04 Mart 2025

“Acılı anne”ye Meclis yasağı ve Cübbeli’nin çakarı

"Cumhurbaşkanımız’ın benimle konuşup derdimi dinlemesi ve çözüm bulması kimi, neden rahatsız etti acaba?”

Safiye Yaşa’yı Büyüteç’in devamlı okurları yakından tanır. Safiye Yaşa, Kırklareli’nin İğneada bölgesinde Eylül 2023’teki sel felaketinde kızı Mihriban ve damadı Selman Bağışlar’ı kaybeden acılı bir anne.

Yaşa başta olmak üzere sel felaketinde yakınlarını kaybedenlerin adalet mücadelesini sıkça konu ediyorum.

Genç yaştaki iki evladını yitiren Yaşa’nın adalet mücadelesi çok dikkat çekici.

Mağdur ailelerin adalet mücadelesi sonrasında, adli ve idari yönden üzeri kapatılacak bir dosyanın, aslında içinde gün ışığına çıkan birçok skandalı barındıran şekle dönüşmesi, Yaşa ve beraber hareket ettiği ailelerin üstün çabasıyla gerçekleşti.

Özellikle dosyanın en önemli ismi, tesis sahibi Bülent Bayrak’ın Kırklareli Adliyesi’ndeki bağlantıları ortaya çıktı, Yaşa sayesinde.

Adli soruşturma ve yargılama sırasında ortaya çıkarılan kimi gelişmeler sonrasında dosyanın başındaki Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Hazım Arslanca ile dosyayı yürüten Savcı Muzaffer Lekesiz ile hakim eşi Merve Lekesiz’in HSK tarafından tayinleri çıkarıldı.

Arslanca HSK tarafından tenzil-i rütbe ile Yargıtay savcılığına atandı, Lekesiz çifti ise Van’ın Erciş Adliyesi’nde görevlendirildi.

*          *          *

Safiye Yaşa, sadece iki evladı için değil, tüm kayıplar için Ankara’da da hak arama mücadelesi yürüttü.

Kimi zaman Adalet Bakanlığı, kimi zaman İçişleri Bakanlığı, kimi zaman da TBMM’de görüşmeler yaparak dosyanın üzerinin örtülüp rafa kaldırılmasının önüne geçti.

Yaşa, TBMM’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyi başardı. Yaşadıklarını ayak üstü anlatabildi Erdoğan’a. Acılı anneyi dikkatle dinleyen Erdoğan, evlat acısı yaşayan Yaşa’nın mağduriyetin giderilmesi ve ilgilenilmesi talimatını verdi.

Zaten böylece süreç, ailelerin lehine yürüdü.

Yaşa, TBMM’de yakın geçmişteki temaslarında derdine derman bulabilmek amacıyla CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve bazı milletvekillerinin yanı sıra İYİ Parti’den milletvekilleri ile görüştü birçok kez. Hatta, bizzat Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun teklifiyle TBMM grubunda kısa konuşma gerçekleştirdi.

Safiye Yaşa, 11 Şubat’ta İstanbul’dan Ankara’ya gelip TBMM’ye girmek istedi. Amacı yine aynıydı.

Ancak bu gelişinde Yaşa, TBMM’ye sokulmadı. Yapılan araştırmada acılı anne için TBMM’ye giriş yasağı konulduğu anlaşıldı. Yaşa, yasağın hangi gerekçeyle konulduğunu öğrenmek amacıyla el yazısıyla iki sayfalık dilekçe verdi.

TBMM, Yaşa’nın dilekçesini 20 Şubat’ta yanıtladı. Hakkındaki giriş yasağının kaldırılması için Yaşa’ya dört cümleden oluşan verilen yanıtta özetle, “TBMM yerleşkesi ve kullanımındaki binalarda güvenliğin sağlanması ve gereken önlemlerin alınmasına ilişkin ilke ve esasları düzenleyen TBMM Güvenlik Yönetmeliği hükümlerinin ihlali sebebiyle hakkınızda tahdit uygulaması başlatılmıştır. TBMM’ye giriş yasağınızın kaldırılması ile ilgili başvurunuz TBMM Güvenlik Koordinasyon Kurulu toplantısında değerlendirilecektir” denildi.

