05 Şubat 2025

30 Ağustos’taki mezuniyet töreninden önce Kara Harp Okulu’nda nasıl bir tablo vardı?

Kılıçlı yemin olayı TSK’da ciddi bir kriz yarattı, artçıları devam ediyor. Ancak bu olay, çok daha fazla dikkat edilmesi gereken başka bir olguyu gün ışığına çıkardı ne yazık ki. KHO’da öğrencilerin disiplinsizlik yaptığı ve bu sürecin bir önceki okul yönetiminin etkisi olduğunu belirten bilgiler resmi ifadelere yansıdı

Komutanlardan “disiplinsizlik” iddiaları

Mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin sonrasında beş teğmen ve üç sicil amirinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilmesiyle sonuçlanan süreç daha epeyce gündemde kalacak görünüyor.

Teğmenlerden dönem birincisi Ebru Eroğlu hakkındaki Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Yüksek Disiplin Kurulu’nun (YDK) ihraç kararını T24’ten Sibel Yükler haberleştirdi.

YDK Başkanı Korgeneral başta olmak üzere bir tuğgeneral ve iki albayın şerh düştüğü ihraç kararını, TSK komuta kademesinin bakış açısını görmek amacıyla okumakta fayda var.

İki ayrı soruşturma heyeti, 70 teğmeni araştırdı!

Büyüteç’te dün bu konuda Kara Harp Okulu’nun (KHO) yönetiminden sorumlu Milli Savunma Üniversitesi yönetiminin kılıçlı yemin konusundaki idari soruşturma raporunu aktardım.

Bugün devam yazısının konusu ise; 30 Ağustos 2024 tarihinden önceki günlerde Kara Harp Okulu’nda nasıl bir atmosfer vardı? Okulda öğrenciler ile sivil/askeri yöneticiler arasında ast/üst ilişkileri nasıldı? İşler yolunda mıydı? Bunu aktaracağım.

Bilindiği üzere KHO, TSK’nın lokomotifi olarak kara gücüne subay yetiştiren eğitim kurumu. Mezun olan teğmenler, KHO’daki eğitimleri sırasındaki seçtikleri askeri branşlarda mezuniyeti takip eden sınıf okulu eğitimini tamamlayıp TSK’nın kara gücünde iş başı yapıyor.

KHO, her ne kadar sivil yönetim çerçevesinde Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı olsa da, okulda yaşanan kılıçlı yemin olayı, KKK Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nca (EDOK) soruşturuldu.

Sürecin aydınlatılması amacıyla EDOK’tan iki ayrı soruşturma heyeti görevlendirildi. İlk heyet, beş kişilikti ve 19 Eylül 2024 tarihli görev onayı ile soruşturma yürüttü. Bu heyet, aralarında Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen Talip İzzet Akarsu’nun yer aldığı 19 teğmeni soruşturdu. Heyetin hazırladığı 40 sayfalık rapor, 13 Kasım 2024 günü EDOK Komutanı Korgeneral Zorlu Topaloğlu’na sunuldu.

EDOK’tan ikinci heyet ise, 14 Kasım 2024 günü görevlendirildi. Bu heyet, üç kişiden oluştu. Heyet, Teğmenler Serhat Gündar, Deniz Demirtaş ve Batuhan Gazi Kılıç hakkında 8 sayfalık disiplin raporu hazırladı. Bu rapor da, iki günlük çalışma sonunda 16 Kasım günü yine EDOK Komutanı Korgeneral Topaloğlu’na sunuldu. Topaloğlu’nun, 10 Kasım 2023’te Tuzla Piyade Okulu’ndaki Atatürk’ü Anma Töreni sırasında teğmenler arasında Atatürk’ün resminin yakaya takılması konusunda yaşanan tartışmayla ilgili görev yapan disiplin heyetinin başı olduğunu hatırlatayım.

İkinci raporda yer alan üç teğmen, MSÜ’nün süreçte sonradan tespit ettiği 53 subay içinde yer aldı. Bu subaylardan 51’i, 2024 mezunu teğmenler.

