01 Aralık 2023

İçişleri Bakanı'nın "istisnai vatandaşlık verme yetkisi" ve Mark Buddle'ın vatandaşlık başvurusu!

Cumhuriyet'in kuruluşundan, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bakanlık koltuğuna oturduğu güne kadar istisnai vatandaşlık başvurusu üzerinden verilen vatandaşlık sayısı ile Soylu'nun görev süresi boyunca aynı yöntemle verilen vatandaşlık sayısı arasında kıyaslama yapılacak olursa Soylu'nun dönemindeki sayı açık ara önde

Büyüteç'te bir önceki yazıda, Avustralya'nın uyuşturucu ticareti yaptığı gerekçesiyle Interpol'ün mavi bülteniyle aradığı vatandaşı Mark Douglas Buddle'ın, KKTC'de başlayan ve Ankara'da devam eden süreciyle ilgili gizli kalmış önemli bir olayı aktardım.

Comanchero adlı suç örgütünü Türkiye'deki yöneticisi Hakan Ayık'ın yanında görev yapan İsveç vatandaşı Maxmillian Rivkin'in nasıl bir süreçten sonra Türk vatandaşlığını alıp üzerine bir de silah ruhsatı aldığı bilinen gerçeklerden.

Rivkin, Interpol'ün kırmızı bülteni ile aranırken önce yasa dışı yoldan gittiği Bulgaristan'dan sahte isimle edindiği Bulgar pasaportu ile Türkiye'ye giriş yapar. Artık Interpol kaydın olmayan bir Bulgar vatandaşı kimliği ile Ayık'a ait evi 250 bin dolar karşılığında satın aldı. Peşinden "yatırım karşılığı vatandaşlık hakkı" uygulamasıyla bu kez Türk vatandaşı kimliğine sahip oldu.

Yetmedi, İstanbul'da bir kuyumcuya ortak oldu. Kuyumculara verilen taşıma silah ruhsatı hakkı çerçevesinde hisse ortaklığı üzerinden bir de "taşıma silah ruhsatı" sahibi oluverdi.

Kırmızı bültenle aranırken hem Türk vatandaşlığı hakkına hem de taşıma silah ruhsatına sahip oluverdi bir anda.

Aslına bakarsanız; yasa dışı hiçbir işlem yok! Rivkin'in Türkiye'deki işlemlerine imza atan hiç kimse suçlu olmaz. Ama, polisin yakalaması sonrasına ortaya çıkanlar, hakkında uluslararası yakalama kararı bulunan bir yabancıya haklar kazandırılmasının önüne geçemiyor doğal olarak.

Buddle'ın vatandaşlık girişimi

Comanchero'dan söz açılmışken, dünyada ünlü lideri Mark Buddle'dan bahsetmemek olmaz.

Buddle'ın Türk vatandaşlığına geçmek amacıyla İçişleri Bakanlığı'na başvuru yaptığı bilgileri mevcut.

İtiraf etmek gerekir ki; KKTC'li meslektaşlarımız bu konuda bizlerden daha bilgililer.

Taşınmaz satın alarak Türk vatandaşlığına geçilmesi uygulaması çerçevesinde; Buddle'in İstanbul'un orta yerinde lüks bir rezidanstan daire sahibi olduğu ifade ediliyor, KKTC mahreçli haberlerde.

Söz konusu dairenin Kasım 2020'de Şişli Tapu Müdürlüğü'ne tescili yapıldı.

Bu tescilden bir hafta sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'ne gelen yazıyla Buddle'ın vatandaşlık alması için gerekli tapu kaydı ulaştırıldı.

Ayrıca Buddle'ın Bodrum'da dairelerinin bulunduğu biliniyor.

Böylelikle Buddle'ın Türk vatandaşlığı için başvuru yaptığı anlaşılıyor. Süreçte Buddle'ın KKTC'den Türkiye'ye geldikten sonra Avustralya'ya gönderildiğini dikkate alırsak, ya başvurusu askıya alındı ya da kabul edilmedi. 

Bu arada, Buddle'a KKTC'de bir milyon 200 bin dolar karşılığında üç daire satan Bulut Atacan hakkında KKTC'de soruşturma başlatıldı. Kasım başında görülen davada Atacan için yurt dışına çıkma yasağı konuldu.

Mark Douglas Buddle

Vatandaşlık başvuruları

İstanbul'da yabancı uyruklu suç örgütleri liderleri ve üyelerinin yakalanmasının ardından "yabancıların vatandaşlık hakkı verilmesi" konusu bir kez daha gündeme geldi.

Türk vatandaşlığının alınması konusunda İçişleri Bakanlığı'nın sorumluluğunda yürütülen bir mevzuat var.