Hakkında TBMM’ye giriş yasağı getirilen Yaşa’ya telefonla ulaştım. Acılı anne, Tekirdağ’da BAM’da idi.

Yasağı sorduğumda şu yanıtı verdi:

“Meclisimiz’de işlediğim tek suç, Sayın Cumhurbaşkanımız’ı gördüğüm sırada kendisine ‘Sayın Cumhurbaşkanım, yanınıza gelebilir miyim?’ diye sorup, kendisinden ‘gel, gel, ağlama gel’ yanıtını alınca yanına gidip yaşadıklarımızı anlatmamdır. Cumhurbaşkanımız benimle ayakta 6 dakika kadar konuştu. Derdimizi dinledi. Sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Bey'i yanına çağırıp, ‘Bu hanımefendi bu konuyla alakalı bir daha buraya gelmesin, bu konuyu hemen çözün’ diyerek bizlere destek verdi. Sanıyorum bu görüşme sonrasında Meclis’teki bazı kişiler tarafından giriş yasağı getirildi. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın benimle konuşup derdimi dinlemesi ve çözüm bulması kimi neden rahatsız etti acaba?”

Bu arada bir bilgi daha vereyim; HSK tarafından Yargıtay’a savcı yapılan eski Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Hazım Arslanca, süreçle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Safiye Yaşa ve ailelerin seslerini duyuran bu satırların yazarı hakkında suç duyurusunda bulundu geçtiğimiz günlerde. Bu satırların yazarına yönelik suç duyusu mesleki süreci etkilemez. Nihayetinde var olanlara bir yenisi eklenmiş olur.

Ancak; yüreği yaralı ailelere yönelik, hele ki yürütülen süreçte yaşananların sonunda merkeze alınan bir yargı mensubunca suç duyurusunda bulunulması en hafif anlatımla ayıp.

Kaldı ki, Yaşa Ailesi’nin söz konusu yargı mensuplarına yönelik HSK’ya yaptığı başvurunun sonucu ne oldu, henüz belli değil!

Cübbeli’nin çakarları araçları

Geride kalan haftanın en hareketli gelişmelerinden birisi, “Cübbeli Ahmet Hoca” namıyla bilinen sosyal medya fenomeniyle ilgiliydi. Kızının kullandığı özel araca yönelik “usulsüz çakar lamba” cezası kesilmesi ve aracın sahibinin yaptığı savunma...

Sosyal medyada sıkça görülen, TikTok ya da reels tarzı video kayıtlarıyla bilinen ve kimi televizyon mecralarında “İslam alimi” olarak tanıtılan Ahmet Mahmut Ünlü’nün merkezinde olduğu konuyla ilgili bilgilendirme yapmak gerekti. 

Bilgilendirme yapmadan önce, söz konusu ismin, olaydan sonra yaptığı savunmaya kısaca değinmek şart.

Ünlü, savunmasında özetle; “kızının aracın fiyatının 38 milyon değil, 12 milyon lira olduğunu, aracın kızının değil damadının olduğunu” söyledi. Damadı için “Arabanın bile zekatını verir” dedi.

Ayrıca, görüntülerin sosyal medyaya servis edilmesinin Abdullah Öcalan açıklamasının olduğu güne özellikle denk getirildiğini iddia etti. Peşinden de dikkate alınmayı pek de gerektirmeyen üç – beş siyasi içerikli cümle kurdu.

Olaya esas olan konuda uygulamanın yürütülmesi, İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğundaki Koruma Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre gerçekleşiyor.

Koruma Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre “özel statülü” koruma uygulaması kapsamında korunan kişinin aracına / araçlarına çakar lamba takılıyor. Gizli olan bu yönetmeliğin hükümlerine göre, çakarlı araçtaki ışık sistemi, hem korunan kişi, hem de koruyan güvenlik personeli araç içindeyken kullanılabiliyor. Hatta, koruyan personel araçta olmadığı takdirde korunan kişi araçtaysa bile çakarı kullanması yasak!

