza. Sol yamacından yavaş yavaş inerek derenin tabanına inin. Buradan da ilerleyerek sağ yamaca çıkın. Tam düzlüğe vardığınızda köy hizmetlerinin eriyen karların sularını Tekir Yaylasına indirmek için yaptığı kanala rastlayacaksınız. Kanalı takip ederek yukarı doğru yürüyün. Kısa bir süre sonra varacağınız düzlük 2900 metre yüksekliğindeki Çobanini bölgesidir. Bu noktadan itibaren geride de dönebilir daha ileri de gidebilirsiniz. Karar size kalmış. Karar için hava durumunu sürekli olarak kontrol etmeyi unutmayın. Çünkü Erciyes’de hava çok hızlı değişir.  Enerjinizin yettiği kadar yürümenizde bir sakınca yok ama geri dönüşü de unutmayın. Erciyes’in güneyi çanağında bu metrelerde çığ riski olmadığı için rahat hareket edebilirsiniz. Ancak çanağın yamaçlarına tırmanmaya kalkışmayın. Sadece düz zeminde eğim yukarı doğru yürüyün. Düzlüğün bitimindeki ilk küçük tepecikte mola verin. Tam karşınızda Erciyes’in meşhur rotası Şeytan Boğazı rotasını göreceksiniz. Buradan geri dönün. Üst istasyona kadar yürüdükten sonra buradan tekrar telesiyejle aşağıya inin. Bölgedeki kafeteryalardan birinde sıcak bir şeyler içip, yorgun vücudunuzu dinlendirirken bu gün farklı bir şey yapmış olmanın huzurunu yaşayacaksınız. 

Uludağ  Wolfram Madeni Yürüyüşü  (Zor) : Bol karda yapılacak bir yürüyüş daha. Daha önce bol karda yürüyüş yapmamış olanlara pek tavsiye etmiyorum. Çünkü oldukça yorucu ve ağır bir yürüyüş. Bursa civarında oturan ve daha önce doğa yürüyüşü yapmış olanlara tavsiye edeceğim bir rota. Uludağ oteller bölgesinden sonra Wolfram madenine giden yol kar yüzünden kapanır ve yer yer bir metreyi geçen kar birikir. Bu karda belinize kadar yürümenin yanı sıra yükseklik de çok yorar insanı. Wolfram tesislerine kadar ulaşmak mümkün olmayabilir ama belinize kadar karın içine batmış olarak yapacağınız bir yürüyüş yaptığınız kayak tatiline farklı bir renk katacak. Ancak bölgede sis gerçek bir sorun. Bu nedenle hava durumunu dikkate alarak ve jandarmaya haber vererek yürüyüşe başlayın. 

Menekşe Yaylası Yürüyüşü (Orta- Zor): İzmit’in yuvacık köyünün üzerindeki dağlarda çok güzel yürüyüş parkurları var. Doğaseverler yaz kış bunlardan günü birlik yürüyüşler yapıyorlar. Bunlardan en çok bilineni Menekşe yaylası.  Yürüyüş yoldaki kar  durumuna göre ya Nusretiye Cami köyü kahvesinden ya da Ay tepedeki selimin yerinden başlar. Her iki yerde yola çıkmadan çay içebilirsiniz. Selimin yerinden itibaren gireceğiniz yol döne döne dere kenarına kadar iner. Kardan dolayı bazı yerlerde yola kestirme gibi gelse de sakın yapmayın. Doğada en kestirme yol en çok kullanılan yoldur. Aynı zamanda da en güvenli yoldur. Sadece yolu takip edin. Asıl yürüyüş dere kenarında bulunan ve yaz kış açık olan tesisten sonra başlar. Veysel Dayının oğlu Hasan’ı sürekli orada bulabilirsiniz. Tesisin hemen arkasındaki setin üzerinden karşıya geçin. Buradan itibaren yukarı doğru giden patikayı takip edin. Menekşe yaylası yürüyüşünün en zor etabı bu etaptır. Birden bire dikleşen eğim nedeniyle yavaş yavaş yükselmekte yarar var. Ani ataklar sizi kısa sürede yorar ve yürüyüşü bitiremezsiniz. Bu etabın sonundaki minik tepeye vardığınızda iyi bir kahve molası verin. Kış yürüyüşlerinde sıvı alımının daha fazla olması gerekiyor. Buradan sonra daha kolay bir etap var. Biraz ilerideki orman yoluna çıktıktan sonra büyülü bir dünyaya ayak basacaksınız. Karlar altındaki orman yolları büyülü dünyalara açılan Düş Patikaları olacak gözünüzde. Bazen inecek bazen çıkacaksınız. Bir düzlükte yol ikiye ayrılacak.  Bu noktadan aşağıya inen yola indiniz mi kısa sürede bir düzlüğe varacaksınız. Bu düzlükten yayla yarım saat sürüyor. Eğer çok kar varsa büyük bir olasılıkla yaylaya kadar varamayacaksınız ama önemli olan zaten bir hedef e varmak değil doğayla baş başa keyifli birkaç saat geçirmek. 

