TBMM Böcek Komisyonu, Emniyet ziyaretinde ‘dinleme’ aracı olarak gösterilen eski model araçla ilgili bilmeceyi çözmeye çalışıyor. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir yerde Emniyet istihbarat bu kadar eski bir aracı kullanıyor olabilir mi?'
Sorular burada düğümleniyor. Komisyonun CHP’li Üyesi Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu çarpıcı bir değerlendirme yapıyor. Kesimoğlu diyor ki, “O garip araç bana kalırsa, Emniyet İstihbarat Dairesi Müzesi’nden getirilen araç.” Kesimoğlu’na göre, teknolojinin imkânlarının bu kadar genişlediği bir dönemde, Emniyet’in külüstür, demode olmuş bir araçla dinleme, izleme yapması imkansız. Sadece, Emniyet, milletvekillerini buna inandırmaya çalışıyor.
'23 bin 600 böbrek satışta'
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, 23 bin 600 kişinin böbreğini satışa çıkardığınıMeclis gündemine taşıdı. ‘Google’ a girip ‘satılık böbrek’ diye arama yaptığınızda işin rengi ortaya çıkıyor. Türkkan’a göre, paraya sıkışan, yoksulluk çeken, çocuğunu okutmak, borcunu kapatmak, hatta evlenmek isteyen binlerce kişi böbreğini satışa çıkarıyor. Yani, araba, arsa, ev, tarla satar gibi böbreğini satıyor. Her böbrek aynı fiyatla gitmiyor. Böbreğin kolay bulunup bulunmama özelliğine göre; fiyatlar 30bin ile 200 bin lira arasında değişiyor. Türkkan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na, “ Bu doğru ise; bu yasa dışı organ ticaretinin engellenmesinde ne gibi önlemleriniz olacak” diye soruyor.
'Kahvehanelerde kameraların işi ne?'
Antalya Valiliği’nin kahvehanelere ‘görüntü kaydedici cihaz’ konulması tepkilere neden oldu. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, uygulamanın esnafa maddi bir külfet getireceğini ayrıca bu işin özel hayatın ihlali anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Acar’a göre, “Ceza baskısıyla kahvehanelerin izlenmesi ve gözlenmesi kabul edilemez." Başka illerde de böyle bir uygulama olup olmadığını İçişleri Bakanı Muammer Güler’e soran Acar, “Kahvehanelerde kaydedilen görüntüler ne amaçla kullanılacak” diyor.
'Ankara kedisine bıyık ayarı'
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, Ankara 7. İdare Mahkemesinin “3’te 2 çoğunluk sağlanmadan karar alındığı” gerekçesiyle iptal ettiği ‘Ankara Kedisi’ logosunu kedinin 3 olan bıyık sayısını 2’ye düşürerek oy çokluğuyla yeniden kabul etti. Yani, belediye meclisi ben mahkeme kararını uygularım. Ama, yeni logo da Ankara kedisi iki bıyıklı olacak diyor. Konunun yakın takipçisi CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bu tutumunu, “Yargı karalarına karşı da, azınlık görüşlerine karşı da demokrasi ile, uzlaşı ile bağdaşmaz bir biçimde belediye uygulamalarını çoğunluk diktatoryasının uygulanışına örnek olacak tutumlarla sergilemekten adeta haz almaktadır” diye değerlendiriyor.
'TBMM Başkanlığı gazeteciden özür dilemedi'
Yanında “Tarihsel Bir Gerçeklik, Kürtler ve Kürt Sorunu” başlıklı bir kitap bulunduğu için 12 Şubat 2013 günü TBMM yerleşkesine girmesi, TBMM’ye bağlı polisler tarafından engellenen Evrensel Gazetesi Muhabiri Sultan Özer’e yapılan muamelenin “yanlış” olduğunu TBMM Başkanlığı kabul etti ve konuyu bir soru önergesiyle gündeme getiren İstanbul 'Milletvekili Oktay Ekşi’ye bildirdi.
TBMM Başkanı adına Başkanvekili Prof.Dr. Mehmet Sağlam, verdiği yanıtta “Uygulamada ilk defa karşılaşılan bu konu, Güvenlik Koordinasyon Kurulu'nda gündeme getirilmiş; TBMM Güvenlik Yönetmeliğinin “üzerinde ve içerisinde siyasi parti, spor kulübü veya herhangi bir kuruluşun tanıtım ve propagandasına yol açacak yazılı, basılı, monteli, sabit, seyyar afiş, pankart, flama bulunan araçlar ile bunları yanında bulunduran kişiler yerleşkeye giremez” hükmünün kitap türü materyalleri kapsamayacağı değerlendirilerek, konu hakkında tüm ilgili personel bilgilendirilmiştir” dedi.
Oktay Ekşi,“TBMM Başkanlığının konuyu tartışıp doğru karar vermesi güzel ama bunun tam olması için çantası aranan, kitabına el konan Evrensel Gazetesi Muhabiri Sultan Özer’den resmen özür dilenmiş olması gerekirdi. Bir gün umarım bu uygarlık düzeyine ulaşırız” diyor.