Çakar cihazları, korunan kişiyi taşıyan ve koruma tescili bulunan araç / araçların sadece tavanın dışında seyyar olarak kullanılmak zorunda. Aracın içinde cam önünde ya da aracın motor bölümünde radyatör paneli arkasında takılması yasak.

Ayrıca, Ünlü’nün hakkındaki özel koruma kararı sonrasında ikiden fazla aracında çakar lamba mevcut. Kişisel verilerin güvenliği sebebiyle tam sayıyı açıklamıyorum.

Yanı sıra Ünlü, sekretaryası Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yürütülen Merkez Koruma Kurulu kararı sebebiyle özel koruma statüsünde korunuyor.

Bu hükümler ışığında; görüntülerin sosyal medya aracılığıyla gündem olması sonrasında Ünlü’nün asıl açıklaması zorunlu durum şuydu:

Ünlü, damadına ait olan araca neden koruma kararı kapsamında çakar lamba takılmasına izin verdi? Kendisine ait olmayan ve kullanmadığı aracı neden koruma statüsüne aldırdı?

Kendisinin hatta koruyan kamu personelinin araçta olmadığı sırada kızının söz konusu cihazı kullanmasına neden izin verdi?

Ünlü, hakkındaki hangi tehdit nedeniyle en yüksek koruma derecesi olan özel koruma kararıyla korunuyor?

Yönetmeliğe göre, aracın tavanının dışında ve seyyar olması gereken çakar lamba, usulsüz biçimde neden aracın ön cam içinde kullanılıyor?

Birkaç soru da mevzuatı uygulayanlara.

Çakar lambanın usulsüz kullanımıyla ilgili idari para cezası, suçun önlenmesinde yeterli mi?

Söz konusu aracın trafikten çekilmesi gerekmez mi?

Ünlü’nün hakkındaki özel statülü koruma kararını istismar ettiğinin ortaya çıkması sonrasında 2025 Yılı Merkez Koruma Komisyonu çalışmaları sırasında bu durum göz önüne alınacak mı?

Ünlü’nün kullandığı çakarlı araç sayısı düşürülecek mi?

Büyüteç, konunun takipçisi olacak.

Doğrusunu isterseniz, Ünlü’nün adının karıştığı olayın onlarcası, yüzlercesi başkentte yaşanıyor.

Ankara trafiğinde direksiyon sallayanlar; çakarlı araçlara dikkatlice baktığında, çakar lambanın araçlarda çoğunlukla usulsüz takıldığına tanık oluyor.

Ankara Emniyeti, şehir içi trafikte biraz dikkatli denetleme yapsa her gün bir dünya trafik cezası keser!

 

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan "  Komonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

Yazarın Diğer Yazıları

Otel sahibinin damadı Aras: Silah ruhsatı başvurusu yapabilmek için genel müdür sıfatıyla görevlendirildim

"Gece saatlerinde otelde, otelin işleyişini ve düzenini takip edecek sorumlu düzeyde herhangi bir müdür, gibi görev yapan herhangi bir idareci kimse bulunmaz"

Grand Kartal Otel’in yöneticisi anlatıyor: Emir Bey, “Eksikleri gidermek çok masraflı, bunları yapamayız, başvuruyu geri çekin” dedi; dilekçe verip geri çektim

“Grand Kartal’da doktor ve hemşire olduğu için ve sezonda kısa olduğundan dolayı iş güvenliği uzmanına gerek görülmedi. Otelde yangın tatbikatı normalde yapılır. Geçen yıl yapılmıştı ancak bu sezon yangın tatbikatı ve eğitimi verilmedi”

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Kartalkaya'daki otel yangınına ilişkin ikinci raporundan: “Can ve mal kaybı ihtimali yüksek olan otelin faaliyeti durdurulmalıydı”

Tespit edilen eksikliklerin, üçüncü kişiler açısından can ve mal kaybına neden olma ihtimalinin bulunduğu ve yasal süresi içerisinde bu eksikliklerin giderilemeyeceğinin açıkça belli olmasına rağmen; itfaiye rapor talebi, belediyece salt bireysel bir idari işlem gibi değerlendirildi. Bu çerçevede başvurucunun talebi doğrultusunda işlem iptal edildi

"
"