Sumela Manastırı Yürüyüşü (Kolay): Sumela Manastırı kış yürüyüşleri için ideal bir parkura sahip. “Yazın bile dik yokuşu yüzünden çıkması zor olan parkura kışın nasıl yürürüm” diyebilirsiniz.  Ben yürüdüm. Hem de çok da güzel bir yürüyüş oldu. Zaten bu yürüyüşü yapmak için dağlarda onlarca kilometrelik  yürüyüşler yapıyor olmanız gerekmez.  Yürümeyi hele karda yürümeyi seviyorsanız ve Trabzon’a yakınsanız bu yürüyüşü mutlaka yapın. Yürüyüşünüze Altındere milli parkının içinde bulunan manastıra giden patikadan başlayabilirsiniz. İlk etap dik bir yokuş olduğu için başta biraz zorlayabilir. Bu nedenle yavaş bir tempoda ve ayak molaları vererek yürümekte fayda var. Sık sık oturak mola verirseniz çıkarken daha çok zorlanırsınız. Kaslarda birikecek laktik asit her moladan sonra sizi epey bir zorlayacaktır. Patika kışın muhteşem görünüyor. Ağaçların arasında kıvrılarak yukarı çıkan patikada yükseldiğinizde vadinin karşı yamaçlarındaki karlı zirveler eşlik edecek yürüyüşünüze. Zaten manzaraya baka baka çıktığınız için kısa bir süre sonra manastırın girişine geldiğinizi göreceksiniz. Gişelerden önce sağa ve sola doğru giden iki patika göreceksiniz. Soldaki patikayı unutmayın çünkü dönüşü oradan yapacaksınız. Buraya kadar gelmişken manastırı gezmeden olmaz. Hem kısa bir mola da vermiş olursunuz. Geri dönüşte biraz önce sözünü ettiğim patikaya girin. Patika yaklaşık 500 metre sonra araba yolu ile birleşecek. Yolun başladığı yerdeki küçük kulenin arkasına dolanırsanız eğer güzel bir Sümela manastırı manzarasıyla karşılaşacaksınız.  Bu aşamadan sonra  yürürken sizi yoracak tek  şey yoldaki bol kar olacak. Yolun üzerindeki manzara seyir noktasında küçük bir mola vererek termoslarınızdaki sıcak suyla bir kahve yapın ve Sümela manastırı manzarası eşliğinde sıcacık kahvenizi yudumlayın. Bu etaptan sonra yol vadiye doğru alçalmaya başlayacak ve ileride ikiye ayrılacak. Sağdaki yol girersiniz yeniden tepelere doğru yükselmeye başlarsınız. Sola, aşağıya inen yol sizi  kısa bir süre sonra derenin üzerindeki köprüye götürecek. Köprüden sonra yol iyice alçalacak ve çok fazla yorulmadan patikanın girişine varacaksınız. Ben Sümela’dan itibaren bu yolu 1 saatte yürüdüm. Sadece fotoğraf çekmek için durdum. Sümela çıkışı da dahil küçük bir grup için 3-4 saatlik keyifli bir kış yürüyüş parkuru burası. Manzarası da muhteşem. 

Soğuksu Milli Parkı yürüyüşü(Orta):Yürüyüş Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi sınırları içinde olan Soğuksu milli parkının girişinden başlar. Toplam süre ekibin durumuna göre 4-6 saat arasında değişebilir. Hedefiniz Milli Park içinde fosilleşmiş ağaç gövdeleri. Bu yürüyüş için Milli parklardan  izin ve bir de rehber almanız gerekiyor. Rakım yükseldikçe kar artmaya başlayacak. Tüm yürüyüşlerde olduğu gibi burada da ana amaç bir hedefe ulaşmak değil bulunduğunuz ortamın tadını çıkarmak. Eğer yürüyüşü tamamlayabilirseniz günümüzden 10 milyon yıl önce bölgede hakim olan volkanizmanın etkisiyle taşlaşmış ağaç kütüklerini görebilirsiniz. Geri döndüğünüzde milli parkın içindeki müzeyi gezmeyi ihmal etmeyin. 