Dolayısıyla kılıçlı yemin olayıyla ilgili toplam 70 teğmenin bilgisine başvuruldu, tespitler sonucunda beşi ihraç edildi.

KHO’da nasıl bir tablo vardı?

İhraç edilen teğmenlerin hakkında verilen YDK kararı idari yargıya götürülecek kuşkusuz.

EDOK Komutanı Korgeneral Topaloğlu’na sunulan toplam 48 sayfalık iki rapor, 30 Ağustos 2024 gününden önce KHO’da nasıl bir atmosfer olduğunu ortaya koydu. Öğrencilerle okul yöneticilerinin arasındaki ilişkilerin ve iletişimin hangi çerçevede veya şekilde yürütüldüğünü gün ışığına çıkardı.

Fakat, kılıçlı yemin konusundan bağımsız olarak, “TSK’nın en büyük askeri gücüne subay yetiştiren okulun içinde bulunduğu durumun da önümüzdeki dönemde tartışılması gerekecek” kanımca.

Şimdi, ihraç edilen teğmenlerden Talip İzzet Akarsu’nun soruşturma heyetine verdiği ifadede yer alan bilgilerden özet aktarayım. Akarsu, aynı zamanda öğrenci alay kıdemlisi konumunda. O nedenle verdiği bilgiler önemli:

“(…) Tören provalarının başlaması sonrası, tören yönetmeliğinde yemin üzerindeki değişiklik üzerine arkadaşlar, bu metnin tekrardan değiştirilmesinin teklifi yönünde bana telkinlerde bulundular. Ben de bunun üzerine sıralı amirlerine silsileyi atlamaksızın gerekli tekliflerde bulunmak için kendileriyle görüştüm. Sonraki süreçte, taburdaki arkadaşlarım bu konu üzerinde daha da ısrar ettiler. Bu ısrarın nedeni benim de katıldığım, okulun kültür ve geleneklerinde süregelen değişiklikler ve özellikle Kurucu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini ve değerini hafızalardan silmeye yönelik değişiklikler olduğunu düşünüyorum.

Yasaklanan marşlar ve yürüyüş adımları

Atatürk ile özdeşleşmiş marşların (İzmir Marşı, Biz Atatürk Gençleriyiz Marşı, 10. Yıl Marşı gibi) ve yürüyüş kararlarının (En büyük Türk Atatürk, Sarı Saçlı Mavi Gözlü gibi) yasaklanması bizi derinden üzen ve hayal kırıklığına uğratan olayların başında gelmektedir. Bu olaylar Eski Okul Komutanımız Korgeneral Gültekin Yaralı döneminde olan olaylardan sadece birisidir.

Ayrıca bazı mihraklar tarafından sosyal medyada Kara Harp Okulu ve öğrencileri hakkında çıkarılan haberlerle Harp Okulu adeta bir tarikat yuvasına benzetilmektedir ve biz Harbiyeliler, ya birilerinin askeri ya da cemaatçi, FETÖ mensubu ya da aşırı dinci gibi yaftalar yiyorduk. Bu süreç bizi hayal kırıklığına uğratıyordu. Bizler de bunların işine yarayacak bir durum yaratmamak için bu yemin meselesi üzerinde durduk. Gerekli teklifleri, gereken komutanlarımıza yaptık. Tören yönetmeliği gereği bu yeminin törende okumayacağını bizlere söyledikten sonra ben de arkadaşlarıma bu durumu ilettim. Ayrıca dekanlık üzerinden dilekçe ile rektörlüğe yazılı bir şekilde soru ilettim. Lakin bu evrakın gerekli yerlere ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum.

“Çok fazla anlam yüklemeye gerek yok”

Tören sonrasında da yine arkadaşlarımı özellikle sosyal medya paylaşımı konusunda defalarca uyardım. Bu olayda, kılıç atma esnasında görüntü alan kameramanları engelleyemediğim için üzgünüm. Çabaladım ama bu konuda başarılı olamadım. Kamuoyunda yeri geldi, hakaret edildi, yeri geldi özele girildi. Lakin bunlara rağmen aklıselim davranmaya çalışıp sağduyulu oldum.

