30 Kasım 2012

Seks bağımlılığı: Aklımız fikrimiz orada…

İnsanların hazza olan düşkünlükleri, genel olarak hiçbir ahlak kuralı ve toplumsal norm tanımadığından, sadece zevk almak için yapılmış seks sonucunda...

 

Bugün internette en çok para kazana sektör porno sektörü. En hafif erotiğinden en akla hayale gelmeyecek cinsel fantezilerin ve normalin sınırlarının zorlandığı sitelere kadar, ne aranılırsa sadece ‘google’ lamak yetiyor.
 
İnternet bağımlılığı olarak bilinen durumun aslında çoğu zaman porno ve online oyun olduğunu da hesaba katmak gerekiyor, insanlar günlük hayatta yaşayamadıkları heyacanlara, ulaşamadıkları hatta hayal dahi edemedikleri fantezilere bilgisayarlarının ekranlarından ulaşınca, sonrasında da o ekranı kapamayı da beceremiyorlar doğal olarak …
 
Seks tabii ki hayatın en vazgeçilmez, en dayanılması zor, işin içine biyolojinin de girdiği, zevk verici bir faaliyet. Karnını doyuran, güvenliğini garanti altına alan her canlı, üremek amacıyla seks yapmak ister , bunlarla ilgili her birimiz televizyonlarda onlarca belgesel seyretmişizdir. Kur yapan deniz aslanlarına, partner bulmak için canlarını tehlikeye atarak dövüşen ren geyiklerine aşinayızdır.
 
İnsanın diğer canlılardan önemli bir farkı, cinselliğin zevk verici kısmı ile üretime dönük- yani yavru yapmak- kısmını bir şekilde birbirinden ayırt etmeyi becerebilmiş olmasıdır. Bu durumu da olasılıkla yine gelişmiş beyinlerimize ve tıbbın bize sunduğu bilimsel ilerlemeye borçluyuz. İnsanlar zaten binlerce yıldır, seksin zevk verici kısmını yaşayıp, daha sonradan sıkıntı yaratabilecek bir bebek olasılığından kurtulmak için yöntemler arayıp durmuşlardır.
 
İnsanların hazza olan düşkünlükleri, genel olarak hiçbir ahlak kuralı ve toplumsal norm tanımadığından, sadece zevk almak için yapılmış seks sonucunda ' canlı ve ağlayan' bir ‘kanıt’ ortaya çıkmış olması hiç kimsenin hoşuna giden bir şey olmasa gerek.
 
En ilkel doğum kontrol yöntemi olan ‘coitus interruptus’ yani erkeğin boşalmadan önce geri çekilmesi Latince olarak isimlendirilmiş olsa da herhalde uygulanmaya başlaması çok daha öncelere dayanmaktadır. İçki içmekte ipin ucunu kaçırırsanız toplamda yine en çok kendinize zarar verirsiniz, ama yemek yemekten sonra en doğal ikinci zevk alma yolu olan sekse gelindiğinde , orada ipin ucunu kaçırabilmek için önce doğum kontrolünün biliniyor olması gerekiyordu.
 
Başarılı veya başarısız , bir şekilde doğum ihtimalini ortadan kaldıran bir yöntemin akıl edilmiş olmasıyla artık o zevk kapısı da kapanmamak üzere açılmış insanoğlunun önünde..
 
Pek tabii ki bu durumun bazı ahlaki normların, sosyal bir takım ilişkilerin, dinsel kurumların üzerinde bir tehdit oluşturduğunu söylemeye gerek yok. Vatikan’ın doğum kontrolüne hala daha karşı oluşunu, ABD’ de toplumda en belirgin kırılma noktalarından birinin kürtaj karşıtlığı veya taraftarlığı olduğunu düşündüğümüzde sadece zevk için yapılan seksin halen daha , sözgelimi içki içilmesine verilen toplumsal onay gibi- genel bir kabul görmediğini söyleyebiliriz.
 
