Dünya liderleri, 2011 yılının mart ayından bu yana iç savaş yaşanan Suriye’yi bombalamak için önce parlamentolarından karar çıkardılar. Sonra petrol üretimini kısmama kararı alan OPEC’i izlemekle yetindiler. Bilahare özel uçaklarıyla, jetleriyle Fransa’nın başkenti Paris’e geldiler. Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtları daha az kullanalım da dünyamız daha fazla ısınmasın diye peçetelerinin arkasına temennilerini yazıp uzmanlara verdiler. Uzmanlar bir metin hazırladı. Küresel mastürbasyondan öteye varmayan Paris İklim Zirvesi sonucunda hazırlanan metin dün kabul edildi. Böylece gezegenimizi tehdit eden en büyük tehlike ortadan kalkmış oldu!

31 sayfalık metinde ne bağlayıcı, ne de icbar edici bir madde var!

Hesap verme mekanizması anlamında kararın “polisi”, “mahkemesi” ve “ceza maddeleri” yok!

Zirveden hemen sonra ve ileride, adeta “söz verdik, senet değil”, denilebilecek bir metin çıktı ortaya!

Ne olabilirdi ki?

Zaman zaman T24 sayfalarına da alınan Orta Doğu’daki “liderliğimizi” Kâbe’yi korumakla ilişkilendiren “derin analizler” okuyorsunuz ya, bilin bakalım küresel ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlandırma temennisine karşı çıkan ülkelerin başında kim var?

2500 yıldır insanların yaşadığı, dünyanın en değişik yerel mimari örneklerine sahip Sana’yı (Yemen) yerle bir eden, Marib, Saada, Taiz, Hudeyde, Şabva ve Hacca’yı, bu şehirlerdeki altı kaleyi, üç müzeyi, iki camiyi, dört sarayı bombalayan, 23 dünya kültür mirası ve daha birçok arkeolojik alan tahrip eden, sadece bu yıl içinde 151 kişiyi idam eden, halen bekleyen 55 kişinin 52’sini aynı günde idam etmeyi planlayan, enerji üretmek için yakıldığında karbon dioksit üreten fosil yakıtların en büyük ihracatçısı ve Suriye’deki iç savaşın en büyük finansörü olan Suudi Arabistan.

Kâbe’ye ev sahipliği yapan,  ama dünya kamuoyunun kültür miraslarına olan "saygısı", yargılama tarzı ve idam hükümleriyle IŞİD’le kıyasladığı, 150 din âliminden oluşan en büyük Din Konseyini toplayıp “Kadınlara ehliyet verirsek bir tane bakire kalmaz, fuhuş ve pornografi ve boşanmalar artar” kararı aldırarak, dünyaya Müslümanlık öğretmeye kalkışan Suudi Arabistan.

Evet, her Allah’ın günü bomba yiyen Suriye halkının yaşadığı iç savaşın da, Ege Denizi’nde boğularak ölen çocukların da, karbon salınımının da, küresel ısınmanın da arkasında aynı kirli düzen, aynı kirli eller var.

Hindistan dünyanın ikinci en kalabalık nüfusuna sahiptir.

Bir tespit: ABD ve AB’de kişi başına düşen karbon salınımı Hindistan’ınkinin sırasıyla 10 ve 6 katıdır.

Bir soru: Dünya liderleri karbon salınımını azaltmak için bağlayıcı karar alabilirler mi?