Söylemek istediğim son husus ise, tören sonrası vuku bulan olayların ardından çok fazla arka plan aramaya gerek yoktur. Mevzubahis, bu konu Harbiyeliler arasında yukarıda saydığım olumsuz koşullar karşısında yapılmış ve kutlamalara dahil edilmiş bir eğlencedir. Bizler zor bir mesleğe yeni adım atmış gençler olarak gerekli motivasyonumuzu bu şekilde temin ediyoruz. bunun üzerine çok fazla anlam yüklemeye gerek yoktur.” (…)

Türk Ordusu’nda hizmet etmesi amacıyla yetiştirilen subayların eğitim gördüğü KHO’nun son durumu yeni mezun bir teğmenin gözüyle böyle yansıdı ifadeye.

Yeri gelmişken, KHO’da İzmir Marşı’nın söylemesinin yasaklandığını Büyüteç’e konu ettim geçen kasımda.

Bu yazı üzerine; okul yönetimi, bir manga öğrencinin İzmir Marşı’nı söylerken yapılan görüntü kaydını, bu satırların yazarını yalanlamak amacıyla sosyal medyadan paylaştı.

Oysa işin gerçeğini bizzat KHO öğrencisi, soruşturma heyetine anlattı! Yasak uygulaması yeni değil, bir önceki okul komutanı döneminde başlatılmış!

Öğrenci Alay Komutanı’ndan disiplinsizlik eleştirisi

KHO’da yaşananlar sadece Teğmen Akarsu’nun ifadesine yansıdığıyla sınırlı değil maalesef.

Hakkari’deki Dağ ve Komando Tugayı’nda iki yıl tabur komutanı olarak görev yapmasının ardından KHO Öğrenci Alay Komutanı olarak atanan Piyade Komando Albay Mustafa Alper Topsakal’ın, soruşturma heyetine verdiği ifade, KHO’nda gördüğü disiplinsizlik olaylarını ortaya çıkardı.

YDK’nın kararıyla TSK’dan ihraç edilen Topsakal, bu konuda soruşturma heyetine şu bilgileri verdi:

“(…) 26 Temmuz 2024 tarihinde Kara Harp Okulu’na katılış yaptım. Katılış yaptığım tarihte Eski Okul Komutanı Gültekin Yaralı henüz ilişiğini kesmemişti. Aynı gün kendisiyle tanıştığımızda kıtadaki teğmenlerin nasıl olduğunu sordu. İstirahat alan teğmen sayısının çok fazla olduğunu söyledim. Kendisi, çok iyi Harbiyeliler yetiştirdiğini ifade etti. 8 Ağustos 2024 tarihinde Sancak Devir Teslim Töreni oldu ve Alay Komutan Vekili olarak görevlendirildim. 11 Ağustos 2024 Pazar günü akşamı, mezun olacak Harbiyeliler izinden döndüler. 12 Ağustos 2024 Pazartesi saat 16:15’te Eski Okul Komutanı Gültekin Yaralı mezun olacak Harbiyeliler ile konuşmak üzere Atatürk Amfisi’ne geldi. Konuşma esnasında ‘modumuz neydi?’ diye sordu. Sorduğu soruya ‘nasıl olur da ben bu işi yaparım’ cevabını veren Harbiyelinin konuşması esnasında amfinin bir kısmı konuşmaya başladı.

Sabah konuşmamaları konusunda ikaz etmiş olmama rağmen yaptıkları bu davranış Harbiyelilerin disiplini hakkında beni şüpheye düşürdü. 13 Ağustos 2024 tarihi itibari ile provalarımız başladı. Provalara gitme gelme esnasında gördüğüm aksaklıkları derhal giderme yoluna girdim. Örnek olarak Harbiyelilerin stadyuma girerken uygun adımda ve marş söyleyerek girmeleri, stadın etrafının mıntıkalarını tam olarak yapmaları gibi. Daha sonra içtimalara zamanında ve tam çıkma konusunda sıkıntıları olduğu Tabur Komutanı Piyade Komando Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu’yla yaptığımız konuşmalarda, yeni başlayacak eğitim ve öğretim döneminde gerekli tedbirleri almamız konusunda fikir birliğine vardık. (…)”

Yeni Okul Komutanı: “Disiplinsizlik bilgisi verildi”

İhraç edilen Albay Topsakal gibi KHO’nda okul komutanı olarak yeni göreve başlayan Tuğgeneral Levent Selahattin Güldağı da soruşturma heyetine okuldaki disiplinsizlikler konusunda bilgi verildiğini anlattı.