Eğer zevk verici olan faaliyetin, risklerini ortadan kaldırırsanız veya o riskler pek bilinen- keşfedilmiş riskler değilse o zaman o faaliyetin umarsızca ve sınırsızca yapılması için gerek-şart yerine getirilmiş oluyor. İlk seks bağımlılarının ortaya çıkışı herhalde Casanova’nın anılarını yazmasından çok daha öncedir. Sosyal normların değişmesi ve modernleşme ile birlikte gelen sosyolojik değişimler sonucu bugünkü veriler, örneğin Amerikan toplumun nerdeyse %5-6 civarında bir kesiminin seks bağımlısı olarak nitelendirilebileceğini gösteriyor.
 
Bir seks bağımlısı sadece seks sırasında alacağı zevkle ilgilenir, seks öncesi yapılan kurlar, romantizm, güven ve beğenilme duygusunun yarattığı hoşnutluk ile ilgili değildir Bir benzetme yapacak olursak, ‘aşk’ bizim biricik ve vazgeçilmez olma arzumuzu tatmin eden bir duygudur oysa seks bağımlılığında kişi tatmin olmaya ve bir sonraki sefer tatmin olacağı bir nesne bulmaya odaklanmıştır. Çoğu zaman bu tatmin, gerçek bir orgazm olmak zorunda değildir, cinsel nesneyi(yani partneri) elde etmenin verdiği haz yeterli gelebilir. Aynı bir alkol bağımlısının devamlı alkolü düşünmesi, alkolle ilgili, nerede ne kadar tüketeceği, kiminle içeceği, ne tür bir içki içeceği ile zihninin devamlı dolu olması gibi, bir seks bağımlısı da seks düşünmeden edemez, ama bu düşünce iyi görünümlü, hoşa giden bir partner ile huzur ve romantizm dolu saatler ardından yapılan bir seks değildir. O, sanki bir daha hiç dondurma yemeyecekmiş gibi dondurmaya saldıran bir çocuk gibi yaşar seksi…
 
Bir cumartesi gecesi, üç farklı kadınla tanışıp seks yapan , her biriyle beraber olduktan sonra yine yeni birisiyle tanışmak ve-seks yapmak-amacıyla bara dönen bir seks bağımlısı hastam olmuştu.
 
İstanbul’da, kokain için bağımlıların kullandığı bir tanımlama olan ‘ hiç yetmez’ kelimesi seks bağımlısı için de geçerli denilebilir. Burada dikkat çeken şey, seks bağımlılığının da kokain kadar haz verici ve bağımlılık yaratıcı potansiyeli olmasıdır. Zaten bu ikisinin, yani kokain ve seks bağımlılığının çoğu zaman birbirine eşlik ettiğini görmek de bu nedenle şaşırtıcı değildir.
 
Haksızlık etmemek gerek, içki içmeden alkol tüketmeden yaşayan bir çok insan var dünyada, ancak münzevi keşişler haricinde hayatında seks olmayan kimse yok, bu durumun zevk verici bir eylem olduğuna da itiraz edecek değiliz, zaten doğanın mantığı da böyle işler, ya seks zevk veren bir eylem olmasaydı da bir angarya olsaydı diye düşündünüz mü? Herhalde insan soyu sadece çocuk yapmak için cansiperane şekilde çalışan bazı sorumluluk sahibi hemcinslerimizin uğraşlarına rağmen bugünlere kadar gelemez ve soyumuz tükenmiş olurdu. Pandaların soyunun bu kadar tehlikede olmasının nedenlerinden biri de seks yapmayı pek sevmiyor olmaları, çok çabuk yoruluyorlar ve vazgeçiyorlar...
 
Seks bağımlılığı henüz psikiyatrinin olmazsa olmazı sayılan sınıflandırma-tasnif sistemlerine girmiş değil, yakın zamanda gireceği tahmin ediliyor. Halen, şu üç veya beş ölçüte sahip olanlar seks bağımlısıdır diyemesek de klinisyenler, seks bağımlılığı olanlarda aynı zamanda alkol ve diğer maddelerden, özellikle kokain bağımlılığının çok görüldüğü konusunda hemfikirler. Çoğu zaman, seks bağımlılığı tek başına ayrı bir hastalık gibi ortaya çıkmayıp , diğer başka bağımlılıklara meyilli olan kişilerde daha sık görülüyor. Bu da bizim temel düşüncemizle çelişen bir şey değil, bazı insanlar zevk verici faaliyetlere karşı daha duyarlı ve iradelerini kullanarak bu tarz faaliyetleri durdurma konusunda başarılı olamıyorlar.
 
