Tarım ve Orman Bakanlığı'na (TOB) bağlı Et ve Süt Kurumu'nda (ESK) 70 bin ton etin depolarda saklanması konusunda yaşananların bir bölümünü dün Büyüteç'te aktarmıştım.
Kaldığım yerden devam ediyorum.
Kurumun ihtiyacı olan ve zorunlu zamanlarda kullanılmak amacıyla depolanan 70 bin ton etin soğuk zincir içinde saklanmasıyla ilgili organizasyonun birkaç ay içinde ortaya çıkması bakanlık yönetimini karıştırdı.
Aynı zamanda ESK'dan sorumlu Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu, yaşananlardan kendisinin ve bakanlık yönetiminin bilgisi olmadığını belirterek devreye girdi.
Mustafa Aksu
Bakan yardımcısının "soruşturma açın" talebi
Aksu, Ağustos 2020'de TOB Teftiş Kurulu Başkanlığı'na resmi yazı gönderip ortaya çıkan durumun soruşturulmasını istedi.
Aksu'nun imzasını taşıyan resmi yazıda özetle şu görüşlere yer verildi:
* ESK'ca kesilen etlerin depolandığı depolardaki kira bedellerinin yönetim kurulu kararıyla kilo başına 15 kuruştan 45 kuruşa çıkarılarak kamunun zarara uğratılması,
* Depo bedellerinin 45 kuruşa çıkarılmasından sonra halihazırda düşük bedellerle kiralama yapan firmaların davet edilerek fiyatlarının 45 kuruşa yükseltilerek kamunun zarara uğratılması,
* Depo kira ücretleri düşükken 45 kuruşa çıkartılan bazı firmaların fiyatlar güncellendikten sonra depolarının boşaltılarak başka depolara nakledilmesi sonucu ortaya çıkan şüpheli işlemlerin incelenmesi,
* Bu depolar arasındaki nakliyenin usul ve esaslar göz önüne alınmaksızın yapılması sonucu ortaya çıkan kamu zararının incelenmesi,
* Etlerin nakledildikleri yeni depoların seçilme ve tespit edilme usullerinde ortaya çıkan şüpheli işlemler,
* Bazı kişi ve / veya firmaların depo kiralama ücretleri 45 kuruşa çıkarılmadan önce kendilerine ait depo olmamasına rağmen piyasadaki depoları düşük bedellerle kiralayarak ESK'ya yüksek ücretlerle kiralanması sonucu ortaya çıkan zarar,
* Halihazırda ESK'ya ait depolarda yer olmasına rağmen yüksek ücretlerle kiralanan bu depolardaki etlerin ESK'ya ait depolara nakledilmemesi nedeniyle ortaya çıkan kamu zararının incelenmesi.
Bakan işleme koymadı
Peki Bakan Yardımcısı Aksu'nun Teftiş Kurulu'na gönderdiği yazıdan sonra neler oldu?
Edindiğim bilgilere göre, ilk olarak 15 kuruştan 45 kuruşa yükseltilen depolama fiyatları hemen eski haline çekildi!
Bingöl'deki depoyla 18 kuruş, Denizli'deki depoyla 15 kuruş, Bursa, Ankara, Konya, Uşak, İstanbul ve Afyonkarahisar'daki depolarla 11 ve 12 kuruş, Sivas'taki depoyla 10 kuruş üzerinden yeni anlaşmalar yapıldı.
Ancak, bir yıl boyunca depolara yüksek fiyattan ödeme yapıldı. Bu aşamada yaklaşık 210 milyon lira dolayında kamu zararı oluştu.
Aksu'nun resmi yazısına karşın, Teftiş Kurulu'nun doğrudan bağlısı olduğu Bakanlık makamı yani Bakan Bekir Pakdemirli, herhangi bir işlem talimatı vermedi.
Böylelikle inceleme ve soruşturmaların önüne geçildi.
Bu yazı halen devletin kayıtlarında duruyor!
Bekir Pakdemirli
Savcılık yazısı gönderilmedi
Süreç bununla bitmedi elbette.
Dönemin Bakan Yardımcısı Aksu, aynı zamanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nı bilgilendirmek amacıyla harekete geçti.
Aksu, tıpkı bakanlığın Teftiş Kurulu Başkanlığı'na gönderdiği yazıdaki iddia ve tespitleri tek tek savcılık için hazırlanan resmi yazıda ortaya koydu.
Ancak bu aşamada tuhaf bir gelişme yaşandı. Tuhaf diyorum ama sürece bakıldığında pek de tuhaf değil aslında.
Aksu'nun savcılığa gönderilmesi gereken yazısı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na bakanlıkça ulaştırılmadı!
İkinci yazı
Aksu, bu kez Kasım 2020'de Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bir yazı daha gönderdi.
Bu yazıda Aksu, şöyle dedi:
"Başkanlığı'nıza yazdığım 06 Ağustos 2020 tarihli yazı sonrasında şikâyete konu olan depo kiralama bedellerinin 45 kuruştan 12 kuruşa çekildiği ESK tarafından makamıma iletilmiştir.
Belirtilen depo kira bedellerinin 33 kuruş indirim yapılarak bu fiyata nasıl çekildiği, ilk yazı sonrasında yapılan bu işlemin daha öncesinde neden yapılmadığı ve yaklaşık bir yıl süre ile fazladan ödeme yapılan depo kiralarının ve sorumlularının tespit edilerek mevzuat çerçevesinde gereğinin yapılmasını rica ederim."
Aksu'nun sürecin sorumlularının tespit edilerek cezalandırmasını istediği ikinci yazı da maalesef ilkiyle aynı akıbete uğradı. Yazı, Bakan Pakdemirli'nin bilgisi çerçevesinde işleme konulmadı.
Bir yıllık ödeme bedeli
Sektörde faaliyet gösteren bir kaynağıma işletme maliyetinde görülen bu kamu zararının et fiyatlarının artmasındaki etkisini sordum.
Aldığım yanıt yüzde bir, en fazla yüzde iki olduğu yönünde.
Ancak kaynağım, depolama bedelinin fiyatlara yansıma miktarının küçük olmasına rağmen devletin uğratıldığı zarara dikkat çekti doğal olarak.
Bakan Yardımcısı'nın ısrarlı yaklaşımı sonrasında depolama bedellerinin eski haline düşürülmesine karşın yaklaşık bir yıl boyunca 45 kuruştan ödeme yapıldı.
Devletin 210 milyon lira civarında parası uçtu!
Bu para sadece depo sahiplerinin cebine mi girdi? İşte orası biraz şüpheli…