21 Aralık 2010

Dansta ve Müzikte 'Cem' Etkisi...

Yazıma konu olacak ve müzikteki 'Cem' etkisini yaratan ise yeni albümüyle bizi yorumuna hayran bıraktıran Cem Adrian...


Türkiye’de sanata gönül vermek, hele ki bale sanatı gibi toplumun çoğu tarafından marjinal nitelendirilen bir sanatın icrasına soyunmak, bununla kalmayıp bu sanatı yaygınlaştırmak amacıyla çeşitli kurumlarda kurucusu olmak, şu an sahnelerde yüreğimizi kabartan birçok bale sanatçısına hocalık yapmak, gösterileri aralıksız 39 yıldır sürdürmek...
Bu serüvenin nasıl bir direnç, özveri, enerji ve disiplin gerektirdiğini varın siz düşünün. Bu serüvenin kahramanı bir “Cem”; Çağdaş Bale Topluluğu’nun kurucusu Cem Ertekin, sanatçı kimliğinin yanında bu nitelikleri de üzerinde taşıdığı için 39 yaşında bir dans topluluğunun varlığından söz edebiliyoruz. Eller üzerinde yükseltilmesi, dillendirilmesi gereken bir başarı.
Cem Ertekin, koreografilerine proje gözüyle bakmıyor, Lafı bırakıp, sanat dünyasında uzun soluklu olmanın ne demek olduğunu sahnelediği eserlerle ortaya koyuyor.

Bu sezon Claudio Monteverdi’nin müzikleriyle sahnelediği “L'epopea della Pinacoteca dell'opere di Scultura - Tozlu Hayaller”de Cem Ertekin, seyirciyi eski Roma’ya taşıyor. Her bölümün başında Bernini, Canova ve Michelangelo'nun heykelleriyle karşılaşan seyirci, heykellerin ardındaki gizemi Ertekin’in koreografisiyle keşfe çıkıyor. Ertekin, kimi zaman bir arenada savaşçıların erkek bedenini güç, iktidar, hırs ekseninde gezdiriyor, kimi zaman ise dansçıları lirik bir anlatımda buluşturuyor.
Zengin dansçı kadrosu, Cem Hoca’nın bilgi ve vizyonunun dansçılar için nasıl bir çekim merkezi oluşturduğunu kanıtlıyor. Çağdaş Bale Topluluğu, sezon boyunca Caddebostan Kültür Merkezi ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ile birlikte İstanbul’un farklı sahnelerinde seyirciyle buluşacak.
Yazıma konu olacak ve müzikteki “Cem” etkisini yaratan ise yeni albümüyle bizi yine sesine, yorumuna hayran bıraktıran Cem Adrian. 2005 yılından bugüne dört albüme imza attı; “Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım”, “Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti”, “Essentials / Seçkiler” ve “Emir”. Ve ben onu “Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti” albümüyle tanıdım. Ticari kaygılardan uzak, gayesinin içindeki müziği insanlara ulaştırma olduğunu şarkılarını dinlerken anlıyorsunuz.

“Kayıp Çocuk Masalları” adını taşıyan son albümünde yer alan on iki şarkının tamamının söz ve müzikleri kendisine ait. Albümlerinde yer vermek için şarkı toplayan, popüler isimleri künyede toplamaya çalışan sanatçıların (!) yanında Adrian’ın hizlerini tam olarak yansıtmaya çalıştığı performansı gerçek müzik kulağı ve sağlam yüreği olanlarca farkediliyor. Sağlam yürek istiyor Adrian’ın müziğini dinlemek... Sözü, sesi, yorumu bir bütüne varıyor. Bu bütün sizi etkisiyle hem heyecanlandırıyor hem yoruyor. Adrian’ı dinlerken siz de enerji sarfediyorsunuz, ama aynı zamanda yaşam enerjinizi de şarj ediyorsunuz.
Bir tarafta kırk yılı aşan sanat hayatıyla Cem Ertekin, diğer tarafta on yılı bulan sanat yolculuğundaki Cem Adrian. Klasikten moderne, bedenden sese farklı kapılar açıyor performansları. Seyirci, bu kapılardan geçerek hayatın anlamaya adım adım yakınlaşacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir Avuç Gökyüzüne Bakış

Bir avuç insan; iki bin de olsak beş bin de… Yanında, yamacında, arkasında değil resmen karşısında ise sayıyla ifade edilemeyecek ölçüde bir büyüklük; bir zihniyet…

'Deliler gösteriyor körlere yolu'

Geçen Cumartesi akşamı Kocaeli Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun davetlisi olarak az sayıda eleştirmen dostumuzla İzmit’e Kral Lear’ın galasına gittik

Sanatçı muhafız olmaz

Klasik müzik dünyasında besteciliği ve konser piyanistliğiyle haklı bir üne sahip bir sanatçımız Fazıl Say

"
"