Seks bağımlılığı konusunda ilginç olan bir nokta da şu: Alkolün uzun süreli ve yüksek miktarlarda kullanımı, alkolün kimyasal etkileri nedeniyle de doğrudan depresyona yol açabiliyor. Oysa seks yapmanın depresyona yol açtığını söylemek mümkün değil, ‘normal’ yapılan seksin insana mutluluk ve canlılık vermesi gerekir. Seks bağımlılarının yaklaşık %40’ ında depresyon saptanıyor olması bu tarz eylemin bizim bildiğimiz ‘seks’ gibi olmadığını, işin içinde bir bağımlılık, bir hastalık boyutu olduğunun en büyük kanıtı gibi duruyor. Aynı alkol gibi, kokain gibi kendini tüketmeye kadar giden, ancak kişinin sınırlayamadığı bir süreç var burada da…
 
Son birkaç yıla kadar, bilim insanları, sadece belirli bir takım maddeleri kullanma ile ve kullanımı sonlandıramamakla ilgili olarak ortaya çıkan rahatsızlıkları ‘bağımlılık’ olarak nitelendirme eğilimindeydiler. Ancak bu kavramı sadece maddeler ile doldurmak artık yeterli gelmiyor, araştırmacılar artık ‘madde ve davranış bağımlılıkları’ diye başka bir kavram üzerinde duruyorlar. Bu kavramın içinde ise adı üstünde madde bağımlılıklarının yanı sıra, sıklıkla bağımlı olunan, belirgin sosyal ve yaşamsal sıkıntı yapan durumlar, örneğin yeme bağımlılığı, seks bağımlılığı, aşk ve ilişki bağımlılığı, kumar bağımlılığı hatta spor bağımlılığı ( ağır düzeyde spor yapmadan duramama ile kendini gösteren bir durum) dahi yer alabiliyor. Davranışsal bağımlılıklar ve madde bağımlılıkları arasındaki sınırın giderek belirsizleştiğini burada tekrar etmek gerekiyor. Hatta madde bağımlılıklarının bir tür ‘şeytanileştirilmesi’ süreci, daha ağır bazı bağımlılıkların gözden kaçmasına veya bu tür bağımlılıkları olan kişilerin 'maddi' bir bağımlılıkları olmamalarından ötürü kendilerinde böyle bir problemi kabul etmemelerine yol açıyor
İster davranış bağımlılığı olsun, ister alkol veya eroin bağımlılığı , tedavide kullanılan ilaçların benzerliği, netice de bu iki durumun da aynı biyolojik sistem üzerinden bizleri bağımlı yaptığına dair bir kanıt oluşturuyor, özet olarak bağımlılık kavramını madde ‘nin ötesine taşıdığımızda bağımlı olunabilecek nesne veya faaliyetlerin de sayısını sınırlamanın olanağı kalmıyor tabii ki….seks bağımlılığı da 21. yüzyılın önemli bir davranışşsal bağımlılık sorunu olarak önümüzde yükseliyor...
 

Yazarın Diğer Yazıları

Post-Partum depresyon ne yapar, ne yapamaz?

Post partum depresyon ise, geçmişinde depresyon geçirmiş olan veya depresyona genetik olarak meyilli kadınlarda ortaya çıkan ağır bir hastalıktır

Hazzın doruklarından ölümün soğukluğuna: Eroin

Eroin bağımlısı, cenneti görmüş ama orada kalamamış ve bu dünyayı mecburen bir süre daha çekmek zorunda kalmış bir insan gibi hisseder

Narsisistik ruhlar paranoid dünyalar kurar

Narsisizm, insan ruhunun olmazsa olmaz, fazla olursa da tadından yenmez bir parçası… Kendini sevmeyen, şeklini, şemalını, hayattaki yerini, duruşunu ve üretimlerini beğenmeyen birisinin, mutlu bir hayat sürmesi düşünülemez.

"
"