Tuğgeneral Güldağı’nın ifadesi, resmi ifadeye şöyle yansıdı:

“(…) KHO Komutanlığı’nı 19 Ağustos 2024 öğleden sonra teslim aldım. Yapmış olduğum ilk tespitte Harbiyeliler ile ilgili bir disiplinsizlik durumuna tanık olmadım. Ancak törenden sonra Alay Komutan Vekili Alper Topsakal, Alay Komutan Yardımcısı Önder Hançer ve Tabur Komutanı Halil Türkoğlu, bana Harbiyelilerde disiplin zafiyeti olduğunu iletti.

Tören hazırlıkları sırasında bazı Harbiyelileri provalara zorla getirdiklerini, koğuştan zorla kaldırarak faaliyetlere iştirak ettirdiklerini ifade ettiler. 25 Ağustos 2024 akşamı dekanımızla birlikte Harbiyelilerle son akşam yemeğine katılmak için yemekhaneye gittiğimizde, taburun büyük çoğunluğunun faaliyete iştirak etmediğini fark ettim. Ancak son akşam olduğu için çok sorgulamadım. (…)”

Tabur Komutanı: “Harbiyeliler, provadan kaçmaya başladı”

Kılıçlı yemin konusu kadar belki de ondan daha önemli olan KHO’daki disiplinsizlik konusunda, YDK kararıyla ihraç edilen 2. Malazgirt Tabur Komutanı Piyade Komando Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu da ifadesinde belirtti.

Soruşturma heyetinin ifade alımında “başka ekleyeceğiniz husus var mı?” sorusunu yanıtlayan Türkoğlu yaşadıklarını şöyle anlattı:

“ (…) Ben, Harbiyeliler ile ilk defa 12 Ağustos’ta karşılaştım. Özellikle yürüyüşlerinin kötü olduğu hususunda bir önceki tabur komutanı beni uyarmıştı. Son bir yıl içerisinde Celal Dora Tören Alanı’nda hiç yürüyüş yapılmadığı için tören yürüyüşleri gelişmemişti. Bu konuda yoğun tören yürüyüşü provası yaptık. Özellikle son provalarda zora gelince provalardan kaçmaya başladılar. Hatta 29 Ağustos öğleden sonraki prova öncesi bölük komutanları bana takım komutanlarının ‘mezun olacak Harbiyelileri provalar için koğuştan indirmekte zorlandıklarını, bu yüzden kendilerinin koğuşa çıkarak Harbiyelileri provaya indirebildiklerini söylediler. (…)”

Bölük Komutanı: “Otoritemizi zayıflatacak uygulamalar emredildi”

KHO’nda 2. Malazgirt Taburu’nda 8. Bölük Komutanı olarak görev yapan ancak YDK kararıyla ihraç edilen Muhabere Binbaşı Murat Ertürk de disiplinsizlik konusunda benzer şikayetlerini soruşturma heyetine verdiği ifadede dile getirdi.

KHO yönetimi eleştiren Ertürk şöyle dedi:

“(…) Bölük komutanı olarak bölükte disiplini sağlamakta zorlanıyorduk. Bunun temel sebebi de öğrenci üzerindeki otoritemizden zayıflatacak uygulamaların emre edilmesiydi. Örneğin; öğrencilere bağırılmaması, toplu ceza verilmemesi, hafta sonu geri besleme yapılmaması gibi. Tabur komutanımız Piyade Komando Kurmay Yarbay Aydın Ayhan, Alay Komutanı Kutluhan Arafat’tan aldığı emir gereği bizlerin de bu şekilde davranmamızı istiyordu.