Kartepe Yürüyüşü (Orta) : Eskiden İzmit’im Maşukiye köyünden başlayarak kuzu yaylaya kadar yürürdük. Bu yol kışın muhteşem olur. Ancak biraz uzun. Yollar daha bakımlı olduğu için araçla kuzu yaylaya kadar gidilerek orada ilginç kış yürüyüşleri yapabilirsiniz. Kuzu yayladan vericinin bulunduğu zirveye bir kaç saatte yürümek mümkün. Ancak hava kötüyse kuzu yaylada karın keyfini çıkararak geri dönün. Şansınınız fazla zorlamayın.Sis veya tipide bir metre önünüzü bile görmekte zorlanırsınız.  Gökyüzüne uzanan sihirli merdivenler gibi duran Kayın ağaçları arasında yürürken İstanbul’a bu kadar yakın bir yerde bu kadar fazla karın olmasının şaşkınlığını yaşayacaksınız.  


Bozdağ  Yürüyüşü (Orta ):
Ege bölgesinin önemli kayak merkezi olan Bozdağ aynı zamanda çok iyi yürüyüş parkurlarına da sahip. Bozdağ yaylasının doğusundaki Bozdağ’ın yüksekliği  2159 metre. Yürüyüş için araçla bozdağ’dan Gündalan yaylasına, oradan da Büyük Çavdar yaylasına gidilmeli. Bu bölgenin yüksekliği 1500 metre. Buradan zirveye kadar olan telesiyej hattını takip ederek zirveye kadar iyi bir kış yürüyüşü yapmak mümkün. Kayak merkezindeki otelde veya Bozdağ’daki pansiyonlarda konaklama da yapabilirsiniz. 

Kılıçkaya Yürüyüşü (Kolay): Sakarya İlinin Geyve ilçesi  doğa yürüyüşleri açısından oldukça zengin. Yüksekliği 1470 metreyi bulan Kapıorman dağları ve civarı bunlardan biri. Yürüyüş Doğancıl Köyünden başlar. Köye Geyve-Taraklı arasındaki  Kazkıran Geçidinden geçilerek varılır. Araçtan iner inmez parkura girebilirsiniz.  Hemen köyden sonra başlayan patikayı takiben orman içinden yaylaya,  ordan da manzara seyretmek isteniyorsa kayaüstü dene en yüksek kesime  yolu takip ederek çıkabilirsiniz. Ya da yayladan Kılıçkaya dene kayalık kesimin etrafından dolaşarak orman içinden 360 derece dönerek tekrar köye ulaşabilirsiniz.. Farklı güzellikleri barındıran bu bölgedeki köylerin sakinleri de çok konuksever. 

Erikli Yaylası (Orta): Yalova civarında yaşayanlar için ideal bir kış yürüyüş parkuru. Yaşamlarında fazla kış deneyimi olmayan doğa yürüyüşü yapanlar için iyi bir parkur. Çınarcığın Teşvikiye köyünden başlayan yürüyüşünüz bir ormanın içinde devam edecek. Orman yolu yazın bile zorlayan bir etap. Kış yürüyüşlerinde siz çok yoracaktır. Ormanın bitimindeki düzlük Erikli yaylası. Burasi bir zamanlar yayla imiş ama şimdilerde sadece adı kalmış. Yaylaya kadar olan etapta fazla yorulmadıysanız bir saat ilerideki şelaeye gitmeye çalışın. Kışın çok güzel görüntüler vereceğinden eminim. 


 

Yazarın Diğer Yazıları

Su için yürüyoruz

Amerika’da 2014 yılında yapılan bir çalışmada dünyadaki tatlı su miktarının tüm suların sadece yüzde 2.5’u olduğunu söylüyor

Bir kanyon, Bir adam…….

Elini ilk sıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. O gün Arapkir yaylalarında çamurla, yağmurla boğuşmuştuk.

Arapkir yaylalarında bir gün

Hava bir kapıyor bir açıyor. Kapadığında bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağıyor yağmur

"
"