Yürürlükteki 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Yasası'na göre, doğumla, soy bağıyla, doğum yeri üzerinden alınabiliyor. Ayrıca, "sonradan kazanılan vatandaşlık hakkı" uygulaması kapsamında Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması ile elde ediliyor. Ayrıca evlenme işlemi sonrasında da Türk vatandaşlığının elde edilmesi mümkün.

Koşulların sağlanması halinde TC Kimlik Numarası sahibi olunuyor.

İstisnai vatandaşlık hakkı

Söz konusu uygulamaların dışında kamuoyuna pek bilinmeyen ancak diğerlerine göre daha kolay vatandaşlık hakkı kazanılmasını sağlayan bir yöntem var: İstisnai yöntemle vatandaşlık elde etmek.

Bu uygulamada, gerekli belgelerin sağlanması halinde yasanın İçişleri Bakanı'na verdiği yetkiyle başvurucu vatandaşlık hakkı kazanıyor. Gerçi son onay yine Cumhurbaşkanı'nın olmakla birlikte tüm işlemler İçişleri Bakanı'nın sorumluluğunda.

Bu uygulamanın kriterleri ise şöyle:

Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Cumhurbaşkanı kararı ile yabancılar Türk vatandaşlığı kazanıyorlar.

Bunun da belirli koşulları var elbette.

Şöyle ki; Türkiye'ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 31. maddesindeki ilgili hüküm gereği ikamet izni alanlar ile Turkuaz Kart sahibi yabancılar ve bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu ile vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler ve göçmen olarak kabul edilen kişiler Türk vatandaşlığı sahibi oluyor.

Mesela, kimi yabancı sporcular farklı spor dallarında Türk Milli Takımı forması giyebilmeleri için bu yasa hükmüyle Türk vatandaşlığını kazanıyor.

Mesela, bir dönemin ünlü ismi Rıza Sarraf'ın babası ve ağabeyi de aynı hükümle Türk vatandaşı oldular, 2013'te.

Bu noktada ilginç bir bilgiye ulaştım.

Cumhuriyet'in kuruluşundan, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bakanlık koltuğuna oturduğu güne kadar istisnai vatandaşlık başvurusu üzerinden verilen vatandaşlık sayısı ile Soylu'nun görev süresi boyunca aynı yöntemle verilen vatandaşlık sayısı arasında kıyaslama yapılacak olursa Soylu'nun dönemindeki sayı açık ara önde.

Bir polemiğe neden olmamak amacıyla sayıları açıklamayım, İçişleri Bakanlığı kendisi açıklasın mümkünse!

Her iki dönemle ilgili küçük bir ipucu verecek olursam; Soylu'nun dönemindeki sayı, eskisine oranla en az on kat fazla.

84 yılda istisnai biçimde verilen sayının on katının Soylu'nun yedi yıllık görev süresinde verilmesinin mutlaka bir anlamı vardır.

Suriyeliler ya da başka ülke göçmenleri olabilir. Bilim insanları olabilir. Ama son dönemdeki operasyonlarda ortaya çıkan tabloyla akıllarda farklı soru işaretlerinin oluşması kaçınılmaz.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ankara Emniyeti'ndeki "gizli tanık skandalı"nda son gelişmeler: Doktor raporundaki şüphe ve kamerasız odada olanlar

Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, yaşananlarla ilgili MİT Başkanlığı'nın devreye girdiğini duyurdu kişisel sosyal medya hesabından. İşin içine MİT'in girmesi demek, yaşananların basit bir gelişme olmadığını, ulusal güvenlik merkezinde değerlendirildiğinin işareti aynı zamanda

Emniyet’te kaset savaşlarının arkasında neler var?

İçişleri Bakanlığı müfettişleri Ankara Emniyeti’ndeki çalışmaları sırasında iddiaları araştırırken, dosyaya bakan polislerin odalarından çıkmalarını yasakladı. Müfettişler, başta Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik olmak üzere ilgili personelin ifadelerini alırken odalarından çıkmalarına izin verdi. Açığa alınan üç polis müdürünün kimliklerine ve silahlarına el konuldu

Evladının katilinin peşine düşen babanın iddiasını doğrulayan bilirkişi raporu

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık'la yüz yüze görüştüm. Evladının katil ya da katillerinin ortaya çıkarılacağından ümitli olduğunun altını çizdi. Yarın görülecek duruşma hakkında ise, "bu suçluların neler yaptıklarını mahkemede tek tek anlatacağım. Sanıkların hazırladıkları gerçek olmayan bilirkişi raporuyla bir cinayetin şüphelilerini ve bu şüphelilerle birlikte hareket eden kamu görevlilerinin nasıl korunduklarını anlatacağım" dedi