Ayrıca ben sabah 08:00’de içtima alıyordum. Harbiyeliler, 08:30’da derse giriyorlar. Öğleden sonra 16:30’da akademik dersleri bitiyor. Genelde derslerden sonra Harbiyelilerin boş zamanlarına müdahale etmememiz telkin ediliyor. Benim Harbiyeliye nüfuz edebileceğim veya tecrübelerimi aktarabileceğim yeterli bir zaman dilimi bulunmuyor. (…)”

Hukukçu Üsteğmen’in dikkat çeken tespiti

Aslına bakarsanız, kılıçlı yemin olayı TSK’da ciddi bir kriz yarattı. Krizin artçıları devam ediyor. Ancak bu olay, çok daha fazla dikkat edilmesi gereken başka bir olguyu gün ışığına çıkarı ne yazık ki.

KHO’da öğrencilerin disiplinsizlik yaptığı ve bu sürecin bir önceki okul yönetiminin etkisi olduğunu belirten bilgiler resmi ifadelere yansıdı.

Son olarak, yaşananlar çerçevesinde dikkat çeken bir tespiti aktarıp zaten uzun olan Büyüteç’i daha uzatmayım.

Kılıçlı yemin olayını soruşturan heyet, KHO’da Hukuk Hizmetleri Şube Müdürü görevini yürüten Hukuk Üsteğmen Deniz Toptaş’ın bilgisine başvurdu.

Üsteğmen Toptaş’ın tespitleri, tam da Milli Savunma Bakanlığı ile Milli Savunma Üniversitesi yönetimlerinin dikkatini çekmesi gereken cinsten:

“(…) 29 Ağustos 2024 akşamı mezun olacak Harbiyelilerin yaptığı eğlence ve disiplinsiz tavırlarla ilgili olarak tanıklığım yoktur. Ancak Harbiyeliler’de genel bir disiplinsizlik temayülü bulunmakta idi. Ben, bunu 3 sebebe bağlıyorum.

Bunlardan birincisi, ÖSYM giriş notu düşük olan Harbiyeliler, Kara Harp Okulu’nu tercih etmektedir. Bunların anlama ve kavrama seviyeleri istenilen düzeyde bulunmamaktadır.

İkinci olarak; Harbiyeliler’de, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaçları doğrultusunda muhakkak mezun olacakları ve ilave sınavlar ile de olsa sınıfı geçmelerinin sağlanacağı yönünde bir inanç oluşmasıdır.

Üçüncü olarak ise; Harbiyeliler, yaptıkları eylemin hukuki sonuçlarını kavrayabilme yetisi fazla gelişmemiş olduğundan disiplinsizlik yapabilmektedirler. (…)”

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan "  Komonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

Yazarın Diğer Yazıları

İhraç teğmenler soruşturması: Kara Harp Okulu’ndaki bahçıvanın bile ifadesi alındı!

Suç delili bulabilmek için eski ve yeni Kara Harp Okulu komutanları ve diğer yöneticilerden alınan ifadeler yeterli olmamış ki, okulun bahçıvanının vereceği bilgilerin önemli olacağını düşünmüş soruşturma heyeti

Kartalkaya’da 12 günde ne oldu?

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un görevden alınmasını isteyen AKP’liler olduğu kadar kendileriyle ilgili durumların ortaya çıkmasını istemeyen AKP’lilerin, Erdoğan’ın tansiyonunu düşürmeye çalıştıkları bilgisi, Ankara’da en çok konuşulan siyasi kulislerden

Onur Özkan’ın ölümüyle ilgili İstinaf’a başvuran Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: Beraat kararıyla hukuki garabet içine girildi!

Olayın yaşandığı dönemde gerek Onur Özkan, gerekse dosyada yer alan diğer isimlerin 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle sürece katılan bakanlığın, “Huzurdaki dosyada toplanan deliler, alınan uzman raporları ve tanık beyanları dikkate alındığında suça sürüklenen çocuklar hakkında beraat kararı vermek hukuka ve vicdana aykırılık teşkil etmektedir” tespitini yapması dikkati çekti

"
"