21 Mayıs 2024

Savaşı kim tetikleyecek?

İsrail'in Hamas'ın saldırısına uğraması sonrasında Orta Doğu'da yaşananların bundan sonra hangi gelişmelere yol açacağını kestirmek şimdi daha da zorlaştı

Geçen haftaki yazımın başlığı "Dünya savaşa mı gidiyor?"du. Bu hafta biraz daha karamsarım. İran'da rejimin iki numaralı adamı olan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin makam helikopterinin yere çakılması sonucunda hayatını kaybetmiş olması çok düşündürücü bir gelişme.

İsrail'in Hamas'ın saldırısına uğraması sonrasında Orta Doğu'da yaşananların bundan sonra hangi gelişmelere yol açacağını kestirmek şimdi daha da zorlaştı. Hayatını kaybeden Reisi'nin İran'daki mevcut rejimin devamı açısından belirleyici konumda bulunması bu olayın kaza olmadığını düşündürüyor. Bu önemli olayın İran'daki ve Orta Doğu'daki dengeleri nasıl etkileyeceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz. İran'ın birçok bakımdan bölgenin kilit ülkelerinden biri olduğunu unutmamak gerekiyor.

Putin'in savaş şenlikleri

Orta Doğu kaynarken Rusya-Ukrayna savaşı da üçüncü yılına girdi. Rusya'daki rakiplerini farklı yöntemlerle devre dışı bıraktıktan sonra beşinci seçim zaferini kazanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in muazzam zafer gösterileri düzenleyerek halk kahramanı haline gelmeye çalıştığı görülüyor. Çok sayıda Rus askerinin hayatına mâl olan savaş çılgınlığını başarı olarak göstermeye çalışan Putin'in kendini savunmak için kullandığı başlıca koz, Batı'nın Rusya'yı yok etmek için giriştiği kolektif saldırının kendi hamlesi sayesinde önlendiğini vurgulamak.

New York Times gazetesi, Putin'in bu efsaneyi yaymak için her yöntemi kullandığını ve dünyanın dört bir yanındaki Rusya düşmanlarına karşı kahramanca savaşan lider olarak bir kahramanlık destanı yazmaya çalıştığını belirtiyor.

Putin ile Şijinping'in ABD düşmanlığı

Putin'in bir yandan da Çin Devlet Bakanı Şijinping ile ortak düşman olarak gördükleri ABD'ye karşı bir cephe oluşturmak için çaba harcadığı görülüyor. Çin'in Tayvan üzerindeki iddialarını ABD'ye hatırlatmak için Çin ve Rusya'nın bölgede ortak askeri tatbikat yapmak istediğini de unutmamak gerekiyor. Önümüzdeki dönemin bu bakımdan kritik gelişmelere sahne olması bekleniyor ve bu gelişmeler ABD tarafından yakından takip ediliyor.

Bu arada Rusya petrol ve gaz gelirlerini kullanarak ekonomisini ayakta tutmayı ve savaş sanayiini geliştirerek büyümeyi sürdürdüğü, devasa boyutlardaki Çin ekonomisinin ise yeni sorunlarla karşılaşmaya başladığı görülüyor. Önümüzdeki dönemin bu bakımdan da ilginç tartışmalara yol açabileceği ve jeopolitik gerilimlere yeni bir boyut kazandırabileceği belirtiyor.

Avrupa'dan hiç söz etmedik, oysa Rusya ile yakın bağları bulunan Avrupa ükelerinin de bu gelişmelerden etkilenmesi ve siyasi rejimlerinin zorlanması söz konusu olabilir.

Başlıktaki soruya cevap vermek kolay değil ama şimdi gelinen noktada hesapsız atılacak adımların yeni savaşları tetikleyebileceğini unutmamak gerekiyor.

Osman Ulagay kimdir?

Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.

İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.

1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.

2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.

Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.

Kitapları

- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi

24 Ocak Deneyimi Üzerine

Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?

Özal'ı Aşmak İçin

Enflasyonu Aşmak İçin

- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet

Aklınla Uçur Beni

Küreselleşme Korkusu

Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü

- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği

- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku

Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı

AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu

- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak

Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap

- Dünya Trump'a mı Kalacak?

 

Yazarın Diğer Yazıları

AKP'nin ve Erdoğan'ın geleceği tartışılıyor

Bu gidişatın AKP'nin hatta bir sonraki aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi geleceğine gölge düşürecek boyutlar kazanmasından endişe duyanlar arasında Erdoğan'ın yakınındaki kimselerin de bulunduğu ve rahatsız olmaya başladığı söyleniyor

AKP yandaşlar cennetinde "normalleşme" korkusu

Yandaşlar cennetinin nimetlerinden yararlanmış olanların "normalleşmeyi" önlemek için her şeyi göze almaları beklenebilir. Destekledikleri parti yani AKP, iktidarı ele geçirince devletin sahip olduğu olanaklardan yararlanarak kur garantili ihaleleri kapmaya, ormanları ve değerli arsaları ele geçirip malikanelere çevirerek sınıf atlamaya alışan büyük taahhüt ve inşaat şirketlerinden söz ediyorum. İktidarın ve yandaşlarının "normalleşme"ye hiç sıcak bakmamaları da gayet doğal bu nedenle

Sen ne efsunkâr imişsin ey demokrasi

Galiba küreselleşmenin ve dijital devrimin dönüştürdüğü bir dünyada çoğulcu demokrasinin de ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Bunu erken kavrayan ülkeler ve liderler geleceğe damga vurabilir belki de

"
"