04 Şubat 2025

İhraç teğmenler soruşturması: Kara Harp Okulu’ndaki bahçıvanın bile ifadesi alındı!

Suç delili bulabilmek için eski ve yeni Kara Harp Okulu komutanları ve diğer yöneticilerden alınan ifadeler yeterli olmamış ki, okulun bahçıvanının vereceği bilgilerin önemli olacağını düşünmüş soruşturma heyeti

Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK), haklarında soruşturma başlatılıp rapor düzenlenen 5 teğmen ile 3 sicil amirini Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç etti.

Milli Savunma Bakanlığı’nca (MSB) YDK kararının kamuoyuna duyurulmasıyla birlikte farklı kesimlerden karara destek ve eleştiri açıklamaları geldi.

İktidar tarafı, “teğmenlerin, emre itaatsizlik ve disiplinsizlik yaptıkları” gerekçesiyle ihraç edilmesinde MSB’nin kararına tam destek veriyor.

Muhalefet ve Atatürkçü çevreler ise, iktidar ile Bakan Yaşar Güler başta olmak üzere MSB yönetimine ağır eleştirilerle yükleniyor.

İhraç edilen teğmenlerin önünde yasal süreç var kuşkusuz. Avukatlarının açıklamasına göre, teğmenler suç işlemedikleri için ceza almaları hukuksuz.

Bu sebeple, YDK’nın gerekçeli kararının teğmenlere ve avukatlarına ulaşmasıyla birlikte idare mahkemesi nezdinde davalar açılacak.

Soruşturma raporundaki isim

Kara Harp Okulu’nda (KHO) yaşananlarla ilgili hazırlanan KKK idari soruşturma raporunun iki hafta önce Büyüteç’te konu ettim.

Teğmenleri ve sicil amirlerini ihraç sürecine götüren ve “yedi kişilik isimleri gizli tutulan” Milli Savunma Üniversitesi’nce hazırlanan idari soruşturma raporunda ilginç ve dikkat çekici detayları görmek mümkün.

Linkini bıraktığım Büyüteç’te olduğu gibi şimdi okuyacaklarınız da ilginç detaylardan.

Teğmenler Ebru Eroğlu, İzzet Talip Akarsu, Serhat Gündar, Deniz Demirtaş ve Batuhan Gazi Kılıç ile sicil amirleri Albay Alper Topsakal, Yarbay Halit Türkoğlu ve Binbaşı Murat Öztürk’ün TSK’yla ilişiklerinin kesilmesini sağlayan soruşturmada; heyet, 42 TSK personelinin ifadesine başvurdu.
İhraç edilen sicil amirlerinin yanı sıra, KHO yönetiminden ifadesi alınan 39 kişi arasında dikkat çeken bir isim var:

KHO Bahçıvanı R.K. !

Soruşturma raporunda ifadesi alınan en üst rütbeli isim, 2024 yılı TSK atamalarıyla KHO Komutanlığı’ndan Diyarbakır’a 7. Kolordu Komutanı olarak görevlendirilen Korgeneral Gültekin Yaralı. Son sırasında ise Bahçıvan R.K. olarak kayıtlara girdi.

KHO’da görevli isimlerinin en üstten en alta kadar ifadeye çağrılmasını, “muntazam ve dört dörtlük soruşturma yürütmek” olarak değerlendirmek elbette mümkün.

Öte yandan, suç delili bulabilmek için eski ve yeni KHO Komutanları ve diğer yöneticilerden alınan ifadeler yeterli olmamış ki, okulun bahçıvanının vereceği bilgilerin önemli olacağını ve tespitleri güçlendireceğini düşünmüş soruşturma heyeti.

Bahçıvan R.K., anlatıyor

Peki, soruşturma heyetinin Bahçıvan R.K.’dan yaşananlarla ilgili aldığı bilgiler rapora nasıl yansıdı?

Teğmenlerin yargılandığı YDK’ya gönderilen soruşturma raporundan olduğu gibi aktarıyorum:

“(…) Soruldu 1: Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu 30 Ağustos 2024 tarihli Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreninde ve provalarında görev aldınız mı? Göreviniz neydi?

Cevaben 1: Hayır herhangi bir görevim yoktu.

Soruldu 2: Kara Harp Okulu’nda görev bölgen neresidir?

Cevaben 2: Ben yardımcı hizmetler sınıfında genellikle bahçıvan olarak çalışmaktayım. Tören öncesi caminin açılışı yapılacak olması nedeniyle 3 prova yapıldı. Ben provalarda oradaydım. Provalar sırasında ya da prova dışında herhangi bir saatte Harbiyelilerin herhangi bir and okuduklarını görmedim. Bahsettiğim prova caminin açılış provasıdır.

Soruldu 3: Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?

Cevaben 3: İlave edeceğim bir husus yoktur. (…)”

Sorular ve yanıtlara bakıldığında, soruşturma heyeti Bahçıvan R.K.’dan da somut bilgiye ulaşamamış. Ancak, aynı ifadeden aynı tören günü KHO’da bir caminin de faaliyete geçtiği anlaşılıyor.

Önceki KHO Komutanı Yaralı: “Hiçbir duyum almadım”

Soruşturma raporunu incelerken, ilk ifade ilgimi çekti. Bu ifade, bilgi sahibi ile yüz yüze görüşmeden elde edilen bilgi değildi. Telefonda alınan bilginin, soruşturma heyeti üyelerince imzalandığı tutanakla oluşturulmuş bir ifadeydi.

Listenin en tepesindeki isim Korgeneral Gültekin Yaralı’nın ifadesiydi bu.

Soruşturma heyetinin, böylesi önemli bir dosyada Diyarbakır’a gitmek ya da ifade sahibini Ankara’ya çağırmak yerine telefonla görüşüp sorduğu sorulara aldığı yanıtları yedi kişilik heyet imzasıyla tutanak haline getirmeyi tercih etmesinin bir anlamı olması gerekir zannımca.

Soruşturma heyeti; 4 Eylül’de MSB Personel Başkanlığı’ndan, 6 Eylül’de ise Milli Savunma Üniversitesi Rektörlüğü’nden aldığı görev onayı sonrasında 16 Eylül’de Korgeneral Yaralı ile telefon bağlantısı kurdu.

Mezuniyette sadece 11 gün önce görevini devreden Korgeneral Yaralı’nın verdiği bilgiler tutanağa şöyle yansıdı:

“(…) Soruldu 1: Görevi hangi tarihte teslim ettiniz? Görevi teslim ettiğiniz tarihe kadar tören çalışmaları ve provalarında mezun olacak Harbiyelilerin programda olmayan bir andı okuma istediklerine ilişkin sizden doğrudan bir talepleri oldu mu, astlarınızdan herhangi biri size iletti mi ya da herhangi bir duyum aldınız mı?

Cevaben 1: 19 Ağustos 2024 tarihinde görev teslim ettim. Herhangi bir tören provasına katılmadım ve izlemedim ancak idari hazırlıkları yerinde görmek maksadıyla zaman zaman tören prova alanının yapıldığı yerde kaldığım oldu. Ben hiçbir durum almadım, öncelikle bunu söylemek istiyorum. Ne Harbiyeliler, ne takım komutanı, ne bölük komutanı, ne tabur komutanı, ne de alay komutan yardımcısı Harbiyelilerin bu isteğinden bana bahsetmedi. Hiçbir duyum almadım. Ben tören sonrası televizyonda videolar çıktıktan sonra Diyarbakır’dayken gördüm.

Soruldu 2: 30 Ağustos tören programında veya provalarda mevzuattan çıkarılan ve tören sonrası bir kısım mezun teğmenler tarafından okunan programda olmayan and var mıydı?

Cevaben 2: Hayır yoktu.

Soruldu 3: Eklemek istediğiniz başka husus var mı?

Cevaben 3: İlave edeceğim başka husus yoktur. (…)”

Önceki Alay Komutanı Arafat: “Teğmenlerden bana talep gelmedi”

Korgeneral Yaralı’dan bir gün önce soruşturma heyeti, yine kısa süre öncesine kadar KHO Öğrenci Alay Komutanlığı’nı yürüten Tuğgeneral Kutluhan Arafat’ın ifadesine başvurdu.

Yaralı gibi “bilgi sahibi” konumunda ifade veren Arafat’ın, yeni görevinin İstanbul’da olmasına karşın soruşturma heyetine Ankara’da, Milli Savunma Üniversitesi Yerleşkesi içinde kendilerine ayrılan özel çalışma odasında bildiklerini anlattığının altını çizmekte fayda var.

Tuğgeneral Arafat, kendisine yöneltilen sorulara şu yanıtları verdi:

“(…) Soruldu 1: Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu 30 Ağustos 2024 tarihli Diploma Ama ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde ve provalarında görev aldınız mı, göreviniz neydi?

Cevaben 1: Alay komutanlığı görevini devretmiş olmam münasebetiyle provalarda ve törende herhangi bir görevim yoktu.

Soruldu 2: Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu 30 Ağustos 2024 tarihli Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni programını biliyor musunuz?

Cevaben 2: Hayır, tören hazırlıkları için koordinasyon toplantısı yapıldığında ben Menteş’de görevde bulunduğum için bu toplantıya katılamadım. Toplantıya Alper Albay ve törende diğer görev alacak personel katıldı.

Soruldu 3: Tören öncesinde, provalar sırasında ya da herhangi bir zamanda mezun olacak Harbiyelilerin bu andı okumak istediklerine ilişkin sizden bir talepleri oldu mu ya da herhangi bir duyum aldınız mı?

Cevaben 3: Bu yönde bana herhangi bir talep gelmedi. Herhangi bir duyum da almadım. 30 Ağustos 2024 tarihindeki töreni tribünden izledim. Tören geçişi tamamlandıktan sonra protokol çıkış yaptı. Biz bekliyorduk. Tribünde misafirlerle sohbet etmekteyken Ebru Teğmen’in mikrofondan ‘Malazgirt taburu toplansın’ gibi anons sesini duydum. Teğmenler saha içerisinde toplanmıştı. Sonrasında ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ şeklinde sesler duydum ve ardından and okunmaya başlandı.
Sonrasında grup dağıldı. Biz de bulunduğumuz yerden alayın karargah binasına doğru yürümekte iken yanımda bulunan Alper Albay ve Halit Türkoğlu Yarbay ile bu konuyu konuşuyorduk. Halit Yarbay, Ebru Teğmen’in daha önceden bölük komutanı ile kendisinin yanına gelerek, Ebru Teğmen’in konuşma metninde değişiklik yapmak istediğini ve bu andı okumak istediğini söylediğini, kendisinin de bunun mevcut mevzuatta olmaması nedeniyle uygun olmadığını söylediğini, bununla da yetinmeyerek bu durumu provaların bir tanesinde tüm tabura hitap edecek şekilde söylediğini ifade etmiştir.

Soruldu 4: Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?

Cevaben 4: İlave edeceğim bir husus yoktur. (…)”

* * *

Yazının girişinde aktardığım üzere, raporda 42 kişinin ifadesi var. Hepsini aynı yazıya sığdırmak mümkün değil.

Yarın devam edeceğim.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan "  Komonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

Yazarın Diğer Yazıları

Kartalkaya’da 12 günde ne oldu?

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un görevden alınmasını isteyen AKP’liler olduğu kadar kendileriyle ilgili durumların ortaya çıkmasını istemeyen AKP’lilerin, Erdoğan’ın tansiyonunu düşürmeye çalıştıkları bilgisi, Ankara’da en çok konuşulan siyasi kulislerden

Onur Özkan’ın ölümüyle ilgili İstinaf’a başvuran Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: Beraat kararıyla hukuki garabet içine girildi!

Olayın yaşandığı dönemde gerek Onur Özkan, gerekse dosyada yer alan diğer isimlerin 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle sürece katılan bakanlığın, “Huzurdaki dosyada toplanan deliler, alınan uzman raporları ve tanık beyanları dikkate alındığında suça sürüklenen çocuklar hakkında beraat kararı vermek hukuka ve vicdana aykırılık teşkil etmektedir” tespitini yapması dikkati çekti

Kartalkaya’da ne oldu, Masquerade yangınından ders çıkarılsaydı otel faciası yaşanır mıydı?

Grand Kartal Otel'e verilmesi istenilen itfaiye raporu dilekçesinin geri çekilmesinden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca otele müfettiş gönderildi. Bölgeye 13 Aralık’ta giden bakanlık müfettişinin raporu aradan geçen bir aya karşın nedense bir türlü çıkmadı!

"
"